Cuma iş çıkışı Müge Abla’yla birlikte onun evine geçtik. Pizza bira eşliğinde film gecesi yapacaktık. Yolda Müge Abla’ya 14 Şubat için hediye konusunda yardımcı olmasını rica ettim. 2 tane hediye seçmem gerekiyordu. Bi tanesi Özgü için bi tane de İlke için. Özgü’nün hediyesini direkt evine yollayacaktım, fakat İlke için öyle bi şey yapamazdım. Adres olarak evine en yakın kargo şirketinin adresini bulup, oraya gönderecektim.
Müge : Erdem buna ne dersin, bence çok şık bi kolye, Özgü’nün tarzı sade ve şık
Ben : Heh budur abla, direkt bunu alıyorum o zaman. Karta ne yazalım sen onu düşün.
Müge Abla Özgü için hediye seçerken, ben de çok güzel bi küpe takımı bulup İlke’nin siparişini hallettim. Kapı çaldı, siparişler geldi. Masayı hazırlamış, biralarımız yanımızda, filme başlamıştık. Romantik komedi tarzında film izlerdik hep Müge Abla’yla. Bu seferki filmimiz Notting Hill’di.
Müge : Ben bayılıyorum bu kadına Erdem, bizim Pınar Abla var ya Özgü’lerin teyzesi, birebir aynısı bu kadının. Maşallah aile olarak muazzam bi genetikleri var.
Gerçekten de çok güzeldi Özgü’nün ailesindeki kadınlar. Müge Abla’nın lafları zaten aklımda olan şeyi iyice yükseltmiş, bir an önce Brittany olup Pınar’la iletişime başlama isteği körüklenmişti.
Müge : Sence hangisi daha güzel kızların, Özgü mü İlke mi?
Bir anda şaşırmış, ufak süreli bi bocalamadan sonra kendime gelmiştim.
Ben : Yani tabii ki Özgü. İlke’ye hiç o gözle bakmadım ki…
Müge Abla kahkahayı basmış, gülme krizine girmişti.
Müge : Hahahahaha yaa Erdemmmm, oğlum ben aptal mıyım, birbirinize nasıl baktığınızı bilmiyorum sanki
Ben : Çok mu belli oluyordu abla, herkes anlamış mıdır
Müge : Herkesi bilmem de ben havalimanında ilk anda anladım. Birliktesiniz di mi İlke’yle de? Ama Özgü’de sizi başbaşa bırakıyor, olanların farkında. Bi o garip geldi bana, anlayamadım
Ben : Abla orası karışık, onu ne ben anlatabilirim ne sen anlayabilirsin, o yüzden o kısmı pas geçelim
Müge : Tamam kuşum sen nasıl istersen. Eeee İlke’ye ne aldın, göster bakayım
Müge Abla’nın bildiğini bana söylemesi, benim de ona anlatmam içimi rahatlamış, garip bi huzur gelmişti. Gece 2-3 gibi Müge Abla yatağına geçmiş, ben de salonda ışıklar kapalı bira içip Instagram’a bakıyordum. Pınar’ın fotoğraflarından bi kaç tane beğenmiş, takibe almıştım. Pınar’ın bazı fotoğrafları çok tahrik ediciydi. Hafiften sikim sertleşmeye başlamış, ufak ufak boxerın üstünden sikimle oynuyordum. Aniden çok garip bi şey oldu. Bi kaç beğeni ve geri takip gelmişti Pınar’dan. Belli ki o da beni beğenmiş ( Yani Brittany’yi ) etkilenmişti. Cuma gecesi bu saatte Instagram’da gezinen kişi biraz sarhoş ve abazadır. Şayet böyle bi durum varsa o anda içinizi açmalı, asla beklememelisiniz.
Hi yazıp, dmleşmeye başladık. Uzun uzun hayatta ne yaptığımızdan bahsediyor, birbirimizi tanıyor, arada da karşılıklı iltifatlaşıyorduk. Konuştukça daha fazla tahrik oluyor, Pınar’ı sikme düşüncesi aklımdan çıkmıyordu. O anda dmden içinde sütyen olmayan, meme uçları belli bi fotoğraf yolladım Pınar’a. 2-3 dakika sessiz kaldıktan sonra, çok sexysin diye mesaj attı. Sen napıyosun diye sordum. Cevap olarak saten bi gecelikle yatağından fotoğraf attı.
Memeleri avuç içi kadar, çok diri ve meme uçları muhteşem belirgindi. İkimizde sexting istiyorduk, artık belli olmuştu. Yavaştan başlamıştık, boxerımı çıkarmış, Pınar yazarken sikimle oynuyor, yavaş yavaş mastürbasyon yapıyordum. Memeleri çıplak, sadece altta iç çamaşırı olan fotoğraf yolladım. Karşılığı hemen gelmiş, geceliğini göbeğine kadar indirmiş, meme ucunu parmaklarının arasına almış bi fotoğraf yollamıştı. Artık patlama noktasına gelmiştim. Tuvalete gittim, telefonu sifonun üstüne koyup, memelerine bakarak boşaldım.
Başlangıç mükemmel olmuş, Pınar’ın vücudunu çıplak görüp boşalmıştım. Artık 2 kardeşle birlikte olan bi adam ve aynı zamanda interneten lezbiyen ilişki yaşayan bi kadındım…