Gece gerçekten bitmek bilmedi, aklımda sürekli yarın sabah ve İlke ile yola çıkacak olmamız vardı, uyuyamıyordum. 1-2 saat dalmış olacağım ki Özgü’nün hafiften sarsmasıyla uyandım.
Özgü : Günaydın aşkım, çok geç kalmadan uyan, duşunu al. Eve dönüşün geç saate kalmasın.
Ben : Günaydın sevgilim. Yok yok kalktım. Zaten 3 saat gidiş, 3 saat geliş geç vakte kalmam.
Özgü : Ablamı da bırakacaksın ya, sorun olmasın.
Aklım asla almıyordu. İlke’yi bırakacağımı Özgü nasıl biliyodu ? Sanki bir Truman Show içindeydim ve herkes beni gözetliyordu. Yine de bozuntuya vermedim.
Ben : Kuşum zaten İzmit şurası, yolumun üstü. Herhangi bi şey fark etmez. Meraklanma sen.
Özgü : Ben senden rica edecektim de ablam akşam yemek hazırlarken Ben Erdem’den rica ettim dedi.
Gerçekten inanamıyordum. Bi senaryoyu oynuyor gibi hissettim. Biz İlke ile bi şeyler yapmadan önce İlke zaten kafasında ertesi günü yaşamıştı. Bu beni hem tahrik etmiş hem de tedirgin etmişti. Özgü’nün bu olanlardan haberi yok muydu, yoksa bana mı rol yapıyordu ? Yine de her 2 durumda da İlke ile başbaşa kalacak olmamızı düşününce olayları akışına bırak Erdem dedim.
Duş almış, aşağıya inmiştim. Özgü ve İlke mutfakta kahvaltı hazırlığındaydı. Önce bahçeye geçip Makbule Teyze’yle günaydınlaştık. Sonra da sabah klasiğim kahve sigara yapmak için kahve almaya mutfağa gittim. Tam o sırada Özgü elindeki tepsiyi bahçeye götürmek için mutfaktan çıkıyordu. Sen al kahveni aşkım dedi. Mutfakta İlke’nin arkası bana dönük tezgahta bi şeyler yapıyordu. Saten pijaması poposuna yapışmış, üst tarafı yine yarı çıplak gibi küçücüktü. Geldiğimi görünce bana dönüp, dudağıma çok kısa bi öpücük kondurup günaydın yakışıklı dedi kısık sesle.
Sessiz kalmam mı gerekiyordu yoksa karşılık mı vermem gerekiyordu. Değişik bi ikilem yaşıyordum. Arkasını bana dönünce poposuna hafif şaplak atıp günaydın sexy şey dedim. Sol omuzunun üzerinden boynunu çevirip, çok tatlı bi şekilde gülümseyip önüne döndü.
İlk defa Pazar Sabah kahvaltı keyfinin bir an önce bitmesini istiyordum. Ama aklıma bi şey takılmıştı. Özgü benimle birlikte gelmek istemiş, annesi de ablan da burada olacak kız yalnız kalmasın demişti. Şayet ablası benimle dönecekse Özgü’nün gelmemesi için bi sebep yoktu. O yüzden Özgü’ye sen de gel aşkım diye sormak zorundaydım. Şayet bi oyun oynanıyorsa bana karşı rolümü benim de iyi oynamam gerekiyordu. Odaya çıkmış hazırlanırken, Özgü’de yanıma gelmişti.
Ben : Aşkım sen de gel bizimle. Önce ablanı bırakır sonra da annemleri alır geliriz.
Özgü : Sevgilim çok isterdim de teyzemle konuştuk, bugün biraz işleri varmış, yardımcı kadın da izinli, Eren’le bi kaç saat kalmam gerekli.
Cosmos ya benim için elinden geleni yapıyor ya da üzerimde garip bi oyun oynanıyordu. Beklenen an gelmiş, vedalaşma sonrası İlke’yle yola çıkmıştık.
Köprüye kadar neredeyse hiç konuşmadık. Kim ne şekilde konuyu açacaktı, bi şekilde artık bu suskunluk bitmeliydi. Suskunluğu İlke bozdu.
İlke : Beni hayal edip güzelce siktin mi gece Özgü’yü.
Hafif bi duraksadım ama kendimden emin bi şekilde cevap verdim.
Ben : O kadar tahrik olmuştum ki ilk defa sikişirken bu kadar çabuk boşaldım.
İlke : Öyle mi, dayanıksız mı bu, Özgü başka anlatmıştı
Bunları derken elini sikime götürmüştü. Hafifçe irkilip görürsün bugün artık diye karşılık verdim.
O kadar kendinden emin ve rahat tavrı vardı ki, iyiden iyiye tahrik olmuştum.
İlke : Pekiiii, nerde sikeceksin beni, kocam evde, var mı bi düşüncen ?
Asla geri adım atmamaya kararlıydım. Aynı özgüvenle cevap vermeliydim.
Ben : Sikilmek için benle yola çıkan sensin, vardır bi planın.
Resmen birbirimize güç gösterisi yapıyorduk. Evine yaklaşık 10 dakika mesafede çok ıssız bi sahil kenarı olduğunu, arabayı oraya çekeceğimizi söyledi.
Nihayet varmıştık. Gerçekten çok ıssız bi yerdi, yaz sezonu bittiği için tek bir kişi bile yoktu. Arabayı yine de en uç kısma doğru sürdüm, dünyadan uzakta başbaşa kalmıştık.
Kapıyı açıp dışarı çıktık. Hemen arabaya yaslayıp dudaklarına yapıştım. Dilini anında ağzımın içine sokmuş eliyle sikimi çıkarmaya çalışıyordu. Hayatımda tanıdığım libidosu en yüksek kadındı resmen. Çabuk bi şekilde sikimi çıkarıp, dizlerinin üzerine çökmüştü. Sikimi ağzına alırken ellerimi başına koyup daha sert sokmamı istiyordu. Dehşet bi şey yaşıyordum. Yarrağımı ağzının en uç noktasına kadar sokuyordum, ben hızlı hareket ettikçe elleriyle daha sert sokmam için kendi başını daha fazla ittiriyordu. Rimelleri akmış, gözleri yaşarmış ama durmak istemiyordu. Kontrolün komple onda olmasını istemiyordum.
Saçından sertçe çekip ayağa kaldırdım. Arabanın arka kapısını açıp sertçe koltuğa doğru fırlattım. Sertlik istiyorsa daha fazlasını kendi istediğim şekilde vermeliydim. Hızlı bi şekilde taytını dizlerine kadar çektim. İç çamaşırı yoktu ve pembe amı ıslanmaya başlamıştı. Üzerine uzanıp boğazını sıkarken dudaklarını ısırmaya başlamıştım. Elimle de amını tokatlayıp kıpkırmızı yapmaya başladım. Taytını komple çıkardım, ayakları tavana gelecek şekilde amını iyice belirginleştirdim. Bir yandan yüzünü tokatlayıp, boğazını sıkarken, diğer elimin ortadaki 3 parmağını sertçe amına sokmaya başladım. Korkunç bi hızla parmaklarımı amının diplerine kadar sokuyordum. Her yeri sırılsıklam olmuş, avcum parmaklarım yapış yapıştı. Boğazını iyice sıkarken amının sıcaklığı boşalmaya yakın olduğunu belli ediyordu. Boşalmaya yakın çığlık atmasına dahi izin vermeden ağzını ve burnunu komple kapattım. Nefes bile alamayacak bi şekildeyken iliklerine kadar avucuma boşalmıştı…