Ekim ayının ortalarına gelmiştik. İlişkimiz muhteşem bi şekilde devam ediyor, Özgü’yle cinsel anlamda uyumumuz ve karşılıklı libidomuz artarak ilerliyordu. Annemleri alıp İstanbul’a getirmeme çok az kalmıştı. Artık hafta sonları eskisi gibi olmayacak, birlikte kalmamız sıklığını kaybedecekti. Akşam Özgü’yle telefonda konuşurken bu durumdan bahsettim.
Özgü : Sevgilim şöyle yapalım, Cuma akşamı bize gel, annem zaten hakkında her şeyi biliyor. Hem iyice tanışmış olursun, hem de bizde kalırsın. Annem bizde kalmana çok sevinir, biliyosun hep şikayet ediyordu hafta sonlarıyla ilgili.
Ben : Tamam aşkım öyle yaparım, Pazar sabah da sizden annemleri almaya giderim. Ben de çok isterim annenle tanışmayı. Hem senin odanda sikişiriz, merak ediyordum odanı.
Özgü yine şuh ve fingirik bi vaziyette gülümsüyordu. Telefonu kapattıktan sonra laptopu alıp yatakta internete geziniyordum. Instagrama girdim, İlke geri takip yapmamıştı, yeni fotoğraf da yüklemiyordu. Okullar açıldığı için yoğunluktan fırsatı yoktu belki diye düşündüm.
Instagrama her girdiğimde İlke’nin fotoğraflarına bakıyor, evlerinden ayrılırken sarıldığımızda vücuduma yapışan memelerini düşünüyordum. 8-10 tane fotoğrafını indirmiş, slayt hazırlamıştım. Sikimi yorgana sürtüp, slaytları izlerken domaltıp siktiğimi, sallanan memelerini avuçladığımı düşünüyordum. Haftaiçi artık uyumadan rutinim İlke’yi siktiğimi düşünerek boşalmaktı. Bu sefer bi kaç fotoğrafını beğendim, mesaj atma konusunda tereddüt yaşadım. Yine de geri takip yapmadığı için mesaj atmadım. Farkında olduğunu belirttikten sonra mesaj atacaktım.
Bu aralarda Karadağ’da bi proje vardı. Çok yoğun çalışıyor, akşamları normal çıkış saatinden geç çıkıyorduk. Bi tek Cuma günleri erken çıkıyordum. Cuma günü gelmişti, 4 gibi işten çıkıp Özgü’yü almaya gittim. Özgü’ye annesi için bi hediye beğenmesini söylemiştim, o da çok tarzı olan bi bluz almıştı.
Özgü : Aşkım, çok bekletmedim di mi?
Ben : Yok bebeğim, bi sigara içtim hemen geldin zaten. Çok acıktım ben bi şeyler yiyip sonra mı geçsek size.
Özgü : Annem öldürür bizi valla. Gül Ablaya bi hafta önceden liste hazırlattı. Şimdi yana döne evin içinde 2si de dolanıyor
Gül Abla haftaiçi her gün Özgü’lere geliyo yemek, temizlik işlerinde yardımcı oluyodu. Ailenin uzun zamandan beri çalışanıydı.
Eve vardık, Gül Abla Özgü’ye sarılıp hoş geldiniz kuzum dedi. Bana da sarılıp memnun oldum oğlum dedi. Annesinin ayaklarında sıkıntı olduğu için içeride oturuyordu. Yanına yaklaştım, elini öper vaziyette eğildim.
Makbule Teyze : Estağfurullah evladım, gel güzel yüzünü öpeyim. Sen ne kadar yakışıklısın aynı Paul Newman’a benziyorsun.
Ben : Teşekkür ederim, annemle babam da hep aynı şeyi söylüyor. Siz de çok zarifsiniz, çok memnun oldum Makbule Teyze.
Özgü : Anne bu sofra ne yine, 50 kişilik sofra resmen. O kadar yoruldunuz, hiç gerek yoktu
Makbule Teyze : Kızım bi öğretemedim size, size kalsa 2 et bi salata oldu bitti. Gelinlik kız oldun öğrenin artık böyle şeyleri
Evet mesaj alınmıştı. Annesi Özgü’nün evlenmesini istiyor, alttan da bana ciddi değilsen kızımdan uzak dur mesajını veriyordu.
Sohbet sohbeti açtı, Makbule Teyze geçmişten, işten, devletten konuştu. Çok hoş sohbet ve kaliteli bi kadındı. Şaraplarımızı içerken bi yandan da plaktan müzik dinliyorduk.
Özgü : Anne Erdem Cumartesi de bizde kalacak biliyosun. Pazar günü annelerini almaya gidecek. Belki ben de onla giderim.
Makbule Teyze : Yarın ablan geliyo, yalnız kalır kız Pazar Günü.
Özgü : Aaaa İlke mi geliyo ne zaman söyledi
Makbule Teyze : Sizden 1 saat önce telefonda konuştuk, okulla ilgili bi seminer mi bi şey varmış öğlen 12-1 gibi o bitince de buraya uğrayacak.
İçimi garip bi heyecan kaplamıştı. Tesadüf müydü yoksa benim onlarda kalacağımı bildiği için mi geliyordu. Çünkü Özgü’nün anlatmama ihtimali yoktu, kesinlikle biliyordu 2 gün kalacağımı. Hem okulla ilgili başka şehirde ne gibi bi seminer olurdu ki. Basbayağı benim için geliyordu, ya da öyle olsun istiyordum…