Odada beni karşılayan manzara karşısında dilim tutulmuştu, biri gelip taşaklarıma masaj yapsa bu kadar zevk alabilirdim. Şeyma beni yatakta sırt üstü uzanmış, bacağının biri dizinden kırıp yarı havada, diğeri yanında uzatılmış, küçük göğüsleri ne kadar yayılabiliyorsa yayılmış, uçları havaya bakarak dimdik bir halde karşılamıştı. Saçlarını toplamadan omuzlarına yayılacak biçimde açık bırakmış, yüzünde sade bir makyaj ama dudakları parıldayarak ve aralanmış halde beni bekliyordu gözlerini tam üstüme dikerek.
Ama daha çekici olanı üstündekilerdi. Sadece siyah seksi iç takımını tamamlayan siyah, parlak stilettolar vardı ayaklarında, sarı saçları ve beyaz teninde kontrast oluşturacak biçimdeydi üstündekiler, çok ama çok çekici görünüyordu.
” Oooo..Muhteşem görünüyorsun,” diyebildim olduğum yerde çakılı kalarak bir süre, güzelliğini içimde özümserken daha sikim kabarmaya başlamıştı.
” Siyah iç çamaşırlarımdan ve stilettolardan hoşlanırsın diye düşündüm canım konuştuklarımızdan çıkarım yaparak, başlangıç olarak fena sayılmaz umarım,” diye karşılık verdi kedi gibi sırtını ve omuzlarını gererek cilve yapıyordu. ” Ve bu gece gerçekten de yeni bir başlangıç yapmak istiyorum bütün bu katlandıklarına bir teşekkür olsun diye. Neden üstündekilerden kurtulup yanıma uzanmıyorsun?”
Bunu tekrar etmesine gerek yoktu tabi ki, yine de görmemiş gibi davranmamak için normal hızımda soyundum, sonunda baxırımdan sıyrıldığımda yarağım hafif sallanarak havada tam karşıya bakacak biçimde kalkıktı. ” Bütün gün seni düşledi bu arkadaş.”
Eliyle yatağın uzanmamı istediği noktasına vurdu köpek sever gibi, dediği gibi yaptım, yanına uzanıp yüzümü ona döndüm. Öpmek için ona doğru bir hamle yaptım ama o kadife elleriyle göğsüme dokunup bana engel oldu. ” Biraz yavaş ol tatlım,” diye benimle oynamaya başladı. ” Bu akşam tahmin ettiğimizden daha fazla vaktimiz olacak, o yüzden acele etmeden tadını çıkaralım, iki gündür yeterince ipleri eline aldın, şimdi biraz bana müsaade et.”
Elleriyle beni uzanmam için yatağa doğru yönlendirdi. ” Neden sırt üstü uzanmıyorsun?”
Buna karşı koyacak güç o an bende yoktu zaten, dediği gibi arkama yaslandım, en son raddede olmasam da sikim şimdi tavana doğru bakıyordu. Bana doğru sokuldu, küçük memeleri yanıma değmeye başlayınca kolumu kaldırıp ona sarıldım ve yer açtım, meme uçları şimdi tenime temas ediyordu.
” Senden sonra Gökçe ile konuştum,” diye kulağımın dibinde konuşurken eliyle de göğsümde dolaşıyordu, gerçekten kasıklarımın etrafında kelebekler uçuyordu o anlarda. ” Çok içtendi, ikimize de çok güvendiğini, aramızda cinsel bir çekim olma ihtimalini bile düşünmek istemediğini anlattı.” Elleri göbek deliğimin de altındaydı şimdi, yavaş yavaş yeni uzamaya başlayan kıllarımı sevdi ve artık kadife parmakları sikimi yakalamak üzereydi, önceki akşamlardan ve sabahki yazışmalarımnızdan sonra artık cinsel istek uyandırma konusunda daha açık ve başarılıydı, bu akşam beni mahvetmeye niyeti barizdi. ” Ama maalesef, önümüzdeki saatlerde sadece evliliğinle ilgili soru işaretleri oluşturmakla kalmayacağım, Gökçe’yi aklından tamamen çıkaracak ve benden başka birşey düşünmene izin vermeyeceğim…”
Aynı anda eli artık yarağımın başını tutarken dilinin ucu da kulağımın memesine değiyordu, dilinin ucuyla kulağımın etrafını geziniyor, aşağılarda oluşan kelebeklenme tavan yapıyordu, hemen kafasının altından sıktığı sikimin kafasını baş parmağı ile hafifçe sıkarak okşuyor, sonra biraz gevşetip daireler çizip sıvazlıyordu.
Kulağımı yalamaya devam ederken yine fısıldıyordu. ” Azgın herif, karının en yakın arkadaşı için ne kadar da sertsin, beni sikmek için ne kadar da hazırsın..”
” Ahhh evet,” diyebildim sadece, parmaklarının ve dilinin verdiği zevk dizlerimin bağını çözecek gibiydi, biraz daha aşağıya kaydı ki boynumu öpebilsin, dilini tenimde ilerleterek aşağılara iniyordu ara ara öpücükler kondurarak. Eliyle yavaştan otuzbir çektirmeye devam ediyordu hala.
” Amım alev alev yanıyor sana Hakan,” dedi gözlerimin içine bakarak. ” Kalın yarağını çok istiyorum içimde..ama hemen değil.”
Daha da aşağıya eğildi göğüs ucumu öpmek için, eli çalışmaya devam ediyorken ağzının içine aldığı meme ucumu diliyle uyarıyor, etrafında geziniyor, emiyor, dişlerinin arasında tutarken dil darbeleri vuruyordu. Biriyle yeterince ilgilendiğine ikna olunca diğerine geçti, bunu yaparken yarı bedeni üstümdeydi şimdi, kendi memeleri göğsümle bedeni arasına sıkışıyordu, yalamaya devam ederken eli daha aşağıya, taşaklarıma odaklanmıştı, avucunun içine alıp sıkıp seviyordu, masaj yapıyor, sonra elinin ayasıyla sikimin en dibinden en tepesine parmakları ile okşuyordu.
Elimle saçlarını okşamaya başlamıştım, omuzlarını, sırtını sıvazlıyor, sonra sarı saçlarına parmaklarımı doluyor, bana verdiği zevkle ben de ona sarılıyordum, saçlarının tenime değmesi de iç gıcıklanması yaratıyordu ekstradan.
Biraz daha ilerlemeye başladı aşağılara, göbek deliğime gelince kafasını kaldırıp bana baktı ve eliyle hala taşaklarımı okşarken sordu. ” Mis gibi sikini ağzıma almamı ister misin ilk defa hayatım? ”
” İstemek ne kelime,” derken sikim zonkluyordu neredeyse.
” Hadi o zaman, söyle bana, ” dedi bacak arama yerleşip iki eliyle yarağımı tutarken ağzı kafasının hemen ucundaydı, dilini çıkarıp mantar gibi şişen kafasına değdirmeye başladı, lolipop yalayan utangaç bir kız çocuğu gibiydi. ” Beni karından daha çok mu istiyorsun? ”
” Bunu istediğimi biliyorsun, herşeyden çok istiyorum, ” derken kalçalarımı ona doğru uzatıyordum resmen sikimi bir an önce o küçük tatlı ağzına alsın diye. ” Beni yalvartma. ”
” Mmm… Çok tatlı görünüyor, ” dedi ve ağzını açıp kafasını içeri aldı. Alabildiği kadar aşağılara inmeye çalışıyordu, dibinden sıkıca kavrayıp damarlarımdaki kanı oraya hapsetmiş, kafasını mosmor yapmıştı, dilini kullanarak yalıyor, emiyor, akmaya başlayan kendi salyalarını temizleyip tekrar başa dönüyordu. Aklımı başımdan almıştı bu kadar severek yapması bütün bunları.
Kafasını aşağı yukarı hareket ettirip ağzını sikmemi istediğini görünce uzandım ve saçlarını topladım iki elimle, sonra da tekiyle tutarken topuzundan, diğeri ile boğazını acıtmadan kavradım, kafasını yönlendirip ağzını sikmeye başladım. Sikim kazık gibiydi, ellerini çekip yatağın iki yanına koydu kendisine destek olmak için, ben de kafasını sabitleyip kalçamı ileri geri yaparak ağzına sokup çıkarmaya başladım, ağzının suları aktıkça yavaşlıyor, toparlanmasını bekleyip yine sikiyordum.
Akşamın uzun olmasını kendi lehime kullanıp sordum. ” Yeni kocanın spermlerini istiyor musun ağzında? ”
Ağzı dolu olduğu halde onayladığını anladığım sesler çıkarmaya başladı, onu daha fazla zorlamamak için ellerimi çekip kontrolü yine ona bıraktım, bırakır bırakmaz bir elini taşaklarıma diğer elini de salyalarıyla ıpıslak olan sikime yerleştirdi, kafası hala ağzındayken devam etti sıvazlamaya.
” Offf, devam et… Geliyorum.. ” diye beni inletiyordu. Sonunda dayanamadım ve olduğum yerde kıvranarak ağzının içine doldurdum bütün döllerimi, Şeyma bir adım bile geri atmadan hepsini ağzına almıştı. Son damlasına kadar aldığına emin olunca beni ancak saldı, o güzel gözlerinin içi gülerek hepsini yuttu ve yine kucağıma doğru gelip bana sarıldı.
” Her şeyin çok tatlı, ”dediğinde artık onu öpmemek için zor duruyordum dudaklarından. Bir süre öpüşüp koklaştık ama hiç ayrılmıyorduk, hemen pes edecek değildim, yaşım da gücüm de böyle bir kadının yanında tekrar sertleşmeme müsaitti, biraz sonra aletime yine kan yürümeye başlamıştı.
Hem ağzının maharetine doyamadığımdan, hem de amını yemek istediğimden ona ne yapması gereği bile duymadan bacaklarından tutup ters çevirdim ve kalçasından tutup ağzıma kadar çektim, altmışdokız olmuştuk şimdi ama külotu hala üstündeydi. ” Yalamaya devam et, bu amı yemeden ikinciye başlamayacağım, ” ve önce iç çamaşırının ağından dilimle yarığını yalamaya başladım, sonra da parmaklarımla yana çekip dilimi içine soktum. Dilimi uzatıp sivriltiyordum dudaklarının arasına sokarken, o da tekrar yumulup dikilen yarağımı emmeye, oynamaya başlamıştı. Kalçalarının yanaklarını sıkarken sonunda dayanamayıp külotundan tamamen kurtuldum, ağzımı sonuna kadar açıp yutarcasına emmeye ve dillemeye başladım. Gözüm diğer deliğine kayıyordu ara ara, onu bile öpüp yalardım ama sırası vardı, heryeri tertemizdi Şeyma’nın.
Kalçasına şaplak attım bu kadar yeter der gibi. ” Hadi, seni kucağımda istiyorum. ”
” Ben de… Ama kontrol bende olacak. Uzanmaya devam et tatlım sen. ”
Beni daha ne kadar şaşırtacaktı bilemiyorum ama işime geliyordu. İki ayağını iki yanıma koyup üstüme çıktı ve dünden hazır olan sikimi kavrayıp eline aldı. Acele etmiyordu.
” İlk sevişmemizi hatırlıyor musun? Bana ilk sahip olduğun anı. ”
” O akşamı nasıl unutabilirim ki, ” dedim hemen.
” Hayır, içime ilk girdiğin anı, ” dedi sikimin kafasını amının hemen girişine yerleştirip ağır ağır amının ağzına sürterken. ” Bu yarağı sadece iki üç kere daha içime alıp Gökçe’ye bırakamam tamamen. Bu hissi unutamam. ”
Bu sözlerle hafifçe üstümde eğildi, sikim daracık amında yavaşça kayboldu, ta ki dibini bulana kadar. Sonunda hepsini alınca bana doğru eğildi ve öptü. ” Seni hep isteyeceğim Hakan. ”
Öpücüklerine karşılık vermeye başladım, bedenlerimiz kavuşmuştu, kontrolü ona bırakıyordum, sadece beliyle aşağı yukarı yapıyor, kafasına kadar çıkıp tekrar içine alıyordu beni, öpüşmelerimiz dillerimizin ağızlarımızın içinde kaybolduğu tutku dolu danslara dönmüştü, kadının ağzını yüzünü yesem yetmez gibi hissediyordum, teninin neresine değsem bal akıyordu. Uzanıp o küçük tatlı kalçalarına yapıştım sonunda ve alttan kendim de vurmaya başlayınca her kasık çarpışması yapışkan sesler çıkarmaya başlamıştı.
” Seni bırakmaya niyetim olduğunu da nereden çıkardın, seninle çok işim var daha, ” dedikten sonra artık kontrol tamamen bendeydi, kasıklarımla vurdukça kucağımda sekiyordu Şeyma adeta. Uzun parmaklarımla kalça yanaklarını sıkıyordum. Orta parmağımı uzatıp delicesine siktiğim amının sularını ucuna buladım ve en üst boğumunu arka deliğinin tam üstüne koyup neredeyse içeri sokar gibi masaj yapmaya başladım.
Tam o anda gözleri faltaşı gibi açıldı ama ağzını açamadan dudaklarına yapıştım, göz göze kalmaya devam edip sakin olmaya ikna ettim, ileri gitmeyecektim, sadece ilerisi için küçük bir denemeydi.
Parmak ucumu kıçına sokup öylece bekledim ve sikmeye devam ettim. Artık aynı hıza kavuştuk ve beraber vuruşlara devam ederken alt dudağımdan ısırdı.
İkimiz de çok yakındık, bunu nefes alışından anlayabiliyordum.
Hızımı hiç düşürmeden sikmeye devam ederken artık patlamak üzereydim. ” Az kaldı yavru… Geliyorum… ”
Sözlerim ona işaret olmuştu adeta. ” Iıı.. Iıııhhhh…. Iııhhhhhhh… ”
İnlemeleri beni de duygusal olarak tatmin ediyordu artık, içimde büyüyen arzu dayanılmaz raddeye ulaşmıştı. ” Aaahhhh… ”
Bütün döllerimin amını doldurduğunu bilmenin huzuru ile kalbimi bir sıcaklık kaplamıştı, ikimiz de sımsıkı sarılıyorduk birbirimize. Amından akan döllerimin tenimde gezindiğini hissederek saçlarından öptüm, bir süre sessiz uzandık.
Başladığımız nokta ile geldiğimiz yer arasında alaka bile yoktu, kırk yıllık karımla sevişiyordum sanki artık. Gram garipsemiyordum yanımdaki kadının arkadaşımın arkadaşı olmasını.
” Hakan.. Biliyor musun… Bir çocuk sahibi olmak istemiştim ben sadece. Kendi çocuğum, kanım, canım… ” Sonra sustu.
Gözlerim kapalı onu bekliyordum sadece.
” Çocuğum olursa… Babasının sen olacak olmana o kadar seviniyorum ki artık. ”
Buna ne denirdi ki şimdi. Bu kadar büyük lafları bu kadar kolay söyleyen insanlar maalesef yalanı duymayı da hak ediyordu.
” Ben de yavrum. ”
Şeyma’yı o gece üçüncü kez banyoda siktiğimde artık bir buçuk saat geçmişti. Duş alıp yatak odasına döndük ve giyinmeye başladım. Dış kapının açılma sesiyle Kadir’in eve döndüğünü anlamıştık.
Son kez sarılıp dudaklarına yapıştım ve odadan da evden de kendim ayrıldım Kadir’i görmeden.
İki gece daha kaldı diye düşünüyordum. İki uzun gece. Ya da iki kısa kaçamak. Bakış açısına göre ya da kişiye göre değişiyordu. Kadir ve Gökçe için ne kadar uzun olduklarını ancak tahmin edebiliyordum.
Gökçe ben geldiğimde erkenden uyumuştu. Çocuklar zaten erkenden yatıp zıbarırdı, bu huylarını çok seviyordum.
Normalde pek adetim değildir ama evde el altında bulundurduğum Glenfiddich 15’imden bir kadeh bu gece içemeyeceksem ne zaman içeceğim diyerek bardağımı alıp karanlık salona geçtim ve yaşadıklarımı düşündüm.
Müzik kafamın içinde çalıyordu, ne olduğunu bilmiyordum, türünü de bilmiyordum, filmlerden duyduğum bir müzikti ama filmi de bilmiyordum, o müzik mutlu olduğumun sesiydi. Mutlu ama sikinin dikine giden bir salak. Uykuya daldım ya da belki de birkaç kadeh fazla içip sızmışımdır.
Ertesi gün de öncekilerden farksız, işyerinde Şeyma hayal ederek başlamıştı.
Rutin raporlara bakıyor akşamı etmeye çalışıyordum. Allah’tan öğleden sonra bir toplantımız vardı, yapacak işim olursa vakit çabuk geçer diye avutuyordum kendimi, Şeyma’nın teni aklımdan çıkmazken elimden başka da birşey gelmiyordu.
Toplantıdan çıkıp ofisteki odama geçtiğimde telefonum çalıyordu. Sunum yapacağımız zaman telefonumu yanıma almazdım dikkatim dağılmaması için, tam yetiştim ama telefon sustu. Elime aldığımda ekranda yazanı görünce aslında korkmam gereken birşeyler olduğunu tahmin etmeliydim.
Gökçe (12)
Oniki cevapsız arama. Anasının amı artık derken yine çaldı.
” Efendim canı.. ”
” Canına başlarım senin adi, şerefsiz! Köpek! Pislik herif! ”
Aslında bir noktada durması gerekiyordu, ama durmuyordu.
” Sakin olur mus… ” diyemeden devam etti.
” Bana sakin olur musun deme Allah’ın belası, şerefsiz, namussuz. Sen sakin olsaydın da o fahişe Şeyma’yla karını aldatmasaydın!”
Aldatmak? Neler olduğunu anlayamıyordum tabi ki, deli gibi kızgındı.
” Hala kurtarılacak bir evliliğin var mı öğrenmek istiyorsan hemen eve gelirsin yoksa senin ağzına sıçarım Hakan. Adi köpek, sadakatsiz adiiiii!!! ” Ve telefon kapandı.