DAĞ EVİNE SÜRGÜN Serisi - Toplam 12 bölüm +

DAĞ EVİNE SÜRGÜN 5

← Ana Sayfaya Dön ← Geri Dön
📌 ENSEST

Bu yıl ömrümüzde görmediğimiz paralar kazanmıştık. Sürgün hayatımız tam tersine yol izlemiş, hatta bizi başta rezil ederken daha sonra vezir etmişti. Babam bizim tarlaların yaninda bulunan diğer taşlık tarlaların sahipleri ile konuştu. Onlar suyun geldiğini bilmiyorlardı hatta tarlaları bile unutmuştu, babam hiç caktirmadan üç kuruşa satın aldı oraları. Bir anda 3 katına çıkmıştı tarlamiz, bu eski köyun 3te 2 si bizimdi diyebilirim.

Organik tarım olayı da iyice herkes tarafından duyulmuş, herkes kendi tarlasinda yapmak istiyordu. Ama yıllarca zehirledikleri toprak yüzünden mümkün değildi. Babama sürekli yüksek fiyatlar verip tarla satın almak istiyorlardı. Babam elinin tersi ile itiyordu. Tarlamız çoğaldığı için artık işçi bulmamız gerekiyordu ve işçi yevmiyesi de bir hayli fazlaydı. Ama bize o koymazdı. Muhtarlık seçimlerine 2 gün vardı. Biz oy kullanmayı düşünmüyorduk. Dedemin köyünde birisi ikinci el ızgara satıyordu. Bizim traktöre lazımdı bende almaya gittim.

Adamla anlaştık parasını verdim. O esnada halam beni gördü ve yanıma geldi. Evine davet etti bende reddettim. Israr edince iyi bahçede otururum dedim. Enistemler yoktu sadece ikimizdik. Halam benden korkuyordu artık. Adamla konuşmalarını kestiğini artık yapmadığını söylüyordu. Ben ise umursamaz bir şekilde dinliyordum. Hala bizden oy istiyordu. Benimde aklıma bir fikir gelmişti. Gelecek yaza, diğer halam, enistelerim kızları hepsi bedava sezon boyunca bedava çalışırsa, babamı ikna edebileceğimi ve onun lehine oy kullanacağımızı söyledim. Sinirlenmişti. Kendine yediremiyordu. Benden herşeyi silmemi de istedi ama reddettim. O benim garantimdi. Halam diğerlerini ikna edemeyeceğini söylese de ben inat ettim. Ardından el mahkum kabul etti. Bende tamam dedim. Ama artık halam gözüme akraba gibi gelmiyor aksine oynak fingirdek bir kadın gibi geliyordu. O geniş elbisesinin içini merak ediyor hayal ediyordum. Kısa boylu bir kadındı. Ama çok genis giyindigo için fiziğini hiç tahmin edemiyordum. Saçının telini bile görmemiştim bu zamana kadar. Eskiden olsa çok dindar derdim ama artık tüm düşüncelerim değişmişti.

Eve gittim, babama konuyu nasıl açacağımı düşündüm. Daha sonra konuya girdim.

Ben- Halam bugün beni zorla evin avlusuna götürdü, çay ikram etti. Mecbur kabul ettim baba kusura bakma. Millet laf etsin istemedim.

Babam- Neyse boşver ne diyor mendebur suratlı.

Ben- oy istiyor ne isteyecek baba. Bende reddettim ama ne isterseniz yaparım falan dedi. Benim aklıma fikir geldi ama sana sormadan bişey demek istemedim.

Babam- Ne geldi aklına de bakalım.

Ben- Bunlar şimdi bizim bu hale gelmemizi beklemiyordu. Biz bir anda ayağa kalktık kıskanıyorlar. Bende diyorum ki, diğer halamı ve cocukalri eşlerini bedava sezonda çalıştıralim kendi tarlamizfa hem aşağılayıcı olur hemde masraf olmaz. Karşılığında oy veririz ne dersin ?

Babam- Onlardan hayır mı gelir oğlum, hem kabul etmezler. Allah var yüzlerini bile görmek istemem.

Ben- Ben sezonda ilgilenirim onlarla, bence tamam derler. Sen tamam dersen halama söylerim. Eğer kabul ederlerse oy kazanır yoksa kendi bilir bize hava hoş.

Babam- İyi madem amma onlar gelince ben olmam bilesin.

Ben- Tamam baba rahat ol. Bende hepsi. Köle gibi çalıştırırim ben onları.

Herkesi keyfi yerindeydi. İntikam alacaktık ilk defa. Seneye yazı nasıl bekleyecektik bilmiyorum. Halama mesaj attım babamı ikna ettiğimi söyledim. Halamda diger halamı ve enistemi ikna etmişti. 2 gün sonra seçimde oy kullandık ve 2 oy fark ile halam muhtar seçilmişti. Herkes mutluydu biz ise bedava amele için mutluyduk. Yeni aldığımız tarlaların taşları temizlenmeliydi. 3 gün sonra halama haber verdim. Kendi aletlerini de getirmelerini söyledim. Traktörün mazotunu bile harcamak istemiyordum. Halam istemeye istemeye kabul etti.

Sabahın erken saatlerinde babam ortalıktan kayboldu annemle beraber. Biz ablamla kaldık. Halamlar erkenden geldiler. Mürşide halam, eniştem serhat, 17 yaşındaki oğlu Hilmi, 19 yaşındaki kızı Rümeysa. Küçük halam Nebahat ve kocası Fikri gelmişti. Küçük kuzenim ise gelmemisti. Zaten daha çocuktu. 2 teyzemde Almanyadsn evlenmişti zaten farklı köydendi onlar. Uzun zamandır da görmüyorduk.

Yanlarında yemeklerini getirmişlerdi. Ben enistemlere el arabsi verdim, onlar taşları yüklüyordu,teyzemler yardım ediyordu. Hiç bizle sohbet bile etmediler. Ama köyümüzü görünce kıskandıklarini anlamıştım. Eski bildikleri köy değildi. Ablam annem baya uğraşmış pezyajini hep güzelleştirmisti. Ağaçlar dikmiş, çiçekler ekmislerdi. Bir Alice harikalar diyarı değildi ama artık buz gibi soğuk terk edilmiş bir köy değildi. İnsanlar buraya yerleşmek istemeye bile başlamışlar ama çoğu yer bizim olduğu için yapamıyorlardı.

Ablama çay demlemesini, bir piknik sepeti yapmasını söyledim. Ayıp olur dese de ikna ettim. Onlar çalışırken biz de ağacın altına kurulduk ve izlemeye başladık. Bir günde bitecek iş değildi, zaten pek iş yoktu o yüzden haftada 2 gün geleceklerdi. Biz çayımizi böreğimizi yerken, onlarin bakışları inanılmaz kötüydü. Deliriyorlardi sinirden. Düşmez kalkmaz bir Allah. Şimdi bizim kolemiz gibi çalıştıkları yetmedi, daha yazın o sıcakta çalışacaklardı. Biz ablamla inadına kahkaha atıyor kuduruyorduk. Kuzenim Rümeysa bana öfke ile bakıyordu.

Çay molası vermeleri için yanımıza çağırdım. Hepsi geldi ama Mürşide halam gelmek istemedi. Biran evvel bitirmek istiyordu. Kalktım yanına gittim.

Ben- Hala niye çalışıyorsun mola versene hala. Dinlen biraz. Mürşide- Yok iyiyim ben rahat bırak beni. Ben- Aaa sen bilirsin gel bakayım sen suraya al el arabasını gel benimle.

El arabasını yüklü bir şekilde zorlana zorlana taşımaya başladı, tarlanın aşağısinda ki tumsege götürdüm, oralarda taşlar vardı. Onları almasını istedim ve kimse de yoktu. Biraz daha belirtmek istiyordum

Ben- Sen baya güçlüsün hala. Hiç kondisyonun düşmüyor bakıyorum da.

Hala- Sanane oğlum git başımdan zaten sinirim tepemde. Ben- Niye tepende sinirin. Verdiğin sözü tuttun diye mi ? Eğer başına burda bişey gelirse maazallah taş falan gelir ayağına. Sigortan vardır senin paranı alırsın.

Halam- Git basimdan ya, ne demeye çalışıyorsun hala birisi duyacak. Yeter ya ayıp ya.

Ben- Ne ayıbı hala, evli barkli kadınsın. 5 vakit namaz kılarsın ama yemediğin bok yok. Ne ayıbı. Zina neyse de kul hakkini yerken babamın kimse sesini çıkarmadı. Kes sesini.

Halam ağlamaklı çalışıyordu, ben bile üzülmüştüm ama öfkem beni ele geçiriyordu. Bunlar timsah gözyaşlarıydı. Kendini dedeme yıllarca acındırdı şimdi de bana acındırmaya çalışıyordu. Kendi kendine düşünürken bunlar öfkem artmış kendimi gaza getirmiştim. Telefonu çıkardım ve sigortacı ile olan sextingini okumaya başladım. Halam iyice fena olmuştu. Korkuyordu çaresizdi. Dayanamadı en sonunda. Muhtar olduktan sonra ilk iş taşıma ruhsatli silah almıştı. İş için giydiği şalvarının içinden sakladığı silahı çıkardı.Orospu salvarin içine cep dikmiş silah için. Bana doğrulttu.

Halam- Ulan şerefsiz yeter be. Sen kimsin tohumluk köpek. Pic kurusu. Allah yarattı demem sıkarım alnının ortasına. Halamın ben senin piç.

İt gibi korkmuştum ama halamın kanını biliyordum sadece blöf yapıyordu. Sakın kalmaliydim.

Ben- Bir bok yapamazsın, vursan hapse girersin ya da babam vurur seni. Herşeyi geçtim yaşarsan herşey ortaya çıkar orospu Mürşide derler sana. Çocuklarının yüzüne bakamazsin.

Yanına yaklaştım, elleri titriyordu. Elinden silahı aldım, mermileri çıkarttım. Sertçe yüzüne bir tokat attım.

Ben- Ulan orospu beni mi vuracaktın sen. Bekle sen bekle seninle işim bitmedi bekle

Tumsekte olduğumuz için yukarıya doğru hafif çıktım ve tarlaya, ağacın oraya baktım. Enistemler yokluğumdan istifade rahat rahat yayılmışlar dinleniyorlardi. Ben olsam yapamazlardi ablamda ses cikartamıyordu. İşime yaramıştı. Tekrar geri döndüm halam ayakta ağlamaklı beni bekliyordu.

Ben- Şimdi hala şu yerdeki taşları el arabasına atmaya başla ama bu sefer farklı olacak. Şalvarı indir ve öyle yap.

Halam- Ne diyorsun delirdin mi ben senin halanım. Yapamam. Biri görür duyar ne açıklama yaparız. Hayır yapamam yalvarırım.

Ben- Sana sormadım, dediğimi yap yoksa benden günah gider çabuk ol.

Halam istemeyerek şalvarı indirdi gözümün önünde. Ben uzandım izlemeye başladım. Ama yok böyle bişey. Öyle kapalı giyinen kadın, muhafazakar bir kadin. Dantelli seksi kırmızı bir külot gitmişti. Göt yanaklarının içine kaçmıştı. Ulan böyle pürüzsüz, kılsız sivilcesiz bir göt. Pornolarda ki gibiydi. Sikim kalkmıştı ve izlemeye başladım. Sikimi elliyordum o da görmüştü artık ağlayacakti. Yanına yaklaştım. Eğilirken gotune sertçe bir tokat attım.

Halam- Yapma nolur yapma. Halanım ben senin. Birisi görecek. Günah nolursun.

Ben- Birşey yapmadım hala ama lütfen günah falan ağzına yakışmıyor. Sus ve işine odaklan.

Bir kaç daha tokat attim götüne ve arkadan kalkan sikimle biraz yasladım. Yumuşak ama bir o kadar derli toplu bir göttü bu. Elimi hafif amıns getirdim ki, ıslanmıştı.. Zevk almıştı..

Bir anda Rümeysa’nın sesini duyduk, halama sesleniyordu. Hemen kalkıp toparlandık. Halam elini yüzünü sildi. El arabasını alıp gitti. Silahı bende kalmıştı. Bende sikim inince yanlarına gittim. Halamın yüzünden düşen bin parçaydı.

Bugünlük şurayı da yapın sonra gidersiniz dedim keyfim yerindeydi. Ablama bırak çalışsınlar gel biz az yürüyelim dedim. Ablamda keyifliydi. O da memnundu ve beraber yürümeye başladık. Annem ve babam da ortalıkta yoktu. Nereye gitmişlerdi bilmiyorduk. Yeni aldığımız eski model Torosta buradaydı.

Ben- Bizimkiler nereye kayboldu ki

Ablam- Bilmiyorum arabada burda.

Ben- Acaba mağaradalar mı?

Ablam- Saçmalama herkes burda.

Ben- Olsun kim bulacak ki orayı hem önünde çalılık varya. Ablam- doğru orda olabilirler.

Ben- Gel hadi bakalım.

Ablam- Hayır ya saçmalama gitmem ben.

Ben- Ya abla gel hadi.. Merak ediyorsun sende. Gel gel..

Elinden tuttum ve oraya doğru gittik. Sanki zorlu gidiyor gibi hareket ediyordu ama ben anlıyordum. Tekrar izlemek istiyordu. Gizlice tekrar girdik. Bu sefer beni önden gönderdi. Düşündüğümüz gibiydi, yine sevişmişlerdi ama bu sefer bitmiş gibiydi. Çırılçıplak yatıyorlardı.

Annem- Hap yok mu hiç Mıstık.

Babam- Yok yok. Yakalanmışlar anasını satayım.

Annem- sana kaç defa dedim fazla fazla al diye şimdi napcaz.

Babam- Bilmiyorum valla.

Annem- Atıştırdın beni iyice. Azginim valla demedi deme. Bir yolunu bul şehre git araştır.

Babam- Adım çıksın sonra değil mi ? Arastircaz artık.

Babamın hapı bitmişti ve artık yoktu. Ablam da bende şaşkındık. Annemin ağzından azgın lafını duymuştuk. Öyle güzel bir bedeni vardı ki. Görmem bile kalkamsina yetmisti sikimin. Ablam ile beraber geri döndük çıkarken istemeden degdirmek zorunda kaldım. Ablam bana bakış attı ama birşey demedi.

Halamlar gitmişti. Baya da çalışmışlardı. Akşam olmuş annemler gelmiş yemek yiyorduk. Ben olanları anlatıyordum tabii ki halamla olanları anlatmadim. Babam keyiften dört köşeydi. İntikamı ailecek alıyorduk. Baya güzel geçmişti daha sonra eve gittik. Bende yine kenevir vardı. Ablama içmek istediğimi keyfimin yerinde olduğunu söyledim. Hem babamlara yatmıştı diğer evden gelcek kimse yoktu. Ablam hayır dese de sonra kabul etti. İki nefes içtim ablamda dayanamadı ve iki nefes icti.

Öyle gevsemistik ki. O bir cekyatta ben bir çekyatta uzanmış mutlu mutlu kafa yaşıyorduk. Aklıma sex hikayesi geldi tam vaktiydi. Ablama sordum cevap vermedi ardından bir sevdiğim bir sex hikayesini seçtim. Ensest bir hikâyeydi.

Ablam gözlerini kapattı ve dinlemeye başladı. Öyle güzel kaptırmıştim ki kendimi okurken azmıştım. Ablam ise kendinden geçmişti. Ben sikimi okşuyordum ablam ise yine elini içine sokmuş kendini okşuyordu. Artık sikim pijamaya sığmıyordu. Cesaret edip çıkardım ve okşamaya başladım. Bir yandan okurken ablamı izliyordum. Ablam gözlerini açtı be ve bana baktı. Kalkan sikimi gördü. Kendimizden geçmiştik zaten uçuyorduk. Ablam daha fazla dayanamadı ve göğüslerini okşamaya başladı.

Ben hikâyeyi en güzel yerinde kestim. Ve devamını yarın paylaşacak dedim. Beni duymadı bile. Artık sadece birbirimize bakıyorduk ve kendimizi okşuyorduk. Ablamın meme ucu dışarı çıkmıştı. İyice hızlanmıştım, ablam ağzı açık ince ince kendini oksarken inliyordu. O da hızlandı ama daha fazla dayanamadım ve bir anda fışkırdı döllerim. Tavana değecek gibi gelmişti resmen. Üstüme gelmişti hep. Ablamda boşalmıştı çünkü son anda inlemesi rahatlama sesine dönmüştü. İkimizde rahatlamıştık. Ablam arkasını döndü ve odasına gidip yattı bende günü düşünürken uyuyakalmıştım.

← Önceki Hikaye
DAĞ EVİNE SÜRGÜN 4
Sonraki Hikaye →
DAĞ EVİNE SÜRGÜN 6
Yeni bir hikaye mi arıyorsun?

Yorum Yap

Yorumlar