DAĞ EVİNE SÜRGÜN Serisi - Toplam 12 bölüm +

DAĞ EVİNE SÜRGÜN 2

← Ana Sayfaya Dön ← Geri Dön
📌 ENSEST

Artık babamda değişmeye başlamıştı. Eskisinden neşeliydi ve anlam veremiyorduk. Bir gün sordum neden böyle olduğunu babam ise ‘ Bizim derdimiz akrabalarmis oğlum, bak nasıl mutluyuz soğan ekmek yiyoruz ama kendimize yetiyoruz’ demişti. Hakikaten de keyfimiz yerindeydi. Hala elektrik su noktasında sıkıntı çekiyorduk ve tarlada su yoktu. Hala haftada 3 gün en az elektrik gidiyordu. Zaten insan geçmez kervan geçmez bir yerdeydik. Elektrik yok su yok internet yoktu. Ama ben hala ne zaman elektrikler gitse izlemeye devam ediyordum. İyiden iyiye sapık bir hale gelmiştim. Havalar ısınmaya başlamıştı, toprak yumuşak bir hale gelmişti. Babam bir riske girmişti, yıllardır su bulunmayan köye, yer altından kuyu açıp su getirecekti. Şehre gitti, bu işi yapan adamı buldu getirdi. Akşama kadar delinmedik yer kalmamıştı ama sonunda çok derinde su bulmuştuk. Tüm paramız gitmişti belki ama çok mutluyduk. Afrika kabileleri gibi suyun gelişini kutluyorduk. Ben ise köye elektrik ve su getirmek için her yere başvuruyordum. En sonunda elektrik ve şebeke suyu gelmişti. Artık en önemli aşamayı atlatmıştık ama artık kesede para kalmamıştı. Belediye bizim köy de insan kalmadığı için, bizim köyü dedemin köyüne bağlamıştı. Bizim için bir mahsur yoktu. Zaten muhatap olmuyorduk.Babam radikal bir karar almıştı. Devlet Desteği ile kenevir ekecektik. İlk defa ekecektik ve kazancı son derece iyiydi ama sürekli denetim oluyordu. Jandarma ve ziraatciler calinmasin diye denetim yapıyorlardı. Bende şehire gidiyor nasıl bakım yapılır öğreniyordum. Her şeye hakim olmuştum ve sürekli tarladaydim. Yine bir gün babam şehre gitmişti, o gün jandarmalar gelmiş denetim yapıyorlardı, akşama kadar sürdü ve inanılmaz yoruldum. Babam akşam eve geldi yemeği yedik ve yorgunluktan uyuyakaldim. Zaten yine elektrik yoktu. Kaç saat uyudum bilmiyorum ama işeyesim geldiği için uyandım. Gözümü açtım etrafa bakındım. Başımı kaldırdım. Gözüm ablamın yatağına gitti ama orda yoktu. Gözüm bir anda babamgilin kapıya gitti. Ablam babamları izliyordu. Sok olmuştum. Ne yapmalıyım bilmiyordum. Gitmeliydim yanına yoksa sessiz mi kalmaliydim. En sonunda cesaretimi topladım sessizce kalktım ve emekleyerek yanına gittim. Beni fark ederse boş bulunup çığlık atıp bizi yakalatabilirdi. Arkasından gittim, ablamin bir eli eşofmanının içindeydi. Kendini okşuyordu. Bu bile beni azdirmisti. Elimle ağzını kapattım ve kulağına benim bile zor duyabileceğim şekilde fısıldadım. ‘Şss sakın ses çıkarma benim abla’. Yanına gittim içeriye doğru kafamı uzattım. Babam ve annem sevişiyorlardı. Ve ay ışığı son derece parlaktı. Ablam utandı ama hareket edemedi. Elini çıkardı ve başını çevirdi bakmıyordu ama ben dayanamayıp izlemeye başladım. Babam annemin memelerini emiyor yalıyordu. İlk defa bu kadar netti. O belirgin memesi ve sivri ucu iyice azdirmisti beni. Elim sikime gitmişti. Eşofmanımın üstünde elliyordum. Ablam ise çok dayanamdi ilk önce bana baktı, sikimi ellerken gördü dudağını ısırdı daha sonra annemi izlemeye başladı. Resmen ikimiz izliyorduk. Yer çekimine direnen memelerini babam iştahla yalıyordu. 5 dakika olmuştu ki sevişmelerinin biteceğini anladım hep böyleydi. Uzun zamandır izliyordum ve tecrubeliydim. Ablama işaret ettim ve hızlıca yatağımıza geçtik. Heyecandan dilimi yutmuş, ağzım dilim kurumuştu. Ablam sırtını döndü ve tek kelime laf etmedi. Bende yorgunluktan uyuyakalmıştım. Günler geçiyordu bir daha beraber izleme firsatini 1 kere daha yakalamıştık ama yine kısa sürmüştü. Ablam gün içinde olağan davransa da asla mevzusunu açmıyorduk. Bir gün babam ile malzeme almak için şehre gittik orada öğrendik ki kenevir bu sene büyük bir kazanç sağlayacaktı. Kimse ne ektigimizi bilmiyordu zaten köy uzaktı ve kimse gelip geçmiyordu. Jandarmalar harici bilen yoktu. Eğer düşündüğümüz gibi olur, para ederse işte o zaman köşeyi dönerdik ve kıskançlıktan çatalarlardi. Zaten su geldiği icin tarlalar büyük değer kazanmıştı. Topragi analize göndermiştik ve el değmemiş bir hazineydi. Sadece su gerekiyordu ve artık vardı.

Babamla eve dönerken bir domuz sürüsü gördük artık tedirgin olmuştuk çünkü tarlaya dadanirsa mahsulü mahvederdi ve bizim tüm umutlarımız çöpe giderdi. Babam bir kaç gün sonra eve iki enik kopek getirmişti. Has kangal bulmuştu. En azından biraz da olsa güvenliği sağlarlardı. Gündüz herkes bir işle uğraşıyordu. Ablam ise kendimiz için küçük bir parça ektigimiz tarlaya bakıyordu. Domates karpuz salatalaik biber vs onların bakımını yapıyordu. Ama eskisinden daha alımlı geliyordu gözüme. Basında sıcaktan korunmak için yazma, altında sutyensiz bir sekilde giydiği askılı ve altında hiç vazgeçmediği süslü şalvarı ile iş yapıyordu. Zaten bir Allah’ın kulu geçmediği için babam giyinisine laf etmiyordu. Annem bile zaman zaman sutyensiz geziyordu. Ama onun şalvar dar geliyordu. Kalçası dışarda seksi bir şekilde çalışıyordu ya da artık bana öyle geliyordu. Benim ise aklıma izlemek dışında başka hiç birşey gelmiyordu. Hayal dahi etmiyordum. Bir gün yine babam şehirden geldi. Bir kaç hortum eksiğimiz vardı onları getirdi. İçeriye girer girmez etrafta domuz sürülerinin geçtiğini söyledi. Yemek bile yiyemeden birer tüfek alıp tarlaya gittik. 2 parça tarlamız vardi ama M2 olarak büyüktü. Ben birine babam ise diğerine gitti. Sabaha kadar nöbet tutacaktık. Gece 12 olmuştu ve ben tarlanın etrafında geziniyordum. İçine bilerek girmiyordum çünkü kenevir çok kokuyordu. Zaten maske ile girersek giriyorduk ve ben maske de getirmemistim yanima. Tarlanın etrafında gezinirken yorulmuştum, tam dinlenecekken domuz sürüsü tarlanın ucuna gelmişti bile. Sessizce yaklaştım ve tek atışta en ondekini kafadan vurduğum gibi yıktım. Diğer domuzlar kaçışmaya başladı ben birini daha vurdum ve uzaklaştılar babam ise sesi duyup 5 dakika sonra yanıma geldi koşa koşa. Yıktığım domuzu görünce sarıldı aferin oğlum dedi, diğer vurduğumu da ilerde babam buldu. Ben ise ne olur ne olmaz 1-2 saat daha kalmak istedim babam da ablamı aradı ve bana yemek getirmesini söyledi. Daha sonra kendi tarlasina doğru gitti. Hakikaten eglenmistim, domuz uzun zamandır vurmamıştım ve keyfim yerine gelmişti. Ben babam gidince domuzların girdigi yere gittim. Yerde bir iki somek kenevir vardı. Merak edip aldım ve cebime attım. Domuz leşlerine de dokunmadım. Yarın jandarmayı çağırıp domuz girdiğini söyleyecektik. Yoksa bizim yaptığımızı düşünebilirlerdi ve başımız belaya girerdi. Ağacın dibine oturdum ve dinlenmeye başladım. 20 dakika geçmişti ki ablam elinde tepsi ile yanıma geldi. Bulgur pilavı salata ve barbunya vardı. Açlıktan ölecektim ben yemek yerken ablam da öldürdüğüm domuzu inceliyordu.

Ablam- Bu ne bu böyle ya. Ne kadar büyük, su dişleri mi ne ? Ben- Azılı abla o, sürünün lideri. Ondan büyük bak arkada bir tane daha var o küçük. Ablam- Hakketen ya, bu küçük. Helal olsun iyi vurmuşsun. Ben-Sagol abla yaptık bir şeyler. Daha sonra istemsiz göz göze geldik. Yine sadece ayın ışığı vardı ve karanlıktı. Sessizce birbirimize baktık, telepati yoluyla konuşmuştuk. Evet babamgili izleyip aziyoruz abla, evet ikimizde sapığız. Ama bir türlü konusunu açmıyorduk ama ben ima da bulundum. Ben- Evde elektrikler var mı abla ? Ablam- He var noldu.. Ben- Yoo sordum ya. Ablam anlamıştı neden sorduğumu, konuyu açmaya çalıştığımın da farkindaydi. Ama ses etmedi yemeğim bitmisti ve yanıma gelip eğilip tepsiyi aldı. Alırken üzerindeki askiliyi gördüm, o küçük göğüslerinin dekoltesi bile vardi ve gözlerim oraya ilişti. Fark etti ama ses etmeden hizlics alıp gitti. Ben 2 saat daha durup eve geçtim. Artık domuz gelmezdi.

Sabah jandarmaları çağırdık ve durumu anlattk. Allah’tan anladılar ve tutanak tuttular. Artık herşey yolundaydı. Ama hala ablam ile o gerginlik devam ediyordu, bir kıvılcım bekliyordu sanki. Kenevirler iyiden iyiye büyümüştü. Artık jandarma geceleri sürekli devriye geziyordu, biz de geziyorduk. Hem domuzlardan hemde haberleri var ise insanlardan koruyorduk. Meşakkatli bir isti ama parası değecek gibiydi. Yine bir gün tarlayı gece vakti geziyordum ablam bana yemek getirmişti, ben çok aç değildim ve ayak üstü atıştırdım. Daha sonra bir karartı geçtiğini gördüm sanki, ablamı arkama aldım ve tüfekle beraber ilerlemeye başladım. Babamın tarlasına gidiyordu, biraz daha dikkatli bakinca başı boz gezen sürüden ayrı bir domuz olduğunu anladım. Sessizce ilerliyorduk, ama bir anda uzaklaştı domuz hissetmişti. Tam geriye donecekken bir ses işittik. Kulak kabartıp dinlediğimizde babamın sesiydi bu. Ablamla birbirmize baktık, tereddüt halindeydik. Ben dayanamadım ve ilk adımı attım. Ablam korku içinde elimi tuttu ve eğilerek sessizce parmak uclarimizda ilerledik. Biraz daha gittik. Domuzu takip ederken, babamın bulunduğu tarlanın aşağısından gitmiştik. O yüzden tarlanın aşağısi baya tumsekti. Dedim ya dağlık yer, düz ve eğimli yer çöktü. Biraz daha yaklaştık. Ses artmışti bu sefer. Normalde hiç ses duymuyorduk şaşkındık. Başımızı hafif kaldırdık, 3 metre ilerimizde bir ağacın altında babam ve annem vardı. Ve bu sefer ışık sorunu da yoktu çünkü babam el projektörünu yakmıştı. Muhtemelen uzun zamandır doğru düzgün görmediği içindi. Ablam hala elimi tutuyordu ve elimiz heyecandan terlemisti. Yapış yapış olmuştu. Birbirimize baktık. Ses etmedik. Gitmekte istemedik. Sadece döndük ve oraya odaklandık. Annem eteğini sıyırmış ağaca doğru domalmıştı, babam arkasına geçmiş umursamazca sikiyordu. Annem bile kendinden geçmiş o bile sesini kismiyor umarsızca inliyordu.

Annem- Ya yavaş Mıstık, biri duyacak oğlan kız duyacak ahhh dur coştun iyice. Babam- Ne durcam kadın, doğru düzgün sikemiyom bile hava ısınsın diye nicedir dua ediyorum ben. Hem kim duyacak onlar domuz bekliyor. Annem- Olsun ya, mahvettin beni offf. Yavaşla ya Babam- Delirtme beni Allah’ın dağında bı biz varız bir de domuzlar.. Babam gaza gelip gotune şaplak bile atıyordu. Annemim koca kıçı dalgalanıyor iyice kendinden geciyordu. Hiç bu kadar net görmemiştik. Daha fazla dayanamadım hala el ele tutusmamkza rağmen sol elimle sikimi avuçlamaya başladım. Ablam fark etti. Bir süre kilitlendi ama daha sonra döndü izlemeye devam etti. Annemin üstü hafif siyirlimis göğüsleri dışarıya çıkmıştı babam her gidip geldiğinde sallanıyordu. İnanılmaz bir andı. Ok yaydan çıkmıştı artık boşalmam lazımdı. Gözümün ucu ile ablama baktım o bile şalvarının üstünden hafif hafif okşuyordu. Ben dayanamadım ve sikimi çıkardım. Ablam bir anda bana döndü ve kalkmış sikimi gördü. Ağzı açık kaldı, hatta terlemisti bile ama ses çıkaramadı. Biz hala aptsl gibi el eleydik. 31 çekerken istemsiz elini sıkıyordum, ablam ise göz ucuyla bir bana bir de babamlara bakıyordu. Daha dayanamadım ve toprağa doğru tazyikli bir şekilde boşaldım. Babamda anneme abanip içine boşaldı. Bir süre sessizce giyinmelerini izledik daha sonra diğer tarafa doğru gidince bizde hızlıca kendi tarlamiza doğru gittik. Ablama giderken dayanamadım dedim o ise ses çıkarmadan hızlıca adımlıyordu. Tarlaya vardık tepsiyi aldı ve gitti. Yine tepkisiz kalmıştı ve ben artık bu meseleleri konuşmak istiyordum.

← Önceki Hikaye
DAĞ EVİNE SÜRGÜN 1
Sonraki Hikaye →
DAĞ EVİNE SÜRGÜN 3
Yeni bir hikaye mi arıyorsun?

Yorum Yap

Yorumlar