TEŞVİK PRİMİ Serisi - Toplam 15 bölüm +

TEŞVİK PRİMİ 6

← Ana Sayfaya Dön ← Geri Dön
📌 FANTEZİ

Sonraki hafta gruptaki son maç oynanacaktı, maçı kazanırsa gruptan lider çıkıyorlardı altı puanla. Semt stadyumunda iki okulun öğrencileri de tribünleri doldurmuştu. Burak’ın gözleri tribünlerde babasını arıyordu ama yoktu, onun yerine sadece üvey annesi Duygu gelmişti. Isınırken saha kenarına doğru yaklaştı.

” Duygu? Babam nerede ki?” diye sordu.

” Neden? Üvey anneler çocuklarının gol attığını izlemeye gelemez mi?”

” Yok, o yüzden değil de, maçlarımı kaçırmıyor ya genelde, ondan dedim.”

” Onun acil işi çıktı, şehir dışında arsa bakması gerekiyormuş, yani, maçtan sonra, tabi başarılı olursan, evde baş başa kalabiliriz,” dedi Duygu. ” Kulağa güzel bir plan gibi geliyor mu?”

” Sen ve ben? Gol atarsam mı?”

” Aynen. Attığın gol kadar mı yapsak? Gece boyunca pantolonundaki canavarı eğitmekle meşgul olmasam mı yoksa? Belki sadece bir gol atarsın?”

” Sen o işi bana bırak canım annem,” dedi Burak ağzı kulaklarına vararak ısınmaya devam etti.

Maç yine çekişmeli başladı, son maçlar öncesi üç takımın da gruptan çıkma şansı vardı, beraberlik rakibe yetiyordu ama Burak mutlaka kazanmalıydı, hem gruptan çıkmak için hem de Duygu ile daha keyifli anlar yaşamak için.

Ortasahada kıran kırana mücadeleler oluyorken Burak’a fazla top gelmiyordu ama yine de mücadele azmi iyiydi, defansa yardıma geliyor, kontra kovalıyorlardı. Rakip takım beraberlik yettiği için fazla bastırmıyordu.

Maçın son anlarında, Burak üvey annesi ile başbaşa kalmasının tek yolunun gol atmak olduğunu hatırladıkça, düşmeyen kondisyonu ile herkesi şaşırtıyordu.

Sonunda aradığı fırsat geldi, sol kanattan uzun gelen topu düzgün biçimde kontrol etti ve defans oyuncusunu ekarte etti, çizgi boyunca ilerledi ve sıfıra indi, ortada bir arkadaşı boş pozisyondaydı, ona atsa iş bitecekti ama Burak gol atmak istiyordu. Karşısına çıkan diğer defans oyuncusunu da geçince bütün tribün ayağa kalktı.

” Pas versene lan!”

Takım arkadaşı saçını başını yolarken dar açıdan Burak adeta bir füze çıkardı. İstediği gibi vuramasa da çok sertti top, kalecinin bacak arasından geçti ve ağlarla buluştu.

Gooooollllll!!!

Yedek kulübesi adeta sahaya fırladı, tribünler coştu, herkes sevinçten uçuyordu, seneler sonra gruplardan çıkıyordu takım.

Burak’ın gözlerinin içi gülüyordu adeta arabada. Duygu gururla oğluna bakıyordu o telefonda babasıyla konuşurken.

” Baba görmen gerekiyordu, gerçi annem telefona çekmiş, iki tane adamı ipe dizdim, süper şuttu.. Yok baba.. Bundan sonra daha çok çalışacağım.. Atarım baba, er maç atıyorum inşallah.. Tamam babacım görüşürüz.”

Duygu sadece gülüyordu. Eve geldiler ve rutin yapacakları işleri yaptı ikisi de, akşam yemeği yendi ve söz verildiği gibi vakit geldi.

” Hadi bakalım golcü futbolcu. Gollere devam etmeye hazırsan yukarı çıkıyoruz.”

Sonunda yatak odasına girmişlerdi, Burak yatağa uzandı ve beklemeye başladı. ” Yatağınız çok rahatmış,” dedi gülerek.

” Yatak rahat mı bilmiyorum ama şu sütyenden kurtulursam ben rahat edeceğim,” dedi ve arkası dönük de olsa üstündekileri çıkarmaya başladı, Burak için heyecan verici anlar başlamıştı artık. Önce bluzundan kurtuldu, sonra da arkasına uzanıp kopçaları açtı, elleri memelerine gitmişti, ikisini de avuçlarına alıp çıkardı, kenarlardan taşan memelerini görebiliyordu.

Duygu devam etti soyunmaya, sırada eteği vardı, bacaklarından aşağıya inerken dikkatlice izliyordu, domalıp yerden eteğini alırken götü yusyuvarlak çıkmıştı karşısına, manzara mükemmeldi, bacak arasına doğru külotunun ağı gerilince neredeyse yarığının çizgisi belli oluyordu. Doğrulup bu sefer de külotunu sıyırıp onu da çıkarınca çırılçıplak kalmıştı bile. Çocuğun gözleri yuvalarından fırlayacaktı sanki, üvey annesi ona doğru yaklaşırken attığı her adımda daha da azıyordu Burak, memeleri jöle gibi titriyordu.

” Başlamadan önce duş almaya ne dersin?” diye fısıldadı adeta Duygu elini üvey oğluna doğru uzatırken. Ebeveyn banyosuna girip kapıyı da kapadı. Duşun musluğunu açtı suyu ılıtmak için, sonra da Burak’ın yanına geçip üstündeki tişörtü çıkarmaya başladı alttan tutup, Burak sadece dikiliyordu bacak arasındaki azgın kabarıklığı kontrol etmeye çalışırken. Tişörtü çıkarıp kenara fırlattı.

Kot pantolonunun düğmesini açarken oğluna göz kırptı, fermuarını da indirdi ve önünde eğilip pantolunu aşağıya çekmeye başladı. Ayaklarını kaldırıp pantolondan kurtulduktan sonra sıra baksırına gelmişti. Belinden tutup onu da indirdiğinde koca yarakla göz göze geldi Duygu. Oğlu tamamen sertleşmişti, onyedi onsekiz santim vardı boyu. Ucundan ip gibi uzayan ince bir zevk suyu donuyla birlikte aşağıya uzadı ve sonra da koptu.

” Zevklenmişsin bile,” diye kıkırdadı Duygu oğlunun etli ve uzun aletine göz gezdirirken.

Tekrar ayağa kalktı ve oğlunun elini tutup duşakabine girdi, yüzünü Burak’a döndüğü için su sırtına doğru geliyordu, başını geriye attı ve parmaklarını suyun altında ıslanmaya başlayan saçlarına götürüp geriye doğru topladı. Bunu yaparken göğüsleri ileriye doğru çıkmaya başlamıştı, koynundan aşağıya akan sular memelerinin arasından inerken zevkle izliyordu.

Elleriyle oğlunun omuzlarına uzandı ve tırnak uçları tenine acıtmadan batarken gözlerinin içine doğru bakmaya başladı üvey oğlunun. Gözlerindeki rimeller akmaya başlayınca o kadar seksi bir görüntü oluştu ki, çocuk kendinden geçiyordu.

” Öp beni,” diye seslendi Duygu.

Ne yapacağını düşünmesine gerek bile yoktu, ikisi de birbirine yaklaşırken, kadın kollarını boynuna doladı, oğlan da kadının kalçalarına yerleştirdi ellerini. Kafasını hafif yana döndürüp dudaklarına sokuldu ve tutkulu biçimde öpüşmeye başladılar, dudakları aralanmıştı, nefes almakta zorlanıyorlardı adeta.

Duygu uzandı ve sabunu alıp köpürtmeye başladı elinde, Burak’ın tepkisini ölçmek için yüzüne bakıyordu, tahmin ettiği gibi çocuk şimdi ne yapacak der gibi köpüren ellerine bakıyordu kadının.

Sonunda beklenen an geldi ve üvey annesinin küçük ve narin ellerini azgınlıktan zonklamaya başlayan yarağının çevresini sardığını hissetmeye başladı. Sıkıca tutuyordu, o sıktıkça daha çok zonkluyordu çünkü bütün kan oraya pompalanmak istiyordu. Yavaştan ilk hareketlerine başladı annesi aşağı yukarı.

” Hoşuna gidiyor mu bebeğim?” diye sordu seksi bir kadın ses tonuyla.

” Offf. Harika hem de.”

Bir eli hala boynundayken diğer eliyle sarılıp kendine çekti iyice oğlunu, memelerin biri sırtına biri göğsüne doğru gelecek şekilde yandan sardı, yüzünü boynuna, kulağının hemen arkasına gelecek şekilde yasladı ve küçük küçük öpücükler kondurmaya başladı. Burak’ın bacakları yine zayıflamaya başlamıştı, cennet böyle bir yer olsa gerek diye düşünüyordu, babası evde yokken üvey annesi ile başbaşa kalmıştı.

Duygu’nun eli çok tatlı biçimde hareket ediyordu, sanki oğlu için küçük bir seks oyuncağı olmuştu eliyle yaptığı yuvarlak yumruk, taşaklarına kadar iniyor, sonra mantar gibi şişen kafasına çıkıyordu, sapında yolculuk ediyordu avucu.

Annesinin dili kulak memesine ve etrafına değmeye başladığından omuriliklerinden doğru bütün bedeninin elektriklenmeye başladığını hissetti Burak. Duygu elinin hızını arttırmaya başladı, sabun sayesinde kolayca kayıyordu. Kafasına daha çok özen göstererek sıkmaya başladı yarağının üst kısmını, kafası çok hassaslaşmıştı.

” Ohhhh..” diye inledi Burak, taşakları kaynıyordu sperm üretmek için.

Duygu daha aralıklı ama daha hızlı ve tek seferde yapılan vuruşlarla otuzbir çektirmeye başlamıştı artık oğluna, daha geç ve daha yoğun boşalmasını istiyor gibiydi.

” Annee..” diye mırıldanmaya başladı Burak belini ve kalçasını biraz eğerek, boşalmak üzereydi, sonunda derin bir ııhh çekerek sikinin ucundaki delikten ilk döller fırladı. Üst üste kalın ve yoğun bir sicim gibi attırıyordu döllerini, beyaz ve yapışkan sıvılar havada uçup duşakabinin camına yapışıyor ve akmaya başlıyordu.

Siki çok ama çok hassaslaşmasına rağmen Duygu otuzbir çektirmeye devam ediyordu ve bu Burak’a acıyla karışık manyak zevk veriyordu, sikinde taşağında ne kadar döl varsa akıtmak istiyordu annesi.

” Aferin bebeğim, hepsini akıt annen için,” diye kışkırtıyordu Duygu onu.

Sonunda son damlayı da parmak ucuyla kafasını sıkarak akıttı ve oğlunun sikini bıraktı, son bir öpücük kondurdu ve ellerini cama dayayıp destek alan oğlunun arkasına geçti, ellerini göğsünde birleştirip arkadan sarıldı, meme uçları sırtına değiyordu.

← Önceki Hikaye
TEŞVİK PRİMİ 5
Sonraki Hikaye →
TEŞVİK PRİMİ 7
Yeni bir hikaye mi arıyorsun?

Yorum Yap

Yorumlar