TEŞVİK PRİMİ Serisi - Toplam 15 bölüm +

TEŞVİK PRİMİ 5

← Ana Sayfaya Dön ← Geri Dön
📌 FANTEZİ

” Burak’la nasıl gidiyor durumlar?” diye sordu Esra ablasına.

” Tam düşündüğüm gibi gitmediği kesin,” diye cevap verdi Duygu.

” Memelerini mi gösterdin yoksa ona?” diye sordu.

” Anlaşmamız, eğer maçlarını kazanırsa, bütün kıyafetlerimi çıkarmak üzerineydi aslında,” dedi Duygu.

” Hadi canım! Şeyini de mi gördü? Önünü?!”

” Dedim ya, anlaşmamız buydu işte..”

” Eminim oracıkta boşalmıştır çocuk zevkten,” derken kıkırdıyordu Esra.

Duygu da gülmemek için zor duruyordu. ” Tam da dediğin gibi oldu zaten.”

” NE!? Sen ciddi misin yaa?”

” Bak.. Esra’cım, sana olanları anlatacağım ama bundan kimseye bahsedemezsin, söz vermen gerekiyor,” diye adeta yalvardı Duygu.

” Üff.. Ben senin kaç yıllık kardeşinim? Sanki hiç sırrını saklamadık gibi konuşma şimdi,” derken kızdı Esra.

” Biliyorum da işte.. Bu baya saklanması gereken bir sır, nasıl desem..” doğru cümleleri arıyordu.

” Çok mu tabu? Topluma aykırı?”

” Yani.. Toplum bunu duysa ağzımıza sıçar zaten. Hem o hem de ben boşaldım demeliyim,” diye devam etti.

” Siktir bok! Yok artık.. Onunla seviştin mi sen!?” diye merakla sordu.

” Hayır ama… İkimiz de birbirimizin gelmesini sağladık diyebilirim, gözlerimizin önünde, birbirimizin önünde yani, ama boşaldıktan sonra bile hala kazık gibi sertti Burak biliyor musun?” diye açıkladı.

” Ergen erkek çocuğu işte, ne bekliyorsun ki.”

Duygu yaşadıklarını peş peşe anlatmaya başladı, nasıl duvara dayadığını, nasıl son anda kurtulduğunu, kocası evde yokken yaşananları bir bir anlattı, üvey oğlunun bacakları arasında taşıdığı ruhsatsız silahla olan savaşını kısaca özetlemişti.

” Neredeyse kontrolümü kaybediyordum,” diye bitirdi.

” Ama kaybetmedin ve önemli olan da bu zaten.. Tabi bu aynı zamanda daha yapacak çok şeyler olabileceğini de gösteriyor.”

” Ne demek istedin şimdi?” diye sordu Duygu.

” Diyorum ki, Burak’ın daha çok maçı olacak kazanması gereken ve senin de onu motive tutmak için daha fazla ödül sunman gerekiyor, amacımız onun başarılı olmasını sağlamaktı değil mi?”

” Yani.. Bana tavsiyelerin olacak sanırım yine,” diye dalga geçti.

” E yani, her seferinde ödülün büyümesi gerekiyor mantık olarak canım. Gerçekten fiziksel bir temasa ne dersin?”

” Aaa, tabi, neden hiç şaşırmadım acaba,” derken iç geçiriyordu Duygu.

Ertesi gün cumartesiydi ve babası daha dönmemişti Burak’ın, arkadaşlarıyla biraz takıldıktan sonra eve geri döndü. Alt katta kimseyi göremeyince yukarıya çıktı üvey annesini aramak için.

” Duygu? Evde misin?” diye sordu.

” Yatak odasındayım canım,” diye cevap verdi.

Burak hemen yatak odasına geçti ve aralık kapıdan içerisini gözledi, Duygu karnının üstüne uzanmış yatakta telefonuna bakıyordu.

” Girebilir miyim? N’apıyorsun?” diye sordu.

” Öyle eski fotoğraflarıma falan bakıyordum. Yanıma gelmek ister misin?” dedi Duygu hemen yanına eliyle dokunup işaret ederek yatağın üstünde.

Genç adam hemen yatağa doğru hareketlendi, üvey annesi kalçasını sıkıca saran bir tayt giymişti, evde spor yapacağı zaman giydiği taytlardan biriydi, götü muhteşem görünüyordu, bacakları normalden daha uzun görünüyordu böyle, bacak arasına doğru taytın sıkılığı sayesinde neredeyse amının dudakları belli oluyordu.

” Tişörtümü çıkarsam mı?” diye şaka yaptı.

” Bugün olmaz komik şey seni,” dedi Duygu.

Burak da karnının üstüne uzandı yatağa ve rahat edene kadar yayıldı sonra da telefondan eski fotolarına bakmaya başladılar. Beraber gittikleri bir tatil fotoğrafıydı bu ailecek. Bikinisinin üst kısmı koca memelerini zar zor bir arada tutuyordu.

” Bu foto güzelmiş,” dedi çocuk.

” Neden acaba?” diye şaka yaptı. İkisi de ne demek istediğini biliyordu.

” Senin çocuğun olsaydım bunlardan süt emecektim sanırım, çok büyük fırsat kaçmış,” dedi cesaretlenerek Burak.

” Sana ne kadar şapşal olduğunu söylemiş miydim?”

” Bazen. Ama hala şansım var sanırım, değil mi?”

Duygu imalı bir bakış attı üvey oğluna, biraz cesaretli olması hoşuna gitmişti, ama sadece biraz, arsız olmasını da istemiyordu.

” Sonraki maçını kazanırsan, belki biraz onlarla takılabilirsin. Ya da ben senin yerine takılma işlerini hallederim.”

” Gerçekten mi? Takılmak derken?”

” Takılmak derken, mesela sikine takılmak, sana mastürbasyon yapmam hoşuna gider mi? ”

” Offf.. Harika olurdu,” dedi Burak heyecanla.

” O zaman sıradaki maçını kazansan iyi edersin.”

” Yine çıplak olacaksın değil mi?” diye fısıldayarak sordu Burak.

” Bilmiyorum tatlım, çıplak olmak işleri çığırından çıkarıyor biraz. Geçen gece işler çığırından çıkıyordu ama emin ol hoşuna gidecek birşeyler giyeceğim,” dedi.

” Sen harika bir annesin, sarılsak olur mu?” diye sordu.

Duygu ayağa kalktı ve üstünde daracık spor kıyafetleri olduğunu hatırladı, sadece taytı değil, üstündeki sporcu atleti de daracıktı, dekoltesinden memelerinin yanakları fena derecede açıkta kalıyordu.

” Sarılabilirsin tabi ki ama bu kez tişörtünü çıkarmak yok,” diye takıldı.

” Tamam,” dedi Burak sırt üstü uzanarak.

” Ha sen öyle sarılmaktan bahsediyordun?” dedi şaşırarak Duygu.

” Lütfen desem?” derken çok tatlı görünüyordu kadının gözüne.

” Hmm.. Neden olmasın?” dedi ve üstüne çıktı üvey oğlunun.

Duygu’nun memeleri üvey oğluyla arasında tost olmuştu üstüne uzanıp sarılınca, kollarını boynuna doladı, Burak da ellerini Duygu’nun belinde birleştirdi. Saniyeler içinde ortamın sıcaklığı birden yükseldi sanki.

Olduğu yerde biraz doğrulup ellerini çocuğun omuzlarına koydu ve gözlerini süzmeye başladı bu kez. ” Bundan çok hoşlanıyorsun değil mi?”

” Çok mu belli oluyor?”

” Bilmem, bacaklarının arasındaki kabarıklığın karnıma yaptığı baskıdan belli oluyor olabilir mi?”

Burak birden olduğu yerde ters döndü ve üvey annesini altına aldı, bunu yaparken Duygu şakasına da olsa bayağı bir çığlık atmıştı. ” Ayy, belimi kıracaksın!”

” Yırtıcı bir forvet olarak defans oyuncularını yanıltmaya çalışıyorum, antrenman gibi düşünelim bence,”dedi gülerek.

” Hmm, hiç sanmıyorum, araya kaçan forvetleri duymuştum ama üvey annelerinin bacak arasına kaçanları ilk defa görüyorum,” dedi bacak arasında hissederken bu sefer Burak’ın yarağını.

” Anne.. Biraz.. Biraz öpüşebilir miyiz?”

” Aaaa.. Hiç bitmiyor ama isteklerin..”

” Sadece bir öpücük, sonra başka bir şey istemeyeceğim.”

” Bir öpücük ve bugünlük başka yaramazlık yok,” dedi.

” Tamam.”

Burak yüzünü yüzüne yaklaştırırken o da elleriyle saçlarını başının arkasından tutuyordu, kafasını hafifçe yana çevirdi daha iyi öpüşebilmek için, dudakları kavuştu ve narince birbirlerine sürtmeye başladı, birkaç saniye sonra da dilleri birbirlerinin dillerine değiyordu.

Burak daha tecrübesiz olduğu için üvey annesine ayak uydurmaya çalışıyordu, ağzının içinde yılan gibi hareket ederken dili, aşık olmamak elde değildi, adeta savaş ediyordu ikisi dil darbeleriyle.

Nefesini kontrol etmekte zorlandığını anlayınca biraz geri çekildi, ” Burnundan nefes alırsan daha rahat edersin canım,” diyerek adeta ne yapması gerektiğini öğretiyordu. Fısıldayarak konuşması çok seksiydi.

Der demez Burak tekrar yumuldu ve ıslak ıslak öpmeye devam etti kadını, cinsel organları birbirine değdikçe ikisi de yoldan çıkıyordu, istem dışı biçimde bacaklarını üvey oğluna doladı, bacak arasına baskı yapan sikin ateşi çok zevkliydi, yanıyordu adeta amı. Dili çalıştıkça, hızlanıyor, hızlandıkça daha çok temas ediyor ve yukarı aşağı amına sürünüyordu belinden abanarak, artık çığrından çıkmak üzereydi iş.

Dakikalar böyle geçerken Duygu istemeyerek de olsa öpüşmeyi sonlandırdı. ” Tatlım, durmak zorundayız,” dedi.

” Neden ama?” derken morali bozulmuştu Burak’ın.

” Çünkü sadece bir öpücük için izin istemiştin hatırlarsan, ve çoktan gereğinden fazla öpüştük.”

” Bir sonraki ödülümü alırken yine bu şekilde öpüşebilir miyiz?”

” Eğer kazanırsan maçını, evet, seninle oynarken bu şekilde öpüşeceğiz, söz,” dedi Duygu.

” Aynı anda hem öpüşüp hem şeyimle mi.. Oynayacaksın?” diye şaşırmış gibi sordu genç adam, Duygu’nun hoşuna gidiyordu bu tatlı halleri. ” Neler yapabileceğimi bilsen şaşarsın tatlım,” dedi gülümseyerek. Burak da gülerek karşılık verdi.

” Çok mu komiğine gitti.”

” Komiğime değil de, hoşuma ve garibime gidiyor, üvey annemle mastürbasyon ve boşalmak hakkında falan konuşmak, öpüşmeler olsun.”

” Hmm, istersen ödüllerini daha robot gibi verebilirim sana, sadece elime alıp, sen gelene kadar yukarı aşağı robot kol gibi,” derken yine gülümsüyordu.

” Hayır, hayır,” dedi heyecanla Burak. ” Tabi ki öyle istemiyorum, hatta dahasını hayal ediyorum ben. Mesela şeyi, ağza almalı olan..” derken utandı.

” Oral seks demek. Onu mu merak ediyorsun. Gerçi siz gençlerin arasında başka isimleri vardır bunun. Sakso çekmek falan diyorsunuz,” diye devam etti Duygu. ” Erkek kadına oral seks yaparken onun adı ne biliyor musun?”

” Erkek kadına mı? Şey mi? Am yalamak?”

” Am yalamak.. Evet..”

” Duygu, sana birşey sorsam?” derken biraz çekinir gibiydi.

” Sorabilirsin tatlım.”

” Babam sana bunları yapıyor mu?”

” Ne yapıyor mu? Amımı mı yalıyor demek istiyorsun?”

” Evet.”

” Maalesef. Bazı erkekler bundan hoşlanmıyor sanırım, ama ben babanı oral yolla tatmin ediyorum tabi ki,” diye açıksözlü biçimde ekledi.

” Ben yapardım,” dedi Burak zihninde canlandırırken üvey annesinin amcığına yumulmanın ne kadar da zevkli olduğunu hissedebiliyordu.

” Ahh, tatlım, eminim sen bu gençlik enerjinle çok fazla şeyler yapabilirdin, kimsenin ulaşamayacağı noktalara kadar inerdin bence, ne demek istediğimi anlamışsındır,” diye güldü.

Burak ağzını açıp cevap verecekti ki dış kapı açıldı ve babası seslendi. ” Ben geldim!”

Duygu bir aşağıya bir de üvey oğluna baktı, sonra devam etti. ” Bizi böyle yakalamasını istemezsin, değil mi?”

” Hayır,” dedi ve üvey annesinin üstünden kalktı.

← Önceki Hikaye
TEŞVİK PRİMİ 4
Sonraki Hikaye →
TEŞVİK PRİMİ 6
Yeni bir hikaye mi arıyorsun?

Yorum Yap

Yorumlar