Zaman geçiyordu ama ben bir türlü konuyu açamıyordum, gerçi ne diyecektjm ki. Bu bizim hiç konuşmadığımiz bir sirdi ve halimizden memnunduk. Babam ve ben deli gibi çalışsakta sıcak para lazımdı. Kartlar ağzına kadar dolmuştu ve keneviri satana kadar batabilirdik. Benim de aklıma en azından pazarda vs satmak için domates salatalık biber gibi şeyler geldi. Hem toprağımız organik tarıma çok uygundu çünkü hiç kullanılmamıştı. Gerekli organik tarım için belgeleri de kısa sürede almıştık. İneklerimizden gelen sütü peynir yapıp satacakti annem. Yani tam imece usulü birbirimize yardım ile çalışıyorduk. Kısa sürede çok lezzetli, yerli tohumlarla domates biber salatalık ektik ve yaz başı babam annemle beraber her hafta sosyete pazarına gidip tezgah açmaya başladı. İnsanlar tadina bakar bakmaz fiyata bakmadan alıyorlardı.
Artık sıcak para girişi de oluyordu. Ben ve ablam sabahtan mahsulleri topluyorduk pazar için. Onlarda satıyordu bizde köyde iki kişi ve köpekler ile baş başa kalıyorduk. Baş başa kalmamıza rağmen herşey ile ugrastigimiz için bir türlü yan yana gelemiyorduk.
Yine bir gün babamlar pazara gitti ve köyde ilk defa yapacak bir iş yoktu. Uzun zaman önce tarladan aldığım keneviri içmek gibi bir düşünce girdi aklıma. Zaten babamlar akşama kadar gelemezdi, o yuzden rahattım. Bir iki arkadaşım köyde içerken görmüştüm ve içmeyi düşündüm. Evden uzaklaştım ve tek başıma yürümeye başladım. Biraz yürüdüm zaten dağ tepe bir yerdi. Biraz daha gittikten sonra, Çalılıkların arasında bir oyuk gördüm. Merakıma yine yenik düştüm ve yaklaştım.
Sırtımda tüfekle gezdigim için kendime güveniyordum. Ne olur ne olmaz elime aldım. Yaklaşınca anladım ki, bir mağara vardı orada. İçeriye doğru girdim. Girişi biraz küçüktü ve eğilmek zorunda kaldım ama daha sonra 2-3 metre yürüdükten sonra bir anda genişledi.İcerisi karanlıktı, telefonun ışığını açtım ve yürümeye başladım. Aslında kasvetli olması gereken yer çok ferah gelmişti bana. Biraz etrafa bakindim ama mağara bitmişti anlamsız bir şekilde bir anda. Garip gelse de üstünde çok durmadım. Ama ışığı yere tutunca bir şey gördüm. Gaz lambası. Ne işi vardı ki burda. Daha sonra yaklaştım ve yerde uzunlamasına bir minder ve ince bir pike gibi birşey de vardı. Birisi bu mağarayı biliyordu. Ama kim biliyordu. Bız neden etrafta görmemistik hiç. Heyecanlanmıştım daha sonra dayanamadım ve yaktım. Bir iki nefes içtim ama öksürmekten daha fazla devam edemedim. Bir anda kafam iyi olmuştu. Lanet bir his vardı içimde. Çok uyuşmuştum ve kontrol bende değildi. Alkol de asla kontrolümü kaybetmeyen ben bunda kaybetmistim. Bir süre yatıp kaldım, daha sonra dayanamadım ve açık havay çıktım. Kendime gelememiştim hala.
Biraz yürüdüm ama betim benzim atmıştı. Ağzım dilim kurumuştu. Hızlıca eve gittim ve dolu dolu su içtim, kanepeye uzandım. Evdeki tatlı şeyleri yedim. Hala kafam mağaradaydi, kimdi orda kalan. Belli ki zaman zaman geliyordu. Azıcık kendime gelmiştim. Dışarıya çıktım, ablamı merak ettim. Hiç gözükmüyordu. Etrafa bakındım, daha sonra bir ağacın altında kendi kendine piknik yapıyordu. Yanına gittim ama telaslandi.
Ben- bensiz piknik yapıyorsun öyle mi abla
Ablam- Yok be ne pikniği öyle yapacak bişey yoktu hava da güzel serin serin oturuyirum ağacın altında.
Ben- Vaay tamam öyle olsun abla.
Yanına oturdum, sırtımı ağaca verdim. Gerginliği hissediyorduk. Biraz sessiz kaldım, ne diyeceğimi bilemedim. Heyecanlandım sonra saçmaladım
Ben- Abla ben kenevir içtim.
Ablam- Ne yaptın ne yaptın. Saçmalama, kaç defa dedi babam. Uyuşturucu o bağımlı olursun manyak mısın.
Ben- Abla ne yapayım merak ettim ama bişey diyim mi, iki nefes çektim böyle rahatlama böyle gerginligin azalması yok.
Ablam- Ya saçma sapan konuşup durma. Bir de ballandıra ballandıra anlatıyorsun.
Ben- Ya napayım kimse yok, sanki ıssız adada yaşıyoruz. Canım sıkıldı denedim. Bak sende dene zaten sonra atarız bir daha içmeyiz.
Ablam- Olmaz valla yapmam ben oğlum.
Ben- Bir kere ya yanında ben varım ve kimse yok burada. Bişey olmaz. Hem içersen sana yeni bir sır veririm.
Ablam heyecanlanmıştı, ne diyeceğimi merak ediyordu ve ayrıca o da içmek istiyordu. Dayanamadı.
Ablam-Soz mu lan ? Anlatcan bak.
Ben- Valla söz abla içersen ama.
Tamam dedi bende cebimden çıkardım. Daha sonra yaktım. Göstermek için bir nefes içtim daha sonra ablam iki nefes octi ve ikimzide öksürük krizine girdik. Daha sonra söndürüp attım. Ablam meyve suyu getirmişti, ondan içtik ağzımız kurumuştu. Daha sonra sırtımizi ağaca dayadık ve kafamizi yaşamaya basladik. 15 dakika gecmisti.
Ablam- Ya benim elim ayağım tutmuyor resmen nasıl bişey bu
Ben- Benimde abla, manyak bişey bu ya.
Ablam- Ne zaman geçer ya.
Ben- 1 saate geçer bişey kalmaz, su iç iyi oluyor.
Su içmek için uzanırken dengesini kaybetti ve başını kucağıma düşürdü. Bir anda ikimizde anlamsiz kahkaha atmaya başladık. Resmen uçuyorduk. Bir anda göz göze geldik ve gözlerimizi birbirinden ayirmadik. Benim de kafam guzelken cesaret geldi ve söze girdim.
Ben- Geçen yaşananlar da dayanamadım kusura bakma abla.
Abla- Ne diyorsun ya. Anlamadım boşver kapat konuyu. Ben- Anladın işte abla, kaçıyon benden sürekli konuşup kapatalım konuyu.
Ablam- ne istiyorsun ne duymak istiyorsun
Ben- Düşünceni merak ettim abla sadece o yüzden yani. Sende ben gibi izliyorsun.
Ablam- Tamam bir kere konuscam başka yok.
Ben-Tamam konuş.
Ablam- Ben seni izlerken yakaldim birinde ama kalkmadım sonra merak ettim ve sen uyurken izlemek istedim.Olanlari görünce utandim ama dayanamadım bende insanım kimi görüyoruz burda sanki. Nefsime yenik düştüm ve izledim seninde uyanacagin tuttu yani.
Ben- Peki ya tarlada olanlar.
Ablam- şeyini görmeyi beklemiyordum ama sende erkeksin yani dayanamadın. Bende ses etmedim. Ama bir daha yok bilgin olsun. Ama kızdım da yani neyi hayal ettin merak ettim. Annemi mi yoksa dedim.
Ben- Açıkçası bende bilmiyorum ama çok iyiydi yalan söyleyemem. Yani dağ taş burası hep. En son ne zaman birileri ile oturduk belli değil. Surekli çalışıyoruz ve kendimize zaman ayiramıyorux biliyorsun. İnternet bile yok. Ama ben söyleyeyim yine izlerim valla kusura bakma Ablam- Lan saçmalama ayıp ya. Git başka şeyler düşün öyle çek 31ini.
Ben- Yoo valla çok iyi izlerim ben.
Ablam- Off sus ya.. Sen ne diyeceksin söyle bakalım.
Ben- Bir mağara buldum.girisi dar ama içi geniş ve birilerinin gaz yağı ve minderi var. Bence birisi veya birileri zaman zaman geliyor.
Ablam- Ohaa ciddi misin nerde ?
Ben- İlerde baya gosteririm sana. Kim giriyor merak ediyorum çevrede insanda yok.
Ablam- Yarın gidelim beraber merak ettim valla.
Ben- Tamam abla olur gidelim.
Biraz daha kafamızı yaşadık daha sonra ablam yemek hazırlamaya gitti bende ineklere baktım. Babamlar akşama doğru geldi. Aklımda deli sorular vardı ama yapacak bir şey yoktu. Akşam yemeği yedik, babamlar yarından sonra, lüks bir restorana mal vereceğini satışların baya iyi olduğunu artık biraz daha rahat olduklarından bahsetti. Biz baya sevinmiştik hatta yakında diğer hizbe evleri bile yapabileceğimizi söylemişti. Zaten ben boş buldukça bir şeyler yapıyordum. Yemeklerimizi yedik ve uyuduk. Ertesi gün ufak tefek işler vardı. Biz de o işleri yapıyorduk. Babam ve annemde mantar toplamaya gitmişti. O yabani mantarlar çok lezzetli oluyordu.
Ablamın yanına gittim, ona işi yoksa mağarayı göstermek istedim. Kabul etti ve yürümeye başladık. Engebeliydi yollar, taşlı ve yokuştu. Biraz yorulmuştuk ama en sonunda o çalının arkasına gizlenmiş olan girişi bulmuştuk. Ablama sessiz olmasını belki de içeride birisi olabilir dedim. Sessizce içeriye doğru eğilerek girdik. Ama bir fark vardı, ben girdiğimde zifiri karanlık olan mağarada girişte bir ışık yansıyordu.
İkimiz de baya heyecanlanmıştık, mağara girişi zaten dardı ve tavanı da basıktı. Ablamla ikimiz bir anda olduğumuz yere çöktük ve ışığın geldiği tarafa baktık. Azıcık daha yaklaşsak fark edilmezdik. Biraz daha yaklaştık ama ablam heyacandan hızlı hareket etti. Önüme geçti. Biraz daha yaklaşıp fark edince, karşımızda annem ve babam vardı. İnanılmazdı bunlarda ki libido. Ev yetmiyor, tarla yetmiyor şimdi de mağarada sevişiyorlardı. Biz karanlıkta kaldığımız için fark edilmemiz imkansızdı.
Ablamla bir anda birbirimze baka kaldık, ablam elimden tuttu ve beni çıkmak için çekmeye çalıştı ama ben hayır dedim. Kendisi çıkabilirdi ama o da çıkmadı. Daracık yerde eğilmiş bir vaziyette hem de ablam önümdeyken izlemeye başladık. İkisi de çırılçıplak bir şekilde seks yapıyorlardı. O değil babam 5 dakikada boşalan bir adamdı ve bu kadar da fantezisi vardı. Annem arkası dönük bir şekilde babamın kucağına zıplıyor ve deli gibi inliyordu.
Annem- Mustafa ohh, iyice dibine giriyor ohh devam et yiğidim. Ne iyi yapmışızda bu köye taşınmışısız. Aman el duyar diye evin içinde bile sessizce yapıyorduk.
Babam- Sen ne sandın yavrum, tadını çıkar, al dibine dibine orospu karım benim.
Annem- Off, orospun yap beni kocam, sat beni siktir ohh.. Böyle siktir beni..
Babam- Karım benim, bu köy olmasa biz neler yapardık. Ama son haptı bu bilgin olsun, yarın şehre gidince alalım.
Annem- Tamam kocam, alırız sen böyle sik hep alırız. Yıllardır doğru düzgün tık yoktu. Ne iyi oldu aldığın. Kendimize geldik.
Ben ve ablam birbirimize baktık, babam hap ile kaldırabiliyordu artık sikini. Şaşkındım. Ama benim sikim yine kalkmıştı, kocaman kıçı sanki ağır çekimde sallanıyordu ve inliyordu. Ablam önümdeydi. Bana doğru döndü ve önümdeki kabarıklığa baktı. Terlemiştik ikimizde, ben daha fazla dayanamadım ve sikimi tekrar çıkardım. Ablam bu sefer daha uzun süre bakmıştı sikime, düzgün ve kılsız sikime odaklanmıştı. Daha sonra önüne döndü ve kendisi de dayanamadı. Bu sefer hem şalvarının üstünden kendine dokunuyordu hemde bu sefer memelerini elliyordu. Öyle azmıştım ki, ensesine doğru istemsiz yaklaştım ve nefesimi vermiştim. Ablam bir anda bana döndü ve bu sefer sikime bakarak dokunmaya başladı kendine.. İkimizde delirmiştik, karşımızda ailemiz sevişirken bizde bir birimize bakarak kendimizi tatmin ediyorduk.
Ablam dudağını ısırıyordu, ben dayanamadım elimi memesine doğru uzatırken ablam elimi tuttu ve bana baktı. Ben çok iradeli bir şekilde bakmaya devam ettim ve elimi tutmasına rağmen göğüslerine doğru elimi uzattım. Yalandan tutuyordu ve engel olmamıştı. Askılısı yine üstündeydi ve sütyeni yoktu. Bir elimle avucum içine sığan o memesini ellemeye başladım. Şaşkındı, askılısından memesinin birini çıkardım. Süt beyaz teni, pembe meme ucu o kadar pürüzsüzdü ki. İnanılmazdı. Meme ucunu sıktırırken iyice gaza gelmiştim. Hızlandım ablam fark etti, o da elini şalvara soktu, ikimizde 2 dakika boyunca kendimize dokunduk ve en sonunda bir anda boşaldım. Bir anda o sıkışmış dölüm memesine fışkırdı. İkimiz de bunu beklemiyorduk. Sessizce toparlandık ve dışarıya çıktk. Ablam önden koşarak eve doğru gitti. Bende şaşkın ama mutlu bir şekilde sessizce eve doğru yol aldım. Bir seviye daha atlamıştım hayatımda artık tamamen işler değişiyordu.