S2 B7 [HAVUZ DİBİNDE ATEŞ ÇIKARSA?]
Eve doğru yola koyulmuştum. Yolda kadınla birlikte sessizce varmayı beklerken şehrin hafif dışına çıkınca, biraz kuşkulanmıştı.
“Sakin ol ve merak etme, herhangi bir kötü niyetim olsaydı zaten yapardım.”
Ka: Pe-peki...
“İngilizce nerede öğrendin?”
Ka: İlgim vardı, sonra öğrenince ilgim de bitmiş oldu ve ihtiyacımı karşıladım.
“İsmin ne?”
Fe: Felicia!
“Memnun oldum! Ben de Aras.”
Fe: İsminiz güzelmiş.
“Sağ olun sizin de öyle.”
Fe: Şey, işiniz nedir?
“İşim, iş! Tertemiz bir hayatım var, işim de öyle. Gerisini dert etmeyin...”
Fe: Siz öyle diyorsanız.
Araç olması gereken yerde durdu. Ben ve Felicia araçtan indik, sonra taş yolun üstünde yürüyerek ilk baş müştemilat kısmına geldik.
Felicia baya bir şaşkın olmuştu. Böyle bir ev veya ortam beklemiyor gibi duruyordu.
Fe: Gerçekten, inanılmaz...
“Öyledir!”
Sesleri duymuş olacaklar ki, annem ve ablam bana seslenmişlerdi. İkisi de bikinili ve seksi bir görüntüyle bana kendini sergilemek istiyordu, açıkça belliydi...
Ancak ikisi de kadını görünce şaşırmış ve bana bakmışlardı. Ben de "hizmetçi lazım diye düşündüm aldım. Merak etmeyin evin içine istediği gibi giremez!" diyerek, biraz durumu hafifletmiş oldum.
Annem ve ablam yüzünde bir gülümseme ile birlikte geldiler ve sarılıp "ayak işleri için birisi lazımdı, teşekkür ederiz!" demişlerdi.
“Anne, abla! Şimdi siz gidin. Ben birazdan sizinle ilgileneceğim. Hem bu gece için hazır olun, opera'ya gidiyoruz!”
Ay: Aaa! Sağ ol canımm!
An: Bu güzel oldu, buna ihtiyacımız vardı.
“Ben de bunu bilerek yerimizi tatile başlamadan gelirken hazır ettim. Hem bu akşam gelip bizleri kapıdan alacaklar.”
“Bu nedenle güzel giyinin ama benim de sevdiğim gibi çünkü ikinizin tam ortasında oturacağım.”
An: Mhm... Nasıl istersen! :)
Annem'e güzelce sarılıp, kulağına doğru yaklaştım. Yanağını güzelce öpüp "birazdan o amcığını dağıtacağım!" dedim. Annem'in hoşuna gitmişti ve bana daha da yaslanıp "bekliyorum!" demişti.
Ayla'ya da yaklaştım ve "istersen seni de dağıtabilirim?" demiştim. Ayla ise "beni birazdan değil, bu gece dağıt kardeşim!" demişti.
İkisinin de tekrar yanaklarını öptüm ve "siz kapalı olan havuza geçin, ben geliyorum haydi kızlar!" dedikten sonra, onlar gitti ve ben de Felicia'ya yerini gösterdim.
Felicia müştemilat'ın içine girince bana döndü ve yüzünde tebessüm ile "burası bizim evimizden bile büyük!" diyebildi.
“Bizim tatilimiz bitesiye kadar burada çalışırsın, yarın ben bir sözleşme ile senin girişini yaparım. Bu arada maaş oranın gayet iyi olacak, rahatına bak!”
Fe: Peki şartlar nedir, neler yapacağım sizin için?
“Aslında sözleşme üstünde her şey yazıyor. Ancak kısa bir özet geçeyim size!”
Fe: Dinliyorum efendim!
“Evin içinde sadece saat 12:00 ile 14:30 arası her tarafı temizleyeceksin. O saatler içerisinde ne kadar büyük olsa bile burası, pek bir temizlik sorunu yaşamazsın.”
“Şimdi öncelikle bu elimde kumanda var, bu kumandanın aynısı bütün aile fertlerine verilmiştir. Bu görünen kırmızı düğme seni çağırır, onun dışında yeşil düğme ise yanık olduğu sürece evin içinde dolaşma.”
“Salon ve mutfak senindir, saatleri de söyledim. O saatler esnasında evde dolaşıp temizliğini yaparsın. Çamaşırlar iki gün aralıkla yıkanır, yemek menüsü sana kalmış durumda. Güzel tabaklar çıkartmanı senden rica ediyorum!”
Fe: Tamamdır, en iyi şekilde sizin için çalışacağım efendim.
“Bu arada, şu dolapta giymen gereken kıyafetler olur genelde ama bedenine uygun mu bilemiyorum?”
Bunu söylerken hafif sırıtınca, Felicia'nın suratı bozuldu ve "kilolu muyum?" diyerek cevabımı merak etmişti.
Kısaca hem size Felicia'dan bahsedeyim:
Felicia 36 yaşında 1.63 boyunda, saçları kumral, teni ne beyaz ne de kavruk tam arasında. Yanaklarında hafif çilleri bulunmakta, dudakları dolgun duruyor ve açık pembe rengindeydi, gözleri ela, burnu inceden kemerli ama güzel duruyordu.
Kalçası ve memesi sanki aynı oranda büyüktü. Kalçaları yana doğru geniştir, hani gurbetçi bavulu gibi derler ya aynı ondan. Memeleri kafama yakın büyüklükteydi. Ayakları minik duruyordu, 37 gibiydi. Karnında hafif yağ birikimi gözüküyordu ama öyle göze batan cinsten değil.
“Değilsin, sadece kıyafetler sana olmaz!”
Fe: Siz iki dakika çıkın lütfen, ben de o esnada deneyeyim.
“Bana bir şey kanıtlamana gerek yok Felicia. Sadece eminim olmayacak.”
Felicia gittikçe iddialı bir kız çocuğuna dönmüştü. Bana haklı olmadığımı kanıtlamak için çaba sarf ediyordu.
Fe: Lütfen Aras Bey!
“Hahaha! Peki, deneyin bekliyorum ben!”
Kapının önüne çıktım ve iki dakika beklemek için, içimden saymaya başladım.
Ancak iki dakika bekledikten sonra, seslendiğim an "hazır değilim!" diyerek bana karşılık vermişti. Altı dakika sonra, Felicia bana seslendiği an içeri girdim.
Fe: Şey, nasılım?
“Hm!”
Kalem etek normalde tam dize denk gelir ama bu Felicia'nın vücudunda aynı etkiyi göstermemiş ve tam mini etek olmuştu.
Gömlek ise neredeyse memelerin tutmak için zorluk çekiyordu, düğmelerin kopması an meselesiydi.
Fe: Aras Bey?
“Bir bak kendine aynada!”
Felicia arkasındaki aynaya yöneldiği an, sakince yaklaştım ve arkasına geçip ellerimi omzuna attım.
Bana biraz aynadan garip bir bakış attı fakat rahatsız da olmadı. Sonra gözlerine bakarak, kulağına eğildim.
Ne söyleyeceğimi merak ederken, yutkundu ve merak dolu ifadesi daha da belirgin bir hal almış oldu.
“Biraz sıkı ve dikkat çekici olmuşsun!”
Fe:...
Yüzü hafif gülümsüyordu ki, hemen kendine çeki düzen verip bana döndü.
Fe: Teşekkür ederim, ben yerleşebilir miyim müsaadeniz olursa?
“Elbette müsaade senin. Bu arada mutfaktan dışarı çıkmak yok, sadece salon ve çağırmadıkça gelme!”
Fe: Tamamdır efendim.
Müştemilattan çıktım ve eve doğru girdim. Merdivenleri sakince çıktıktan sonra, odama girip mayo'yu giydiğim gibi tekrar inerek, evin arka kısmında kalan kapalı havuza doğru ilerledim.
Annem ve ablam havuza girmişti ve güzelce yüzüyorlardı. Evin bu kısmı, aynı odalarımız gibi sesi dışarı pek vermezdi.
Sakince havuza girdim ve annemle ablamın yanına geldim. İkisi de şehvet dolu bakışlar eşliğinde gözlerime bakıyorlardı.
“Havuzun kenarına gelin!”
İkisi de suyun içinde, kenara doğru geldi. İki orospu da yan yana dururken, annemin dudaklarına kendimi kaptırmışım.
Bir elimle kenardan destek alırken, diğer elimle de bikinisinin ipini çözmüştüm. Üst kısmı suya düşünce, aldım ve fırlattım.
Annemin memeleri kendini salmıştı. Elimi memesine attım ve öpüşürken de meme uçlarını işaret+baş parmağımla sıkmaya başladım.
Ben bunu yaparken, Ayla arkama geçmişti ve omuzlarımı, boynumu öpüyordu.
An: Ooh o-oğlum...
“Anneciğim!”
An: Sikicim!
Dudaklarım daha sonra boynuna inmişti. Bazen boynunu emiyor ve bazen de tatlı tatlı ısırıyordum.
Gerdanında dolaşan dudaklarım annemi iyice yükseltiyordu. Dilimi çıkarttım ve gerdanında ıslak ıslak gezdirmeye başladım.
Bazen dilimle darbeler indiriyor bazen de yaladığım yerleri öpüyordum. Azıcık yaladıktan sonra elimi annemin memesinden çektim ve boğazını sıkmaya başladım. Nefes alırken güçlük çekerek "sik orospunu durmadan!" demişti.
Ay: Kardeşim, hadi annemi parçala! Bu sürtük sana acıkmış!
Elimi boğazından çektim ve yanağına doğru getirdim. Baş parmağımı dolgun dudaklarının üstünde gezdirdim ve sonra ağzının içine soktum.
Dilini parmağımın etrafına sardı ve bal emercesine emmeye başladı.
“Ayla, annemin altındakini çıkart!”
Ay: Hemen yapıyorum bebeğim!
Ablam anneme talimat verip altındakini de çıkartınca, artık çırılçıplak kalmıştı.
Havuzun kenarına çıktım ve altındakini çıkartınca, sikim özgürlüğüne kavuştu ve dimdik görüntüsüyle, annemi daha da cezbetmiş oldu.
Elimi annemin saçına attım ve kafasını suya önce bastırdım, sonra çıkarttım.
Bu durum anneme koymamıştı. Sonra tekrar bastırıp çıkarttım ve saçından çekerek onu havuzdan çıkarttım.
Annemi şezlonga uzattım. Orospumun ıslak vücudunda, elimin parmak uçlarını bastıra bastıra dolaşıyordum.
Parmaklarım vücudunun her yerine temas etmişti. Dokunmayı bıraktım ve annemin bacaklarını omzuma alıp sikimi amına sürterken, ıslak ayak parmakları arasında dilimi gezdirdim.
Küçük ayağının parmaklarını lolipop gibi emerken annem iyice kendinden geçmiş ve dudaklarını bazen ısırırken "Iğm... Uuuf!" diye tatlı tatlı inliyordu.
Ayak bileğini de emdikten sonra, iki ayağını da sağ omzuma aldığım gibi amcığının üstünde sikimi daha da bastırarak sürtmeye başladım.
Annem ellerini yumruk yapıp sıkarken kısık ses tonuyla "n-nolur fazla uzatma, gir hadi!" diyerek isyan ediyordu bana.
“Sakin ol orospu, sakin ol!”
Daha sonra annemin yanına çöktüm ve bir elimle diğer şezlonga uzanıp, bizi izleyen Ayla'nın bikinisinin içine elimi attım. Kılsız amını okşarken, parmaklarımı da bastırmaktan çekinmiyordum.
Boşta olan diğer elimin, orta ve yüzük parmağını birbirine sabitleyip, annemin kasıkları arasında önce parmağımı güzel bir şekilde dolaştırdım ve daha sonra amının dudaklarını okşadım.
Benim parmaklarım dolaştıkça annemin pembe amının dudakları kendi suyuyla hafiften ıslanıyordu, bense bunu kullanıp gözlerine baka baka içine ittirdim.
Annemin dudakları kocaman aralandı ve "A-Aaağh... Oğl-... Ooof!" diye aralıksız inlemeye başladı.
Fazla hızlı olmayan bir şekilde parmaklarım içinde kayarken, annemin yıllanmış amının duvarlarına parmaklarım sürtünüyordu.
Annemin nefes alış-verişleri artarken, saçlarından akan terler boynuna ve oradan da memesinin arasına kayıyordu.
Annemin amından parmakları çıkartıp, am dudaklarına sürtüp tekrar soktum ve diğer elimi Ayla'nın amcığından çektim.
Bunu yapma sebebim ise tamamen anneme odaklanmak içindi. Elimi ilk baş memelerinde dolaştırdım ve sağ elimle memesini sıktım. Ancak sadece sıkmak olmazdı, beni tatmin etmezdi.
Dudaklarım aralandı ve memesinin etrafına buseler kondurmaya başladım. Tabi bu durum annemi etkiledi. Bir elini saçlarıma ve diğer elini de amının içinde gezen parmaklarımın olduğu elime doğru attı.
Annem kendinden geçiyor, suratımı da elimi de kendisine bastırıyordu.
Dudaklarım adeta memesine bastırıldıkça suratım içinde kaybolacak haldeydi. Elimle memesini sertçe sıktım ve birazcık annemin canını yakmış oldum.
Ancak bu durum hoşuna gitmiş olmalıydı ki "babandan daha da erkeksin, tam da benim istediğim erkeksin oğlum!" demişti.
Memesinin etrafını narince ısırdım ve dilimle hareketler başlattım. Dilim meme çevresinde kayıyordu. Ben dilledikçe meme ucu şişiyordu. Nefes alış verişleri de kontrol altında değildi.
Ağzımı karaladım ve de meme ucunu her zaman yaptığım gibi dişlerimin arasına aldım. Sanki avını parçalayan bir aslan gibiydim. Başımı geriye doğru çekerek annemin memesini gerdirdim.
An: O-oğluuuuum! Orospunu dağıt lü-lü-lütfen...
Meme ucunu sertçe ısırırken gözlerine bakmıştım. Yorgun ama azgın halinden bir adım geri gitmiyordu. Tabii güzel gözlerinin içine göz kırptım ve ısırmaya devam ettim.
Aslında sadece ısırmakla parçalamak olmazdı! Memesini vantuz gibi çekmeye başladım. Ben ağzımın içini memesiyle doldurdukça etine dişlerim daha sert batıyordu.
Neredeyse kanatacak kıvama gelesiye kadar, annemin iki memesine de aynı vahşilikte davrandım.
[10 dakika sonra]
Sakince kalktım ve annemi yüzüstü uzatıp, şezlongu da ona göre ayarlamış oldum.
Koca götünün yanakları hafifçe aralanmıştı ve iki deliği de gözüme ilişmişti. İlk baş elimi götünün üstüne attım ve sakince sıkmaya başladım.
Biraz hamur yoğurur gibi okşadıktan sonra, iki yanağa da sert tokatlar indirmeye başladım. Bu tokatlar annemin o beyaz götüne indikçe "çaat, çaat!" sesler çıkartıyor ve götünde el izim beliriyordu.
Pozisyon için annemi birazcık domalttım ve kenarda duran yastığı başının altına koydum. Sonra ona "ellerinle götünü güzelce ayır bakalım, deliklerini daha net görmek istiyorum kevaşe!" dedim.
Annem dediğimi yapmıştı ve götünü de oynak bir kız gibi sağa sola hareket ettirerek, küçük bir gösteri sunuyordu.
“Ayla! Gel buraya.”
Ay: Ama ben gece demi-...
“Kes sesini ve gel! Sen kimsin de dediklerime karşı gelme cürretine sahip sanıyorsun kendini?”
Ay: Ö-özür dilerim.
Ayla gelince "çömel ve alttan geç bekle!" demiştim. Ayla dediğimi yaptı ve ne olacak diye beklemeye başlamıştı.
“Aç ağzını!”
Ayla ağzını açtığı gibi beyaz dişlerine önce sikimi sürttüm ve sonra aniden ağzının içine iktirip, boğazına doğru ilerlettim.
Ayla sikimi güzelce emerken, iki elimin baş parmağını annemin göt deliğinin içine doğru ittirdim ve ileri-geri yaparak, alıştırmaya çalıştım.
Ayla'nın ıslak boğazında kayan sikim güzelce salyalarıyla ıslanınca, istediğim gibi olmuştu. Hemen ağzından çıkarttım ve kendi kızının salyalarıyla kaplı sikimi, annemin göt deliğinden içeri doğru ittim.
Kafası girdiği an, annem biraz kendini sıktı ve "oof lütfen so-sonra!" dediği an, sağ ayağımı kaldırıp orospunun suratına bastırdım ve kalçasının kenarına sert bir tokat indirdim.
“Sürtük, bana o zaman olmaz yok şimdi olmaz falan, filan demenden bıktım!”
An: A-ama...
“Ama falan yok, sus amına koyduğumun orul orul orospusu! Sanki zevk almayacak gibi söyleniyor hem!”
An:...
Annem susunca, sikimin kalan kısmını da içine soktum ve biraz bekledim. O esnada annemin iki elini de belinde birleştirip, tek elimle tutmaya başladım.
“Ayla! Sen niye boş duruyorsun?”
Ay: Na-napayım?
“Ben mi öğreteyim onu da?
Ayla da sustu ve tatlı dudakları aralandı. Pembe dili taşaklarımda gezinmeye başlayınca, annemin içine git gel yapmaya başlayabilmiştim.
Sikim götünün içine kaydıkça annem kendinden geçiyor ve o tatlı sesi yerine tam bir sürtüğün çığlıkları ortaya çıkıyordu.
An: Ağh... Aaaaağağğh! Alışamadım bir şu sike! Ooof! Kurban olurum ya-yavaş oğlum! Lütfen, annenim ben...
Götüne tekrar bir tokat attım ve cevap vermeden devam ettim. Sikim götünün en derinine indikçe, sıcaklık gittikçe artıyordu.
Ayla'nın taşaklarımda dolaşan dili, hafif bir gıdıklamayla birlikte hoş bir hissiyat tadı yaşatıyordu.
“Siz orospular bunun için varsınız! Cezanızı çekmek için...”
An: Da-Daha sert!
“Ne oldu sürtük? Başta isteksizdin?”
An: Lütfen daha sert ittir...
Annem bunu dedikten sonra elimi bileklerinden çektim ve iki elimi de kalça kısmının kenarına atıp, sertçe tuttum.
İçine daha sert girmekle birlikte, girdikçe annemin sesine karışan "şap, şaap!" seslerinin şiddeti de artıyordu...
Götünü siktiren annem artık kendini fazla sıkmadan, hem bağırıyor hem de kendinden geçen bir bağımlıya dönüşüyor.
Bir süre sonra, üstüne daha da çöktüm ve kolumu boynunun altına geçirdim. Kolumu geçirdikten sonra, kendime çekerek boynunu kilit altına aldım.
Annem zor nefes alarak götünü parçalatırken, Ayla artık dilini sadece taşaklarımda değil annemin amında da gezdiriyordu.
An: O-oğlum... Kızım...
“Söylesene sürtük kendini bu durumda bulmak ne hissettiriyor sana?”
Annem yutkunuyor ve baygın gözlerle gözlerimin içine bakarak, dudaklarını aralayıp cevap vermek için kendini bitiriyordu. Tabii yapamıyordu çünkü, sikimi götüne sertçe soktukça, kasıklarım göt yanaklarına çarpıyor, annemi sarsıyordu.
Bir süre sonra sikimi annemin içinden çıkarttım ve götünün arasına güzelce sürtüp, Ayla'mın ıslattığı am dudakları arasına sürtmeye başladım.
Ben bunu yaparken, annem titreyip kasılmaya başladı ve derin bir "AĞĞĞH!" çektikten sonra şiddetli bir orgazm yaşadı.
“Aaa, daha dur anneciğim! Ben sana neler yapacağım!”
Kulağına iyice eğildim ve fısıltıyla "özellikle bu gece, sana karanlığın şiddetli tonlarını yaşatacağım kaltak!" demiştim.
“Ayla, sen şimdilik çekil!”
Bunu söyledikten sonra Ayla'nın suratı bozulmuştu, sanki devam etmek istiyordu ama zaten bu gece annemle birlikte ona yapacaklarım, en iyi bdsm anısı olacaktı.
Annemin amının dudaklarına sikimi biraz daha sürttükten sonra üstünden kalktım.
Hemen, şezlonga uzandım ve anneme "şimdi ağzını oğlunun sikiyle doldurma vakti, yala kaşar!" diye emir verdim.
Annem zor da olsa dizlerinin üstünde, uslu bir köpek gibi çömelmişti. Ayla ise hemen arkama geçti ve omuzlarıma masaj yapmakla işe koyuldu.
Annem ilk baş bir elini sikimin köküne attı ve hafifçe sıktı, sikim biraz daha şişmişti ve o an ağzını açıp dilini dışarı çıkarttı.
Sıcacık ve ıpıslak dili, sikimin üstünde dolaşmaya başladı. Kafasının etrafında dilini kıvrak hareketlerle gezdiriyordu.
Bir süre daha dilini gezdirdi ve kafasını güzelce öpmeye başladı. Dudaklarının o tatlı dokunuşlarını güzelce yaydırırken küçük ağzı aralanmıştı. Annem ilk baş kafasını emmeye başladı.
Yavaş yavaş bu oran arttı, kafasını güzelce emdikten sonra, sıra yarısına gelmişti. Kafası aşağı yukarı hareket ederken, artık kökünü almaya başlamıştı...
Boğazına kadar inen sikim, dar bir yoldan geçiyor gibiydi aynı. Sıkı ve ıslak boğazında zar zor ilerliyordum.
Elimi kafasına attım ve bastırıp bekledim. Annem boğazına kadar dolu şekilde, zorlanarak bekliyordu. 20 saniye sonra elleri dizilerimi dövmeye başlayınca, bir anda kafasından tutup çektim.
Boğuk, boğuk öksürüyordu ve ağzının salyaları sikimden taşaklarıma doğru akıyordu.
“Dayanamadın mı orospu?”
An: B-Büyük, boğazıma kadar iniyor n-napayım yani?
Suratına bir tokat indirdim ve "tek bunu mu yapabiliyorsun Arzu? Aptal orospu!” dedim.
Ben bunu söyledikten sonra annem kendini topladı ve bir elini sikimin gövdesine atıp, tekrar kafasını emerek başladı.
Elleri sikimin gövdesinde kayarken, sıcacık ağzında dilini dolandırarak emiyordu sikimi.
Elini hareket ettirirken yarısını ağzına alıp çıkarmaya başladı ve en sonunda o güzel, yumuşak elleri taşaklarıma inmişti.
Annem derin bir şehvetle, istekli orospular misali gözüme baka baka sikimi köküne kadar alıyorken, elleriyle taşaklarıma da masaj yapmayı ihmal etmiyordu.
Yumuşacık ellerinin arasında kalan taşaklarım, en rahat yerde gibiydi.
Sikinib gövdesi etrafında dilini gezdirirken, o tatlı dili taşaklarımı emmeye başladı.
Tabi bunlar olurken bazen sikimi suratına sürtüyor, bazen de yüzüne vurduruyordu.
An: Biraz da memelerimi siker misin oğlum?
Bunu söylerken iki memesini de eline alıp, birbirine bastırarak sikimin kafasına sürttü.
“Elbette!”
Elleriyle memesinin arasına sikimi yerleştirdi ve kafasını öperek memelerini sallaya sallaya 31 çekmeye başladı.
Ayla ise masaj yapmayı bırakmış dudaklarımı öpüyordu. Birbirimizin dillerini emerek öpüşürken, sikimin güzel sürtük annemin memelerin arasında da kayması fevkaladeydi...
SEZON 2 BÖLÜM 7 SONU...