YARDIM TALEBİ Serisi - Toplam 24 bölüm +

YARDIM TALEBİ 6

← Ana Sayfaya Dön ← Geri Dön
📌 ARKADAŞ

Ebeveyn banyosuna geçip üstümü başımı düzeltirken aklıma eşime verdiğim söz geldi. Seni kimseyle paylaşamam, çizdiğim sınırları aşmayacağına söz ver demişti bana. Hiçbir cinsel dürtü olmadan, tutku ya da şehvani duygulara kapılmadan, sadece arkadaşına yardım etme sözü vermiştim ama az önce bütün bu güveni zedeleyecek aksiyonlara girişmiştim.

Aynada gördüğüm suratta hem suçluluk hem de utanma duygusu görmem gerekiyordu ama aksine hiçbirini hissetmiyordum, belki de çok yeni olduğu içindi bu, tam tersine, olayın sıcaklığı ile Şeyma suçluluk duygusuna kapılmıştı bile. Buna mani olmam gerektiğini biliyordum devam edebilmek için.

Yatak odasına geri döndüğümde hala yataktan çıkmamıştı. ” İyi misin?” diye sordum.

” İyiyim. Teşekkürler,” diye cevapladı. ” Herşey için teşekkürler. Harikaydı..” dedi ve yüzünü düşürerek yatağa doğru bakmaya başladı, ilk baştaki o absürd ve saçma hissiyat yine çökmüştü odaya, bu cümlenin devamında bir ama olacağı belliydi.

” Harikaydı..Ama?” diye onun söyleyemediği şeyi ben sordum.

” Ama… Az önce yaptığımız şekliyle yapmamalıydık yaptıklarımızı.” Direkt bana bakıyordu şimdi ama hala aramızdaki çekimi de hissediyordum. ” Bu yaşananlar… Eşlerimize sadakatsiz kaldık..”

Daha önceki çekincelerini yeniden ortaya seriyordu, bizim için dünyada en değer veren insanları aldatmıştık.

” Biliyorum,” diyebildim.

” Şuna şahit olsalardı, yıkılırlardı Hakan,” diye eklerken gözünden yaşlar akmak üzereydi. ” Gökçe beni bu halde görseydi benden nefret ederdi. Kabul ettiği şey bu değildi, en iyi arkadaşına güvendi ama ben.. Bir fahişe gibi davrandım.”

” Sadece sen değil, ikimiz birlikte yaptık bunu ve hayır, sen fahişe falan değilsin,” dedim yaşadığı duygu karmaşasından onu çekip almam gerekiyordu. ” Dediklerin doğru evet, mekanik kalamadık, kendi koyduğumuz kurallara sadık kalamadık. Ne denir buna? Zina mı yaptık? Ama şunu kabul etmem ve söylemem gerekiyor, hayatımda yaptığım en iyi seks buydu!” derken biraz fazla üstüne bastırmıştım seks kelimesinin, etrafımı kontrol eder gibi yapıp sesimi kıstım.

Bacaklarını dizlerinden kırıp karnına doğru yaklaştırmış ve başını dizine koymuştu, çok ama çok mahzun ve masum görünüyordu ama ne yapabilirdim ki, inadına çekici geliyordu gözüme bu hali, fırsattan istifade eder gibi olmayacak olsa şimdi yanına sokulup yine öperdim onu.

” Sanırım bunun üstünde biraz düşünüp taşınmamız gerekiyor Hakan,” dedi yüzüme bakmadan.

Üstüne fazla mı gittim acaba diye düşünüp, sonunda onu yalnız bırakmanın en iyisi olacağına karar verdim.

” Şimdi aşağıya ineceğim Şeyma,” dedim. ” Ona burada olanlarla ilgili en ufak bir kafa karışıklığı yaşatacak şey anlatmayacağım. Sen de biz gidince kendini toparla ve kocanın yanına in. Ona asla bundan bahsetme.”

Kafasını kaldırıp o güzel masum yüzüyle bana baktı. ” Sonra?”

” Eğer ikimizden biri buna bir son vermek istiyorsa,” diye ekledim. ” Yirmidört saat içinde eşlerimize buna devam etmek istemediğimizi söyleyeceğiz, vazgeçtiğimizi, kaldıramadığımızı. Eğer ben vazgeçersem yarın buraya gelmem, eğer sen vazgeçersen Gökçe’yi arar söylersin. Diğer türlü, yarın burada olacağım.”

Düşündü.

” Tamam.”

Olduğum yerde bir süre dikildim. Sonra ona doğru ilerledim ve eğilip yanağından öptüm, sonra da odadan ayrıldım.

Aşağıya inince, acaba yüzümdeki ifadeden suçluluk ya da utanma duygusu sezecek mi karım diye düşünüyordum, ya da kuralları çiğnediğimle ilgili bir şüphe.

*” Adi köpek, şerefsiz puşt, en yakın arkadaşımla deli gibi seviştiniz değil mi? Rahat duramadın, sana olan bütün inancımı yıktın! Şerefsiz!!”*

Ama tabi ki yüzüme istediğim maskeyi takmasını biliyordum, burada asıl mağdur bendim, bana bunları söyleyemezdi. Aksine, bana üzülüyordu belki de.

” İyi misin hayatım?” diye sordu.

” Evet. İyiyim,” dedim yüzümde donuk bir ifadeyle, odaya bakınıyordum ama Kadir yoktu. Televizyonun sesi gereksiz yüksekti, kumandayı alıp kapattım. ” Sen nasılsın?”

” Ne kadar iyi olunursa o kadar,” derken yalandan da olsa gülümsemeye çalışıyordu. ” İdare ediyorum.”

” Kadir nereye gitti?” diye sorarken birden aklıma Kadir’in biz ateşli biçimde sevişirken üst kata çıkıp kapının ağzından bizi dinlemeye gitmiş olabileceği geldi ve endişelendiği gizlemeye çalıştım.

” Çok rahat konuşuyordu o akşam ama sanırım dayanamadı ve çekti gitti.”

Karım yanıma gelip elimi tuttu. ” Benden bile daha çok zoruna gitti adamın,” diye devam ederken iyi ki öyle yapmış diye düşündüm, şimdi Kadir’le karşı karşıya gelmek en son isteyeceğim şeydi. Ne yapacaktık ki? El mi sıkışacaktık? İyi iş çıkardın ortak diyecek hali yoktu.

” Artık gidelim mi?” diye sordu Gökçe. Cevap vermeden kapının yolunu tuttuk.

Arabaya doğru giderken hala elimi tutuyordu sıkıca ama bana sormak için can attığı yüzlerce soru olduğunu adımın Hakan olduğu gibi biliyordum. ” Hala iyiyiz değil mi canım?” diye sordu.

Her zaman ki gibi kendinden emin ve güçlü duruşunu takdir ederek onu izliyordum ama bu şimdi bana bir suçluluk duygusu getirmişti. ” İyiyiz tabi ki. Sen benim karımsın ve seni seviyorum,” dedim. Amına koyduğumun yalancı, sadakatsiz, iyi yüzlü, şerefsiz köpeği seni diye beynim bana geri fısıldıyordu.

Arabaya binerken yüzünde mutlu bir ifade belirmişti bu sözlerimden sonra. ” Kusuruma bakmazsan, sormadan duramayacağım, nasıldı?” Öyle bir sormuştu ki, neredeyse hiç umurunda değilmiş gibi, öylesine konuşuyor gibiydi ama derinlerden gelen doğru cevabı veremezsen siki tuttun hissi vereceğim cevabı şekillendiriyordu. Bir cevap da vermem gerekiyordu buna zaten.

” Şeydi..” Buyur hadi cevap ver bir milyonluk soru. Biraz önce yaşanan şeyin tarifi neydi? ” Çok rahatsız ediciydi. Garip ve sıkıntılı hissettirdi.”

” Yani.. Yaptınız? Oldu mu?” diye sordu bu sefer.

” Evet. Birleşme oldu.. Ben üstteydim, o yattı ve.. Oldu işte.”

” İçine boşalabildin yani?” Anlaşılan aynı soruyu değişik şekillerde bir çok kez soracaktı ama farklı bir cevabı mı vardı bunun?

” Evet.”

Artık evimize gelmiştik. ” Pekala… Zaten amaç buydu,” diyebildi Gökçe. ” Şeyma ne yaptı?” diye sordu bu kez aklına yeni bir şey gelmiş gibi.

Lan buna nasıl cevap verilir, nasıl? diyemediğim için, sakin kalmaya çalıştım.

” Sırt üstü yattı, benim işimi bitirmemi bekledi.” diye cevapladım. ” Öylece bekledi ve ben şey yapınca da, bitti işte.”

Eve girdik ve üstümüzü değiştirdik. Çocukların uyumasını bekledik, bir daha bu konudan konuşmadan. Sonunda yatma saati gelmişti. Gökçe yanıma yaklaştı ve kulağıma fısıldadı. ” Artık kocamı kendime istiyorum, çok özledim seni.”

Beş dakika sonra yatak odamıza geçmiş ve kapıyı kilitlemiştik. Üstündekileri çıkarmaya başladığında biraz şaşırmadım desem yalan olurdu, en sevdiğim transparan iç çamaşırlarını giymişti. Göğüs uçları ve kadınlığı iç çamaşırlarının altından belli oluyordu, ışığı kapattı ve kişisel alanımı ihlal ederek yanıma sokuldu. ” Kocamı geri almak istiyorum. Tam şu an.”

Dudaklarıma yapışıp beni öpmeye başladı, elleri ile eşofman altımın lastiğine tutunmuştu, hiç vakit kaybetmeden donumla beraber hepsini bacaklarımdan söktü aldı ve belden aşağımı soydu. Sonra da tişörtümü çıkarmama yardım etti teni sertleşmeye başlayan aletime değe değe. Her yerimi öpüyordu, diliyle boynumdan aşağıya ilerledi, sol göğsümün ucunu ısırdı dillemeden önce. Beni nasıl azdıracağını biliyordu. Dişi aslan kendisinin olan masum zebrayı yemeye karar vermişti.

Kucağıma oturup beni içine aldığında, artık tamamen kontrol ondaydı. Karım kucağımda sevişirken aklıma Şeyma geldiğinde, artık işimin zor olduğunu biliyordum.

” Bu yarak kimin Hakan?”

” Sadece senin Gökçem…”

Yalan mı? Doğru mu? Görecektim.

← Önceki Hikaye
YARDIM TALEBİ 5
Sonraki Hikaye →
YARDIM TALEBİ 7
Yeni bir hikaye mi arıyorsun?

Yorum Yap

Yorumlar