MİLLİ PİYANGO Serisi - Toplam 31 bölüm +

MİLLİ PİYANGO 29

← Ana Sayfaya Dön ← Geri Dön
📌 MİLLİ PİYANGO (ÖZEL)

Kadınlar üstlerini soymuşlardı. Kenan, eliyle ayaklarını yıkayan kadına sakso yapması için işaret verdi. Kadın yerinden doğrulup Kenan abiye sakso yapmaya gelirken, Kenan bir tane daha tokat patlattı.

-Kenan: Git ellerini yıka da gel, orospu.

Diğer kadın geldi, sakso çekmeye başladı. Kenan, omuzlarına masaj yapan kadına yanına gelmesi için emir verdi. Kadın yanına geldi, “Önüme domal” dedi. Kenan, oturduğu yerden kadının götüne şaplak atmaya başladı ama sert sert vuruyordu; bir sağ götüne, bir sol götüne. Kadın evde cıyak cıyak bağırıyordu, götü kıpkırmızı olmuştu. Sakso çeken kadına bir tane daha patlattı.

-Kenan: “Düzgün yala, orospu.”

O kadının da yüzü tokat yiye yiye kıpkırmızı olmuştu. Kenan abi, kadınlarla seks yapmıyor, adeta onları dövüyordu.

O gece sabaha kadar Kenan abi kadınlarla iyice oynadı, yarı dövdü, yarı da sikti. Memelerini ısırdı, götünü şaplakladı, boynunu ısırdı. Sonrasında gruba beni de dahil etti. İki kadına grupça siktik, baya baya hor kullandık. Kadınlar pişman olmuştur bizle geldiklerine. En son Kenan abi sabaha doğru kadınları banyoda küvete soktu. İki kadın çıplak haldeyken üstlerine işedi, sonrasında da kadınları evden kovdu. Kadınlar yarı döllü, yarı üstünde çiş varken kıyafetlerini giyip evden çıktılar. Sonrasında Kenan abi duşunu alıp yatağına gitti, sonra ben de duş alıp yatağıma gittim. Öğle gibi Kenan abi beni kaldırdı, kaldığımız işlere devam ettik. Akşam yine aynı mekâna gittik, bu sefer başkalarıyla kumar oynuyorduk. Masada kaybeden adamın karısı 3-4 aylık hamileydi. Adamın evine gittik, karısını aldık, Kenan abi ile birlikte aynı eve geri geldik. Bu sefer Kenan abi adamın da gelmesini istedi. 27-28 yaşlarında, 3-4 aylık güzel bir kadın vardı. Kenan abi kadınla çok güzel ilgileniyordu, kadına nazik davranıyordu. Dün geceden sonra kadın hamile olunca korkmuştum, aynısını buna da yapacak diye endişe ediyordum ama aksine kadına o kadar nazik, zarif davranıyordu ki bu davranışı beni etkilemişti. Kadının içine yavaş yavaş girerken kocasını yanına çağırdı, karısının ellerinden tutmasını istedi. Yaklaşık 1-2 saatlik sevişme seansından sonra kadını serbest bıraktı. Cebinden 2.000 dolar çıkarıp kadına verdi, adama “Karının üstünü giydirip götürebilirsin” diyerek adama onay verdi. Adam eşinin giyinmesine yardımcı oldu, beraber evden çıkıp taksiye binip gittiler. Kafamda deli sorular vardı.

– Kenan abi

– Kenan: Buyur İbrahim

– Abi, dün iki çocuğun annesi buradaydı, kadınları resmen sikmedin, dövdün. Bu gece ise bu kadına öyle nazik davrandın ki anlamadım, sırf kadın hamile diye mi?

– Kenan: Yok, ondan değil.

– Neyden abi, merak ettim.

– Kenan: Ben adamı gözlerinden tanırım İbrahim. Dün gelenler orospuydu, bu kız ise değildi. Orospuya hak ettiği davranışı göstereceksin, bak gör, iki gün sonra o orospular yine gelir. Ne kadar dövsende, siksende akıllanmazlar orospular bir kere.

Ertesi gece kumar masasına gittik. Harbiden de Kenan abinin dediği oldu; aynı gençler gelip bizim masaya oturmak istediler. Paraları yoktu, Kenan abiden kredi istediler. Tekrardan oyun oynamaya başladık. Gençler yine kaybetmişti. Kadınlar arabaya bindi, biraz mutsuzdular ama yapacak bir şey yoktu; kendileri kaşındılar. Kenan abi bana göz kırpıyordu, bu sefer durumu anlamıştım. Eve girdiğimde:

-Kenan: Bu gece sıra sende İbrahim. Benden ne gördüysen, aynısını yapmanı istiyorum. Bakalım ne kadar öğrenebilmişsin, benden bir şeyler kapabildin mi?

Elimden geldikçe Kenan abi gibi davranıyordum. Onun kadar yapamasam da denedim. En azından kadınlar biraz daha rahattı ama Kenan varken yine tedirginlerdi. En son Kenan, delisi kadınları koltuktan kaldırıp evi temizlemelerini söyledi. Dip bucak kadınlara evi temizletti. Kadınlar bu saatten sonra gelirse de gelmezlerdi artık.

Artık kendimde şunu fark ettim: Kenan abi ile takıla takıla ben de onun gibi olmaya başladım. İstemsizce adamın yaptığı günlük şeyleri ve konuşma tarzı da bana işlemişti. Aslında adamın amacı da oydu; beni öyle gördükçe kendiyle gurur duymaya başladı. Bu durum benim için kötü değildi; otoriter ve liderlik becerilerimi geliştiriyordum. Değerli olanları baş tacı yapıyordum, tıpkı Kenan abi’nin eşi Münevver Hanım’ı nasıl el üstünde tutuyorsa, ben de ondan gördüklerimi sevdiklerime karşı sergilemeye başladım. Artık istemsizce bir futbolcu gibi, nasıl topu gördüğünde ayakları otomatik olarak gidiyorsa, ben de kendime engel olamadığımı fark ettim. Kenan abiden pek çok şeyi öğrenmiştim. İstanbul’daki vakitlerimiz gerçekten güzeldi; Kenan abi yeni iş adamlarıyla tanıştırıyor, her geçen gün daha fazla insanla tanışıyordum. Bir yandan da Kenan abiyle vakit geçirmek, onun hareketlerini ve tavırlarını gözlemlemek bana çok şey kattı. Artık işlerimiz biraz daha yoluna girmeye başlamıştı. Bir gün, Kenan abiyle birlikte yola koyulduk. Ankara’ya dönecektik. Ankara’ya vardığımızda, ilk önce Kenan abinin ofisine uğradık. Orada bir durum değerlendirmesi yaptı. Bana birkaç iş bıraktı ve bir süre yurt dışına çıkacağını söyledi. Ayrıca, özel bir görev verdi: Münevver Hanım’ı Konya’dan almamı istedi. İşin özü, artık işler daha karmaşık hale geliyordu. Benim de yapmam gereken çok şey vardı. Kenan abinin yanından ayrıldım ve akşamüstü yola koyuldum.

Münevver Hanımı yolda giderken aradım. Telefonu açtığında sesi neşeliydi, benim sesimi duyması onu mutlu etmiş olmalıydı.

Ben: Münevver Hanım, şimdi ben yoldayım. Az kaldı, birazdan orada olurum. Hazır mısınız?

Münevver: “Bekliyorum, İbrahim,” diye cilveli bir ses tonuyla karşılık verdi.

Kenan abinin sitesinin önüne geldim. Güvenlik kapıyı açtı, Münevver Hanım’ın olduğu villanın önüne aracı park ettim. Arabadan inip kapıya doğru yöneldim, zile bastım. Münevver Hanım kapıda beni karşıladı, üstünde sadece bornozu vardı.

Ben: Münevver Hanım, hazırlanmamışsınız.”

Münevver: “Evet, duşumu aldım ama bir konuda kararsız kaldım, yardımın lazım.

Ben:“Nedir o?”

Münevver: “Hangi model iç çamaşırı giymeliyim sence?”

Münevver Hanım, renk renk iç çamaşırlarını yatağına dizmişti.

O kadar güzel desenli çamaşırları vardı ki, hemen sikim kalktı. Jartiyerinden tut tangasına kadar, Münevver Hanım, durumumu fark etmişti.

Münevver: Ne o, çok mu hoşuna gitti İbrahim?

Ben: Sizin gibi bir hanımefendinin sadece çamaşırlarını görmek bile adamı azdırır.

Münevver: Demek öyle, he? Bakalım ne kadar azmışsın, diyerek elini pantolonumun içine attı ve sikimi dışarıya çıkardı. Önüme eğilip, sikimi yalamaya başladı. Hımm, hımm… İştahlı iştahlı sesler çıkararak devam ediyordu.

Münevver Hanım ara ara nefes alıp sorular sormaya başladı.

Münevver: Kenan’la İstanbul’da ne yaptınız, bakayım?

Ben: Çalıştık.

Münevver: Başka?

Ben: İş adamlarıyla tanıştırdı beni.

Münevver: Başka?

Ben: Biraz gezdik.

Münevver: Başka?

Ben: İş, güç toplantı derken, o kadar.

Münevver: Daha başka?

Ben: Hepsi bu kadar.

Münevver Hanım, sikim elinde birden sert tutarak gözlerimin içine bakarak devam etti.

Münevver: Gözlerimin içine bak!

Münevver Hanım’ın gözlerinin içine bakıyordum.

Münevver: Başka anlat, haydi!

Bir gece kumarhaneye uğradık.

Münevver: Heh, şöyle. Ne yaptınız, anlat bakayım.

Ben: İşte, oradakilerle kumar oynadık.

Münevver: Sonra?

Ben: İşte, o kadar.

Münevver, biraz daha sert bir bakış atarak ismimi söylemeye başladı.

Münevver: İbrahimmm…

Münevver: Anlat bakayım, dinliyorum seni.

İşte kumar masasına oturduk. Kumarda kaybedenler, kimisi karısını, kimisi kızını, kimisi de annesini ortaya koyuyordu.

Münevver: Siz ne yaptınız?

Ben: Genç çocuklar vardı, onların annesini, bir adamın kız kardeşini ve bir adamın da karısını siktik

Münevver: beraber yaptınız yani

Ben: Aynen

Münevver: peki yaladın mı onların kini

Ben: Hayır yalamadım

Münevver: o zaman kalk ayaga benimkini yala

diyerek yataga uzandı.

Münevver Hanım’ın iki bacak arasındaki amcığına uzandım, öyle temiz ve güzel duruyordu ki, dilimi amcığına değdirdiğim gibi eliyle kafamı amcığına gömdü. Nefessiz kalıyordum resmen ama amcığı öyle tatlı ve güzeldi ki, böyle bakımlı bir kadından da bu beklenirdi. Sanki Çilek yiyor gibiydim; kullandığı losyon büyük ihtimalle çilek aromalıydı.

Çok geçmeden Münevver Hanım’ın telefonu çaldı, arayan Kenan abiydi.

-Kenan: Münevver, İbrahim geldi mi?

-Münevver: Geldi, geldi.

-Kenan: Çıktınız mı yola?

-Münevver: Yok, daha çıkmadık, az işimiz var.

Bunun üzerine Kenan abi görüntülü arıyordu, içimden “eyvah, yakalandık” diye geçiyordum. Münevver Hanım, kafamı iki bacağıyla kıstırıyordu, oradan çıkmama izin vermiyordu. Telefonu direkt açtı, kamerayı bacaklarına doğru çevirdi.

-Münevver: Aşkım, İbrahim’le az işim vardı, halledip yola çıkacağız.

Buradaki amacı, nasıl bir dominant kadın olduğunu göstermekteydi.

Kenan abi, az çok Münevver Hanım’ın ne yaptığını anlamıştı. Sesi çok çıkmadı; zaten Münevver Hanım, Kenan abi karşısında hep dominant bir kadın olmuştu. Bunu Kenan abi de biliyordu.

-Kenan: “Çok oyalanmayın, sizi bekliyorum.” diyerek telefonu kapattı.

2 dakika sonra benim telefonum çaldı. Arayan Kenan’dı; sessizce telefondan bana bir şey söylüyordu.

-Kenan: İbrahim, İstanbul’da sana gösterdiklerimi yengenin üstünde denemeni istiyorum. Bakalım tepkisi ne olacak. Buraya gelince hepsini senden tek tek dinleyeceğim. Eğer yapmazsan seninle büyük bozuşuruz, ona göre.

diyerek ufak da olsa hem içindeki merakı hem de bana karşı ciddiyetini koruyordu. Benim canıma minnet, paşadan izin almıştım. Şimdi münevver hanım düşünsün. Şimdiye kadar Kenan abinin karısı diye sesimi çıkarmıyordum ama bu saatten sonra orospuya orospu gibi davranırım.

Yerimden doğruldum, Münevver Hanım’ı belinden sertçe tutup domalttım yatağa. Okkalı bir şekilde götüne şaplak attım. Her şey bir anlık oldu; Münevver Hanım neye uğradığını şaşırdı, üstünde koca bir şok etkisi vardı. Ağzı açılmadı, dili tutulmuştu. Sikimi Amcığına sokup pompalamaya başladım, sert sert git gel yapıyordum.

Bu sırada kalçalarına şaplaklar atmaya başladım. Her şaplak atışımda cıyak cıyak bağırmaya başladı. İki dakika sonra kapı zilini duyduk; gelen güvenlikçiydi. Münevver Hanım, üstüne geleceğini geçirdi ve alt kata doğru indi. Ben de peşinden gittim. Kapıyı hafif araladı, karşısında güvenlikçiyi gördü.

-Güvenlik: Münevver Hanım, iyi misiniz?

-Münevver: İyiyim, iyiyim.

-Güvenlik: Sesler duyunca bir şey oldu sandım, bir bakayım dedim.

-Münevver: He yok, iyiyim. Düşündüğünüz için yine de teşekkürler.

Diyerek kapıyı kapattı, ben de kapıyı kapattığı gibi götüne bir şaplak daha attım. Münevver Hanım’ın çığlığı evde yeniden yankılandı.

Bağırma, orospu diyerek elimdeki kilodu ağzına tıkadım. Olduğu yere çömeltip sikmeye başladım. Amcığı baya sulanmıştı. Kulağına fısıldayarak, “Seni böyle siken olmadı değil mi? Kocanda böyle sikmedi gerçek erkek nasıl sikermiş göstericem bugün sana” diyerek kadının içinden geçiyordum.

← Önceki Hikaye
MİLLİ PİYANGO 28
Sonraki Hikaye →
MİLLİ PİYANGO 30
Yeni bir hikaye mi arıyorsun?

Yorum Yap

Yorumlar