TEŞVİK PRİMİ Serisi - Toplam 15 bölüm +

TEŞVİK PRİMİ 8

← Ana Sayfaya Dön ← Geri Dön
📌 FANTEZİ

” Ee? Nasıl gidiyor üvey oğlunla? Mastürbasyon yaptın mı ona?” diye sordu telefonla konuşurken ablasıyla Esra.

” Mastürbasyonlar demek istedin sanırım?” diye cevapladı Duygu.

” Nasıl yani? Birden fazla aksiyondan mı bahsediyoruz?” dedi şaşırarak Esra.

” Yani, sayayım madem sana, iki kere duşta, iki kere yatakta, bir kere de sabah kalkınca, ha bir de arabada giderken elime aldım ama onu saymamam gerekiyor değil mi?” dedi gururla Duygu.

” Oha! Sen ciddi misin? Bunca orgazmdan sonra hala sertleşebiliyor mu bu çocuk?” derken nefesi kesildi adeta.

” Şu pil reklamı vardı ya hani, herkesin pili bitiyor ama onunki bitmiyor. Tavşanlı olan,” derken kıkırdıyordu Duygu.

” Tavşan gibi si.. Duygu.. Ben de istiyorum yaaaa!”

” İşin komiği ne biliyor musun? Sıradaki maç nerede tahmin et? Anadolu yakasında, tam sizin semt stadında.”

” Hadi canım? Dalga geçme benimle!”

” Yoo, valla bak, sizin oraya geleceğiz,” dedi Duygu.

” Off, süper, o zaman o gece bende kalın beraber,” diye atıldı Esra.

” Ama olmaz ki öyle, bize biraz mahremiyet lazım, eve dönsek daha iyi, hatta günübirlik ev tutmayı bile düşünüyordum,” dedi Duygu.

” Saçmalama ya, ben postalarım Uğur’u bir geceliğine, arkadaşlarıyla çıkar, maçtan sonra geceye kadar vaktimiz olur. Ya da işi falan çıkar ne bileyim, n’olur ya, beraber olalım.”

” Tamam ya tamam, ayarlayabilirsen olur, haftaya cumartesi maçı, babasının işi var yine ama maçı izlemeye gelip geri dönecek şehir dışında işlerini halletmek için, bu kadar önemli bir maçı kaçırmaz. Belki de sen bizimle dönersin.”

” Bak işte, isteyince nasıl da ayarlayabiliyorsun,” dedi sevinçle Esra.

” Ok. Ama unutma, seks falan asla yok, ikimizi de sikemez, ne seni ne beni. Daha değil. Bu sefer sadece sakso çekeceğim ona, tabi eline falan almak serbest.”

” Başka delik yok yani, öyle mi?”

” Üff.. Lütfen ama ya, ne yapacaksın? Anal mı öğreteceksin çocuğa? Sadece sakso. Ya sen kendin demedin mi bana, ödülü her seferinde arttır diye, işleri saçma sapan boyutlara getiriyoruz zaten, babasının duyduğunu düşünmek bile istemiyorum,” diye açıklama yapmak zorunda kaldı.

” Tamam ya, şansımı deneyeyim dedim, merak etme sen, ne kendisi ne oğlu senden iyi üvey anne bulamaz, ellerindekinin değerini biliyor ikisi de.”

Burak okuldan geldiğinde annesi evde tekti.

” N’aber Duygu?” diye seslendi.

” İyi, okuldan sonra idman yaptık biraz da, hoca birkaç yeni taktik üstünde durdu. Kontraya çıkarken paslaşmalarımızı falan işte daha seri yapmamızı istiyor,” dedi Burak.

” Aferin sana, güzel çalışırsan ödüller de güzel olur, hayatın kuralı böyledir.”

Burak işgüzarlık yapmak için sabırsızlanıyordu doğal olarak, üvey annesine karşı daha cesurca cümleler kuruyor, daha iğneli şakalar yapıyordu. ” Biliyorum, ödül kazanmak benim işim, hem futbolda hem de yatak odasında çok iyi hocalarım var.”

” Öyle mi?” dedi gülerek Duygu.

” Evet, senden iyi olmasın ama futbolda daha çok tekrar etme şansım oluyor mesela, gerçi senden de çok memnunum ama öpüşme konusunda eksiklerim var bence, keşke idman yapma şansımız olsaydı,” dedi cümlesini bitirince dilini dışarı çıkararak.

” Hmm. Demek öpüşme konusunda eksiklerin var. Bunu çalışabiliriz aslında,” dedi Duygu. Üvey oğlunun yanına yaklaştı ve anlatmaya koyuldu. ” Partnerinin yanına gelince, elinle belinden böyle tutman gerektiğini biliyorsun değil mi?” dedi elinden tutup beline dolarken oğlunun kolunu.

” Sonra da kendine çekeceksin..”

” Sonra peki?” diye sordu gözleri parlayarak Burak.

” Sonra, sanırım yapman gerekeni içgüdüsel olarak biliyorsun, hadi.. Dene..”

” Sonra dudaklarından kocaman öpmek lazım sanırım,” dedi Burak hamlesini yapmadan önce. Üvey annesine tutku dolu bir öpücük kondurdu, zamanla dudakları aralanmış ve dilleri birbirine sürtmeye başlamıştı bile ama sonra Duygu dudaklarını ayırdı.

” Daha iyi öpüştüğünü kesinlikle söyleyebilirim.”

” Çok iyi bir öğretmenim var,” dedi Burak.

” Yine de dikkatli olman gerekiyor, sadece öğretmenin değilim, üvey annenim aynı zamanda,” dedi Duygu.

” Evet, anneliğinden çok memnun olsam da, ‘üvey’ olman işime geliyor dedi ve belinden tutup tekrar mutfak masasına kadar götürdü geri geri ve masaya doğru yatırmaya başladı. Aralanan bacaklarının ortasına belini yerleştirip üstüne doğru eğiliyordu şimdi.

” Kendine fazla güveniyorsun ama hala öğreneceğin çok şey var, benim ne kadar şehvetli ve becerikli olabileceğim hakkında en ufak bir fikrin yok bence,” diye fısıldayarak konuşmaya başladı yüz yüze bakışırken ikisi de, Burak zor duruyordu. ” Bu haftaki maçını da kazan ve o güzel sikini ağzıma alıp seni emeyim,” diye kışkırtıcı ses tonuyla devam etti.

Duygu’nun sözleri Burak’ı hazırlıksız yakalamıştı, birden annesinin üstünden geri çekilip ayakları üstünde beklerken az önce duyduklarına inanamamış biçimde kendini sorguluyordu.

” N’ooldu tatlım? Her maçı sen kazanamazsın, annen de gol atmayı iyi biliyor,” dedi Duygu.

” Sanırım haklısın,” derken önüne, sikine bakıyordu hala Burak çünkü yine zonkluyordu.

” Ben kazandığıma göre, benim ödülüm ne olacak?” diye sordu yaramazlık yapmak isterken.

” Ne istersen.”

” Yüzüne oturmak istiyorum,” dedi ciddi bir ses tonuyla.

” Gerçekten mi?” dedi yutkunarak.

” Evet, istiyorum. Sana yaşattığım onca orgazmdan sonra, bence ben de hak ediyorum bu kadarını. Yani, ne dersin benim tatlı üvey oğlum? Bal kovanının tadına bakmak ister misin?” diye sordu.

Burak’ın kalbi güm güm atmaya başlamıştı. ” İstiyorum!”

Duygu oğlunun elinden tuttu ve onu sürüklemeye başladı peşinden. ” Gel benimle.” Oturma odasına geçerlerken gözlerini annesinin kıvrımlı götünden ayıramıyordu, her çalkalanışında göz bebekleri de onlarla birlikte hareket ediyordu.

Kanepenin önünde durdu ve elleri ile ellerini birleştirdi ve anlatmaya başladı. ” Büyüdükçe anlaman gereken şey, kadınların kalbine giden yol bacak aralarından geçer, bu dediğimi unutma, tecrübe her zaman kolayca elde edilmez,” dedi.

” Anladım..”

” Anlayacaksın, yaşıtlarının çoğu kadınlar hakkında çok az şey bilerek büyüyor, ama sen onlardan farklı olacaksın tatlım, çünkü ben senin avantajınayım, kadın cinsel organı hakkında bilmen gereken herşeyi öğreteceğim sana,” diye devam etti.

Eteğinin düğmesini açarak indirdi, sonra da külotu ile devam etti, belden aşağısı çıplak kalmıştı şimdi, kanepeye oturdu ve oğluna seslendi. ”Buraya gel, önümde diz çök.”

Burak üvey annesinin dediklerini yaptı, Duygu kanepenin ucuna yerleştirmişti götünü.

” Hazır mısın? Beni izle,” dedi.

” Peki.”

Duygu dizlerini birleştirdi ve bacaklarını karnına doğru çekerek resmen ikiye katlanmaya başladı, dizleri neredeyse yüzüne değecekti, kalçaları kabak gibi ortaya çıkıyordu önünde Burak’ın, kalp şekline bürünmüştü adeta. Bacak arasından yumru gibi olan amcığı ona bakıyordu adeta. Tertemiz, tüysüz bir şeftaliyi andırıyordu adeta, dudakları iriceydi. Hemen aşağıda daha koyu renkte olsa bile hala muhteşem görünen göt deliği adeta göz kırpıyordu oğlana, bir gün o koca yarağın beni bile sikecek der gibiydi.

Duygu bacaklarını kaldırmaya devam ederek tavana doğru dikti, sonra da iki tarafa açarak kanepenin üstüne bastı ve bacaklarını aralamış oldu, cennetin kapıları aralanmıştı Burak’ın önünde.

Burak nereye bakacağını şaşırıyordu, sütun gibi beyaz bacakları, o narin ayak bilekleri ve parmakları, baldırları, bacaklarının arasında artık yavaştan aralanmaya başlayan ve iç dudakları da ortaya çıkan, ayva çiçeği gibi açılmış amcığı ve venüs deltası.

” Hoşuna gitti mi tatlım gördüklerin?”

Burak’ın gözleri her tarafını geziyordu hızlıca ama hep amına varıyordu son olarak. Klitorisini bile görebiliyordu.

” Bu ikisi amımın dış dudakları tatlım, bunları bu şekilde aralarsam..” derken sağ elinin işaret ve orta parmağı ile amını aralıyordu, ” iç dudaklarımı görebilirsin, amımın içini de.. Yaklaşabilirsin canısı, korkma ısırmaz,” dedi gülerek.

Burak hemen yaklaştı, annesinin amından çok az bir mesafedeydi artık, sikmek için neler vermezdi. ” Unutma, eğer il şampiyonu olursan, o koca sikini sokacağın yer tam da bu delik,” dedi yine fısıldayarak, çok kışkırtıcı oluyordu böyle.

Duygu bızırını bulup parmaklarının arasına aldı ve sıktı hafiften, kan yürüyünce kızarıyordu. ” Bu da klitoris, kadınların en hassas oldukları yer, eğer am için kadının kalbine giden kapı dersek, burası da kapı kolu diyebiliriz, eğer onu doğru şekilde açarsan, kapı harika biçimde açılır,” dedi gülümseyerek.

” Harika görünüyor..” diyebildi Burak.

” Amla tanıştığına göre, yalama ile tanışmaya ne dersin?”

” Süer olur derim.”

” Öpüşürken dillerimizle neler yaptığımızı hatırlıyorsun değil mi?” diye sordu. ” Klitorisime de yapman gereken şey tam olarak bu. Hadi başla, ben seni yönlendireceğim.”

Burak ağzını annesinin amına doğru yaklaştırdı ve acemice dilini sürmeye başladı dudaklarının arasına, ıslanmaya başladığını görmüştü ama tadının hoşuna gideceğini düşünmemişti.

” Çok güzel tatlım, aynen öyle, dilini yay, klitorisimin etrafında daireler çiz.”

Burak’ın ağzı komple amına yumulmuştu şimdi.

” Dudaklarımın üst tarafta birleştiği yerin hemen altında, küçük bir nokta gibi, göreceksin, onun etrafını yala..”

Burak sonunda annesinin dediği noktayı keşfetti ve dili değince Duygu’nun hareketlerinin değişmeye başladığını anladı, tüyleri diken diken olmuştu adeta.

” Aynen.. Tam orası… Ohh.. Sonunda buldun canım. Dilini köpeğin su içmesi gibi yapıp hızlıca yala onu,” diye inledi.

Burak dilini ne kadar hızlı hareket ettirebildiğini fark ediyordu yavaş yavaş, sonunda üvey annesinin amını yalamanın içgüdüsel rahatlığını çözmüştü, nefes alıp verme problemini çözmüş, aynı anda yalayıp ememeyeceğini görmüştü.

” Öpüşürken yaptığımız gibi tatlım, burnundan nefes alacaksın,” diye yönlendiriyordu Duygu onu.

Burak denileni dinlese de zaten kendisi de çözüyordu olayı, dilini klitorisinin etrafında hızlıca döndürüyor, adeta fırçalıyordu.

” Ohh.. Off.. Çabuk öğreniyorsun..” diye inledi. ” Dudaklarımı ağzına al ve em..”

Burak üvey annesinin amcığına iyice yapıştı ve dudaklarını ağzına alıp ağzında sakız gibi çiğnemeye başladı adeta. ” Şimdi dilini yılan gibi içeri sokarken ağzına komple alıp emmeye çalış aynı anda..”

Burak doğuştan yetenekliydi. Duygu’nun amını o kadar iştahlı yalıyordu ki, kendisi bile şaşırıyordu, amına yumuşmuş, ağzının yüzünün su olmasını umursamamıştı bile, annnesi elleriyle uzanıp saçlarını okşamaya başladı.

” Ahhh.. Tatlım.. Harika gidiyorsun. Dilini de kullanmaya devam et, hadi..”

Burak kendisine denileni ikiletmeden hemen yapıyordu, bal kutusundan ne kadar tatlı sıvı varsa çıkarmaya kesin niyetliydi, Duygu su olup akıyordu adeta. Birkaç dakika daha bu şekilde devam ettikten sonra, sıradaki talimat geldi.

” Offf… Burak.. Göt deliğimi de yalaaaaa..” diye inledi Duygu.

← Önceki Hikaye
TEŞVİK PRİMİ 7
Sonraki Hikaye →
TEŞVİK PRİMİ 9
Yeni bir hikaye mi arıyorsun?

Yorum Yap

Yorumlar