S2 - B12 [ÖNCE EZİYET, SONRA ZEVK]
Hala kararsız olabilirim ama direk bir seçim yapmalıydım, sonuçta bu nasıl bir giriş yapacağımı şekillendirecekti.
İçimdeki ses, onları aynı karanlığın elli tonu filmindeki Bay Gri gibi kırbaçla kullanmam gerektiğini söylüyordu.
Ancak diğer tarafım ise memelerini sıkıştırıp acıya direk maruz bırakmam için bana baskı kurmaya çalışıyordu.
“Öff fazla düşünmeye gerek yok!”
An: Neyi o-oğlum?
“Kes sesini!”
An:...
Elimi çantanın içine doğru uzattım ve kırbaçı çıkarttım. Elime ilk aldığımda biraz inceledim. Sert ama güzel bir şeydi.
Kısa adımlarla anneme yaklaştım ve ensesine sürtmeye başladım.
Kırbaçı ensesinden ayaklarına kadar, vücudunun her noktasına sürtüyordum.
Annemin tenine değen bu can alıcı şey, onu hafiften huylandırıyor ve vücudu aynı kıvrak bir yılan gibi hareket ediyordu.
Tenine değdikçe heyecanı hatsafaya çıkıyordu. Nefes alışı artıyordu.
Kalçalarının üstüne biraz sürttü ve de ayaklarına tekrar indim.
Pembe ve minik ayaklarına değdikçe, annemin azğıdan "ıh... Hııh..." diye belli belirsiz sesler çıkıyordu.
Ayak parmaklarının arasına, parmak uçlarına, ayak tabanına ve topuklarına sürterek dokunmadık yer bırakmıyorum.
Ayağını o şekilde gıdıkladıktan sonra, sürterek tekrar kalçalarına gelmiştim.
“Başlama zamanı!”
Önce hafif, sonra biraz ve daha sonra tam kuvvet ile kırbaçı indirip onun karpuz gibi götünü domates gibi kızartacaktım.
Kırbaçı tenine indirmeden önce "Arzu, bu yapacaklarım canını yakacak." demiştim.
An: Dayanabilirim...
“Emin misin buna?” (gülerek)
An: Emi-... Ağhh...
Annem tam cevap verecekken kırbacı kalçasına indirmiştim. Annem ne olduğunu anlayamadan tekrar sormuştum "buna emin misin?" dedim.
An: Ev-... Ooof!
Ay: Aras...
“Şşh sen sus!”
“Arzucuğum, buna dayanabilir misin?”
Annem tam cevap verecekken, kırbacın sapını annemin am dudaklarına sürttüm.
An: E-evet...
Kabarmış amının dudaklarında dolaşan kırbacın sapı annemi etkilemişti.
Amının dudaklarına bastıra bastıra sürterken, tatlı ayaklarını sıkıp sıkıp bırakıyordu.
Amcığına sürten sapı hafifçe içine ittirip geri çekiyordum, böyleyece anın içinde sıkışıp kalabiliyordu.
An: A-Aras...
“Ne oldu?”
An: B-bu...
Sapını biraz içine ittirdim ve sağa sola hareket ettirerek, amcığının duvarlarına değdirmiş oldum.
Amcığı sapı kavradıkça, kendinden geçiyordu.
Kırbaçı içinden çıkarttım ve amına darbeler indirmek için kaldırmıştım. Tüm vücudu güzellikle karşımda duruyordu...
Bu güzelliği incitmenin sakıncası olmazdı. Kırbaçı indirdim ve pembe amına inen ilk darbeyle annem bağırmıştı.
İlk vuruş sonrası amcığına göz gezdirdim. Daha şimdiden izi çıkmıştı. Pembe amında kırmızı bir çizgi oluşmuştu.
Bunun dışında acı sebebiyle, annemin güzel gözlerinden yaşlar akmıştı.
Durmadım amına yine bir kez daha vurdum. Sonra yine ve yine...
An: Aağh... Uuuuuf...
“Sen kime itaat ediyorsun?”
An: A-Aras...
Kırbaçı amına yine vurdum ve tekrar sordum "sen kime itaat ediyorsun!" dedim.
An: S-Sana...
“Güzel Arzu, aferin!”
Amı kıpkırmızıydı ve Arzu soğuktan titrercesine titriyordu.
Güzelim ayakları da aynı vücudu gibiydi. Sıkıp bıraktığı parmak uçları, inanılmaz duruyordu.
Kırbaçın ucunu kalçasından, bacaklarına ve oradan da ayaklarına değdirerek ayak tabanına getirmiştim.
“Şimdi sıra burada Arzu!”
Pembe ayaklarına sürten kırbaçla Arzu daha da ayaklarını hareket ettiriyordu.
Ancak ne olursa olsun, amına yaptığım muamele ile ayağına yaptığım farklı olmayacaktı.
Ayaklarına sert bir şekilde vurmuştum. Annemin sesi kulakları parçalarcasına çıkmıştı ama hep aynı şeyi sayıklıyordu "o-oğlum... Ko-kocam..." diyordu.
Her vuruşumda annemin ağzından hırçın sesler yükselirken, artık bana "d-durma oğl-... Ooff! Durma..." diye telkinde bulunuyordu.
Ne değişmişti bir anda, acıdan da zevk alacak duruma mı gelmişti aniden?
“Vay be sürtük, beklediğimden daha çabuk kabul ettin!”
Ayaklarına gittikçe sert vuruyordum ve pembe ayakları, dolgun topukları, küçük ayak parmakları kıpkırmızı olmuştu. Ancak götü hala bembeyaz duruyordu.
“Aslında Arzu, sen tam bir köle olmalıydın ve de eziyet edile edile sikilmeliydin.”
An: Y-yap o zaman...
“Merak etme, ben babamın yapamadıkları için buradayım.”
Rota bu sefer beyaz götüne kaymıştı. Pürüzsüz götünün yanakları üstünde kırbaçı dolaştırıyordum.
Götünün bir yanağını avuçlarımın arasına aldım ve var gücümle sıkmaya başladım.
Löp et gibiydi. Dokundukça dağılıyordu sanki. Hissettirdiği şeyler fevkaladeydi.
Ancak boşta olan kısmı da kullanmam lazımdı. O nedenle kırbaçı o tarafa vurarak göt bölgesini de mahvetmeye koyuldum.
Sol yanakta her vuruşum sonrası çıkan izler ve bembeyaz götün kırmızıya dönüşüyle birlikte annemin dudaklarını ısıra ısıra inlemesi de dikkatimden kaçmıyor.
Sıktığım yanağı da boş bırakamazdım. El değiştirdim, böylece sağ elimde kırbaçla vururken, sol elim kızarık götünde dolaşacaktı.
[5 dakika sonra]
Yaptıklarımdan sonra biraz durdum ve bu sefer Ayla'ya geçme sırası geldi.
Ancak daha başka bir spesiyal uygulamalıyım ki farklı tatlar alabilelim.
Çantaya elimi uzattım tekrardan ve bu sefer bir ip gelmişti elime, uzunca ve tam da aklımdaki plan için buradaydı.
İpi kendi yuvarlağı içinden ilkbaş geçirdim ve de sonra Ayla'nın boğazına doğru bir kolye edasıyla taktım.
Biraz göz gezdirdim ve o an tam bir fino köpeğinden farkı yoktu. Güldüm.
Daha sonra aklıma başka bir fikir daha geldi. Annemin amına, güzel küçük bir vibratör takmalıydım.
Çantada uygulamaya bağlı olarak kullanılacak olan bir tane var olmalıydı.
Hemen bulabilmiştim ve böyleyece annemi saçlarından tutup kaldırdım. Annem ne olacak diye bakıyordu.
Acıyan ayaklarının üstüne bacağı kırık bir kuş gibi dururken, onu bilgisayar koltuğuna oturtmuştum.
Annemin önüne eğildim. Gözlerinin içine baktığımda acı ama zevkle harman olmuş bir şekilde derin manalı bakışları vardı.
Elimdeki küçük parçayı annemin, demir gibi sert sikim sayesinde genişleyen amcığına soktum.
Ne olacak diye bakarken, uygulamayı açtım ve bir anda orta kademede çalıştırmaya başladım.
An: Iıığğh...
Annemin güzel gözleri bir anda aralandı ama ayak parmakları da oynamaya başladı.
“Demiştim, bu gece farklı olacak!”
Bacakları durmadan belli belirsiz hareket ederken, ağzından iniltiler çıkıyordu.
Buna rağmen gözleriyle ne olacak diye olaylara da kayıtsız kalmıyor, kalamıyor.
Bense Ayla'yı anneme doğru çevirdim ve belini biraz büküp onu domalttım. Böylece küçük vücudunu altımda eritecektim.
Koca götünün yanakları sır perdesi gibi aralandığında, pembe delikleri ortaya çıktı.
Annemin gözlerine baktım ve "bak orospu Arzu, aynı ilk seferki gibi duruyoruz değil mi? Kaltak kızına tecavüz ettiğim zamanki gibi aynı!" demiştim.
Annemin dudakları aralansa da, cevap vermek istese bile bunu yapamıyordu.
“Şimdi o anı yeniden yaşama sırası!”
İpe doğru asıldım ve iyice boynunu az da olsa nefes alacak şekilde ayarladım.
Bu sayede ne bayılır ne de daha kötüsü olabilirdi. Muhtemelen en oluru buydu.
Bir elimi koca kıçına attığım zaman, sanki elim içinde kaybolacaktı. Manzara'nın verdiği tatlar cidden mükemmeldi.
Biraz tokatladıktan sonra parmak uçlarımı bastırarak götünü iyice sıktım. Bastırdıkça acı artıyor ve Ayla da küçük iniltiler atıyor.
Güzel götünün yanaklarını sertçe okşarken, sikimi sulu şeftalisinin girişine yasladım.
Ayla ise annemin aciz halini izlerken bir yandan çarşafı sıka sıka, zor nefes alıyordu.
Amcığının dudaklarını ayırmak için, elimi götünden çektim ve işaret+orta parmağımı ablamın amcığına dayadım.
Amcığının ince çizgisi üstünde şerit çize çize ablamı zevke getirirken, parmaklarım iki dudağı da ayırdı.
İç kısmı pespembe, sulu, sıcak ve anneme kıyasla dar duruyordu. Amının içine parmaklarımı sürttüm ve sikimi açık deliğin girişine iyice soktum.
Amcığı resmen volkan olmuş patlamak için zamanın gelmesini bekliyordu. O zamanı daha da geciktirirsek, ne tadı kalır ki?
Sikimin kafasını durgun bir su misali içine ittirmiştim. Kafası girdiği an boğuk ama azfırıcı bir "ooh!" çekmişti.
Sikimin kafasını içine sokup çıkartarak devam etmek istedim.
Kafasını bazen amına sokuyor ve bazen am dudaklarına sürterek hizaya getiriyordum.
Sikimin kafası içine girdikçe deliği aralanıyor çıkarttığım an kapanıyordu.
Am dudaklarına süpürgeyle sürter gibi biraz daha sürttükten sonra, sikimin kafasını amcığına soktum ve elimdeki ip'e asılıp aniden kalan kısmını da ittirdim.
Ayla ne yapacağını şaşırmıştı. Uzun tırnakları çarşafı sıkarken zor nefesler eşliğinde "ağğğh!" çekmişti.
Bu sesle birlikte, içine girip çıkmaya başladım. Amcığına sikimi yedirdikçe, kasıklarımız birbirine çarpıyordu.
Her çarpışta am dudaklarını döven taşaklarım "şap!" sesleri çıkartarak ortama güzel bir melodi sağlıyor.
İçine kayarken am duvarlarına sürtüyordum, sıcak ve kaygan duvarları sikimin sürtünmesini daha kolay kılıyordu.
İpi daha da sıktım ve Ayla'nın başını yere sabitlemek için ayağımla suratına bastırdım. Yüzü yana yatmış annemle bakışırken, orospunun götüne elimi attım.
Kalçasının kenarından kavrayarak sikimi amının derinliklerine kadar ittiriyor, götünü sıka sıka ablamı hoyratça kullanıyordum.
Amcığı sikimi yutarken sırtından akan terler ışıkla birlikte parıltılar oluşturuyordu.
Elimi götünden çektim ve baş parmağımı ablamın göt deliğinin etrafında gezdirmeye başladım.
Amcığı sikimle sınav olurken, götüne de parmaklarımı sokarak onu sınava tabii tutmalıydım.
Deliğinin çevresini, biraz okşadıktan sonra baş parmağımı kanca gibi yaptım ve ucundan ittirmeye çalıştım.
Az bir zorlama sonrası parmağım da Ayla'nın götüne kavuşmuştu ve iki deliği de artık doluydu.
Bir an anneme baktığımda annem artık transa bağlamıştı. Gözleri açıktı ve ağzı sanki bir kuyu gibiydi.
Ağzının kenarlarından salyalar memelerine kadar akmıştı. Tek yapabildiği kısık kısık inleyerek bizleri izlemekti.
Annemin gözlerine bakarak, sikimi bir andan çıkarttım ve aniden Ayla'nın amına kökleyiverdim.
Ay: AĞHHH...
“Bak Arzu kızın nasıl? Nasıl da siktiriyor kendisini kardeşine!”
An: Ç-çooğk... Gü-...
“Hahahahah aptal sürtük, nasıl da kekeme olmuş konuşamıyor!”
Ayla'nın boynunu tutmak için kullandığım ipi bıraktım ve sol elimle belinden iyice bastırıp onu daha da yapıştırarak, götünü havaya doğru kaldırttım.
Götü artık iyice yukarıda olunca sikim girip çıkarken tüm kasıklarım çarpa çarpa "şaap, şooop!" sesleri bizlere eşlik ediyordu...
SEZON 2 - BÖLÜM 12 SONU...