GENÇLİK ÖFKESİ S Serisi - Toplam 61 bölüm +

GENÇLİK ÖFKESİ S2 B11

📌 GENÇLİK ÖFKESİ (ÖZEL)
← Ana Sayfaya Dön ← Geri Dön

S2 - B11 [GECEYE GİRİŞ]

“Sizlere bu gece aynı ilk günlerdeki gibi bir şeyler yapacağım. Seveceksiniz...”

Annemin elinden tutmuştum ve yavaşça ayağa kaldırıp, arkasına doğru geçtim.

Annemse kafasını yana çevirmiş ne olacak diye bekliyor ve de derin nefesler alarak gözlerimin içine bakıyordu.

Önce ellerim elbisenin üstünden yumuşacık kalçalarına uzattım.

Yavaş ama sert şekilde, götünün her yerine ufak ufak dokunuşlar yapıyordum.

Etli, tertemiz götü elbisenin üstünden bile hatlarını apaçık belli ediyordu zaten ve de Lokum gibi götü, sağa sola sallanıyordu.

Okşadıkça annem vücudunu bana yaslıyor "ığm..." diye sesler çıkartıyor "Evet, aşkım! Evet..." diye söyleniyordu.

Dolgun götünün yanaklarını biraz daha okşadıktan sonra, ellerim omzuna gitti ve boynuna dudaklarımı dokundurdum.

Teni güzel ve ferah bir kokuyla kaplıydı. Sanki bahar annemin boynunda filizlenip, oradan da her yeri sarıyor gibiydi.

Sıcak ve hafif ıslak dudaklarım, milim milim boynunda dolaşıyor, vücudunu okşarken de omuzlarını sıkıyordum.

Sıkıp bırakırken ellerim omzundan, koluna doğru kaymıştı. Parmak uçlarımla çizgili hatlar çiziyor ve ufak ufak bastırıyordum.

Daha sonra ellerine kaydı ellerim. Ellerini tuttum ve babam yaparken onun sevdiği şeyi yaptım.

İşaret parmağımı avcunun içinde dolaştırmaya başladım. Bu ona hem zevk veriyor, hem de bundan etkileniyordu.

Bunu yapmam hem annemi şaşırtmış, hem de mutlu etmişti. Yüzü şaşkındı ama gözleri parlıyor ve sanki yüzünde çiçekler açarcasına gülüyordu, kaltağım benim...

An: Se-sen bunu biliyor muydun?

“Ben senin, ablamın her şeyini biliyorum.”

An: Sana onca yaptığımız şeye rağmen, sevdiğimiz şeyleri biliyor muydun?

“Evet, anne! Evet olgun kaşarım...”

Annem başını eğmişti, gülüş yerini hafif bir hüzüne bırakmıştı. Ancak elimi saçına attım ve çekip dudaklarına yapıştım.

Sıcak ve kıvrak dili ağzımın içine girmişti. Öpüşürken birbirimizin sıvıları, birbirimizin ağzından boğazına doğru akıyordu.

Birbirimizin tadıyla harmanlanıyor, birbirimize daha da kapılıyorduk.

Öpüşürken ikimiz de aşırı derecede yutkunuyorduk, tükürük bezlerimiz bildiğin dolup taşıyordu.

Dudaklarımız birbirine alışmıştı ama anın akışı böyle değildi, bu sebeple romantizm yerini tekrar sertliğe bırakmalıydı.

Dudaklarımı kendisinden çektim ve birbirimizin alnına yaslanıp nefeslendik.

Sonra ellerim tekrar ellerinde yerini buldu ve dudaklarım, dudaklarından boynuna kaydı. Böylece hafifçe ısırarak öpmeye devam ettim.

Dişlerimi bastıra bastıra şeker tadındaki boynunu ısırırken, yalamaktan çekinmedim.

An: O-oohh...

Isırdığım yerlerde dilim de dolaşırken, Ayla bizleri görüp kıyafetini çıkartmaya çalıştı ama hemen araya girdim.

“Onu ben çözeceğim, asla çıkartma!”

Ay: Tamam aşkım ama çok ısındım, ateşim var resmen...

“Senin ateşini ben zaten yatıştıracağım sürtük. Şimdi sadece izle, tamam mı?”

Ay: Tamam... Ama lütfen çabuk.

“Kes sesini sıranı bekle amına koyduğumun kaltağı.”

Annemin şeker tadındaki boynunu vakumlar gibi emerken, boştaki elimi kıyafetinin altından amcığına uzattım.

Güneş gibi sıcaktı amcığı, daha içine sokmamama rağmen bu hissediliyordu.

Elimi o tatlı bal kutusunun etli dudakları arasına attım ve orta parmağımla yukarı, aşağı yaparak amcığıyla oynamaya başladım.

Pürüzsüz ve nemli amı yangın yeriydi. Parmaklarım dolaştıkça, sanki ısı daha da artıyordu.

Orta parmağım iki etli, pembe ve sıcak am dudakları arasında gidip gelirken, boynunu eme eme mosmor hale getirmiştim.

Sonra orta parmağımın ilk boğumunu sokmak için aşağı doğru dudaklar arası kaydım ve girişine yerleştirdim.

“Söylesene anne, genişlettiğim yer şuan nasıl?”

An: (yutkunarak) Sı-Sıcak...

“Neden sürtüğüm?”

Bunu söylerken elimi ellerinden çektim ve annemi geri geri yürütüp, çalışma sandalyesinin üstüne oturdum.

Böylece annem kucağımda kaldı ve hemen kolumun arasına boğazını aldım.

Kafamı kulağına yaklatırdım. Amacım süt emer gibi o kulak memesini emmekti.

Dilimi dokundurdum ve yutkunan annemin kulak memesine dilimle hafif darbeler indirip tekrar sordum.

“Söylesene?”

An: O-Oğlum...

“Oğlum mu? Şuan oğlun yok Arzu! Senin arzularındaki adam var, kapının önünde kızını sikerken onları dinleyerek kendini parmakladığın o adam var! Hayalindeki!”

An: Si-Sikicim...

“Söyle sürtük! Kıpkırmızı dudakların aralansın, söyle ne varsa! Hadi kaşar...”

An:...

Parmağımın ilk boğumunu değil, aniden hepsini o genişlettiğim, sulu, sıcak ve pembe amının içine kökleyiverdim.

An: Uuuf... B-Ben sana bitiyorum...

“Hmm!”

An: Sana kendimi siktirmeyi istiyorum her gün, her an. O sebeple b-bu am...

Parmağımı sokup çıkartmaya başladım ve yanağında dilimi gezdirirken kulağına "sürtük kadın, metresim benim!" dedim.

An: E-evettt... Me-metresinim v-ve bu am...

“Hadi kevaşe annem, olgun sürtüğüm!

An: O sebeple bu a-am, senin için ya-yanıyoooğr!

“Hahahaha işte böyle açık ol!”

Annem gözleri fal taşı gibi açık halde yandan bana bakarken, ben sert bir tavırla parmaklarımı sert sert kökledim.

Ben parmakları kökledikçe annemin göğüs kafesi dolu dolu şişiyor ve ani nefesler alıp veriyordu.

Anın sıcaklığından dolayı alınında bir sürü ter damlacığı vardı ve şakaklarından yanaklarına ve oradan da boynuna iniyordu.

Elimi memesine doğru attım ve elbiseyi biraz çekiştirip, memelerini özgürlüğe kavuşturmuş oldum.

Meme uçları dimdik ve bir fındık tanesi gibi şahane gözüküyordu. Parmaklarımı o güzel amcığına sokarken, işaret+baş parmağımla meme ucunu sıktırıyordum.

İleri geri çekiştirirken, o koca karpuz gibi memeler aynı bir hamur gibiydi. Bazen sertçe sıkıyor bazen de süt sağar gibi hareketler yapıyordum.

Annemse kendinden geçerek, gözleri yarı kapalı biçimde tavanı izliyordu.

Ah benim güzel, olgun orospum...

[Bir süre sonra]

“Ayla, şuradan çantayı getir!”

Ayla çantayı getirdi ve yatağın üstüne bıraktı.

“Şimdi çantayı aç ve kelepçeleri çıkart. Sonra da bana ver onları!”

Sessiz sedasız dediğimi yaptı ve gözlerime bakarak uzattı. Elinden aldım ve sürtük annemin memelerini güzelce sıkıp, ayağa kaldırdım.

Annem ne olacak diye beklerken, ellerimi ellerine attığım gibi arkadan kelepçeledim ve sonra annemi yatağa yüzüstü uzattım.

Annemin elbisesi fermuarlıydı ve sırtındaki fermuarı yavaşça aşağı doğru indirdim.

Parlak ve bembeyaz teni, fermuar açıldıkça aynı bir hazine sandığı gibi kendini belli ediyordu.

Sonra elbisesinin fermuarı inince, iki elimle iki yakadan tuttum ve var gücümle çekip yırtmaya başladım.

Kumaşı dayanıklı olsa bile hafifçe esneyip yırtılmaya başlamıştı ve son kuvvet ile bir anda o güzelim elbise artık paçavra oldu.

Annemin teni odaya vuran ay ışığı altında parlıyordu. Sanki bir melek gibiydi ve o eşsiz vücudu dokunuşlarımı bekliyordu.

Annemin saçlarından tuttum ve yere oturttum. Elleri arkadan bağlı ve dizlerinin üstünde çok masum duruyordu.

Ayla'yı ayağa kaldırdım ve suratına sert bir tokat atıp "orospu hazır mısın?" dedim.

Ayla ise ellerini önünde birleştirdi ve kafasını yukarı aşağı salladı. Elimi elbisenin göğüs kısımlarına doğru attım ve iki taraftan tuttuğum gibi çektirdim.

Ayla'nın elbisesi daha sağlamdı. Daha da zorlamalıydım. Bu nedenle kuvveti arttırıp, iyice yüklendim.

İki dakika geçmeden, elbisenin göğüs kısmı tarafından ortadan ikiye ayrılmaya başlamıştı.

Küçük yırtıklar ve Ayla'nın sabırsız halleri işi daha da uzatıyordu. Ayla heyecandan yerinde duramıyordu. Sanki ilk defa yapıyorduk bunu?

Ayla'nın suratına tekrar bir tokat attım.

“Yerinde doğru dur, aptal! Eğilip bükülme!”

Ayla ise yanağını tutarak gözlerime baktı. Küçük bir gözyaşı akmıştı kenardan ve acı dolu bir sesle "ta-tamam..." diyebildi.

Kıyafet tamamen yırtıldığı an, Ayla'nın içine giydiği transparan sütyen ve ince ipli, külotu tamamen belli olmuştu.

Ayla'nın saçları yüzünün önüne gelmişti ve boynu bükük şekilde bekliyordu. Saçından tuttuğum gibi annemin yanına, onu da oturttum.

İki sürtük artık yan yanaydı ve benden talimat bekliyorlardı. Gözlerine baktım ve "kendi kıyafetlerimi ben mi çıkartayım, siz ne boka varsınız? Orospular!" demiştim.

An: Ama ellerim bağlı?

“Köpekler gibi yapacaksın o zaman sende!”

Ay: B-Ben napacağım?

“Sen üstümü çıkart, bir de pantolonumun düğmesini çöz yeter!”

Ayla bunu duyduktan sonra kalkmıştı ve bütün düğmeleri tek tek çözdü.

Sıra anneme geldiğinde, annem biraz doğruldu ve ağzını açıp pantolonun kenarını ısırarak, var gücüyle çektirdi.

Biraz biraz pantolon iniyordu ama bu kuvvetle çok zor olabilirdi. Ben de saçlarından az önceki gibi tuttum ve boğazını sıktım.

“Aç ağzını!”

Annem zor nefes alarak ağzını açtı ve dilini dışarı doğru çıkarttı. O an ağzına tükürdüm ve kapatıp suratına hafif tokat attım.

“Bu yavaşlıkla bu pantolon sabaha çıkar! Ya düzgünce şunu yap ya da otur izle!”

An: Ya-Yapacağım sadece lütfen bekle.

Saçlarını ve boğazını bırakıp beklemeye başladım. Annemse ağzını açmış, çaba vere vere pantolonu yavaştan indiriyordu.

[2 dakika sonra]

Pantolon ve boxer indiğinde sandalyeye oturdum ve ikisinin de kafasını ellerimle tutup, birbirine yasladım.

İki orospunun yanakları arasına sikimi fırça gibi yukarı aşağı sürtmeye başladım.

Sikim yanaklarına sürttükçe ikisinin de gözleri açıldı ve tek odak noktası yanakları arasındaki sikim olmuştu.

Saçlarından tutturdum ve yüzlerini birbirine doğru çevirdim. İki sürtüğe de "ağzınızı açın hanımlar, lolipop geliyor!" diyerek ışığı yakmıştım.

İkisi de o güzel dudakları araladı ve beyaz pasparlak dişlerini de açıp pembe dillerin ortaya çıkardı.

Yarı kalkık sikim ikisinin ağzına sa sürter şekildeydi ve sıcak nefeslerini vere vere sikimi yalamaya başladılar.

Anne, kız iki orospu da birbirine bakarak kendi kanından ve canından birisinin sikini ağzına alıyordu.

Dudaklarına ve dillerine sürten sikimin kafası sanki arı tarafından sokulmuş gibiydi ve şişkinlikle birlikte, zonkluyordu.

“Bu kadar yeter! Kalkın ayağa, sizleri bir köle gibi kullanma vakti geldi...”

Annem ablamın da desteği sayesinde kalkıyordu ki, elimi annemin eline atıp "kendi başına ayağa kalkacaksın orospu!" dedim.

Ayla kalktıktan sonra, onu yatağa yüzüstü uzattım. Daha sonra da annem zor da olsa kalktığı gibi saçından tutup onu da yanına yatırdım ve elim tekrar çantaya uzandı.

Elimi çantaya attığımda aklımdaki tek şey" acaba memelerini sıkıştıracak şeyi mi kullansam, yoksa kırbaç mıydı?" dedim...

SEZON 2 BÖLÜM 11 SONU...

← Önceki Hikaye
İNGİLİZCE HOCASININ GENÇ SİKİCİSİ 9
Sonraki Hikaye →
GENÇLİK ÖFKESİ S2 B12
Yeni bir hikaye mi arıyorsun?

Yorumlar