İlk defa bu kadar konforlu bir ortamda rahat rahat ve zaman sınırlaması olmadan, göt deliğimde Ahmet abinin kirpi gibi sakalları, dili ve kalın parmakları oynaşırken ben de merakla oyuncağımla oynuyordum. Ne yazık ki yarağı gırtlağa kadar almak oldukça zor bir iş. Yüzüm gözüm gözyaşları ve salya sümük içinde kalmıştı, ama bu kadar büyük bir yarak başını gırtlağıma sokmayı becerememiştim. Ancak, Ahmet abi götüme üçüncü parmağını da sokmayı başardı. Kaydırıcı falan olmadan sadece tükürükle, canımı yakıyordu.
Yarağını ağzımdan çıkarıp kalktım. Ahmet abi suratımın halini görünce gülmeye başladı. Beni göğsüne çekip yüzümün her yerini yalayıp yuttu. Yüzüm sakalları ve bıyığı yüzünden çizik içinde kalacak, evdekilere ne diyeceğim diye korktuğumdan, "Yapma abi acıyor!" deyip bacağımı atıp koca göbeğine çıktım oturdum. Herif o kadar iri ki, sanki ata binmişim gibi bacaklarım ayrıldı. Götümü kıllarına sürte sürte aşağı doğru kaydım. Baldırlarına kadar geldim. Yarağını tam bacak aramdan çıkarttım. İncecik parlak bacaklarımın arasından fırlayan devasa kara yılanı, sanki benimmiş gibi düşünüp çektirmeye başladım.
Off, böyle süper bir aletim olmasını ne çok isterdim! Ama gerçekler acıdır. Onun yarağının dibinde benim parmak kadar miniğim öylece kendi halide, pamuk gibi duruyor işte. Biraz yükseldim, başlarını aynı seviyeye getirip birbirlerine sürttürerek çektirdim. Belki benimkine de biraz büyüme ruhu aşılardı :) Hoşuna gitti miniğimin, dikeldi, ucu da ıslandı. Ahmet abi sakince yatmış gülümseyerek benim yaptıklarımı izliyor ve işime karışmıyordu.
Sıkılmasın diye, "Oturayım mı üstüne abi?" dedim. "Burası senin evin, yarak da kocanın! Ne istiyorsan yapabilirsin karıcığım!" dedi. "Kaydırıcı losyon falan var mı?" dedim. "Öyle şeyleri sevmem, zevki azaltıyor, tükürükle idare et!" dedi. Anlaşılan yarın yine popomun üstüne oturamayacağım. Neyse ki yarın pazar. Okuldakiler bir şeyler anlar diye öyle korkuyorum ki! Eğilip ağzımla başını iyice tükürükledim. Elime de tükürüp zaten vıcık vıcık olan deliğime bulaştırdım. Adamın bedeni çok geniş olduğundan dizlerim yataktayken oturamıyordum üstüne :)
Ayaklarımın üstünde durup çömeldim. Tutup yarağının başını deliğime dayadım. Biraz oynaştırınca, başı gerildi sanki demir gibi oldu. Popomu çeviriyorum, başı deliğimi iyice kaplıyor. Çok güzel yaa! Yavaş yavaş kocabaşı yarağı almaya çalışıyorum, çok kalın lann, canım yanıyor! Yarakları yiye yiye tam nerede olduğunu öğrendiğim bilezik gibi yere başı oturdu iyice. Orayı geçmek en zoru! Sadist herif belini birden bir kaldırdı, bilezikten haşırt diye geçti koçbaşı! Beynimde şimşek çaktı, az dursa yavaşça alacaktım. Amına koyum Ahmet abi ya!
Kalkıp belime sarıldı. Bastırıp, kucağına oturttu iyicene. Kol gibi yarak da dibine kadar oturdu içime. İkinci defa beynimde deprem oldu. Bu defa acıdan dolayı, gözlerimden yaşlar akıyordu. Kalkmaya çalışıyorum, sımsıkı sarılmış bırakmıyor, kaçmayayım diye. Belini oynatmaya başlayınca acı içinde kaldım ve "Kocacığım ne olur kıpırdama az, alışıyım!" dedim yalvarır gibi. "Orospu çocuğu. Yarağı yiyince dibine kadar, kocacığım dersin böyle işte!" dedi yavşakca sırıtarak. Yine anneme küfür etmişti. Çok sinir oldum. Ama kol gibi yarak içindeyken götün yiyorsa bir şey de bakalım!
Yalakalık olsun, biraz da sempatiklik olsun diye, dudağına yapışıp dilimi verdim ağzına. Koparır gibi emmeye başladı. Bu herife deplasmana gelmemek lazım, evinde çok saldırgan! Bu hayvan evli mi acaba diye merak ettim. Her gece bir ayıyla yatağa girmek!
Bekleyince haraketsiz, biraz yumuşadı yarağı, götüm de alıştı kalınlığa. Dilimi kurtarmak için boynuna gömdüm suratımı. "Alıştın mı karıcığım kocanın yarağına?" dedi. "Hı hı!" diyebildim sadece. Dizlerinin üstüne kalkıp, sırt üstü yatırdı beni içimden çıkmadan. Üstüme yatınca içimden çıkmasın diye kaldırdım bacaklarımı iyice. Bütün ağırlığı ile üstüme çökünce nefes alamıyordum. Kemiklerim birbire geçti. "Abi eziliyorum!" dedim ciyaklayarak. Artık sesimi kontrol edemiyordum. Karıya çevirdi herif beni. "Yine mi abi lan!!!" diye hönkürdü. "Özür dilerim kocacığım, acıdan şaşırdım!" dedim paslı bir sesle.
Dirseklerinin üzerinde kaldırdı göğsünü biraz, ama göbeği ile eziyordu beni halen. Neyse en azında nefes alabiliyordum artık. Oynatmaya başladı belini. İçime girip çıkmaya başlayınca piston gibi, iyice alışan götüm zevklenmeye başladı. Karnıma kadar uzanan yarak o tatlı yere değdikçe beynimde bu defa zevk çanları çalmaya başladı. Sarılabildiğim kadar kollarımla ve bacaklarımla sarılmaya çalışıyorum şimdi ona, koala gibi :)
"Tam bir erkeksin kocacığım, çok güçlüsün!" dedim, bu defa da tam bir sürtük gibi çıktı sesim sanırım. İnanın, bu sözler hiç düşünmeden ağzımdan dökülüvermişti. Çünkü, içimi böyle doldurması, eze eze, çıldırıcı bir zevk vermeye başlamıştı. "Hadi başlayalım artık, o zaman!" dedi. Başlamadık mı daha? Ben biter diye bekliyordum :)
Kollarının üstüne kalktı bu defa. Popoma sert bir tokat çaktı. Ayak bileklerimi tutup bacaklarımı yukarı kaldırdı. Götüm önünde, küçük bir karpuz gibi, emrine amadeydi. Gidip gelmeye başladı. Ve giderek hızlanıyordu. Sonra, yavaşça çıkarıp yarağını ucuna kadar, çivi çakar gibi içime basmaya başladı ki, benim başım dönüyordu artık. Kökledikçe istemsiz inliyorum, ahlıyorum, ohluyorum, bazen de çığlık atasım geliyor. Ben artık rüyada gibiydim...
Kafamı kaldırıp baktım, pipim iyice küçülmüş, bir o yana bir bu yana serbestçe sallanıyordu. Baktığımı görünce Ahmet abi iyice ıslanmış pipimi iki parmağının arasına alıp okşamaya başladı. Bu çok hoşuma gitti. Koca taşakları da demirdendi sanki, popomu dövüyordu. Pipimdeki elini ittim, çünkü gelecektim nerdeyse. O devam etti köklemeye hiç durmadan. Ne kadar zaman geçti farkında değildim, ama son pozisyonda en az 20 dakikadır sikiyordu beni. Bu adam insan değil, makina gibi sanki :)
Çıktı içimden, "Domal bakalım, köpek ol!" dedi. Sesi vahşi hayvan gibiydi. Domaldım, yine popoma bir iki tane etkili şaplak çaktı. Sonra, enseme bastırıp suratımı yatağa gömdü iyice. Götüm havada, ayaklarının üzerinde tepeme çıkıp geçirdi ve bazen hızlı bazen yavaş ama döver gibi girip çıkmaya devam etti. Yine en az 10 dakika böyle siktikten sonra, içimden çıkmadan yan yatırıp arkama geçti ve öyle devam etti icraatına. Ben artık çıkardığım seslere filan hakim olamıyordum. Bacaklarım titremeye başlamıştı, zevkten mi, acıdan mı yoksa bir kokteyl mi, bilmiyorum...
Sanırım artık bitirmesi gerektiğini anladı. Yoksa elinde kalacaktım. Elini önüme uzatıp, tekrar iki parmağıyla sırılsıklam pipimi ovuşturmaya başladı. Götüme her köklediğinde, iki parmağı ile pipimi iyice eziyordu. Sonunda tam başı parmaklarının arasında sıkışmışken, öyle bir fışkırmaya başladım ki! Yatağın dışına kadar attırdım! Bu, şu zamana kadarki rekorum :) Böyle bir orgazmı ilk yaşıyorum. Ben halen daha ufak ufak gelmeye devam ediyordum.
Götümden çıkıp dizlerinin üzerinde tepeme geldi ve ağzıma soktu yarağını. Girip çıkmaya başladı. Ben de dilimle ovalıyordum başını. Kafamı geriye attı, boğazıma öyle bir daldırdı ki! Girdi bu sefer ve boşaltmaya başladı bütün yükünü! Kurtulmaya çalışıyordum, ama o yükleniyordu, zevkten hayvan gibi de anırıyordu. Dölleri burnumdan çıkıyordu, nefes alamıyordum. Sonunda duruldu, epey öyle kaldı, yüzüm gözüm gözyaşlarım sümüklerim döller her şey birbirinde karışmıştı. Yumuşamaya başlayan yarağı boğazımdaydı halen...
Sonra, yavaşça çekti. Sonunda rahat nefes almaya başladım. Sanki yaşama geri döndüm. Ahmet abi birden, "Öldürdün beni!!!" diye bağırdı. Öğrendim ki, zaten orgazm ölüm demekmiş. İkimiz de ölmüştük aslında. Ben pert oldum sırt üstü, o da yığılıp çöktü üstüme, yattı bütün ağırlığı ile. Artık nefes alıp almamakta da pek umurumda değildi. Ama kemiklerim kırılmasa iyi olurdu :)
Epey süre kıpırdayamadım, zira kolumu kaldıracak halim yoktu. Sonra, üstümden biraz itelemeye çalıştım. Anladı sonunda, kalkıp yana yattı ve beni göğsüne çekti. Dudaklarıma bir öpücük kondurdu ve "Çok iyiydin orospum benim!" dedi. "Sen de öylesin!" dedim :) Neyse ki anlamadı. Ne yapayım arada çaktırmadan ben de ona küfür etmiş olayım. Neyse ki bu sefer annemi bulaştırmadı puşt! Bu da bonusu. Sarılıp öyle sıkıyor ki beni, kesin kemiklerimle bir alıp veremediği var. Kıllı göğsü kuş tüyü yorgan gibiydi. Uyuklmışım ben de üstünde...
Uykumda bir rüya görüyordum. Tam Mert beni öperken, yani rüyanın en güzel yerinde, Ahmet abi beni göğsünden yatağa bırakırken uyandım. İlk defa rüyama girdi Mert. İçime de girse keşke. Bir erkek üstümden yeni indi, ben rüyamda Mert'i görüyorum. İyice orospu oldum ben. Ama bu sayılmaz çünkü, ben ona aşığım :)
Ahmet abi kalkıp buzdolabından bir şey alıp tekrar yanıma yattı. Ben anca gözlerimi açabildim, çok derin uyumuşum. "Uyandın mı kız?" dedi. "Uyandım abi!" dedim. "Yine mi abi lan?" dedi kızgınca. "Ya bırak o an içimden nasıl geliyorsa öyle diyeyim, zaten kocamsın, boğazımı bile siktin!" dedim kıkırdayarak. "Tamam lan, kıyamam sana!" dedi. Ben de tam zamanıdır diye düşünüp, "Abi bir de bana ne dersen de eyvallah da, anneme küfretme ne olur!" deyiverdim. Nedense, buna sadece gülümsedi, cevap vermedi.
Bira almış buzdolabından, şişeyi dikti kafasına, çektikçe çekti. Yarıladı şişeyi. Tam öküz ya! Şişeyi bana uzattı. "Yok abi ben içmiyorum!" dedim. Bir şey demedi neyse ki. Kolundaki saate uzandım baktım, oha saat 6 olmuş. "Abi ben gideyim artık!" dedim. "Gideyim ne lan, gidebilir miyim diyeceksin!" dedi, yine gülüyor alaycı alaycı. Deli ediyor beni. "Tamam, gidebilir miyim abi, evdekiler merak eder!" dedim. "Bir posta daha kayayım, doyamadım!" dedi. Ulan anıra anıra geldi herif halen doyamadım diyor. Seksten bunun kadar zevk alan insan yoktur heralde.
"Abi bir daha kayarsan, daha bir hafta oturamam götümün üstüne, acı bana!" dedim. Neyse ki, acıdı. Kalkıp banyoya gittim. Büyük bir ayna vardı. Çırılçıplak kendimi gördüm. Kendi halime, kendim acıdım. Resmen darmadağındım. Sadece, gözlerimde tatlı bir ışık vardı. Sikilmeye başlamadan önce, bu ışık yoktu gözümde. Hani derler ya, gözümün feri sönüktü. Bardağın dolu tarafını görmek gerek. Şimdiyse, yanıyordu! Bu arada götüm de yanıyordu. Karnım da sırtıma yapışmış vaziyette. Dün akşamdan beri bir şey yeyip içmedim. Tabii, yediğim Ahmet abinin yarağı ve içtiğim manda sütü gibi dölleri hariç!
Zar zor, Ahmet abi gelir diye hızlıca bir duş alıp çıktım banyodan ve giyindim. Ahmet abi bayılmış gibi yatıyordu. "Abi gideyim mi ben?" dedim. "Dur yavrum, bırakacağım ben seni!" dedi. Hazırlanıp çıktık, arabaya bindik. Yine köprüye çıkıp aşağı denize doğru inmeye başladı. Ben gideceğimiz yönü söylemeden, bizim eve doğru gidiyordu. Herif ismimi bildiği gibi evimin adresini de mi biliyor acaba? Açlıktan ve korkudan bayılacak gibi oluyordum.
"Abi yolunu uzatma, ben şuralarda bir yerde ineyim..." dedim titrek bir sesle. Korktuğumu anladı, yine pis pis gülerek, "Benden korkmana gerek yok. Tabii dediklerimi yaptığın sürece! Merak etme, görünmeyiz kimseye, sote bir yerde bırakırım seni!" dedi. Gözümde yanmaya başlayan bu yeni tatlı ışık, umarım başıma yeni acı belalar getirmez diye dua ediyordum :)