← Ana Sayfaya Dön

CANIM AİLEM 23 PART 1

📌 ENSEST

Küçük kutuyu açtığımda içinden bir oyuncak çıktı. Biraz incelediğimde ne olduğunu anladım. Bu bir vibratördü. Elime alınca yanındaki küçük kumandasını fark ettim. Evet bu bir kumandalı vibratördü. Bu Yağmurun muydu? Çalıştırdığımda titremeye ve ses çıkarmaya başladı. Kapatıp hemen kutusuna geri koyup odadan çıktım. Kapıya geldiğimde tıklattım.

B: "Buraya bırakıyorum, alırsın."

Y: "Ali, sanki görmediğin şey. Hadi getir." Kapıyı açıp lavaboya girdiğimde klozette oturduğunu gördüm. Ben, içeri girince gülümsedi. "Ver." Pedi uzattığımda elimi tutup beni çekti. "Şu an beni sikmeni istiyorum."

B: "Regl değil misin?"

Y: "Bu günlük ped. Sürekli takıyorum ben. Dediğim gibi şu an beni sikmeni istiyorum.... hatta emrediyorum." Küçük bir elektrik dalgası vücudum boyunca hareket etti.

B: "Kahvaltıya bekliyorlar. Çok bile kaldım. Sen de hızlı gel." Merdivenlerden gelen ayak sesleriyle irkildim. "Çabuk bırak beni." Yağmur, piç gülüşü atıp beni daha sıkı tutmaya başlamıştı. "Yağmur, salak mısın?" Sesim kısıktı. Biraz sonra ayak sesleri kesildi. Kapıya baktığımda ablam olduğu için mutlu oldum. Tabi bu duruma tepkisinin ne olacağını da bilmiyordum. "Abla bırakmıyor beni." Ablam, şakacı bir gülüş atıp konuştu.

A: "Yağmurcum bırakır mısın Ali'yi. Şimdi yanlışıkla seni sikecek." İkisi de gülmeye başladılar. Yağmur kolumu sıkan elini gevşettiğinde rahatça sıyrıldım.

B: "Bir daha bok görürsün."

Y: "Hahahaha sen öyle san." Lavabodan öfkeyle çıkıp merdivenlerden inmeye başladım. Ablam da arkamdan geldi.

A: "Ali, bir şey soracağım. Az önce bana söylediğin şey... annem nasıl öğrendi?"

B: "Benim hatam. Çok fazla üstüme geldi ve söylemek zorunda kaldım..... ama biliyormuş yani daha doğrusu hissediyormuş."

A: "Başka bir şey söyledin mi?"

B: "Yok ama bildiğini bilmemeli." Ablam merdivenlerden ikili atlayıp yanıma geldi. Kolunu omzuma attı.

A: "Bu aralar beni unuttun gibi. Yoksa benim yerimi annem mi aldı?"

B: "Y... yoo ne alakası var!"

A: "Saklayamazsın Alicim. Kadınların hisleri kuvvetlidir."

B:......

A: "Kaç kere siktin?"

B: "Hiç. Sadece bir kere ağzına aldı."

A: "Benimkinden iyi miydi?"

B: "Sen mi? Püfff" bunu söyleyince yüzü güldü. "Senden 100 kat daha iyi sakso çekti. Sanki ruhumu emdi." Yüzü tam tersine asılmıştı bu sefer.

A: "Kimse sana benden daha iyi sakso çekemez."

B: "Çoktan çekti bile." Kaşlarını çatıp sinirli bir şekilde bana baktı.

A: "Çabuk indir şu pijamanı. Sana en iyi saksoyu göstereceğim."

B: "Daha sonra verirsin. Şu an kahvaltıya bekliyorlar."

A: "Eve geldiğinde benim yanıma gel. Sana unutamayacağın bir gece yaşatacağım." Dudağıma öpücük kondurup merdivenlerden hızla indi. Bu tatlı rekabet hoşuma gitmişti. Ben de peşinden gidip balkona girdim.

E: "Oğlum sabahtan beri neredesin ya?"

B: "Yağmur elbisesini kirletmiş. Benden elbise istedi. Onu götürdüm." Masaya oturup kahvaltıyı yapmaya başladık. Biraz sonra Yağmur da katılmıştı bize. Muhabbettin durulduğu bir an da söze Cennet girdi.

C: "Efendim beni ağırladığınız için teşekkür ederim. Ben artık evimde kalırım."

E: "Kalsaydın kızım. Kimseye bir zararın yok. Hatta rahat edeceksen Ali'yle beni odamda kalın."

C: "Yok ondan değil. Teyzemi görmem lazım."

B: "Sen bilirsin kızım ama unutma bundan sonra burası da senin evin."

C: "Teşekkür ederim efendim." Kahvaltıyı erkenden bitirip duş almak için yukarı çıktım. Temizlenip odama geçtim. Elbiselerimi giyerken odaya Cennet girdi. "Beni eve bırakabilir misin? Elbisem yok da."

B: "Sen bugün burada kal. Bizimkilerle kız kıza takılın. Hem kaynaşmış da olursunuz." Pantolonumu giyip Cennet'e yaklaştım. Kararsız bir yüz ifadesi vardı.

C: "İşe gitsem iyi olur gibi."

B: "Olmaz. Dediğimi bir daha tekrar etmeyeceğim. Bugün burada kalacaksın. Fark ettiysen senden ricada bulunmuyorum." Alnını öptüm. "Anladıysan kafanı salla." Dediğimi yapınca gülümseyip sarıldım. Cennet, daha çok bir şeylerden endişeleniyormuş gibiydi. "Kimden korkuyorsun sen? Ben varken kimse seni kovamaz."

C: "Teyzemin hasta olduğu dönem birkaç gün geç kalmıştım. Yalçın Bey (Ceo) bana kotanı doldurdun demişti. Onun için gitmek istiyorum aslında."

B: "Sıkıntı yok. Biraz kafa tatili yapmış olursun hem." Cennet, kafasını sallayıp zoraki bir şekilde gülümsedi. "Görüşürüz o zaman. Çok istersen akşam seni teyzene bırakırım."

C: "Görüşürüz." Aşağı inip bizimkilere Cennet'in kalacağını söyleyip dışarı çıktım. Arabaya atlayıp şirkete doğru yol aldım. Şirketin önüne geldiğimde otoparka inip arabayı park ettim. O sırada daha önce gördüğüm birini gördüm. Melek Hanım. (Hatırlatma - 165 boyunda siyah saçlı balık etli irice göğüsleri ve kocaman bir götü olan Melek, Yalçın'ın eşi.) Arabasının bagajını açmış bir şeyler arıyordu. Hızla yanına gittim.

B: "Merhaba Melek Hanım, yardıma ihtiyacınız var mı?" Kafasını bagajdan çıkarıp bana döndürdüğünde ilk başta kim olduğumu anlamaya çalıştı. Birkaç saniye sonra yüzünü saran bir gülümsemeyle konuştu.

M: "Ayy canım sen miydin? Adını sormayı unutmuştum..."

B: "Ali, efendim."

M: "Doğru doğru hatırladım. Bunları taşımama yardım edebilir misin Alicim. Yalçın yine bana iş çıkardı." Bagajdaki bütün poşetleri aldım. Beraber asansöre doğru yürümeye başladık. "Şirkete birkaç gün önce geldiğimde Yalçın'a seni sormuştum. Nasıl sinirlendi bir görsen. Bazen sırf onu kıskandırmak için bir şeyler yapıyorum."

B: "Anladım.... ama neden?"

M: "O da benimle Yalçın'ın özeli."

B: "Kusura bakmayın efendim. Haddim olmaya şeylere karışıyorum."

M: "Yok. Aslında sen de güzel kıskandırdın onu. Elimi öptüğün gün evde sinir krizi geçirdi neredeyse. O kadar eğlendim ki gece seni arayıp bizim eve çağıracaktım." Bu nasıl bir fantezi anlamış değilim. Melek Hanım bunu neden bana söylüyordu orasını hiç anlamış değilim.

B: "Özel değilse bu poşetler ne?"

M: "Yalçın bizim evdeki birkaç elektronik parçayı istemişti. Şirket için lazımmış."

B: "Ben gelmesem nasıl taşıyacaktınız?"

M:....

B: "....." Gerçi banane. Niye umursuyorsam. Kendi katımıza çıktığımızda önden geçmesini söyledim. Melek Hanım'ı takip edip Yalçın Bey'in ofisine vardık.

M: "Sana zahmet olacak ama içeri bırakabilir misin?" Kafamı salladığımda Melek kapıyı açtı. İlk o geçti ardından ben geldim. Yalçın Bey içeride oturuyordu.

Yalçın: "Hoş geldin canım." Beni görünce şaşırmıştı. "Ali Bey hoş geldiniz."

Ben: "Merhaba, hoş buldum Yalçın Bey. Aşağıda Melek Hanımla karşılaşıtk. Yardım edeyim dedim."

Yalçın: "İyi yapmışsınız." Garip bir şekilde sözleri çok samimi geliyordu. "Şuraya bırakabilirsiniz." Poşetleri odanın, kapıya uzak olan köşesine koyup kapıya yöneldim.

Ben: "Başka bir şey yoksa ben çıkıyorum."

Yalçın: "Teşekkür ederiz." Garip bir yumuşaklık vardı sesinde. Önceki hâllerinden eser yoktu neredeyse. Odanın kapısını kapatıp ortak çalışma alanına doğru gittim. Cenk ve Zafer, kahve makinesinin önünde duruyor muhabbet ediyorlardı. Yanlarına gidene kadar beni fark etmediler.

Ben: "Günaydın ekip."

Zafer: "Aaa Ali Bey, hoş geldiniz."

Ben: "Hoş buldum. İş nasıl gidiyor?"

Cenk: "İş güzel gidiyorda Cennet Hanım 2 gündür gelmiyor. Sebebini biliyor musunuz?"

Ben: "Cennet Hanım mı? Hee evet o bana söylemişti. Hastaymış birkaç gün izin verdim ona."

Zafer: "Ben de ayrıldığını sanmıştım."

Ben: "Bunu düşündüren ne oldu?"

Zafer: "Şirket küçülmeye gidiyor. Acaba onu da mı gönderdiler diye düşünmüştüm."

Ben: "Küçülme mi? Neyse şu an onunla uğraşamam. Uygulama ile ilgili sizden istediğiniz şeyleri yaptınız değil mi?"

Zafer: "Her şey tamam. Zaten istediğiniz şeyler basitti. Başka bir şey varsa yapalım."

Ben: "Sadece izin işlemleri kaldı. Bunun için benim halletmem lazım. Biraz zorlu olacak gibi ha ne dersiniz?"

Cenk: "Büyük şirketler varken dizi, film kapmamız çok zor olacak."

Ben: "İlk önce Türkiye'de başlayacağız. En iyisi olana kadar durmak yok. Uygulama çıkmadan sosyal medyadan fake hesaplar oluşturup reklam yapmanızı istiyorum. Şirketteki herkesten destek alın. Akrabalarına duyursunlar. İlk başta ancak böyle büyüyebiliriz. Ayak üstü bir toplantı da yaptığımıza göre ben odama geçiyorum. Bir şey olursa kapım açık. İyi çalışmalar."

Zafer: "İyi çalışmalar Ali Bey." Cenk, kafasıyla selam verdi. Aynı şekilde ben de selamımı verip odama geçtim. Bilgisayarın başına geçip vizyona çıkacak filmlere, dizilere baktım. Bulabildiğim tüm yapımcılara mailden ulaştım. Aynı zamanda belli başlı stüdyolara mail attım. Ne kadar ortak o kadar iyi. Yabancı birkaç şirkete de ulaştıktan sonra işim tamamdı. yarım saat sonra ilk dönüşü aldım. Vizyona çıkacak bir film yapımcısından geliyordu. Teklifimi, diğer uygulamalara göre biraz daha fazla para verirsek kabul edeceklerini söylüyordu. Yani direkt böyle söylemiyordu ama buna benzer bir şey yazıyordu. Anlaşabileceğimizi, en yakın zamanda onları şirkete misafir edeceğimi yazıp gönderdim. Boş boş beklemektense hali hazırda çıkardığım mesajlaşma uygulamaya baktım. İndirme sayısı 20 milyonun üstüne çıkmıştı. Kartopu gibi büyüyen bir şeydi. Zaten öyle de olması gerekiyor. İnsanlar ön yargılarını kırınca aslında bizim uygulamamızın daha kolay olduğunu gördüler. Yorumlarına baktığımda genel olarak aynı şey vardı. Herkes aslında güzel olduğunu ama tek bir sorununun olduğunu söylüyordu. Yeni gelen bir sorundu. Uygulamanın yapay zeka desteği yoktu. Çağımızın sorunlarından biriydi. Kendimizie ait bir yapay zeka uygulaması kurmak şu an imkansıza yakındı. En azından benim 4 kişilik ekibim için. Belki şirketteki çalışanlardan yardım alabilirdik. Masamdan kalkıp Yalçın Bey'in odasına vardım. Kapıyı çaldım.

Y: "Gell" İçeri girdiğimde poşetteki her şeyi masasına döktüğünü gördüm. Bir sürü işlemci parçası vardı.

B: "Merhaba Yalçın Bey. Çok önemli bir konuda yardımınıza ihtiyacım var."

Y: "Dinliyorum."

B: "Yeni bir yapay zeka uygulaması için yardımınıza ihtiyacım var. İlk olarak ekibimi büyütmeliyim. Aynı zamanda şirketteki bazı çalışanların yardımına ihtiyacım var. İnsan sayısı arttıkça uygulama daha hızlı olacaktır."

Y: "İşine karışıyormuş gibi oldum ama yapay zeka uygulaması ile tam olarak ne yapacaksın?"

B: "Eski uygulamamı desteklemek için kullanacağım."

Y: "Bir bakarım. Şirket küçülmeye gidiyor. Küresel çapta bir sorun var ve bu tüm M şirketini etkiliyor. Şirkette bazı kişilerin yardım edebileceğini söyleyebilirim ama yeni bir ekip üyesi için maaşını senin karşılaman gerekecek."

B: "Sorun değil. Sadece biraz para verip daha fazla para alacağım. Benim için sıkıntı yok."

Y: "Tamam o zaman. İnsan Kaynaklarına git. O sana yardımcı olur."

B: "Şirketi gezmediğim için tam olarak bilmiyorum da İK yöneticisi nerede?" Kapı açıldı ve içeri Melek Hanım girdi.

Y: "Geldi."

B: "Geldi mi? Melek Hanım mı? Çalıştığını görmemiştim."

Y: "Genelde evde oturuyor da ondan."

M: "Bir şey mi oldu?"

B: "Ekibim için çalışana ihtiyacım var da."

M: "Şirket küçülmeye gidiyor. Şu an da yeni çalışan alamayız."

B: "Maaşını ben ödeyeceğim." Melek, şaşırmıştı.

M: "Maaşları şirket standartlarını geçtiği sürece tamamdır." Kafamı salladım.

B: "Siz bana yetkin çalışanlar bulun ve izleyin sadece. Eğer istediğim şekilde giderse yakın bir zamanda şirketimiz güzel rakamlar kazanacak."

M: "Hmm iddialısın. İstersen küçük bir toplantıyla kriterlerini belirleyelim."

B: "Nerede?"

M: "Senin odan müsait mi?"

B: "Buyrun önden." Benim odama geçtiğimizde kendi masama oturdum. Melek Hanım ise masanın karşı tarafındaki sandalyelerden bana yakın olanına oturdu.

M: "Tamamdır. İlk olarak maaş ne kadar vereceksiniz?"

B: "Şirket ne kadar veriyor?"

M: "Çalışanın tecrübesine göre değişir. 10 yıldan tecrübeliyse aylık 100 bin TL"

B: "Beklediğimden az." Ben aylık olarak 400 bin dolar alıyordum ve bu da tahmini olarak 16 milyon TL ediyordu. 160 tane çalışanın masaraflarını karşılayabilirdim. "Ekibime 3 tane tecrübeli ya da dâhi çalışan istiyorum. Önceliğim tecrübe. Sadece benim için çalışacaklar. Vereceğim maaş ise 150 bin TL"

M: "İyiymiş... cinsiyetleri?"

B: "Efendim?"

M: "Cinsiyetlerini sordum. Kız mı erkek mi?"

B: "Ne fark eder?"

M: "Siz bilirsiniz.... Başka ne istiyorsunuz?"

B: "Ekibim için özel bir oda. İçinde her şey olsun."

M: "Par-"

B: "Her şeylerini ben karşılayacağım. Onlar için en iyi ortamı istiyorum."

M: "Tamamdır. Yanınızdaki odayı verebiliriz."

B: "Olur. Hatta çok iyi olur."

M: "Başka bir şey yoksa ben araştırmaya başlamalarını söyleyeceğim."

B: "İlk önceliğiniz kovulan çalışanlar olsun. Teşekkür ederim."

M: "Ben teşekkür ederim." İşimiz bitmesine rağmen Melek Hanım, gülerek yüzüme bakıyordu.

B: "Bir sorun mu var?" Gülen yüzü asıldı ve kafasını iki yana sallayıp ayağa kalktı. Odadan çıkınca gelen mailleri kontrol ettim. Birkaç şirketten dönüş gelmişti. XX yapımcı şirketi teklifimizi kesin bir dille reddetmişti. Diğer mailde ise bir başka yapımcı şirketin anlaşabileceğimizi söyleyen mesajı vardı. Dönüt olarak onları da şirkete misafir edebileceğimizi söyledim. Günün geri kalanı yapay zeka ile ilgili araştırmalar yaptım. Gün boyunca annemin sabah yaptığı sakso aklımdan çıkmıyordu. Masada otururken telefonumu çıkarıp Cennet'i aradım.

B: "Alo canım nasılsın?"

C: "İyiyim sen nasılsın?"

B: "Ben de iyiyim. Birazdan şirketten çıkacağım. Yavaştan hazırlan istersen, seni teyzene bırakayım."

C: "Ablan bıraktı beni. Beraber gezdik bayağı sonra eve bıraktılar sağ olsunlar."

B: "Aaa çok iyi. Başka bir sorun var mı, Evde?"

C: "Yok. Teşekkür ederim."

B: "Tamam o zaman görüşürüz." Telefonu kapatıp masadan kalktım. Odamdan çıkıp kapıyı kilitlediğimde ofisteki çalışanlar toplanıyordu. Ben de asansöre binip otoparka indim. Arabama atlayıp evin yolunu tuttum. Yoldayken sadece sabah yaşananlar geldi. Annemin bana yaptığı küçük iyiliği, çok güzeldi. Hemen eve gidip devamını getirmek istediğimi söylersem yalan olmaz. Hatta bunu düşünürken sikimde kalkmadı değil. Eve vardığımda arabayı garaja park edip kapıya gittim. Anahtarla kapıyı açıp içeri girdim. Kediler, beni kapıda karşılamıştı. İkisinide sevip içeriye doğru geçtim. Tüm ışıklar kapalıydı. Aranın ışığını açıp ilerledim. Merdivenden yukarı çıkıp odamda elbiselerimi değiştirdim. Sonra elimi, yüzümü yıkayıp lavabodan çıktım. Canım sıkılmıştı bu sessizlikten. Bir de sabahtan beri annemi düşündüğüm için sikim kendini gösteriyordu. Tüm odaların kapısı kapalıydı. İlk önce merdivenlere yakın olan Yağmur'un odasını girdim, boştu. Sonra ablamın odasına baktım, orası da boştu. Son olarak yatak odasına geldim. Kapıyı açtığımda akşam güneşinin ışığıyla aydınlanan annemi gördüm.

Yatakta çıplak bir şekilde uzanmış kendini okşuyordu. Ellerini tüm vücudu üzerinde yavaş yavaş hareket ediyordu. İlk önce kocaman memelerinin üzerinde hareket etti. Sonra karnı üzerinde yavaşça ilerledi. Eli, yavaşça vajinasına varınca üstünü kapatıp gülümsedi.

E: "Pis sapık, sen anneni mi dikizliyorsun? Bir de hiç kimseyi dikizlemem diyordun. Ne kadar ayıp!" Gülümseyip biraz ilerledim kapıyı yavaşça kapatıp anneme döndüm. "Yardım edin, öz oğlum beni sikecek." Yalancı yardımından sonra küçük bir kahkaha attı. Ben, olanları duyuyuor ama annemin vücuduna odaklandığımdan pek bir şey anlamıyordum. Yatağa doğru yaklaşırken elim, ayağına temas etti. Anneme doğru yaklaşırken elim, ayaklarından sonra bacakları üzerinde ilerlemeye başladı. Amına yaklaştığımda hazineyi es geçip karnına vardım. Memelerine geldiğimde onları da es geçtim. Son olarak elim yüzüne vardı. Elimi çenesinin altına yerleştirip baş parmağımı ağzının üzerinde gezdirdim. Annem, gülümseyince baş parmağımım aralanan ağzının içine soktum. O da parmağımı emmeye başladı. Parmağım, ağzının içinde gezerken diğer elimi yavaşça memesine attım. Memeleri, bırak elimi doldurmayı kafam kadardılar. Sertçe sıktığımda parmağımı emen ağzı yavaşça gevşedi ve derin bir inilti çıkardı. "ıhmm" Baş parmağımı ağzından çıkarıp diğer elimi de memelerine götürdüm. İki elimle iki memesini yoğurmaya başladım. Beyaz teni üzerinde beni karşılayan iki kocaman top vardı. Onların üzerinde ise sertleşmiş kubbeleri. Ağzımı memesine yaklaştırıp meme ucuna küçük bir ısırık bıraktım. "Aghh" Sonra diğer meme ucuna geçip onu da ısırdım. Bir inilti daha çıkardı. Ben memeleriyle ilgilenirken sikim, yan taraftan annemin beline baskı yapıyordu. Elini pijamam üstünden sikime atıp okşamaya başladı. "Annen için mi kaldırdın?" Kafamı memesinden uzaklaştırıp yukarı aşağı salladım. Yüzünde ateşli bir azgınlık vardı. "Güzel, birazdan çıktığın deliği mi dolduracaksın?" Kafamı bir daha salladım. Sonra tek elimi memesinden ayırıp amına götürdüm. Sırılsıklam olmuştu. Etrafında gezdirirken annem kendinden geçmiş küçük inlemler çıkarıyordu. Artık yatağa çıkmanın vakti gelmişti.

B: "Şuraya uzan." İşaret ettiğim yere, yatağın ortasına, yüz üstü geçti. İki bacağınıda doğuma hazır bir anne gibi açmış beni bekliyordu Ben de yatağa çıkıp dizlerim üzerinde kutsalıma doğru ilerledim. Kalbim, normalde çok hızlı atardı. Ancak şu an tık yoktu. Garip bir durumun içindeydim. Kafamı yavaşça amına doğru götürüp nefesimi verdim. Küçük bir öpücük bıraktım. Amı, ne karaydı ne beyazdı. Hafif esmerdi. Tadı için söyleyebileceğim tek şey, 'Tadına baktığım en güzel et' olurdu. Öpücüklerim, annemin vücudunda dolaşıp ağzından küçük bir inilti olarak çıkıyordu. Öpütkçe dilim çıktı dışarı, amını yalıyordum. Çölde 40 gün aç kalmış köpek gibi yalıyordum. Doğduğum deliğin her tarafını yalıyordum. Her kıvrımını yalayıp temizledim. Ben yalayıp yuttukça yeni sıvılar geliyordu içinden. Dilim, içine girip oynamaya başlayınca inlemeleri yükselmişti. "AHHhh" Ben yalamaya devam ettikçe sesleri kuvvetleniyordu. Biraz sonra iki bacağıyla ve elleriyle kafamı sertçe amına bastırmaya başladı. Ben ise amını sömürüyordum. "OĞLUMMM YE BENİİİ AHHHH" Aşırı tahrik ediciydi sözleri. Titresmesi bitince, tüm yüzüm çoktan sırılsıklam olmuştu. O cennet kokulu kadının, annemin, sıvıları yüzümden akıyordu. "Sıra bende." nefes nefes konuşmuştu. Ben de aynı şekilde cevap verdim.

B: "Kızlar nerede?"

E: "Bugün gelmeyecekler. Yarına kadar yalnızız." Bunu duyduktan sonra kendimi yatağa yüz üstü atıp annemi izledim. Beni görünce gülümseyip dizleri üstünde yükseldi. Elleriyle yavaş yavaş bana doğru gelmeye başladı. Avlanmayı bekleyen bir ceylan gibiydim. O ise beni avlayacak olan aslandı. Pijamama gelince bir eliyle üstünde gezinmeye başladı. Elini, diz kapağımdan yukarıya doğru hareket ettirmeye başladı. Sikime vardığında eliyle üstünde gezindi. Pijamanın bitişine varınca aşağı çekti pijamayı. Altından çıkan külodumuda beraberinde çıkarmıştı. Kalçamı hafif kaldırdım ve tüm her şeyim artık ondaydı. "Özlemişim. Düşünsene üstünden 1 gün bile geçmedi ama ben 2 yıldır bunun eksikliğini çekiyorum. Umarım açlığımı doyurursun."

B: "Sekste ben konuşmam. Birazdan olacaklardan da sorumlu değilim."

E: "Beni sikerek öldürmediğin sürece istediğini yapabilirsin. Vurabilirsin mesela ya da istediğin her yeri morartabilirsin."

B: "Sert seviyorsuımhmm" Sikimi hızla ağzına sokunca sözüm bölündü. En derinine kadar ağzına almıştı. Geri çıkarıp bana baktı.

E: "En sertini seviyorum." Tekrar ağzına sokup köklemeye başladı. O sıcaklığın ve ıslaklığın içinde boşalacak gibiydim. Hayatımda bu kadar zevkli bir başka şey yaşamamıştım. Annemin ağzının içinde olmak gerçekten dünyada cennet'i yaşamak gibiydi.

B: "Ah- nnem..." Sikimi ağzına soktukça boşalmaya yaklaşıyordum. Artık dayanmak çok zordu ve ben 1 hakkımı burada kullanmak istediğimden emin değildim. "Yeter artık boşalmak üzereyim. İçine girmek istiyorum." Sikim ağzındayken kafasını iki yana sallayıp saksoya devam etti. Artık yapacak bir şeyim yoktu. Tüm döllerimi derin bir iniltiyle ağzına gönderdim. Hepsini yutup sikimi güzelce temizledi. En son ağzından çıkarırken 'plop' sesini çıkardı. Sikim, hâlâ demir gibiydi. Olduğum yerde dondum kaldım. Adeta felç kalmıştım zevkten. Annem bana bakıp sikimin her tarafını yalıyordu. Sikimi bırakıp bana geldi. Yüzüme yaklaşıp dudağıma bir öpücük kondurdu. Karşılık vermek istediğimde dilini çıkarıp yüzümü yalamaya başladı. Yanağım, ağzımın etrafı, her yerimi yaladıktan sonra dudağıma öpücük kondurup gülümsedi.

E: "Tadım da güzelmiş."

B: "Bu ana kadar yediğim en güzel şeydi." Yüzlerimiz birbirine yakınken eliyle sikimi kavrayıp konuştu.

E: "Küçük Beyimiz... pardon kocaman Beyimiz'in daha tadacak güzel şeyleri var." Sikimi amına hizalayıp yavaşça değdirdi. "Ihmmm çok güzelhh" sikimi, eliyle, amı üstünde gezdirip inliyordu. "Bu siki ne kadar süredir düşlüyorum sen biliyor musun? Seni her gördüğümde o an geliyor aklıma; sikin elinde bana baktığın an. O günden sonra mastürbasyon yaparken sadece seni düşündüm. O kocaman sikinin içimi doldurduğunu düşündüm. AHHHHHH ÇOK GÜZELLLL AHH" sözünü bitirip tek seferde içine almıştı. Darlığı, sikimi boğacak gibiydi. Aynı bakire bir am gibiydi.

B: "ANNNEMMM" Sikim en derinine girince iki elinide karnıma koyup destek aldı. Kafasını eğdiği için saçları yüzünü kapatıyordu. Yüzünü görmesem bile nefes alışverişleri her şeyi açıklıyordu. Biraz sonra kafasını kaldırıp gözlerinden akan yaşlarla bana baktı. Gülümseyip hareket etmeye başladı. Sikim, içindeki tüm yolu yarıp geçmişti çoktan. Şimdi o yolların haritasını çıkarmam gerekliydi. Üstümde zıplarken inliyordu. Kasıklarımızdan çıkan ses giderek odayı doldurmaya, nefes alışverişlerimiz uzaklığımıza rağmen birbirimize ulaşmaya, inlemelerimiz ise kuvvetlenmeye başlamıştı.

E: "DOLDUR İÇİMİ...... EN DERİNİNE AHH AHHHH OFFF ÇOK İYİ..... BEN SENİ BURADAN ÇIKARDIM. AİT OLDUĞUN YERİ DOLDUR BEBEĞİM LÜTFENNN..." Ben bir şey yapmasamda annem üsütümde zıplıyordu. Biraz sonra titremeye ve kasılarak boşalmaya başladı. "YAHHH" Üstümde beklerken iki elimi, iki yanına atıp kavradım. Sikim içinden çıkmadan üstüne çıktım. Yatağa uzandığında derin bir nefes alıp alev gibi bir arzuyla yanan gözlerle bana baktı. Aletim, en derinlerine gitmek istiyordu, ben de. Geri çekilip sert bir giriş yaptım. "OFffff" Tekrar. tekrar terkar ve tekrar. Kasıklarımızı kızartacak sertlikte olan her girişimde annem inliyordu. Yardım ister gibi çığlık atıyordu. "OĞLUMMM ÇOK SERTSİN BİRAZ YAVAŞ LÜTFENN AHHH" Yüzüne sertçe bir tokat attım.

B: "Az önce sert isteyen sen değil miydin?........ KONUŞSANA OĞLUNUN İÇİNE SERTÇE GİRMESİNİ İSTEYEN SEN DEĞİL MİYDİN?"

E: "EVET BENDİM AMA CANIM ACIYOR. IHHHH" Yüzünü kavrayıp kendime çevirdim.

B: "AÇ LAN AĞZINI." Dediğimi yaptığında ağzına yaklaşıp tükürdüm. "Şimdi yut onu." Dediğimi yapmıştı ve amının içi giderek sıkılaşıyordu. Bir kez daha orgazm geçirdi. İçinde beklerken yüzüne baktım. Gözünün kayması, sikimin içinde vakumlanması ayrı bir zevk verdi bana. Titremesi bitince bana baktı. Gözleri sabit durmuyordu. Zevkten başı dönmüş olmalıydı ve annem cidden domine edilmeyi seviyor olmalıydı. İş ortamında, evde koruduğu o baskın kişiliğinin altında domine edilip sabaha kadar sikilmeyi bekleyen bir orospu vardı. "BENİM OROSPUMSUN DEĞİL Mİ?!" Başını hafifçe kaldırıp ağzını zorla araladı.

E: "Senin orospunum." İçine sertçe bir daha girince kafası yatağa geri düştü. İçine girdikçe vücudu titriyordu. "OĞLUM DAYANAMIYORUM ARTIK CANIM YANIYOR" Sert bir tokat daha attım yanağına.

B: "DAHA FAZLA YANACAK. CANIN DAHA FAZLA YANACAK. BUGÜN BENİ 3 KEZ DAHA BOŞALTMADAN SANA UYUMAK YASAK."

E: "AMA CANIM ÇOK YANAR." Elimle ağzını iki tarafında sıktım.

B: "kolay olacağını kim söyledi?" Biraz sonra içine girip çıktıkça boşalmaya yakın olduğumu hissettim. "DAYANAMIYORUM."

E: "İÇİME BOŞAL. GÜVENLİYİM AHH" İçine son bir kez girip tüm döllerimi içine boşalttım. Başka bir zaman bu kadar boşaldığımı hatırlamıyorum. O kadar kuvetliydi ki bacağımdaki karıncalanmadan dolayı bacaklarımı hissetmiyordum. Sanki havadaydım. Tüm döllerimi, rahmine gönderip yavşça üstüne yığıldım. Nefesim boynundaydı. "Çok iyiydi. Parçaladın beni...."

B: "Kaldı 2"

E: "Ama oğlum ben yapamam."

B: "Ben yapacağım zaten. Seni, ben sikeceğim. En derinine ulaşıp bir daha boşalacağım. Şimdi onu düşünme, gel duş alalım." Dudağına bir öpücük kondurdum. İki elimi belinin altına yerleştirip havaya kaldırdım. Duşa beraber girip birbirimizi temizledik. Annem, kasıklarımı temizlerken inik sikime küçük bir öpücük kondurdu. Sonra eline alıp oynamaya başladı. Sikim, sertleşmeye başlayınca ağzına almaya ve sakso çekmeye başladı. Gırtlağına kadar uzanıp biraz bekledi. Tam geri çekilecekken iki elimle kafasını tutup sertçe sikime bastırdım. Sikim, ağzının içinde beklerken nefes alamıyordu. Eliyle bacaklarıma vurup beni itmeye çalışıyordu. O anın zevkine gelip boşalmaya başladım ağzına. Yutamıyordu. Ağzına bıraktığım her şey yavaşça çıktı. Ellerimi gevşetince hızla çıkıp nefes nefese kaldı. Ben, zevkten banyonun duvarına yaslanmış beklerken annem, nefesini düzeltmeye çalışıyordu. Biraz sonra ayağa kalkıp bana baktı. Ben de ona bakıyordum. Biraz sinirli gözüküyordu ve 'ŞAPP' banyonun duvarlarını inleten bir tokat yedim. Attığı tokattan sonra lavabodan sendeleyerek çıktı. Ne kadar zevk almış olsamda annemi düşünmemiştim... "Hayır o sert istememiş miydi?!" Suyu kapatıp kurulanmadan yanına gittim. Yatakta uzanmış örtüyü kafasına kadar çekmişti. Yanına gidip yatağa girdim. Elimi, koluna atınca iteledi beni. "Anne, sen istedin diye yaptım." Uzandığı yerden bana dönüp sert bir bakış attı.

E: "BEN ÖLDÜR MÜ DEDİM..... ÖKÜZ" Tekrar ters döndü. Arkasından yaklaşıp bir elimi vücudunda gezdirmeye başladım.

B: "Özür dilerim. Biraz daha yavaş olurum..... 1 tane daha kaldı."

E: "Git kendi elini sik."

B: "Verdiğin sözü tutman gerekir anne. Bunu sen bana öğretmedin mi? 3 dedim ve 3 olmadan bu gece uyumak yok. Hem duşta sakso çekerken yerleri ıslatan tek ben değildim." Kulaklarına daha da yaklaştım. "Zevki sen de hissetmedin mi?" Elim, amının üstündeydi. İçine sertçe soktum.

E: "Ihmm... Canım yandı... ama hoşuma da gitti......" Nefes alıp verdi. "Tamam haklısın. Biraz fazla tepki verdim." Bana dönüp gözlerime baktı. "İşini hallet de uyuyalım. Çok uykum geliyor."

B: "Yine sert mi istiyorsun." Kafasını yukarı aşağı salladı. "Seni pis kız. Ne kadar da tokat yemeyi seviyorsun." Amındaki elimi çıkarıp yüzüne hafifçe bir tokat attım. "Unutamayacaksın. Az önce yaşadıklarım hiçbir şeymiş diyeceksin..."

E: "En sert şekilde cezalandır beni."

B: "YALVAR."

E: "Lütfennnn içimi doldur lütfen."

B: "Büyük bir memnuniyetle." Vücudundan uzaklaşıp yataktan indim. "Yatağın köşesinde 4 ayak sütüne geç." Hemen dediğimi yaptı. Tüm götü karşımdaydı. "Seni cezalandırayım mı? Az önce bana attığın tokat için daha fazlasını alayım mı senden."

E: "EVET LÜTFEN. BEN ÇOK YANLIŞ ŞEYLER YAPTIM. BENİ CEZALANDIR." Götüne sert bir tokat attım. Biraz sonra elimin izi çıkmıştı. Sikimi amına dayayıp hızlıca soktum. "AHHH" Sikmeye doyamıyordum bu kadını. Her girişimde daha fazla ciyaklıyordu. Yardım çığlıkları atıyordu adeta. "OĞLUMM CANIM YANIYOR." Götüne sert bir tokat attım.

B: "AKLIN BAŞINA GELDİ Mİ? BİR DAHA BANA VURACAK MISIN?"

E: "HAYIRRR LÜTFEN BİRAZ DAHA YAVAŞLA"

B: "ŞİMDİ SUS VE CEZANI ÇEK KÜÇÜK OROSPU."

E: "BANA ÖYLE DEME IHHH"

B: "NE DEMEYEYİM..." Elimi boğazına atıp kendime yaklaştırdım. "SEN BENİM OROSPUM DEĞİL MİSİN?" Sikim içinde git gel yaptıkça inliyordu. Ağzı aralandı ama konuşamadan tekrar titreyip boşaldı. Orgazmının bitmesini bekledim. "PİS KONUŞULMASINI DA SEVİYORSUN HAA? SEN TAM BİR SÜRTÜKSÜN."

E: "Evet, senin sürtüğünüm. Sik beni. Parçala amımı." Boğazını sıkarken amına sert sert giriyordum. Artık zevkten gözüm dönmüştü ama kendimi sıkıp anneme unutulmaz bir gece yaşatmam gerekiyordu. İçinde girdikçe boğazını istemeden sıkıyordum. Biraz sonra elime vurdu. Biraz daha sıkıp bekledim.

B: "Sen boşalana kadar boğazını sıkacağım. Ölmek istemiyorsan sikimi yıkaman gerekiyor." Tekrar boğazını sıkmaya başladım. Biraz sonra zaten kasılan vücudu titremeye başladı. Amı, sikimi sıkmaya başlayınca elimi bıraktım. Vücudu yatağa düştü. Düşerken derin bir çığlık attı.

E: "AHHH" Titremesi bitince sikmeye devam ettim. "Oğlum yeter lütfen. Çok yoruldum. Artık dayanamayacağım."

B: "SUS LAN." Götüne bir daha tokat atıp sikmeye devam ettim. Biraz sonra döllerimi tekrar serbest bıraktım, en derinlerine. Kendimi yatağa attım. Annemin yanına uzandım. "Canın acıdıysa özür dilerim... sen istedin ve bana da yapmak düştü."

E: "Ne kadar sert istesemde canımı çok yaktın..." Gözlerime bakıp gülümsedi. "Hiç bu kadar güzel bir seks yapmamıştım. Canım oğlum." Onun güldüğünü görünce ben de rahatladım ve güldüm.

B: "Canım annem." Küçük bir öpücük bırakıp ayağa kalktım. "Duş alalım mı?"

E: "Senin enerjin yerinde tabi. Gençsin ben bayılacak gibiyim."

B: "Ne yaşlısı anne. En az ablam kadar sıkısın." Uzandığı yerden yavaşça dikeldi. Bana baktı.

E: "Ablandan uzak duracaksın.... Anlaşıldı mı?"

B: "Ama anne a-"

E: "AMASI YOK. BİR DAHA SÖYLEMEYECEĞİM. ABLANDAN UZAK DURACAKASIN. YOKSA.... SENİ TEHDİT ETMEK İSTEMİYORUM. SADECE ABLANDAN UZAK DUR." Kafamı sessizce salladım. Yatağın, kendi tarafına, ayağa kalkmadan geçip uzandı.

B: "Ben yatayım o zaman."

E: "Nereye gidiyorsun?"

B: "Yatağıma."

E: "Oğlum sen eskiden aklını kullanırdın. Ne oldu sana anlamıyorum? Az önce beni bağırta çağırta sikmedin mi? Şimdi neyden utanıyorsun?"

B: "İstemezsin diye düşündüm."

E: "Hadi uğraştırma beni." Seks'te domine edilmeyi sevsede iş bitince eski 'anne' hâline dönüyordu. Yatağın örtüsünü kaldırıp eliyle yatağa vurdu. Ben de yanına uzandım. Annem sağına dönünce arkasından yaklaşıp sarıldım. "O sikine sahip çık. Bir tane daha kaldıramam." Gülümseyip omzuna öpücük kondurdum.

B: "Başka zaman sikerim o zaman."

E: "Beni bir daha sikeceğinden eminsin yani!"

B: "Az önce orospu gibi inliyordun. Şimdi anne mi oldun tekrar. Evin kontrolünü tamamiyle alıyorum. Bu saniyeden sonra benim Canım Ailem ne istersem yapacak... ve evet anne ablamıda sikeceğim. Aynı anda ikinizide sikeceğim ve sen buna hiçbir şey diyemeyeceksin."

E: "Yok öyle bir şe-"

B: "Şşşttt. Konuşmam bitmedi. Emin ol ablamın o pembe amını görsen sen bile keşke bunu sikebilseydim dersin..... Belki sikebilirsin."

E: "Terbiyeli ol."

B: "Yoksa ne yaparsın? Konu komşuya oğlum beni sikti mi diyeceksin. Ya da ablama mı söyleyeceksin. Emin ol ablam bile seninle bir cinsel ilişkiye girmek ister."

E: "Ne diyorsun oğlum."

B: "Diyorum ki. Bırak ikinizide sikmeyi, aynı anda sikeceğim. Benimki ikinize de yeter. Mesela şu an seni 2 kere daha sikebilirim. Tabi sen de istersen olur bu." Ses yoktu. Ablamı düşünüyordu. Hem kendi öz oğluyla hem kendi öz kızıyla bir grup seks yapmak mı? Bu onun için çok zor bir karar olmalıydı.... ama bu bir karar meselesi değildi. "Ben kararı çoktan verdim. İkinizide aynı anda sikeceğim. Sadce şimdi dinlen. Haftaya olacak tatilin tadını şimdiden çıkar." Saatin kaç olduğunu bilmiyordum. Bildiğim tek şey, deli gibi uykumun geldiğiydi. Çok dayanamadım zaten. Biraz sonra gözlerim kapandı.

Ses: "Alii... Aliii kalksana" Ses geliyordu ama kafam deli gibi ağrıyordu ve kimin olduğunu anlamamıştım. Biraz sonra ses netleşti ama ondan önce omzumda hissettiğim el ile kulağıma gelen nefesi fark ettim.

Azra: "Annemi çok sert sikmişsin gibi duruyor." Bu ablamdı. Ani bir şekilde irkildim. Sağıma baktığımda annem yoktu. "Lavaboda şu an." Üstüme çıkıp her sabah erekte olan sikimin üstüne oturdu. "Beni sikmiyorsun ama annemi yürüyemeyecek hâle getiriyorsun. Kadın yüzüme bile bakamıyordu. Hahahaha. Nasıl siktiysen aynısından istiyorum ama öncelikle iddiamızı tamamlayalım değil mi? Bakalım kimin saksosu daha iyi." Üstümde geriye gidip sikimi ağzına attı. Biraz yaladıktan sonra yutkundu. "Hmm annemin suları mı bunlar. Tadı da güzelmiş. Peki sana bir soru. Annemi sikmek mi daha zevkliydi beni mi?" Sikim, elinde olduğu için yanlış cevap sıkıntıya düşürebilirdi.

B: "İkinizde çok güzeldiniz." Gülümsedi. İçim rahatladığında yüzündeki gülümseme şeytani bir hâl aldı. Sikimi sertçe sıktı. "Ihgg Abla acıyor."

A: "Doğru cevabı vermezsen sıkmayı bırakmam."

B: "Annem. Doğru cevap annem. Emin ol senden daha güzel sikişiyor." Eli gevşemişti.

A: "İkinci bir iddia demek. İlk önce saksoyu çekelim o zaman." Zaten kalkmış olan sikime tek seferde sonuna kadar sokup beklemeye başladı. Anneme yaptığımın aynısını yapmak istemiştim ve yapcaktım da. Geri çekileceğini anladığım sırada. Kafasını tekrar bastırdım. Biraz daha bekledi ama artık dayanamıyordu. Bacaklarıma vuruyordu. İşe yaramadığını anlayınca tırnaklarını bacağıma geçirdi. Acıyla birlikte ellerimi kafasından ayırdım. Sikimden uzaklaşınca ayağa kalkıp ağzından çıkan tükürüklerle birlikte tekrar ağzına soktum.

B: "Annem daha fazlasına dayandı abla. Ona yaklaşamazsın bile." Bunu söyleyince biraz daha soktum ağzına. O da bana yardımcı olmuştu. Ağzını daha fazla yaklaştırdı. O sırada ebeveyn banyosunun kapısı açıldı. Annem, çıplak bir şekilde dışarı çıkınca bizi gördü. Ablam, bacaklarıma vurup kurtulmaya çalışıyordu. "Heyy günaydın annecim. Ablam biraz meşgul de konuşamıyor." Gözlerini bizden ayırıp dolabına gitti. Üstüne elbisesini giydi. O sırada ablamın ağzına boşaldım. Tüm döllerimi bırakınca ağzından çıktım. Öksürmeye ve eliyle ağzındaki döllerimi tutmaya çalışyordu. Kendimi ayaktaki pozisyonumdan yatağa bıraktım. "Ahh ablacım. Annem daha iyiydi." Anneme baktım. Gündelik pijamasını giyiyordu. Bize baktığını gördüm. "Anne, ablama öğreteceğin şeyler var gibi. Umarım güzel bir öğretmen olursun." Gözlerini tekrar kaçırıp giydiği pijamayla odanın kapısını açıp odadan çıktı. Ablama baktığımda gözlerinden akan yaşlarla bana gülümsüyordu. Ağzı aralandı.

A: "Sanırım boşaldım." Kahkaha attım.

B: "Ne demişler anasına bak kızını al. İkinizde sert seviyorsunuz anlaşılan."

A: "Çok tahrik oldum.... Bir kere yapsak?"

B: "Yağmur nerede?"

A: "Aşağıda."

B: "Onu da çağır."

A: "Yağmur'u ne yapacaksın?"

B: "Amına koyacağım. Başka niye olabilir?"

A: "Benimle yap diyorum. Yağmur ne alaka?"

B: "Sence bu ikinizede yetmez mi?"

A: "Bekle çağırayım."

B: "Ya da boşver. Şu an yorgunum. Sonra sikerim seni."

A: "Hayırrr. Kabul etmiyorum. Annemle yapıyorsun ama beni kaç gündür ilgisiz bıraktın. Ya beni şu an sikersin ya da...."

B: "Eğer o cümlenin devamını getirirsen... dediğim gibi beni tehdit edemezsin. Zaten bu evde sözüm dinlenmesi için geç kalındı ama bundan sonra ben ne dersem o. Şaka yapmıyorum. Cidden ne dersem o.... ve ben şu an çok yorgunum. Tekrar hatılatayım. Az önce kurduğun cümleyle bir daha beni tehdit etmeye kalkarsan bir daha beni göremezsin anladın mı?"

A: "Özür dilerim... ama benimde ilgiye ihtiyacım var. Artık acaba beni beğenmediği için mi yaklaşmıyor diye düşünmeye başladım." Yataktan inip ablamın yanına gittim. Yatağa oturmadan çenesini tutup kendime çevirdim. Gözleri doluydu. Dudağına öpücük kondurdum.

B: "Emin ol senden daha güzel bir kadın yok. Hayatımda aynı anda 4 kadına aşığım ve bunlardan biri sensin... emin ol en güzeli de sensin." Elimi memelerine atıp okşadım. "Hepinizin farklı albenileri var. Senin güzelliğin ve bana olan aşkın benim için her şey. Annem için ise bana verdiği güven hissinin tarifi olmaz. Onun yanında hiçbir şey yapmayıp sadece uzansam bile rahatlıyorum. Hele o kocaman memelerine kafamı sokunca insan bir zevke gelmiyor değil." Kıkırdadı. "Cennet'e gelirsek o, benim hayatımın kadını. İleride evlenip çocuk yapacağız ve birlikte yaşayacağız. Onun bana olan aşkı en az senin kadar. Hayatında hiçbir erkekten güzel söz duymamış belki de. Ona destek olmam gerekiyor. Son olarak Yağmur, Onun farklı bir çekiciliği var. Ona küçüklüğümden beri aşığım. Belki küçükken pek bir şey hissetmesemde şu an fark ediyorum... Kalbimin 4 odacığı 4 farklı kadın için atıyor. Her biriniz benim değerlimsiniz." Oturduğu yerden bana sarıldı. Arada olan sikim biraz engel olmuş olabilir.

A: "Çek şu sikini be. Bir sarılamadım. Hahahaha"

B: "Hahahahaha." Sarıldıktan sonra geri çekildim ve ablamı kucağıma aldım. "Duş alırken seni ödüllendirebilirim." Gözleri açılmıştı. Kafasını sallayıp dudağıma yapıştı. Biraz sonra geri çekildi.

A: "Ödüllendir beni. En derinlerimi doldur..... Dün gece komşu gelmiş. Yani gelmemişte anneme mesaj bırakmış. Bir sorun var mı diye. Artık nasıl siktiysen kadını sesleri oraya kadar gitmiş."

B: "Anneme söylersin. Bundan sonra bir şey olduğunda bana ulaşsınlar. Seninle de güzelce ilgilenelim."

1 Hafta Sonra.

E: "Oğlum hadi getir valizi."

B: "Geldim anne." İki valizi de getirip annemin yanına vardım. Dudağına küçük bir öpücük kondurdum.

E: "Oğlum öyle ulu orta yerde öpme. Şimdi diğerleri görecek."

B: "Anneee bırak artık şu saçmalığı. Herkes ne olduğunu biliyor zaten."

E: "Gelinim bilmiyor ama.. hem duysa yıkılır o kız."

B: "Hemen de kabul ettin bakıyorum. Daha teklif etmedim anne. Tatilde teklif edeceğim."

E: "Bak oynama kızla. Kaç gece sizin hakkınızda konuştuk haberin var mı senin? Kız ciddi düşünüyor."

Yorum Yap

Yorumlar