Ablam üstümden kalkıp yanıma uzandı.
A: Nasıldım?
B: Çok iyiydin. Teşekkür ederim.
Zil sesiyle hemen fırladım. Külodumu ve pijamamı giyip. Kapıya doğru gittim. Kapının ardından ağlama sesleri geliyordu. Hemen açıp ne olduğunu anlamaya çalıştım. Annem kapıdaydı.
B: Anne ne oldu, ne bu hal?
E: Oğlum, baban. Babanı öldürmüşler.
B: Ne, kim öldürmüş?
E: Bilmiyorum. Bir adam, bıçaklamış.
B: Anne, gel içeri. Oturalım, konuşalım.
Annemi içeriye aldım. Ablam da sesleri duyduğundan yanımıza geldi.
A: Anne, iyi misin. Ne oldu.
E: İyi değilim kızım. İyi değilim. Baban öldü.
Normalde zil takıp oynayacağım bir haber olmasına rağmen. Annemin kendisini bu kadar yıpratması. Beni çok arada bıraktı.
B: Anne, gel. Otur şu koltuğa.
Annemi, koltuğa oturttuk. Ablam soluna ben sağına geçtim.
B: Anne, üzme kendini bu kadar. Hayırsız herifin tekiydi.
A: Aynen anne, adamın eve geldiği yoktu zaten. Gelincede hep bir problem çıkarıyordu. Zaten.
Annemin konuşacak mecali kalmamıştı. 10 dakika boyunca süren teselli konuşmasından sonra rahatlamıştı.
E: Ama ben ne yapacağım?
B: Ne için annem?
E: Şimdi bu adamın her yere taktığı borçlar vardır. Onlar alacaklarını ister.
B: Ben çalışıyorum anne. Ablamda çalışır. Öderiz borçları.
A: Aynen anne. Borç işi çözülür. Sen kendini düşün. Üzülme bu kadar.
E: Sizi çok seviyorum çocuklar.
B: Biz de seni, annem.
E: Annecim benim.
Beraber, mutlu bir aile tablosu oluşturmuştuk. Ama borçlar, cidden sıkıntı olabilirdi. Benim, ek bir para kaynağına ihtiyacım var. Uzun vadede sürekli akacak bir para. Aslında aklımda pek çok fikir vardı. Ama hangi birini uygulasam diye düşündüm.
Belki, bir internet sitesi kurup. Reklamlardan pasif gelir elde edebilirdim.
Belki, insanların mesajlaşma için kullanacağı bir uygulama.
Ya da, borsaya girebilirim. Aslında ticaretle aram pek de iyi değil. O yüzden bu seçeneği eledim.
Ne sitesi kuracağımı bilmediğimden, mesajlaşma uygulaması, oluşturmak daha mantıklı geldi. Ama ilk önce yazılım dilleri öğrenmem gerekiyordu. Biraz araştırma yapıp ilk öğrenmem gereken temel şeyleri öğrendim. Biraz daha çalıştıktan sonra odama, ablam girdi.
A: Ne yapıyorsun sen hala, Yine oyun oynamaya mı başladın?
B: Yok, kodlama için birkaç şeye bakıyordum.
A: Saatten haberin var mı?
Saat, cidden geç olmuştu. Kaç saattir buradayım ben diye düşünmeden edemedim. Sanırım eğlendiğim bir şeydi bu. Hem işim olacak hem de eğlenecektim. Bir taşta iki kuş.
Masadan kalkıp ablamın yanına gittim. Kapının yanında, ellerini, göğsünün altında birleştirmiş, benden cevap bekliyordu. Elimi, beline atıp kendime çektim.
B: Özür dilerim, sana çok ilgi gösteremedim sanırım.
A: Ali, dur annem görecek şimdi.
B: Bırakıyorum, o zaman.
A: Yani, annem olmadığı bir zaman yapsak.
B: Sen bilirsin.
Ablam, isteğimi geri çevirmişti. Anlaşılan, bu ilişkide çok üstüne gidersem. Sıkıntı olacaktı. Belkide onun istediği zamanlar yakınlaşsak daha iyi olur.
Dudağına bir öpücük kondurup odadan çıktım. Sonrası. Çiş, diş, yatış. Sabah kalkıp spora gittim. Nur kapıdaydı.
N: Hoş geldin, Ali.
B: Hoş buldum.
İçeri girip elbisemi değiştirdim. Programımı uygulayıp sporu bitirdim. Sonra duşumu alıp çıktım.
Bu serüven, yaz boyunca devam etti. Nur aylık 1000 TL'den kaydımı yaptırmıştı. Hafta da 4 gün işe gidiyordum. 3 gün spor yapıyordum. Eve geldiğimde de kuracağım site için bir şeyler öğreniyordum. Kafe'ye gittiğim günler spora gitmiyordum. Bade'yle aramız açılmıştı. Çok nadiren yakınlaşıyorduk. Ablamla, daha fazla iç içeydik. Polisler, babamın katilini bulmuşlar. Beni çağırdılar. Tanıyıp tanımadığımı sordular. Babamı öldüren kişi, sokakta burnunu kırdığım adamdı. Adamı, tanıdığımı. Önceden banada saldırmaya çalıştığını söyledim. Kendimi savundum diye babamı öldürmeleri, biraz ağır bir tepki gibi geldi. Ya da babam, adamlara bulaşmış da olabilir. Adam, müebbet hapsi cezasına çarptırıldı. Önceden karıştığı, 87 suç varmış. Hükümetimiz, çok adil.
Okulun ilk günü, hazırlanıp okula gittim. Bizimkiler, sınıfın köşesinde toplanmış telefona bakıyorlardı. Çantamı, Bade'nin yanına bırakıp arkaya geçtim. 6, 7 erkek toplanmış, genelde yaptıkları şeyi yapıyorlardı. 'Am muhabbeti' Sanırım bu yaştaki bir erkeğin, yapacak daha eğlenceli bir konuşması yok.
Mert: Ooooo hoş geldiniz Ali Bey. İnsan bir arar sorar.
Ben: Sen sordun mu?
Öyle, mal gibi birkaç saniye yüzüme baktı.
M: Doğru, neyse gel şu fotoğraflara bak.
Telefonundan açtığı vajina fotoğrafını, gösterdi.
Bade: Aşkım, sen böyle şeylere bakmıyorsun değil mi?
Ben: Yok, aşkım.
Bizimkiler ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Furkan: Siz, sevgili mi oldunuz?
Ben: Size söylemeyi unuttum ya.
Sınıftakilerle aram çok da iyi olmadığı için konuşmazdık. Söyleme gereği de duymamıştım zaten. Öğle teneffüsü okulun bahçesindeki banklardan birine oturdum. Bade yanıma geldi.
Bade: Kafeden ayrılacak mısın?
Ben: Hafta sonları çalışmaya giderim. Sen?
Bade: Ben, ayrılacağım.
Ben: Sevgilini orada yalnız mı bırakacaksın?
Bade: Yani, Ali beni sevdiğini hissedemiyorum artık. Eskiden öyle değildi. Ama artık beni sevmiyormuşsun gibi geliyor.
Ben: Nereden çıkardın bunu?
Bade: Bilmem, eskiden hep yakındık. Ama artık ben istemediğim sürece yanıma bile yaklaşmıyorsun.
Ben: Bade, çok zor bir dönemden geçiyorum. Sana söylemek istemedim. Ama söylemek zorundayım gibi. Babamı yazın öldürdüler. Ondan kalan borçlar bizi sıkıntıya soktu. Mecburen çalışmam gerekiyor. Bu stresli dönemde çok bir şey de yapamıyorum. Özür dilerim.
Bade: Ali, çok özür dilerim. Böyle olduğunu bilmiyordum.
Bade, ağlayıp bana sarıldı. Gerçi, Bade niye ağlıyor. Onu anlamadım. Ağlaması gereken ben değil miyim?
Ben: Önemli değil. Bir tanem. Gel zil çalacak sınıfa geçelim.
Okul bitimi, spor salonuna geçtim. Girişte Nur yoktu. Üst kata elbisemi değiştirmek için çıktım. Kabinden çıktığımda aynadan, yanındaki kabinin altında 2 yerine 4 ayak olduğunu gördüm. Nur, kimi ayarttı acaba? Aşağı inip kardiyo için koşuya başladım. Sayaç 6. Dakikayı gösterdiğinde, merdivenden Nur indi. 8. Dakika da ise Cihan. Hahaha Cihanın sevgilisi yok muydu? Cihan beni görüp selam vermek için yanıma geldi.
C: Hoş geldin. Ali Bey
B: Hoş buldum.
C: Ne zaman geldin?
Sorgular bir hali vardı. Gördüğümü anlamışmıydı?
B: 10 dakika falan oldu. Niye sordun?
C: Hiç, meraktan.
B: Sevgilinin, haberi var mı?
C: Neyden haberi var mı?
B: Aptal değilim, Cihan.
C: Yok, ama bilmek zorunda da değil.
B: Umrumda bile değil. Merak etme.
C: Güzel, umrunda olmasın zaten.
Yanımdan ayrıldı. Nur'un yanına gidip bir şeyler söyledi. Arada bana bakıyorlardı. Cihan, konuşma bitince dışarı çıktı. Nur, yanıma gelip benimle konuştu.
N: Nasılsın, Ali?
B: Nur, ne yaptığınız sikimde bile değil. Kimseye bir şey söylemeyeceğim. Çocuk değilim ben. Her şeyi anlayabiliyorum.
N: Ta.. Tamam.
B: Müsadenle sporuma devam ediyorum.
N: Aynen, sen devam et.
Eve geçip yapacağım program üstüne biraz daha çalıştım. Artık öğrenmem gereken tüm yazılım dillerini öğrenmiştim. Sıra uygulamayı oluşturmaktaydı. Ama nasıl bir şey olmalıydı. Epey uğraşıp bir şablon oluşturdum. Her şey iyi gidiyor gibiydi. Artık bu şablon üstünden işimi tamamlamam gerekiyor. Birkaç saat sonra odama ablam geldi.
A: Ali, gel biraz muhabbet edelim.
B: Biraz meşgulüm. Daha sonra konuşsak.
A: Ama sana ihtiyacım var.
Ablama dönüp cevapladım.
B: Şu an işim var.
Yüzümdeki ciddiyet farkediliyordu sanırım. Biraz geri çekilsede söylediklerim. Onu yıldırmaya yetmemişti anlaşılan. Yanıma gelip elini sikime attı.
A: Hadi ama, seni bekliyorum.
Elini tuttum. Gözlerinin içine baktım. Ve cevap verdim.
B: Şu an istemiyorum. Daha sonra yaparız.
Biraz kırılmış olacak ki. Bir şey demeden arkasını dönüp gitti. Ama her zaman onun istediği olamazdı. O zaman ilişkide benim kontrolüm kalmazdı. Ve kontrol edemediğim bir ilişki. Hiç hoş olmazdı. Çalışmaya devam ettim. Ve uygulama üzerine birkaç saat daha çalıştım. İşim bittiğinde ayağa kalkıp odadaki aynanın karşısına geçtim. Epeydir spor yapıyorum. Beslenmemede dikkat ediyorum. Fiziğimi kontrol etmek için elbisemi çıkardım. Kollarım güzel gözüküyordu. Göğsüm de hafif şişmişti. İyi gidiyordum.
Kendimi süzmemi bozan şey, kapıda annemin de beni süzdüğünü görmem oldu.
E: Epey kaslanmışsın.
B: Ödümü kopardın anne. Öyle bir anda mı gelir insan.
E: hahahahaha
B: Yani 3 ay falan oldu. Biraz gelişme olsun artık.
Annemin yanına gittim. Üstümü giymemiştim. Kollarımı açıp gelmesini bekledim. Teklifimi geri çevirmeyip geldi. Sarılırken kokusunu iyice içime çektim. Annnemmm, ne güzel kokuyordu. Ona sarılırken aldığım güven hissi. Kimsede böyle bir şey hissetmiyorum. Annem, canım annem. O güzel saçlarının kokusunu içime çekerek sabaha kadar okşayabilirdim. O yeşil gözleri, içinden tek bir damla akmasın diye onu üzen herkesi yok edebilirdim. O küçük pembe dudaklarını, sabaha kadar öpebilirdim. Peki ya o götü ve memeleri, onlar apayrı bir yerde. O güzel memesine kafamı sokup sabaha kadar öperek uyuyabilirdim. Götünü yemek, ayrı bir zevkli olurdu. Bu düşünceler sikimin kalkması için yetti bile. 16 cm'lik canavar annemin karnına baskı yapıyordu. Normalden uzun süren sarılmamız, hiç bitmeyecek gibiydi. Annem, kendini bana daha sıkı bastırmaya başladı. Sikimi daha iyi hissetmek için olsa gerek. Birkaç saniye sonra gözlerinden akan yaşlarla konuştu.
E: Uzun zamandır bir erkeğe ihtiyacım olduğunu fark etmemiştim. Teşekkür ederim oğlum.
B: Ben, teşekkür ederim.
Birkaç saniye daha sarıldık. Annem kollarını gevşetti. Ne istediğin anlayıp kollarımı gevşettim. Arkasını dönüp odasına gitti. Bu kadar güzel bir kadının bu kadar uzun süredir erkeksiz beklemesi. Eminim benim için yanıp tutuşuyordur. Ben de onu istiyorum. Ama annem değil mi o benim? Ablam olabilir. Birbirimizi seviyoruz. Ama annem, o beni seviyor mu? Aklımı kurcalayan düşünceler, sikimide kurcalamaya başladı. Biraz bekledikten sonra annemin odasının önüne gittim. Kapı aralıktı. İçeri baktığımda, yatağında uzanmıştı. Uzanmış mıydı. Örtüdeki hareketlilik nedendi o zaman? Küçük bir ses duydum. Çok tiz ve içtendi. Bir yardım çığlığı gibiydi.
E: Alim.
Annem, beni düşünerek mastürbasyon yapıyordu. Hiç bir yerini görmüyordum. Ama arada gelen yardım çığlıkları, sikimi demir gibi yapmıştı. Yavaşça pijamamı indirip 31 çekmeye başladım. Annemin benim adımı sayıklaması. O da beni istiyordu. İçeri girip annemi boşaltsam ne olurdu ki? İkimizde birbirmizi istiyoruz. Ben bunları düşünürken omzumda bir üfleme hissettim.
A: Anneme bakarak mı yapıyorsun, Onu benden daha mı çok istiyorsun?
O an ne olduğunu anlayamayacak durumda olsamda. Ablamın nefesi beni çığlık atmanın eşiğine getirdi.
A: Şşştttt çıt çıkarma. Bırak yardım edeyim.
Başımı aşağı yukarı evet anlamında salladım. Eğilip sikimi yalamaya başladı. Bir gözüm annemde bir gözüm ablamdaydı. Çok ama çok güzeldi bu. Annemi düşünmek, ablamın ağzının ıslaklığıyla birleşince aldığım zevk. Gözümü kapatmamak için çok zorlandım. Annemin, biraz oynaşmadan sonra üstü açılmıştı. O kocaman memeleri gözüküyordu. Kafamı arasına sokup sabaha kadar uyuyacağım o memeler, tarifi olmayan bir hisle ablamın ağzına boşaldım. Ablamın ağzını ne kadar doldurduysam boğulacak gibi oldu. Ağzındaki döllerimi, ellerine tükürüp öksürdü. Öksürme sesi annemin dikkatini çekti. Hemen üstünü toplayıp ayağa kalktı.
B: Annem geldi. Kalk.
Kapı açıldığında ikimizde odalarımıza fırlamıştık. Annem, yakın olan ablamın odasına gitti. Duvarın ardından sesleri geliyordu.
E: Azra, kızım?
A: Efendim anne?
E: Az önce öksürdün mü sen?
A: Yoo yanlış duydun herhalde.
E: Ben bir de Ali'ye sorayım.
Ne yapabilirim.............. buldum.
Hemen şınav çekmeye başladım. Aynı zamanda sayıyordum.
B: 196, 197, 198, 199 veeee 200 offff
Ayağa kalkıp arkamı döndüğümde annem kapıda bana bakıyordu.
B: Noldu anne?
E: Hiç, ne yapıyorsun diye bakayım dedim.
B: Gördüğün üzere, şu anda sizi koruyacak kasları güçlendiriyorum.
Annem, yanık bir gülüş attı. Ağlamak istiyor gibiydi.
E: Sen çalışmaya devam et.
Annem, odasına gittiğinde, ablamın yanına gittim.
B: Az kalsın yakalanıyorduk.
A: Boşalacağını söyleseydin yakalanmazdık.
B: O an çok garipti. Aklım, vücudumu terk etti sanki. Konuşamadım bile.
A: Bu aralar iyi beslendiğin belli oluyor.
B: Nereden anladın?
A: Tadı çok güzeldi.
B: Afiyet olsun, benim bir tanem.
A: Neyse, bana borcun var. Ona göre.
B: Böyle borca, can kurban.
Küçük bir öpücük kondurup içeri geçtim. Televizyonu açıp biraz takıldım. 2 saat sonra içeri annem girdi. Üstünde saten kırmızı bir gecelik vardı. Yanıma oturdu.
B: İyi misin, çok kötü gözüküyorsun?
E: Her yerim ağrıyor.
B: Masaj?
E: Olabilir.
B: Uzan o zaman.
Annem koltuğa sırtüstü uzandı. Güzel götü açığa çıkmış. Onu yemem için beni bekliyordu. Beline oturup masaj yapmaya başladım. Omuzunu yoğuruyordum. Arada çıkan inleme sesleri, rahatladığını anlatıyordu bana. Ama sikim, farklı şeyler anlamıştı sanırım.
E: ıhg
Yavaşça büyümeye başladı. Her geçen saniye biraz daha büyüyordu. Ve sonunda anneme ulaştı. Değmiyordu ama istersem değdirebilirdim. Masaj devam ettikçe aşağı inmeye başladım. Sıra beline gelmişti. Yavaşça aşağı indim. Götünün üstünden geçip sikimi götüne hizaladım. Hâlâ değmiyordu. Ama beline yaptığım her bir yoğurma hareketi, temas etmemi sağlıyordu. İlk temasta biraz irkildi. Sonra sessiz kalmıştı. Arada gelen inlemeleri, kuvvetlenmeye başladı.
E: ıhgggg
Artık dayanacak mecalim kalmadı. Sikimin amına girmesi ya da girmemesi umrumda değildi. Masaj'ın sertliğini arttırdım. Daha güçlü git geller yapıyordum. Sikim, götünü daha fazla zorluyordu. O an, pantolonumu indirip sikmemek için çok zorladım kendimi. Her hareketle annem kıvranıyordu. Tüm masaj boyunca inlemişti neredeyse. Masajı bitiren annemin titremesi oldu. Boşalmaya çok yakındı.
E: A... Ali be. ben kalkayım.
Boşalmamak için söylemişti bunu.
B: Önemli değil anne. Sen rahatlamana bak.
E: Ama
B: Şşşşttt. Anın tadını çıkar.
Yanakları al al olmuştu. Masaja biraz daha devam ettim . Az önceki konuşmadan sonra kendini salmış gibiydi. Artık inlemeleri sessiz değildi.
E: IHMMM
Ve, sonunda titeyerek boşaldı. Birkaç saniyelik boşalmadan sonra kafasını döndürüp bana baktı.
E: Teşekkür ederim.
B: Ben teşekkür ederim.
Annem, ayağa kalkıp odasına gitti. Ama ben nasıl boşalacaktım. Arkasından gidip odasına girdim. Biraz kızarmış şekilde yerdeki bir noktaya bakarak sordum.
B: Anne.
E: Efendim canım.
B: Külodunu alabilir miyim?
E: Sen çık. Ben getireyim.
O an kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Annem teklifimi kabul etmişti. Hemen odanın dışına çıkıp beklmeye başladım. Birkaç saniye sonra, tahminime göre az önce giydiği tangasını getirdi.
B: Te. Teşekkür ederim.
E: Asıl ben teşekkür ederim.
Hemen lavaboya girip kapıyı kilitledim. Külodu, kokladığımda aldığım koku. Annemin suları, hepsi çok güzeldi. Dilimi atıp tadına baktım. Hafif tuzluydu. Ama inanılmaz güzeldi. Hemen sikimin etrafına sarıp 31 çekmeye başladım. Annem, canım annem. O memelerine kafamı sokmak için her şeyi yapabilirdim. Seni sikmenin tadı. Eminim, dünyadaki pek az şeyden aynı zevki alabilirim. Tangayı sikime sürte sürte üstüne boşaldım. Kırmızı tanga, boşalmamla beraber beyaza bulanmıştı. Toparlanıp temizlendim. Külodu, bu sefer yıkamak istemedim. Kirlilere atıp lavabodan çıktım. Odama geçip yatağıma uzandım. Birkaç dakika sonra lavabonun kapısı tekrar kapanmıştı. 2 dakika sonra geri açıldı. Annem miydi bu? Hemen bakmalıydım. Kirlileri kontrol ettiğimde külodun temizlendiğini gördüm. Ama, ıslak değildi. O zaman annem tüm döllerimi yemiş olmalıydı. Belki ablamdır. Ama ablam niye böyle bir şey yapsın. Hem odasının kapısıda kapalı. Annem olduğuna karar verip odama geçtim. Kendimi yatağa attım.
O günden sonra, annem bana daha bir sevgi doluydu. Ama çok yakınlaşmama izin vermiyordu. Bir çizgisi vardı. Ve anlaşılan, o çizgiyi geçmemi istemiyordu. Eninde sonunda gelecekti. Çok zorlamasam daha iyi.