Ablam 3 ayı karşılasa da, en azından bu yaz para biriktirmem gerekiyor. İlanı açtığımda. Kafe ilanı olduğunu gördüm. Eve pek yakın değil. Ama gym'e yakın gibi. spor salonuna gidip. Spor salonundan kafeye geçebilirim. Beni epey yoracaktır. Ama değer gibi. Biraz daha araştırsam iyi olabilir.
Birkaç ilana daha baksam da en iyi iş bu gibiydi. En iyisi bizimkilere sorayım. Ablamın kapısını çalıp içeri girdim.
B: Abla bir şey soracağım.
A: Dinliyorum.
B: Bu yaz tatili biraz çalışayım diyorum. Senin bildiğin yarı mekanlı çalışabileceğim bir yer var mı?
A: Bir düşüneyim.......... Nazın ailesine ait bir kafeleri var.
B: Nerede?
A: Bize uzak biraz.
B: Tam olarak nerede biliyor musun?
A: Geçen ki barın yakınında.
B: Uzakmış. Başka bir yer var mı? Yoksa anneme de soracağım.
A: Sen git sor ben bizim kızlara soracağım. Belki biri yardımcı olur.
B: Tamam hadi görüşürüz.
Ablamın odasında çıkıp annemin yanına mutfağa geçtim.
B: Annem.
E: Efendim canım.
B: Ben bu yaz tatili evde çok boş oturmak istemiyorum. Böyle yarı zamanlı bir iş arıyorum. Senin bildiğin bir yer var mı?
E: Yok canım. Ama olursa ben sana söylerim. Bizim kızlara sorayım istersen.
B: Olur. Cevap bekliyorum.
Cevap beklerken biraz daha ilanlara baktım. Ve bizim eve yakın küçük bir kafe buldum. Hemen numarayı aradım. Birkaç saniyelik beklemeden sonra telefonu bir kadın açtı.
Kadın: Buyrun Ceylan Cafe.
B: Merhaba iş ilanı için aramıştım. Ne zaman geleyim.
Kadın: Merhaba adınız neydi?
B: Ali.
Kadın: Merhaba Ali Bey. Şu an gelebilirsiniz. Çıkışa 4 saat var.
B: Tamam teşekkür ederim.
Telefonu kapatıp. Anneme söylemek için yanına gittim.
B: Bizim eve çok yakın bir Kafe varmış orayı buldum. Bugün gideceğim.
E Aaa bende bir cafe bulmuştum. Benim arkadaşın. Kafesi varmış elemana ihtiyaçları olduğunu söyledi.
B: Adı ne?
E: Ceylan Cafe
B: Orası mı? Benim bulduğum yer de Ceylan Cafe.
E: Bizim evin, yakınında olan?
B: Evet.
E: ahahaha tesadüfe bak aynı yer.
B: Kim bu arkadaşın?
E: Adı Fatma. 4 sene önce trafik kazasında, eşi kardeşi ve eniştesini kaybetti. Kazadan o ve yeğeni Ceylan sağ çıktı. Kazadan sonraki yıl, kafeyi açtılar. Yeğenine psikolojik destek olması için kafeye onun adını verdi.
B: Biz de derdimiz var diyoruz.
E: Şu ana kadar iyilermiş. Ama geçen bir elemanı kovmak zorunda kaldılar.
B: Niye?
E: Tam hatırlamıyorum ama yeğenine sarkıntılık yapmıştı sanki
B: Bu bir uyarı sanki :)
E: ahahahaha olabilir. Ama senin bir uyarıya ihtiyacın yok bence?
B: Yok yok.
Ablam arkamdan gelip konuşmaya dahil oldu.
A: Ben 1 saate çıkacağım.
E: Nereye?
A: Nereye? Ali sen söyle istersen.
B: Anne inanmazsın ablam ders çalışmaya gidecekmiş.
E: İyi iyi. Canım sen çalış da.
E: Aynen. Ders çalışmaya gideceğim. Ama Nurun kitapları var zaten onun için bir şey götürmeyeceğim.
B: Neyse ben çıkayım çalışmaya gideyim. Görüşürüz.
A: Nereye gidiyorsun?
B: Acelem var. Anneme sor o anlatır.
E: Görüşürüz. İyi mesailer. Fatma'ya selam söyle.
Ablam beni kapıya kadar uğurladı.
A: İyi yalan attın ha. Nasıl aklına geldi aniden?
B: Zekiyiz ablacım, ne yapabilirim. Allah vermiş kullanmayalım mı?
A: Zeki kardeşim. Hadi git çalış eve ekmek getir.
B: Öptüm bay.
A: Görüşürüz
Yürüyerek geçen birkaç dakikadan sonra kafe'ye vardım. Camdan baktığımda Dışarıda birkaç tane masa içerideyse biraz daha masa vardı. Sarı ışıklandırmalı, duvarlarında birkaç süs sarmaşık bulunan. Tatlı bir kafeydi. İçeri girip selam verdim.
B: Merhaba.
Selamıma karşılık veren kişi, kapının yakınında bulunan kişiydi. Yaşından Ceylan olduğu belliydi. 16 17 yaşlarında gözüküyordu. 167-170 civarı boyu vardı. Biraz zayıf gözüküyordu. Yaklaşık olarak 60 kiloydu.
Ceylan: Merhaba. Buyrun, boş bir yere oturun ben geliyorum.
B: Yok ben Ali. İş ilanı için gelmiştim.
C: Aa pardon. Buyrun annem burada. Onunla konuşabilirsiniz.
B: Teşekkür ederim.
Ceylan'ın yanından ayrılıp kasa tarafında bulunan, kadının karşısına geçip selam verdim.
B: Merhaba, Fatma abla. Ben Ali
F: Merhaba canım. Annen geleceğini haber vermişti. Şu kahveyi al. Masa 11'e götür.
B: Tamam abla.
Kahveyi alıp köşede bulunan masaya götürdüm.
B: Afiyet olsun.
Adam: Teşekkür ederim.
Geri döndüğümde Fatma ablayla Ceylan, bir şeyler konuşuyor gibiydiler. Gelmem, konuşmalarını bölmüştü.
F: Gel Ali. Sen kaç yaşndaydın?
B: 16
F: Aaa yaşıtmışsınız. Bu benim yeğenim Ceylan. O da 16 yaşında. Yeğenim, ama aramızda anne kız ilişkisi var. Çok uzun süredir beraberiz.
B: Evet, olayları biliyorum. Annem anlattı. Bu arada tanıştığıma memnun oldum.
C: Bende.
F: Ali bu tarafa gel istersen sana temel şeyleri anlatayım.
B: Tamam abla.
Kasa tarafına geçtim. Fatma abla, kahve yapmak için gereken temel şeyleri anlattı.
F: Ve ilk kahven hazır. Kahveni al biraz laflayalım.
Kahvemi alıp boş masalardan birine doğru yürüdük. Fatma abla, önümde yürürken onu biraz süzme fırsatım oldu. Yaklaşık olarak Ceylanla aynı boydaydı. Sadece biraz daha kiloluydu. Boş masaya oturup konuşmaya başladık.
F: Annen nasıl?
B: İyi, kendisi selam söyledi.
F: Sende, selamımı söyle.
B: Mutlaka söylerim.
F: İş şartlarını konuşalım istersen.
B: Olur. Ben sadece yazın çalışmak için geldim.
F: Tamam. Bu sıralar, uzun süreli çalışabilecek insan bulunmuyor zaten.
B: Bu zamanda, güvenilir insan bulmak zor vallahi. her yerde it çakal var. Ama benden emin olabilirsiniz.
F: İnşallah, neyse haftanın kaç günü gelebilirsin?
B: Haftada 3 gün gelebilirim.
F: Güzel. Çalıştığın gün başına 500 TL iyi mi?
B: Olur, bana uyar. Peki mesai vakti?
F: Dükkan sabah 7 de açılıyor. 12 de kapatılıyor. Genelde ben açıyorum. Ama arada Ceylan'ın açtığıda oluyor. 2 eleman daha var. Ama bugün izinliler. Sana da bir anahtar vereceğim. Yarın bizim işimiz var, erkenden açarsan çok güzel olur. Erken açanın erken çıkmaya hakkı var. Toplamda 7 saat çalışacaksın.
B: Tamam, siz yarın saat kaçta geleceksiniz?
F: 10 gibi geliriz. Gel sana birkaç şey daha öğreteceğim. Yarın tek başınasın.
Fatma abla, kapanışa kadar bana bir şeyler gösterip tüyolar verdi.
F: Artık tek başına kahve yapabilirsin.
B: Tamamdır o zaman. Yarın dükkan bana emanet. Ben bir lavaboya gidebilir miyim? Biraz sıkıştımda.
F: Tabi. Rahatına bak.
Dükkanın içindeki lavaboya girip, su döktüm. Lavabodayken sesler geliyordu.
C: Anne yarın ben açabilirim dükkanı, hem onu tanımıyoruz.
F: Kızım, bu arkadaşımın çocuğu. Bizi soyacak hali yok. Hem soysa alacak bir şeyde yok.
C: Sen bilirsin. Gözüm pek tutmadı, bu çocuğu.
Duymam gerekeni duyup lavabodan çıktım.
F: Gel Ali. Anahtar vereyim sana da. Birazdan kapatacağız.
B: Tamam. Bu arada lavabonun yalıtımı biraz eksik gibi.
Duyduğumu belli etmek için söyledim bunu. Ceylan neyi kastettiğimi anlayıp kızarmaya başladı.
C: Doğru ya, lavaboların yalıtımını halletmemiz gerekiyor.
Fatma ablaya doğru gidip anahtarı aldım.
F: Hadi çıkalım. Ali sen kapat bugün.
Anahtarı yerine takıp kilitledim.
B: Sizin ev ner tarafta?
F: Sizinle aynı yolda. Beraber gidelim istersen?
B: Olur.
Yolda giderken Fatma ablayla Ceylan, benden biraz uzaklaşıp fısır fısır konuştular.
F: Hadi kızım
C: Ya anne utanıyorum.
F: Neyden utanıyorsun! Onu, söylemeden önce düşünecektin
Sesleri fısıltı halinde gelse de, tüm sokağı kaplayan sessizliğin içinde rahatlıkla duyuluyordu. Biraz daha konuşamaya devam ettiler. Kaldırımın iki ayrı köşesinde yürüyorduk. Onlar yola yakındı. O sırada caddenin karşı tarafından ses geldi.