Ve karşımızda kocaman bir masa ablamın tüm sınıf arkadaşları vardı. Ardından İyi ki doğdun Azra sesleri yükseldi. Ablam kolumdan çıkıp bana sarıldı.
A: Alişim teşekkür ederim. Bugün hepiniz beni unuttunuz sandım.
B: Planı onlar yaptı, ben sadece seni buraya getirmekle görevliydim.
Ablam kollarımdan çıkıp Nazın yanına koştu. Sarılıp öpüştüler. Nazın saçları da ablamın ki gibi kızıla boyalıydı. Tahmini 164 boyunda hafif balık etliydi.
N: Doğum günün kutlu olsun canım.
A: Ayyy teşekkür ederim, çok duygulandım ama ben böyle.
Ablam arkadaşlarıyla kutlama yaparken köşede tüm arkadaşlarıyla sarılıp pastayı kesmesini bekledim. Ardından Naz ablanın yanına gidip sordum.
B: Naz Abla, Ahmet nerede?
N: İlk öncelikle bana abla deme, ikinci olarak onlar ayrıldılar.
B: Ne zaman?
N: Bilmem epeydir görmüyorum Ahmeti. İstersen ablana sor.
B: Tamam teşekkür ederim ben ona sonra sorarım Naz ab... Naz
N: Hızlı öğreniyorsun, sevdim seni.
Ablamın yanına gidip sordum.
B: Abla, Ahmet nerede?
A: Ben ayrıldım ondan
B: Ne zamandan beri ayrısınız?
A: 2 hafta falan oldu herhalde. Niye sordun?
B: Hiçç meraktan. Ahmeti göremeyince merak ettim.
Ablamın söylediği şeyler bundan kaynaklıydı sanırım. Sevgilisi olmadığı için onu tatmin eden biri yoktu. Yardım isteğimi niye reddetti o zaman. Düşünceler eşliğinde Ablamın yanından ayrılıp hava almaya çıktım. Birkaç dakika dışarıda geçirdikten sonra mekana geri döndüm. Ablam köşede Naz'la konuşuyordu. Yanlarına gidip sohbete dahil olmak istedim.
N: Kardeşin geliyor sus.
Naz ne kadar sessizce konuşsa da sesi rahatça duyuluyordu.
B: Gizli saklı iş kabul etmiyorum abla. Bara gidecekseniz ben de geleceğim.
A: Bar ne alaka, Sen nereden anladın?
N: Senininki zeki valla.
B: Barın yanında akşam 8 de, 18. Yaş günü için tutulan bir restoran. Başka ne olabilir ki. Kutlama bitince herkes eve mi dağılacak. Güldürmeyin beni.
A: Tamam gelebilirsin ama annem duyarsa seni döverim.
B: Götürürsen söylemem, ama dövebileceğin kısmında hala emin değilim.
Sandalyeyi çekip yanlarına oturdum.
N: Zeki bu çocuk, hoşuma gittin yakışıklı.
B: Kusura bakma Naz, ama sahibim var.
N: Kaç yaşındasın sen?
B: 16 ya gireceğim 1 ay sonra
N: Ben iki yıl beklerim.
A: Naz, kardeşime sarkıntılık yapmazsan sevinirim.
N: Noldu kıskandın mı?
A: Ben mi, bunu mu kıskanacağım. Ay daha neler.
B: Benim için kavga etmeyin lütfen. Bu arada ne zaman bara gideceğiz.
N: Bu arada sen giremeyebilirsin.
B: Niye?
N: Birazcık küçüksün de ondan.
B: Sıkıntı yok ben dışarıda sizi beklerim. Amacım eğlenmek değildi zaten. Sizi korumaktı.
N: Vay vay çen bizji mi koruycan çen
A: Naz hiç öyle dalga geçme, geçen babamı dövdü bu çocuk.
B: İkna oldun mu Nazzz
N: Şu havalara bak. Neyse kalkalım o zaman
Naz ayağa kalkıp birkaç arkadaşının yanına gitti. Yanımıza geri geldiğinde, beraberinde 1 kız 2 erkek vardı. Toplamda 5 kişi oluyorlardı. 3 kız 2 erkek. Diğerleri dağıldı
N: Hadi kalkın mekana geçelim.
B: Ama abla çok içmek yok tamam mı?
A: Sana soracak halim yok ne yapacağımı.
Kalkıp restoranın yanındaki bara geçtiler. Adam tek tek herkese kimlik sordu. Bende kapının önünde durup onların içeri geçmesini bekledim. Naz içeri geçerken bana seslendi.
N: Bir şey olursa bizi koru.
Birkaç saniyelik bakışmanın ardından
B: Tamam bekliyorum sizi.
Güvenlik: Kimliğini ver.
B: Ben içeri girmeyeceğim. Zaten yaşımda yetmiyor.
G: Niye buradasın o zaman
B: Bizimkileri bekliyorum.
Kapıda tahminen 5 dk bekledim. Ardından Güvenliğin bana sigara uzattığını gördüm.
G: İçer misin?
B: Yok teşekkür ederim.
G: İyi, sen bilirsin.... Şu kızıl saçlı olan kim?
B: İki tane kızıl var hangisi?
G: Balık etli olan.
B: O bir arkadaş ya
G: Güzel kızmış
B: Sevgilisi yoktu sanki. İstersen ayarlıyım sana.
G: Yok ben senin için dedim.
B: Heee, yok ya benim sevgilim var.
G: Seni yiyecekmiş gibi baktı da ondan söyledim.
Naz mı? Şu an sevgilim var zaten. Uğraşamam başka bir kızla, kafamı kurcalayan birkaç düşüncenin ardından güvenlik bana seslendi.
G: Burada bekleyecek misin böyle? Yorulursun sonra.
B: Sen bütün gün beklemiyor musun? Bende beklerim.
G: İyi sen bilirsin......... Ama birilerini korumak istiyorsan biraz daha vücut çalışmalısın.
B: Para yok ki, bir gym'e gideyim.
G: Bizim arkadaşın bir spor salonu var. İstersen oraya gidebilirsin. Ucuza aldırırım seni.
B: Olabilir aslında. Nerede bu spor salonu?
Adamın tariflerine göre, gym evimize yakındı.
B: Aaa yakınmış bizim eve. Ben numaranı alayım gidince seni ararım. Ama malum şu an kolum kırık. İyileşince ancak giderim. Adın neydi bu arada?
G: Adım Cihan. Senin?
B: Ali.
numarasını aldım. Biraz daha muhabbetin ardından bizimkiler çıkmıştı.
B: Erken çıktınız.
Ablam çok sarhoş gözüküyordu. Naz ona göre daha az sarhoştu. Diğerleri ise sanki hep içiyormuş gibiydi. Sadece çakırkeyiftiler.
N: Ali tut ablanı.
B: Geldim.
Ablamı sol tarafıma alıp, Naz'dan taksi çağırmasını istedim. Birkaç dakikanın ardından taksi gelmişti ablamı arka koltuğa koyduktan sonra dışarıdakilere sordum.
B: Gelecek var mı?
N: Ben gelirim. Bir de Murat'ın evi sizin eve yakındı sanki.
M: Evet, bende geleyim.
Ben arka koltuğa ablamın sağına geçmiştim. Sağıma ise Naz oturdu. Murat'ta öndeydi. Yerimizi aldığımızda taksici nereye gideceğimizi sordu. Evi en yakın olan Murat'tı. Sonra Naz en son biz inecektik. Yolu tarif ettiğimizde adam sürmeye başladı.
Ablam koynumda sızmıştı. Arada bir olan sarsıntıyla Nazın bana yaklaştığını hissettim. Çok ses çıkarmasamda rahatsız olmadığımı söyleyemem. Ani bir sarsıntıyla ablam uyandı.
A: Aaa kim bu yakışıklı, sen kaç yaşındasın?
B: Abla benim Ali
A: Ali mi, heeeee benim de Ali isimli bir kardeşim var.
B: O benim zaten.
A: Ali sen misin, pardon seni kardeşimle karıştırdım.
Pek bir laf anladığı yoktu anlaşılan.
N: O şu an bir şey anlamaz. Boşuna uğraşma.
B: Belli oluyor. Ne diyeceğim ben anneme şimdi. İyi ki çok içme dedim.
N: Elinden almasak daha içecekti.
Yolun geri kalanında kimseden ses yoktu. Birkaç dakikanın ardından Nazın ağırlığını omzumda hissettim. Birazdan kalkar zaten diyip ses etmedim. Birkaç dakika sonra Murat'ın evine varmıştık. Onu bıraktığımızda sıra Naz'ın evideydi.
B: Naz kalksana, Naz. sizin ev nerede?
N: He, pardon uyumuşum. Ne oldu?
B: Sizin ev nerede?
Naz yolu tarif edip evine varmamızı bekledi. Eve vardığımızda.
N: Kusura bakma verdiğim rahatsızlık için.
B: Ne münasebet, sen iyiysen benim için sıkıntı yok.
N: Hadi görüşürüz. Ablana selam söylersin.
Nazı arabanın durmasını bekleyip çıktı. Taksiciye bizim evin yolunu tarif edip eve vardık. 300 TL ödeyip çıktım taksiden. Bugün tüm paramı taksiye baymıştım resmen. Ablamı sol omzuma alıp asansörün önüne gelmiştik. Asansörün içinde elimi cebime atıp telefonu çıkardığımda saatin 2 olduğunu gördüm. İyi ki anahtarımı yanıma aldım diye düşündüm. Kapıyı açıp içeri girdiğimde etrafta hiç ses yoktu. Ablamı yavaşça odasına götürdüm. Yatağına uzandırdığımda homurdandı.
A: Ali segn de ğell
Onu bırakacağım sırada beni kendine çekip yanına yatmam için yer açtı. Ablamın yanına geçip örtüyü üstümüze aldım. Yüzü bana dönüktü. Yatakta yüz üstü uzanıyordum. Arada kulağımı gıdıklayan sıcak nefesi, sikimi kaldırmıştı. Ama şu an ablamdan faydalanmamın yapacağım en kötü şey olduğuna karar verdim. Sol tarafımda uzanırken sol elini kucağıma sol bacağını ise sikimin biraz altına atmıştı. Kafamı ablama çevirdiğimde hafif alkol kokusu geliyordu. Ama ondan daha kuvvetli olan bir koku geliyordu. Neydi bu? Çok tanıdık bir koku...... Gül kokusu mu. Herhalde, kokuyu içime iyice çektiğimde bu güzel kokunun beni içine çektiğini fark ettim. Ama kendime engel olmalıydım. Kafamı sağa çevirip uyumaya çalıştım. Sessizce sikimin inmesini beklemenin ardından geçen birkaç dakika sonra göz kapaklarım vücudumdaki en ağır yer gibiydi. Gözlerimi kapatıp, beni ele geçirmek isteyen uykuya karşı yapabileceğim tek şey, beni ele geçirmesini beklemek oldu.