Yorgunluktan ölüyordum, dediklerini yapmak zorunda olmasam kesinlikle yatıp uyurdum. Verdikleri hap olmasa bu kadar da dayanamazdım. Yazın sıcağında ılık bir duş iyi gelecekti bana. Pansiyonun pis bir duşu vardı. İçeri girdiğimde buranın pek iyi bir yer olmadığını anladım. Çöpte kullanılmış prezervatifler vardı. Doğru düzgün temizlenmemişti hiçbir yer. Ama bu halimle bunları düşünecek değildim. Yıkandım kendimi temizlerken aldığım zevki düşünüyordum. 5 kişi geçmişti üzerimden. Bir gecede hem de. Ben akıl almaz derecede orospu birisiydim. Hala beni sikeceklerini bile bile yanlarına gidecektim. 5 yarak yemiş olmama rağmen... Her biri en az 3 posta atmış olsa 15 defa sikilmiştim bir gecede. 15 defa boşalmışlardı orama burama.
Boy aynasında kendime baktığımda: Büzüğüm kapanmıyordu. Amım sürtünmelerden kızarmıştı. Altın sarısı saçlarım dağılmış, yapış yapış ama kurumuştu. Göğüslerimin uçları kızarmıştı ve üzerinde kurumuş döller vardı. Hatta amımdan döller akıyordu bacaklarıma doğru. O kadar fazla döl vardı ki tangam tutamamıştı. Belkide taytıma da geçmişti. Ama taytı çıkarıp odanın içinde bırakmıştım. Bacaklarımda hatta ayaklarımda bile kurumuş döller vardı.
Çok garip ama birden kendimle gurur duymaya başladım. 5 erkeği bir gecede başarıyla mutlu etmiştim. Bunları düşünürken amım sulanmıştı, iç dünyamda savaşıyordum; benim bu durumda utancımdan yerin dibine girmiş, üzüntümden ölesim gelmesi gerekirken, zevk alıyordum. Acaba bir kadının bu durumdan zevk alması, üzülmemesi normal miydi? Yoksa alkol ve verdikleri hapların etkisiyle yaptıklarımdan utanmadan iyice arsızlaşmış mıydım?
Adeta gecenin izlerini üzerimden silmek için, kendimi kazıyarak temizledim. Çünkü kocam bilmemeliydi... Hiçbir şey anlamamalıydı. Hiçbir şeyden haberi olmamalıydı. Saate baktım Sabah 6 ya geliyordu. Söylediklerine göre kocam yarın en az 12 ye kadar uyanmayacaktı. Makyajımı yapıp, eski kıyafetlerimi giyip aşağı indim.
Şuayip “Akıllanmamışsın orospu, hala aynı kıyafetle azdırıyorsun milleti” dedi ve güldü. Bir kahvaltı masası hazırlanmıştı. Bende acıktığımı fark ettim. Zorlukla oturdum sandalyeye. Her yerim ağrıyordu. Masadaki zeytin, peynir, domates, salatalık gibi basit yiyecekler oldukça lezzetli gelmişti. Ardından Şuayip bir enerji içeceği verdi bana “Bunu iç daha işin var.” dedi. “ Nolur çok yorgunum, artık bırakın bitsin bu iş burada. Sizi şikayet etmeyeceğim ama bu iş burada kapansın” dedim. “Güldük, eğlendik zevk aldık, sizi azdırmamın cezasını bana ödettiniz ama bittim artık halim yok... Bitsin bu iş burada, her şeyi tadında bırakmak gerekir” dedim. Şuayip bu samimi tavrım karşısında duygulandı ve yumuşadı. “Tamam Sinem, senden son bir isteğim var eğer onu hakkını vererek yaparsan bütün bu kayıtları imha edeceğim, bir daha seni rahatsız etmeyeceğiz.” deyince, bu işten kurtulacağım için mutlu olarak “Neymiş o isteğin” dedim. Tahminim beni son bir kez kendi becerecekti.
Ancak yanılmıştım. Şuayip söze girdi “ Şu resepsiyonda duran çocuk var ya” ,“ee” dedim “O Şakir'in yeğeni, on sekiz yaşına yeni girdi. Daha milli olmamış, onu sen milli yapacaksın. Eğer senden memnun ayrılırsa bir daha seni rahatsız etmeyeceğiz, haydi göster marifetini!” dedi. Mecbur kabul edecektim, o kadar kişi zaten üstümden geçmişti, ha bir eksik ha bir fazla. “ Tamam ama dinlenip kendime geleyim, ondan sonra dedim.” Şuayip devam etti “ Seni benim ayarladığımı bilmeyecek, oğlanı azdırıp yatağına sen alacaksın, gururu okşansın, çocuğun kendine güveni gelsin. Bak sabah saati kimse yokken müsait. Ama sen bilirsin. Şunu da bil ki eğer senden memnun kalmazsa bu kayıtlar başına iş açacak.” Ben teslimiyetle “ Nasıl istersen öyle olacak, odama çıkıp uyumam lazım. Gerçi iki gün yatsam kendime gelemem ya” dedim.
Enerji içeceğini yanıma alarak, odaya çıktım. Telefonomu ertesi gün sabah oldukça erken bir vakte alarm kurarak uyudum. Uyanmam zor oldu, her tarafım bitkin vaziyetteydi. Ama uyanmak zorundaydım. Saat dokuza geliyordu. Uyanıp enerji içeceğini içtim. Karnım açlıktan zil çalıyordu. Banyoda yüzümü yıkadım. Makyajımı yaptım. Ardından külot giymeden taytımı giydim. Sütyen takmadan bluzumu giydim. Taytımı iyice yukarı çektim. Her tarafım iyice belli oluyordu. Kendim azdırmam gerekiyordu çocuğu, Şuayip'in talimatı öyleydi. Kendimi becertecektim ona.
Arabanın anahtarını da alarak aşağı indim. Çocuk resepsiyondaki Sandalyedeydi. Benim geldiğimi görünce bakakalmıştı. Özellikle kırıtarak yanından geçip arabaya gidip ufak valizi aldım. Sürüyerek resepsiyonun önüne geldim. “Merhaba, valizimi yukarı çıkarır mısın? ” dedim. Yorulmuş gibi yaparak öne eğildim. Göğüsler fora! Çocuk kitlendi kaldı. Kekeleyerek “Ta, tabii abla” dedi. Bu moralimi bozdu, beni becerecek çocuk abla diyordu. Ben önden kırıtarak, o arkadan zaten hafif olan valizimi taşıyarak odamın önüne geldik. Eline hazırladığım 20 lirayı tutuşturup “Acıktım bana kahvaltılık bir şeyler ayarla, çayda olsun” dedim. “Kahvaltı hizmetimiz yok abla” dedi. “Olsun siz de burada mutlaka bir şeyler yiyorsunuzdur, dün gördüm bana onlardan hazırla açım” diyince “Peki abla” dedi.
Valizi özellikle getirmiştim. İçinden tatil için getirdiğim süper mini eteğimi ve beyaz bluzumu seçip gene iç çamaşırsız giydim. Aynaya baktım, gündüz vakti saçım ensemi yakıyordu, yalandan bir topuz yaptım. Aşağı inip milli edeceğim genci aramaya koyuldum. Resepsiyon boştu, orada bir kağıtta dolu odaların listesi vardı. Ne var ki sadece benim kocamla kaldığım oda doluydu ötekiler sabah çıkış yapmıştı. Dünden boş olan odalardan birisini seçerek anahtarını cebime attım ve çocuğu aramaya devam ettim.
Pansiyonun arka tarafında mutfak gibi kullanılan bir bölümde buldum onu. Beni gördüğünde salatalık yerine az daha elini doğrayacaktı çocukcağız. “ Tek başıma sıkıldım, burada yanında oturabilir miyim sohbet ederiz hem” dediğimde; Çocuk sesi titreyerek “Estağfurullah abla buyur, otur tabii” dedi. Ben “Adın ne senin bakayım” dedim, çocuğu alıcı gözle süzdüm. Yaklaşık 1.80 boylarında esmer, tüyü yeni bitmiş oldukça zayıf, kara kuru bir şeydi. “Muhittin, abla” dedi. “ Muhittin bana niye abla deyip duruyorsun, o kadar yaşlı mıyım ben?”
Çocuk utanıp, kızarmaya başladı. “ Estağfurullah, abla saygıdan, sizin adınız neydi ?” Muhabbeti biraz olsun açmayı başarmıştım ama çocuk önündeki işle ilgileniyor, utandığından bana bakmıyordu. Bacak bacak üstüne atarak ayağımı sallamaya başladım. “Sinem canım, Hadi çok acıktım gel ne hazırladıysan getir, çay da koy ama kendine de koy birlikte sohbet ede ede yiyelim” dedim.
Kocam uyanmadan temizlenip odama dönmüş olmam lazımdı. Muhittin bugün kahvaltıda beni yiyecekti ama haberi yoktu daha. “Nasıl olur abla, bilmem ki” dedi. Bu çocuk çok utangaçtı normalde bir erkeğin yanına böyle gelsem çoktan bana sarkmaya başlamıştı. Milli olmamasının nedeni de anlaşılmıştı şimdi. “Olur, bal gibi de olur, ben öyle istiyorum. Beni kıracak mısın Muhittin. Masasına oturulmayacak kadar çirkin miyim ben?” Çocuğa açıktan yürüyordum ama anadolu çocuğu işte sanırım yukarıda kocam varken bana yan gözle bakamıyordu.
“Estağfurullah abla, olur mu öyle şey sen çok güzelsin ama benim gibi birisinin senin yanında ne işi var, ondan şey ettim” dedi. Bu arada talimatımla hazırladıklarını masaya getiriyordu. Çayları da koyup oturduğunda, gözünü sallanan ayağımdan alamamaya başladı. Mini eteğim kalçama kadar sıyrılmıştı. Muhittin'in yüzü kızarmaya başlamıştı. Bir şey yemiyordu, önündeki çayda buz gibi olmuştu. Çocuğa heyecandan kal gelmiş ağzını bile açamıyordu...
Bende karnımı doyurduktan sonra Sharon Stone'ın meşhur temel içgüdü filmindeki frikiğini vermeye karar verdim. Ayaklarımı değiştirirken bilerek yavaştan alıyor bu sırada Muhittin'i izliyordum, Muhittin kutuma kitlenmiş kalmıştı. Eğer mümkünse daha da kızarmıştı. Önünün iyice kabardığını görüyordum. Bu sırada çayım bitti, doldurmak için ayağa kalktığımda, Muhittin “Aman abla, ne yapıyorsun bırak ben doldururum “ diye fırlayıp yerinden kalktı bardağı elimden kapmak için. Tabii artık, heyecanlanıp unuttuğundan mı yoksa daha fazla dayanamadığından mı kalkmış penisi karnıma dayandı.
Ben kabarıklığı işaret ederek “Bu ne böyle Muhittin” dedim. Kızmamdan korkmuş lafı ağzında gevelemeye başlamıştı “ Şeyyy, benn “ Ben ardından lafa devam ettim “ Bana mı kalktı bu böyle” dedim. Cevap yok, utanmış halde sus pus olmuş yere bakıyordu. “Cevap ver, bana mı kalktı bu böyle” diye tekrar ettim sorumu daha yüksek sesle. “ Abla sen öyle karşımda oturunca, burada pek öyle kadında yoktur.” gibi şeyler gevelemeye başladı. Ben istifimi bozmadan, Kolundan tutup çekiştirerek “Sen hele bir gel bakayım benimle” diyerek onu peşim sıra çekiştirmeye başladım. Herhalde kocamın yanına götürdüğümden korkuyor “ Abla affet, nolur bir daha olmaz, çok özür dilerim” gibi sözlerle yalvarıyordu. Neredeyse ağlayacaktı. Boş olan odanın önüne geldiğimizde anahtarla kapıyı açtım ve Muhittin'i içeri soktum.
Muhittin eşimle olan odamıza gelmediğimizi anlayınca sakinleşmiş ve susmuştu. Sonra dönüp kapıyı içeriden kilitledim. Sonra Muhittin'e dönerek Gülümsedim. “Neden soyunmadın sen bakalım daha?” ... “Demin bana kalkmadı mı o canavar, öyleyse indirmekte bana düşer.” dedim, bunun üzerine inanamayan gözlerle bana baktı Muhittin. “ Hadi, hadi” diye ciddiyetimi tekrar göstermemden sonra çocuk telaşla soyunmaya başladı. Benden çok utanıyordu. Az sonra eliyle heyecandan yarı sertleşmiş pipisini kapatmaya çalışarak ayakta duruyordu karşımda.
Geçip yatağa oturdum, elimi uzatıp yanıma gelmesini işaret ettim. Geldi. pipisini kapatan elini tutup yanıma çektim. Çırılçıplak yanıma uzandı. Benimle beraber tavana bakıyordu. Bir kolumun üzerinde doğruldum ve çocuğun göğsünü okşamaya başladım. İşaret parmağımla daireler çiziyordum. Yavaşça elimi erkekliğine götürüp kavradım ve okşamaya başladım hafifçe. Bunu yaparken yaşını sordum. Sikini okşamamdan aldığı zevkle kıvranarak, “On altı” dedi. Eğilip dudaklarından öptüm. Kırmızı rujum dudaklarına bulaşmıştı…
Tekrar öptüm. Güzeldi dudaklarının tadı.“Peki kaç kızla yattın bugüne kadar?”“Hiç... İlk olacak bu” Bunları konuşurken bir yandan da heyecandan inmiş olan aleti parmaklarımın arasında tekrardan iyice kalkıyordu.Bu hoşuma gitmişti. Muhittin gerçekten benimle milli olacaktı. Şuayip'in isteği kesindi, ona muhteşem bir ilk yaşatmaya karar verdim.
Dudaklarını iyice somurduktan sonra öpe öpe aşağıya kayıp organına yaklaştım. Çok yavaş hareket ediyordum. Baş tarafını bir kere yalayıp tadına baktım önce. Fena değildi. Sonra dilimi bir kaç kere gövdesinde gezdirdim. Ardından sadece baş tarafının ön kısmını ağzıma soktum ve emmeye başladım yavaşça. İyice sertleşmişti. Bir yandan da elimle aşağı yukarı yapıyordum.
Bu şekilde iki üç dakika emdikten sonra birden ve sert bir şekilde hepsini ağzıma aldım. Dudaklarım kasıklarına yapıştığında elinde olmayarak derin bir“Oohh..” çekti çocuk ” Sinem ablaa...”
Sonra başımı aşağı yukarı hareket ettirmeye başladım. Tüm gücümle emerek yukarı çıkıyor, baş tarafına geldiğimde dilimi üç dört tur ucunda çeviriyor sonra yine emerek aşağıya kadar iniyordum. Sağ elimle başım yukarıdayken boşta kalan kısımlarını okşuyor, sol elimle de yumurtalıklarını çok hafifçe sıkıp bırakıyordum. Dilime ucundan bir damla sıvı geldiğinde çok yaklaştığını anladım. Kıvranıyordu.“Oohhh.... Abla.. ben geliyorum galiba” dedi.
Aletini ağzımdan çıkarmadan evet anlamında başımı salladım ve sadece erkekliğin baş tarafını emmeye başladım. Dilimi de baş tarafının altında ki o tatlı girintiye getirip usulca yalamaya başladım. Ama sağ elim motor gibi hızlı mastürbasyon yapıyor, sol elimle de yumurtalıklarını okşuyordum. Sanki sağıyordum onu.
Artık dayanamadı ve ilk fışkırması boğazıma çarptı. Dilim başının altında olduğunda her fışkırmasında direk olarak yutuyordum. Beş altı fışkırmadan sonra kısa bir süre daha yaladım ve ağzımdan çıkardım. Tertemizdi. Tamamen emerek yutmuştum onu.
“Hoşuna gitti mi?” diye sorduğumda nefes nefese evet anlamında başını salladı. Boşalttıktan sonra sırtüstü yatıp biraz dinlendim. Elimi eteğimin altına attım, parmaklarım su içinde kaldı. İyice azmıştım, kıvranıyordum. Baktım yerinde yatıyor bir hareket yok,“Muhittin bu kadar mı?” diye seslendiğimde kendine geldi.” Soy bakayım beni.” Bu talimatım üzerine beceriksizce beni soydu.
Erkekliğine baktım. Muhittin boşalmasına rağmen çabucak sertleşmişti. Bacaklarımı açıp ona “Haydi gel canım“ dedim gülümseyerek.Muhittin beceriksizce içime sokmaya çalışıyor ama hizasına bile getiremiyordu. Canım benim... Elimle yardımcı oldum ona.“Haydi sok şimdi aşkım” dedim. Birden yüklendi, körpe ama uzunca sikini bir hamlede benim mutfaktan beri akan sularımdan kayganlaşmış amıma gömdü. Bu sefer içten gelen bir inleme benim dudaklarımdan döküldü,
“Ohhhh…” diye inleyerek bacaklarımı iyice açıp bacaklarına doladım ve ellerimle de kalçalarını avuçlayıp kendime daha çok bastırmaya başladım. Özellikle kalçalarını içime ittiğinde minik poposunu avuçluyordum. Daha önce bir kere ağzıma boşaldığından iyi dayanıyordu.
Zevkten yarı kapalı gözlerimi açıp baktığımda, şehvetle parlayan gözlerini kırpmaya korkarak beni sikiyordu. İlk orgazmımı o anda yaşadım. Bacaklarımı sarıp hırsla kalçalarını kendime çektim. Feryat kopararak boşalmaya başladım.”Ahhhh.. Geliyorum.... Ohhh… Çok güzel.. Hadi hadi durma.... Sik beni… Pompala… Böyle… İşte böyle…” diye diye kalçalarım inip kalkıyor, yatağı dövüyordu. Muhittin de bana ayak uydurmaya çalışıp zevkten dudaklarını ısırırken o da içime patladı. Kasıklarımı sıkıp gevşeterek içimde sikini sağıyor, aldığı zevki yükseltmeye çalışıyordum.Döllerini akıtması bitince bağıra çağıra orgazmımın sonunu yaşadım. Nefes nefeseydim. Biraz dinlendikten sonra Muhittin'e bakarak
“Ee? Küçük canavarın istediği oldu mu? Bir ağzımdan, bir de kadınlığımdan becerdi beni” dedim. Muhittin,“Pek değil…” dedi.
“Nasıl yani? Daha ne istiyorsun?”“Arkadan da yapalım, Filmlerde hep görüyorum... Onu da öğret bana..”“Peki, yapalım bakalım ” dedim gülümseyerek, yatağa yüzükoyun yattım. Kalçalarımı havaya kaldırıp iki yana salladım beklentiyle.“Haydi bakalım gel o zaman” dedim. Muhittin kalktı. “Ama bak, dediklerimi harfi harfine yapacaksın yoksa canım yanar” dedim.“Tamam” dedi. Elini tutup önüme geçmesini sağladım.
Sikini güzelce, ıslak ıslak yaladım, ıslattım. Sonra arkaya gönderdim onu. Arkama geçip üzerime eğildi. Sağ avucumu dilimle iyice tükürükleyerek uzatıp arkamı da ıslattım ve erkekliğini tutup arkama dayadım. Sonra elimi çektim. Götüm geceden beri sikilmekten tahriş olmuştu. Ama Muhittin'e her istediğini verecektim ki Şuayip yakamdan düşsün.
“Şimdi hafifçe bastır.” dedim. Biraz itince canım yandı. İkimiz de nefes nefeseydik.“Dur! Canım yandı. Geri çek biraz”“Tamam.”“Haydi bir daha dene. Ama yavaşça, acele etmeden”Bu arada kendimi iyice gevşettim ve kalçamı havaya kaldırdım. Yeniden ittiğinde çok canım yandı.“Ahhhhh dur dur dur. Bekle, sakın itme daha. Çıkarma da ama, o şekilde bekle.”“Tamam bekliyorum. Durdum.”Başı girmişti birden. Deliğimin alışmasını bekliyordum. Yaklaşık 30 saniye bu şekilde kaldık. Sonra;“Tamam yavaşça it şimdi.” Biraz daha ilerledi arkamda.“Dur canım yanıyor. Biraz geri çek ve yeniden it ama bundan fazla ileri sokma.”“Tamam Sinem Abla, anladım.”
Abla demesine gülesim geldi bir ara. Hem abla diyor hem arkadan beceriyor… Dediğimi yaptı. Sürekli yönlendiriyordum erkeğimi, Sikicimi…“Tamam şimdi biraz daha sok””Evet yine çek. Islat biraz sikini, buraya kadar yeniden sok…””Evet bu şekilde biraz devam et. Ama daha fazla ilerleme.””Evet. Böyle işte..... Daha fazla ilerlemeden sok çıkar.”Bu şekilde en az iki üç dakika geçti. İki kez boşaldığından uzun sürüyordu.“Haydi bakalım şimdi yavaşça hepsini sok.”“Hepsini birden mi?”“Evet ama yavaşça çünkü her an durmanı söyleyebilirim.”Milim milim dibimi buldu. Kasıkları popomun yanaklarına yapışmıştı artık.“Ahhh...... Offff.... Dur, bekle şimdi…. Canım çok yanıyor. Hiç hareket etme.”İşaret parmağımı büküp acıdan ısırdığımı hatırlıyorum. Çocuk her dediğimi yapıyordu.
Bir süre bekledik o şekilde. Sızının azaldığını hissedince popomun yanaklarını sıkıp gevşetmeye başladım.“Haydi yavaşça sok çıkart şimdi. Ama içimden tamamen çıkarmadan”“Tamam.”Yavaşça dediklerimi yapmaya başladı. Çektiğim acı yerini güzel bir dolgunluk hissine bırakmıştı.“Güzel mi Muhittin? İstediğin oldu mu? Memnun musun?”“Eeevet eveeet… Harika bu… Sımsıkı burası. Senin de hoşuna gidiyor mu Sinem abla?”“Eveeet. Hoşuma gidiyoor… Sikin zevk veriyor bana… Hadi, biraz daha hızlanabilirsin şimdi… ” İyice inlemeye başlamıştım artık.
Muhittin temposunu daha da yükseltti. Şimdi erkekliği bir piston gibi girip çıkıyordu arkama. İttirdikçe kasıkları kalçalarımı yoğuruyor, eziyordu. Bense popomu iyice havaya dikmiş, sıkıp gevşetiyordum. Sokup çıkarmalarının arasında bu hareketim ufaklığa ekstradan bir zevk veriyordu. Bense acıdan ısırdığım parmağımı artık zevkten emer yalar hale gelmiştim.
Orta yaşlı bir kadın, küçük bir çocuğun altında arkadan beceriliyordu. Ben nasıl bir orospuydum böyle. Düşündükçe daha da azıyordum.Sonunda Muhittin, sertçe dipleyip kaldı öyle. İlk fışkırtmasını içimde bir yerlerimde hissettim, hiç içimden çıkmadan oluk oluk akıtıyordu. Boşalması bitince yavaş yavaş içimden çıktı. Arkamda bir rahatlık hissettim. Çok yorulmuştum. Kalkıp duşa girdim çıktığımda Muhittin yataktaydı. Ona bununla beni eşimin yanında zor duruma düşürmemesi gerektiğini tembihledim. “ Hiç olur mu öyle şey abla” dedi.
Saat 12 ye geliyordu. Odama geçtim, telefonuma Şuayip'den mesaj gelmişti. Muhittin'e kocamın yemeğine şap katmasını tembihlediğini ayrıca, Muhittin'e şap bıraktığını aklım varsa bir şekilde kocama bunları iki üç hafta kendimi toparlayana kadar içirmem gerektiğini yazmıştı. Bu tavsiyesine uyacaktım çünkü arka deliğimi, moraran yerlerimi gören kocam kesinlikle her şeyi anlardı, kalça ve göğüslerimde de çürükler vardı. Kapalı bir şeyler giyerek kocamın yanında sızdım. Kocam, akşam 5 e doğru uyanmış, beni sarsarak uyandırmıştı.
Ne oldu, burası neresi, neden bu kadar ağır uyuyorsun gibi soru yağmuruna tuttu beni. Ona rakı içme yarışmasında alkol komasına girdiğini söyledim. Bende gece korkumdan bir şey olur diye nöbet tuttum...
Oradaki kamyoncular sağ olsun seni buraya kadar taşıdılar. Diye tüm hikayeyi anlattım. “Ah, sevgilim endişelendin mi benim için çok diyerek dudağıma bir öpücük kondurdu.” Sonra karnı guruldadı ben gidip bir şeyler yiyeyim en iyisi, dünden beri bir şey yemedim, kurt gibi acıktım sende gelecek misin?” Dedi. Ben yorgunum canım biraz yatayım sen git ye dedim. Muhittin'in onun yemeğine şap atmasını tüm kalbimle umut ederek uyudum geri. O gece kocamı sen iyi değilsin bir gece daha kalalım burada diye ikna ettim, orada kaldık. Sabahın erken saatlerinde de yola çıktık. Muhittin çaktırmadan şapı yemeğe atmış bana da getirip kutuyu vermişti.
Kocamın aleti tatil boyunca kalkmadı, acaba neden? Ancak onun bu durumunu görünce çok üzüldüm. Otelin ilk gününde oral sexse başladım. Kalkmayınca adam resmen psikolojik bunalıma girdi. Tam düzeldim sanırken başına böyle bir şey geliyor. .. Ben “Önemli değil canım düzelir nasıl olsa, çok üstüne gitmeyelim istersen tatil boyunca dedim.” Çok vicdan azabı duydum ama telafi edecektim sonrasında. Hem de fazlasıyla. Ancak tatil sonu kocamın yaptığı tek hareketle tüm vicdan azabı uçtu gitti içimden. Dönüş yolunda aynı tesise uğramak istedi, teşekkür edecekmiş, oradaki insanlar bize çok yardımcı olmuş ve yemeklerini beğenmiş. Bir insan bu kadar aptal ve saf olabilir mi? Tabii ki kıyameti kopardım ve orada durmasına izin vermedim.