← Ana Sayfaya Dön

MİLLİ PİYANGO 6

📌 MİLLİ PİYANGO (ÖZEL)

Ankara'da kendime ev tutup amcamdan izimi koparmıştım. Yanımda Arda ile Merve de vardı. Üniversite sınavına girmiştik, sınav beklediğimden iyi çıktı. Merve öğretmenlik istiyordu ama bir kısım puanı yetmiyordu. İyi üniversiteler İstanbul'daydı. Kenan bey ile tekrar konuşup Merve'nin işini hallettim. Merve, İstanbul'da çok iyi bir üniversiteye gidecekti. Bu sefer Arda da benden ricada bulundu.

Arda'yı da vizesini ayarlayıp Hollanda'ya uğurladım. Merve ile son akşam yemeği yiyorduk, o da sabah yola çıkacaktı.

-Merve: "Sana sürprizim var, İbrahim."

-Ne sürprizi?

Merve yemek masasından kalktı, odaya gitti. 5-10 dakika boyunca odadan çıkmadı.

İçeriye geldiğinde adeta ışıl ışıl parlıyordu; üstünde beyaz bir jartiyer takımı giymişti. Ben şok içinde Merve'yi izliyordum.

-bu ne hal

-Merve: Sana sürprizim işte.

-Hani evlenmeden olmazdı?

-Merve: Çok düşündüm bunu. Sen o kadar şey yaptıktan sonra kendimi eksik hissettim. Evlensek de evlenmesek de benim kızlığımı senin almanı istiyorum, İbrahim.

Merve gelip kucağıma oturmuştu. Elimi sırtına atıp okşamaya başladım. İkimizin de dudakları birbirine kenetlenmişti, azğınlar gibi sevişiyorduk.

Merve'nin sütyeninin kapçasını açıp memelerine yumuldum. Merve Kürt kızı olduğu için doğuştan biraz tüylü bir yapısı vardı. Memelerinin arasından göbeğine doğru hafif bir tüy vardı. Elimle göbeğini okşuyordum.
Kucağımdan yere doğru yavaşça indi, eliyle eşofmanını alttan çekti. Sikim arşısında duruyordu, ağzıyla sakso çekmeye çalışıyordu.
"Çok acemice davranıyordu, dişleri sikmi biraz gıdıklanıyordu, biraz da acıtıyordu. Ağzını daha çok açmasını, dilini kullanmasını istedim. Dediklerimi yapmaya çalışıyordu."
"Taşşaklarımı emmesini istedim, her dediğimi yapmaya çalışıyordu. Bu ilk seferi olduğu her halinden belliydi. Çok acemi olması beni daha da azdırıyordu."
Ayağa kaldırıp koltuğa doğru uzattım. Altındaki beyaz kilodunu çıkardım. Tüylü amcığı karşımdaydı ama amcığı temizdi. amına yumulup emmeye, yalamaya başladım.
Merve altımda inlemeye başlamıştı.Ayağa doğrulup sikimi amcığına hizaladım; ufacık nokta kadar deliği vardı.
Bacaklarını iki yana ayırarak nokta kadar olan deliğine yüklenmeye başladım. Sikimin kafası deliği iyice zorluyordu. Biraz daha yüklenmemle deliğin içine sikimin kafası girmişti. Kafası girdiği anla altta birşeylerin yırtıldığını hissettim. Artık Merve'nin kızlığı gitmişti. Mervenin amcığına yüklenirken sikimin yarısı içine kadar girmişti. Merve avazı çıktığı kadar çığlık attı.
"Sikimi dışarı çıkardığımda, üstü kanlanmıştı. Merve'nin amından kan damlıyordu. Elinden tutup ayağa kaldırdım ama bacakları tir tir titriyordu, ayakta duramıyordu. Belime sarılarak banyoya götürdüm. Banyoda ılık suyu açıp, amcığını ovalamaya başladım."
Beline havluyu sararak içeriye getirdim. Merve'nin yüzünün rengi atmıştı.

- Ne oldu?

- Merve: Bilmiyorum, tansiyonum, şekerim düştü galiba.

Mutfaktan vişne suyunu alıp Merve'ye verdim. Merve vişne suyunu içerken havluyu kombinin peteğinin üstüne koydum. Banyodan jel alıp Merve'nin amcığına masaj yapmaya başladım.

"Peteğin üstünde ısınan havluyu alıp Merve'nin amının üstüne serdim. Tampon misali orada duruyordu. Ayağa kalkıp tekrar sikimi Merve'nin ağzına verdim. Merve, bu kadar ilgi ve alakamdan sonra daha dikkatli güzel yalamaya başlamıştı."
"Sikim baya ıslandıktan sonra havluyu kaldırıp Merve'nin amcığına elimi attım; gayet sıcak olmuş ve yumuşamıştı. Merve'nin altına yastık koyup belini yükselttim, bacaklarını tekrar iki yana ayırdım, amcığına Sikimi dayadım ve içine ittirmeye başladım.
"Merve gözlerini kapatmıştı. Merve'nin amcığı sıcacıktı. Sikimin hepsi içine girdikten sonra biraz bekledim."
"Sikim içindeyken amcığının sulandığını hissettim. Yavaş yavaş ağır tempoyla git-gel'e başladım. Zamanla hızlandım, hızlandıkça ahlayan Merve ohlamaya başladı."
Arada Sikim dışarı çıkıyordu. Bu sırada Merve, işer gibi zevk sularını fışkırtıyordu. Gözleri iyice kaymıştı. Merve artık zevkin doruklarını yaşıyordu.
Daha da hızlanarak Merve'nin içine patladım. Merve öyle yatakta uzanıp duruyordu, ben de yana geçip koltuğa oturdum. Merve İki dakika sonra olduğu yerden doğrulup ayağa kalktı. Ayaklarının bağı çözülüp kucağıma tekrar düştü. Merve'yi kucaklayıp banyoya götürdüm. Küvetin içine oturttum, küvetin tıpasını kapatıp sıcak suyu açtım.
Bende kuvvetin içine girerek Merve'yi üstüme aldım. Merve göğsüme doğru uzanmış yatıyordu, göğsümdeki kıllarla oynuyordu. Sıcak su üstümüze doğru akıyordu.

- Pişman mısın?

- Merve: Hayır, asla. Aksine seninle birlikte olduğum için mutluyum.

- Emin misin?

- Merve: Hiç olmadığım kadar.

- Tekrar yapalım desem ne dersin?

Merve göğsümden kafasını kaldırarak bana baktı, dudaklarıma öpücük attı.

- Merve: Bu cevap senin için yeterli mi?

Sıcak su üstümüze doğru akarken Merve göğsümün üstünde yatıyordu, ben de diğer elimle Merve'nin Götünün yanaklarıyla oynuyordum.
Götü sıcak suyun etkisiyle yumuşacık olmuştu, ellerimle götünü yoğuruyordum.
Peki, senden bir şey rica etsem olur mu?

-Merve: Nedir o?

Elimle Merve'nin götünün yarığını araladım, orta parmağımla göt deliğine doğru baskı yaptım.

Merve yüzünü kaldırarak uzun uzun bana baktı.

-Merve: Tamam, olur.

Bu cevabı hiç beklemiyordum.

Elime sabunu alıp mervenin göt deliğini köpükledim; Merve hâlâ üzerimdeydi.
Merve'nin deliğini okşarken o da benim meme ucumu emiyordu.
Orta parmağımı deliğine doğru bastırmaya başladım. Ben deliğine baskı yaptıkça Merve de benim meme ucumu ısırıyordu. Canım yansa da devam ettim; onun da canı yanıyordu.
suyun seviyesi çok artmıştı, artık deliğine su geliyordu. parmağım artık daha rahat giriyordu. 2. parmağımı da zorlamaya başladım. bu sefer Merve de daha çok meme ucumu ısırmaya başladı. Merve'ye dönüp baktım.

-Merve: canın mı acıdı?

-evet.

-Merve: sen bir de bana sor, sen baskı yaptıkça ben de burada ısırıyorum, fark etmedin mi?

-evet, fark ettim ama bence alıştı biraz, ne dersin güzelim, sıra sende.

alttan kuvvetin tıpasını çıkardım, su yavaş yavaş boşalıyordu. suyun sıcaklık seviyesini biraz daha arttırdım, musluk başlığını da Merve'nin kalçasına gelecek şekilde ayarladım. su Merve'nin sırtından g deliğine doğru akıyordu.
Merve yukarı doğru doğruldu, ben sırt üstü küvette uzanıyordum. Elimle jele uzandım, Merve'nin yüzünü okşadım. "Ben sana inanıyorum aşkım, yaparsın. Tüm kontrol sende, istediğin zaman üstüne otur." Bir yandan da jel ile Merve'nin götüne jel sürüyordum, az bir şey de sikime damlattım.
"Merve eliyle Sikimi düzeltti, Göt deliğine hizaladı. Yavaş yavaş ağırlığını veriyordu. İlk kafası girecek gibi oldu, hemen ayağa kalktı.

-Merve: Aşkım, acıyor.

-Yaparsın güzelim, diyerek yüzünü okşamaya devam ediyordum."
Merve tekrardan çömelip ağırlığını vermeye başladı. "Haydi aşkım," diye motive ediyordum. Merve ıkınmaya başladı, Merve'nin yüzü kıpkırmızı olmuştu, boynundaki tüm damarlar ortaya çıkmıştı. Çok zorlandığı belli oluyordu. Birden "flöp" diyerek kafası girdiği gibi üstüne oturması bir oldu. "Ahhhh!" diyerek çığlık attı. Tam ayağa kalkacakken kasıklarından tutup engel oldum.

- "Bekle aşkım, tam işte yeri burası."

- Merve: "Aayhhhh, oyhhhh! Çok acıyor aşkım, içim yanıyor."

Suyun derecesini arttırıp Merve'nin belinden tutup üstüme doğru yatırdım, boynunu öpüyordum.

- "Az daha bekle canım, bak hepsi içinde. Biraz beklesin, alışırsın."

Merve'nin içi dapdardı, suyun sıcaklığı ile vücudumuz alev alev yanıyordu. Merve'nin kalp atış seslerini dışarıdan duyabiliyordum; hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. İki dakika öyle bekledik. Yavaşça üstümden doğruldtum. Şimdi canım yavaş yavaş kalk otur.

-Merve: Ayh oyh, ayh oyh, aşkım hâlâ acıyor.

-Merak etme canım, birazdan geçer acısı.

Merve yavaş yavaş oturup kalkmaya başlamıştı. O biraz yorulduktan sonra ben alttan yavaş yavaş pompalamaya başladım.
Alttan pompalarken suda kan gördüm. Merve'nin götünden suya kan damlıyordu. Merve'ye çaktırmadım. Çok geçmeden pozisyon değiştirdik. Kuvvetin içinde Merve'yi domaltıp bu sefer arkadan girmeye başladım. Deliği açılmış, kenarları kızarmıştı. Her soktuğumda amındaki boşluktan fos fos ses geliyordu.
Biraz hızlandım, banyoda suyun etkisiyle şak şak ses çıkıyordu. Daha da hızlanıp içine patlattım. Sırtından boyuna öpücük attım. "Süperdin aşkım!" Merve'yi sırt üstü küvete yatırıp iyice köpükledim, her yerine masaj yaptım. Ayağa kaldırdığımda hâlâ ayakları titriyordu, ayaklarının üzerinde duramıyordu.
"İlk seferi kıza çok ağır gelmişti; hem amının hem de götünün kızlığını almıştım."
Merve'yi kucaklayıp banyodan çıkartıp yatak odasına götürdüm. Boylu boyunca yatağa yatırdım. Merve bayılmış gibi yatakta uzanıyordu, yorulmuştu. Çekmeceden masaj kremi alıp her yerini okşayıp masaj yapıyordum. Masaj yaptıktan sonra yan çevirip götünün yanağını iki yana açtım.
İçimden "eyvah" diyordum, kızın götünü yarmışım. Kızın götü yarılmış, hafif kan vardı. kremi iyice boca edip deliğine masaj yaptım.
Merve'nin yanına uzanıp ikimiz de sabaha kadar beraber uyuduk. Sabah kalktığımda Merve beni dürtüyordu.

-Merve: Aşkım, ben iyi değilim. Hastaneye gidelim mi?

-Ne oldu aşkım, neden?

-Merve: Götüm çok ağrıyor, bir de hafif kan geliyor.

İçimden "eyvah" diyordum. O günkü Merve'nin biletini iptal ettik, kalkıp hastaneye götürdüm. Hastanede muayene olduktan sonra doktor uzun süre anal ilişkiyi yasaklamış, kızın götü yarıldığını söylemiş. Eczaneden doktorun yazdığı kremi aldık, o krem bayağı iyi geldi. 2-3 gün boyunca sıcak su banyosu yaptı, sıcak suya oturtuyordum.

3 gün boyunca Merve bana söylendi, kız ne dese haklıydı, perişan olmuştu. Benim yüzümden işlerine 1 hafta geç başlayacaktı. Son gün gelmişti, biletini tekrar alıp uçağa bindirecektim. Son sarılırken götüne şaplak attım.

-Özlettirme kendini hee.

-Merve: O 1 kereydi canım, gördün halimi. Daha bu konu kapanmıştır diye umuyorum.

-Şaka şaka, sen sağ salim git gel de gerisi mühim değil.

Merve'yi uğurlayıp eve gelmiştim, ben de eğitimime ve okuluma devam ediyordum.

Kenan Bey ile sürekli irtibat halindeydik. Artık her ay düzenli olarak cüzi miktar bağış yapıyordum. Kenan Bey'den ricada bulundum; düzenli bağış yaptığım yerin eski okuduğum yurt olmasını istedim. O da kabul etti. Haftada bir Konya'ya gidip yurdu ziyaret ediyordum. Her gittiğimde otelde kalıyordum ama Hafize Abla kabul etmedi. "Olur mu, ben seni her zaman evimde ağırlarım," dedi. Çocuklara yaptığım bağış ve ilgi alaka Hafize Abla'nın çok hoşuna gitmişti. Hafize Abla'nın kocası İlyas Abi de bana alışmıştı; o da beni ailenin biri gibi görüyordu. Eve gidip gelmeme gocunmuyordu. Sohbeti, muhabbeti çok ilerletmiştik. İlyas Abi Konya'da fabrikada çalışıyordu. Oraya bırakıp benim ortak olduğum fabrikada yüksek maaşla işe başlatmıştım. Bu hareketim aramızdaki samimiyeti daha da arttırmıştı; hem ev arkadaşı hem de patronuydum. Ankara'ya geri döndüğümde Kenan Bey beni pavyona davet etti. Bu duruma çok şaşırmıştım. Beraber pavyona gittik, o günü gün ettik.

-Kenan: "Yarın tekrar yine buradayız İbrahim, hazırlıklı ol."

Kenan Bey'e daha da çok şaşırır oldum; hiç bu tarzda bir adam gibi değildi. Entellektüel, efendi, oturmasını kalkmasını bilen bir adamın bu tür ortamları olacağını tahmin etmiyordum. Ertesi gün yine aynı saatte pavyona gittik. Gittiğimiz pavyon baya ünlü bir yerdi. Genç kızlar içeride doluydu. Herkesin damsız girebileceği bir yer değildi ama Kenan Bey baya tanındığı için Ankara'da çok adamı vardı. Kenan Bey'in yanında iki kişi daha vardı, iş ortakları. Beni onlarla tanıştırdı. Toplam dört kişi masada çakır keyif yapıyorduk. Ortada slow müzikte takılan dört kız vardı; içlerinden bir tanesi çok tanıdık geldi bana.

-Kenan: "Ne oldu, kızlar hoşuna mı gitti?"

-Yoo, öyle gözüm dalmış sadece.

-Kenan: "İstiyorsan çağıralım, gelsin bizim masamıza."

-Yok, şuanlık böyle iyiyim.

-Kenan: "Bak, şu sarışın var ya, efsane gibi duruyor. Bir dene istersen İbrahim."

-Ben daha çok siyah saçlı olanı beğendim.

-Kenan: "Ooo, sarışının adı, esmerin tadı diyorsun."

Kenan Bey garsona el işareti yapıp kızlara içki ısmarladı. Kızlar bizim masaya bakıp gülümsediler. Kenan Bey el işareti yaptı, kızlar bizim masaya doğru geldiler. Kızlar tam bizim yanımıza oturacakken siyah saçlı kızı elinden tutup kendime doğru çektim.

-Kenan: "İbrahim, bakıyorum baya taktın sen o kıza."

-Yoo, beğendim diyelim.

Diğer kızlar biraz alınmıştı.

-Kızlar: "Ne o, bizi beğenmedin mi?"

-Yoo, sizler de gayet hoş hanımlarsınız ama bu güzellik beni etkiledi.

Siyah saçlı kız bu iltifatıma gülümsedi. Ama siyah saçlı kızı yakından görünce tanıdım; amcamın büyük kızı (23) esmaydı. Uzun süredir amcamı takip ediyordum; ne yapıyor, ne ediyor, ne içiyor, nerede geziyor, çocukları ne yapıyor diye. Şans ya, kader bugüneymiş. Bugün güldü yüzüme. Amcam zaten eskiden de Ankara'da oturuyordu; sırf babamın işi var diye Konya'ya geliyordu. Babamdan tırtıkladığı para ile benden çaldığı parayı da diyebiliriz. Onunla Ankara'ya konfeksiyon atölyesi açmıştı; ailesi ve çalışanları ile orayı işletiyordu. En büyük kızı da Ankara'da üniversiteye gidiyordu. Ankara'da üniversiteye gidip de pavyona, gazinoya gitmeyen kız sayısı nadirdir; illa ayartacak birilerini buluyorlar, nasıl olsa bunlar ailecek paragözler. Ama büyük ihtimal amcamın kızı beni tanımadı; zaten uzun zamandır da görmemişti, nereden tanıyacaktı ki?

Gün intikam günüdür diye içimden naralar atıyordum. 1-2 saat kızlarla takıldıktan sonra ben Esma'yı ayağa kaldırıp, Kenan Bey'e, "Bize müsaade, size de iyi eğlenceler"

-Kenan: Ooo, nereye İbrahim, erkencisin?

(Bu arada Kenan Bey'in tavsiyesi üzerine Ankara'ya taşındığımda, nüfusa gidip ismimi soy ismimi değiştirdim. Metinde hâlâ İbrahim diye kullanıyorum, o da kafa karışıklığı olmasın diye ama siz okuyucular okurken yine değiştiğini bilin, ama İbrahim olarak devam edeceğim.)

-Bize müsaade, daha çok işimiz var, gece uzun.

Diğer kızlar kendi aralarında gülüyordu, Esma da gülücük atıyordu.

-Kenan: O zaman beline kuvvet, görüşmek üzere, size de iyi eğlenceler.

Bir taksi çevirip eve doğru yol aldık. Araba ehliyetini almamıştım, kursa yazılmıştım ama daha ehliyetim yoktu. Ankara'da çok çevirme olduğu için arabada alsam kullanamazdım rahat bir şekilde

-Esma: Nereye gidiyoruz, otele mi?

-Hayır, benim eve.

-Esma: Ben eve gitmem, otele gidersek kabul.

-Merak etme, evde yemem seni, bir şey yok, rahat ol.

-Esma: Hayır, ben eve gitmiyorum, durdur arabayı, otele gideceksek kabulüm.

Cebimden 100 dolar çıkartıp Esma'ya verdim.

-Bu şimdilik yeterli mi?

Esma 100 doları alınca sesi kesilmişti.

Eve varmıştık, kapıyı açıp içeriye geçtik.

Ben lavaboya gidiyorum, gidip gelene kadar hazırlan.

Lavaboda işimi hallettikten sonra içeriye geçtim, Esma daha hazırlanmamıştı.

-Ne o, niye hazırlanmadın?

-Esma: Evin güzelmiş, ona bakıyordum.

-Bırak şimdi evi, çabuk hazırlan.

-Esma: Tamam, benim de lavaboya gitmem gerek.

-Tamam, seni bekliyorum, acele et.

Yorum Yap

Yorumlar