BÖLÜM 23.1 [YAKALANMAK VE DUYGUSAL KONUŞMA]
Planım tıkır tıkır işlerken, içimden kendi kendime mutlu oluyordum. Bu benim için inanılmazdı! Attığım zoka hemen tutmuş, Yağmur sazan balığı misali kendisini bana teslim etmişti...
Dudaklarımız birbirinden kopamıyor, ellerimiz de birbirimizin göğüs kafesinde dolaşıyordu! Öyle bir sıkıyor ki, sanki tişörtümü parçalara ayıracak gibi bir hali vardı.
Bir an öpüşmeyi bıraktı ve gözlerime kilitlenip "odaya geçelim hemen!" dedi. Onu kucağıma aldım ve eşya dolu küçük çantamı da ona tutturup, öpüşerek odasına doğru geçtik.
Kendisini yatağın üstüne attığım gibi üstümde ne varsa çıkarttım ve altımda sadece boxer ile kalmıştım.
Y: Soy beni Aras! İstersen parçala, istersen de nazikçe çıkart ama beni kendi ellerinle hazırla olacaklara...
“Madem benden yapmamı istiyorsun? O halde sal kendini!”
Elimi beline doğru götürdüm. Altına giydiği taytı çıkartmak için kenardan tutup, kendime çektim ve yatağın üstüne bıraktım. Pembe renkli, klasik bir külot giymişti.
Üstünde ise dar ve neredeyse içini gösterecek gibi olan, mavi bir tişört vardı. Elimi göğüs kısmına attım ve tişörtü gözlerine bakarak ortadan ikiye yırtmaya çalıştım! Başardım da...
Üstünü parçaladığımda hazineyi tutan, siyah dantelli sütyen ile bakıştık. Memeleri çok güzel duruyor ama özgür bırakılması lazımdı!
Yağmur'u yüzüstü çevirdim ve kopçayı da çözdüğüm gibi sütyeni alttan çekip, kenarına bıraktım. Sırtı pasparlak ve tüysüzdü. Ensesinden başlayarak, ıslak ıslak öpüyordum.
Öpücüklerimi kondurdukça belli ki huylanıyordu, bu nedenle kısık kısık "ayh!" diyerek gülüyordu. Bense daha da öpücüklerimi arttırıp, kalçalarına doğru geldim.
[Yağmur'un vücut yapısı]
Yağmur: 1.71 boy 39 numara ayaklar, ten beyaz, gözler okyanus mavisi, ince yapılı sarı kaşlar, kalça yapısı Emily Willis, memeler skyler wox, bacak yapısı Ella hudgens, suratı da Elsa Jean ile Utah jaz karmasıydı.
Külotu çıkartmadan, kalçasının iki yanağını hamur yoğurur gibi avuçlayıp, ard arda tokatlar indirdim ve külotunu da çıkarttım.
Amı ve götünün deliği karşımdaydı. İki delikte, pembe ve tüysüzdü! Götünün yanaklarını güzelce ayırdım ve amını ortaya çıkartıp, dilimin ucuyla amcığına ıslak temaslarda bulundum.
Vajinası etli ve sulu gibiydi! Her dil darbemde, Yağmur çarşafı sıkarak "a-aağh! Çok güzeeeel..." diyordu.
Am dudaklarını süpürge yapar gibi yalıyor ve böylece dilim bir yukarı bir aşağı iniyordu. Bunu yaptıkca Yağmur amını suratıma bastırıyordu...
Götünün deliğine parmağımı uzattım ve ucuna bolca tükürüp, hem deliğin etrafına hem de parmağıma yaydırdım. Bu şekilde, istediğimi fazlasıyla rahat yapabilecektim.
Dilimi dümdüz yaptım ve amının içine doğru hafifçe iktirerek, aynı anda parmağımı da göt deliğinin içine iktirmeye başlayınca, Yağmur kısık sesle çığlık atmaya başladı!
Parmağım kolayca içine giriyordu ama dilim bir noktaya kadar girmişti. Dilimi içinde hafifçe oynatarak Yağmur'u kıvrandırırken, parmağımı sanki sikimi sokar gibi gitgel yaptıra yaptıra sokuyordum.
[Parmağın kolayca girmesi şaşırtıcı?]
Y: Ç-Çook güzel! D-Devam et... Oooh! İki deliğimin de ilki sen ol istiyorum Aras...
“Cidden kızlığını almamı istiyor musun?”
Y: Sen bir gün boşa çıkarsın diye bekledim ben! İlker istedi, ona bile vermedim...
2 dakika daha dil darbesi vurduktan sonra, Yağmur'u tutup sırtüstü çevirdim ve üstüne doğru uzandım.
Alt dudağını hafifçe ısırdım ve kendime çekip emdim. Ben emdikçe tırnaklarımı sırtına bastırıyor. Sonra da yanağını öperek, gerdanına geldim.
Öpücükler kondura kondura öpülmedik bölge bırakmazken, alttan sikimi amcığının dudaklarına kalçamı hareket ettirerek sürtüyordum.
Ben sikimi sürttükçe "a-a-ağğh! Bu anı o kadar bekliyordum ki..." demişti. Dudağına tekrar bir öpücük bıraktım ve kafamı memelerine yaklaştırdım.
İlk baş öpücük kondurdum ve dilimle daireler çizerek yaladım. Yağmur artık kulağıma aralıksız olarak "sok sikini, parçala beni!" diyerek gaza getirmeye çalışıyordu.
En sonunda memesini hafifçe ısırdım ve elimi sikime attım ama prezervatif geçirip deliğine sabitledikten sonra, kafasını keşfedilmemiş tünelden içeri iktirdim.
Y: O-Oooh... İşte giriyorsun!
Sikimi zorladıktan sonra bir anda girdi ve Yağmur'un çığlıkları odanın içinde aks etmeye başladı. Sikim komple girmiş, Yağmur yine göz yaşlarını akıtmış ve sikim de amının kanına bulanmıştı.
“İ-İyi misin aşkım?”
Y: İyiyim, sadece biraz acımış olabilir! Ama bana vereceğin zevk karşısında bu bir hiç bitanem...
Saçını okşayıp, alnını öptükten sonra sikimi milim milim sokup çıkartarak alıştırmaya başlıyorum. Sikim her içinden çıkıp tekrar girdiğinde, o darlık adeta sikimi sarıyordu. Ben girip çıkarken, Yağmur "sertleşmeni istiyorum, istiyorum..." diyordu.
Ritmimi arttırarak sokmaya başladım. Sikim içini yarmaya, duvarlarını esnetmeye başlıyordu. Her girişte şiddet artıyor, ben tamamen sokunca da kasıklarımız çarpışıyordu.
Y: Aaaağh... Aras parçala amcığımı! Amımdaki boş kısmı, sikini sokarak doldurmaya devam et...
“Çıkarmayacağım dar amından! Pres makinesi gibi basacağım amına...”
Y: Küfür et bana!
Sikimi sert sert sokarken, kulak memesini de emiyordum ve böylece ara sıra küfürleri sıkıştırıyordum.
“Amını genişletiyorum orospum yapıyorum seni Yağmur. Kıvran aynı kaltaklar gibi kıvran altımda!”
Y: Uuuuğğfff işte bu! Seks kölen yap beni, vücudumun en derin noktasına kadar sok...
“Bunu sen istedin sik sevdalısı kaşar!”
Sustum ve omzunu ısıra ısıra sikimi soktuktan sonra iki bacağını da sağ omzuma alıp, amını sikmeye devam ediyordum.
Zevki o kadar fazla hissediyordu ki, ayakları aynı amatör pornolardaki kadınlar gibi sertleşiyor ve ayak parmaklarını sıkıyordu.
İki ayağının ortasına burnumu uzattım ve kokusunu içime çekip, iki ayağına da öpücükler kondurarak sikimi yüksek darbeli matkap gibi sokuyordum.
Temas ettikçe taşaklarım amının dudaklarını dövüyor ve ağzımla ayak parmaklarını tek tek yalıyordum.
Ayak parmakları yumuşak bir et gibiydi. Ayak parmaklarımın arasına dilimi sokarak gezdirirken, Yağmur gözlerime tarifi olmayan bir şekilde bakarak konuşmadan halini anlatıyordu.
Ayak topuğunu öpüp yalayarak biraz daha siktikten sonra, sırt sırta uzanıp kaşık pozisyonuna geçtik. Bu sefer sağ bacağını havaya kaldırdı ve elini sikime uzatıp gözlerime bakarak okşadıktan sonra, tekrar amının dudaklarına yerleştirdi ve "kaldığın yerden sikmeye devam et küçük orospunu Aras!" dedi.
Sikim tekrardan içine kavuşunca, bu sefer ensesini ve omuzlarını öperek tekrar tadını hissediyordum. Bir elimi memesine uzatırken, bir elimle de bacağından tutarak girdiğim deliğe rahatça darbelerimi indiriyordum.
Meme uçlarını işaret+baş parmağım ile birlikte sıktırırken, başını bana çevirmiş "babacığım, seks kölesi kızını cezalandırmak güzel mi?" demişti. Birazcık tanıdık fanteziler gibi geliyordu bana?
“Kızım uslanmaz olunca, bu cezayı hakediyor. Cezanı beğeniyor musun kızım?”
Y: Evet Babacığım evet... Sikin amımın içine ne güzel kayıyor aaah! Taşaklarının amımın dudaklarına bıraktığı darbeyle çıkan o ses... İnanılmaz ve müthiş!
[Defne'nin gözüne geçiyoruz!]
“Tamam Haluk! Halledeceğiz canım işi. Hem adam hapiste, şimdiye kadar da videolar çıkmadı. Olsa zaten bilirdik değil mi?”
Ha: Yani! Neyse... Belki de videoları silmiş de olabilir?
“Yani... Ben eve geldim bu arada! Şimdi içeri gireyim sonra konuşuruz.”
Ha: Tamam tatlım!
Eve girdiğimde yavaşça içeri bakındım. Normalde Yağmur evde olmalıydı ama galiba gitmişt-...
(İnleme sesleri!)
Bu ne ya? Sesler... Duuur! Olamaz değil mi? Eve erkek mi attı yoksa? Hemen ayakkabıları çıkarttım ve terlikleri giyip, sessizce yukarı çıkmaya başladım. Odaya her bir adım yaklaşmamda, sesler daha da artıyor ve kızımın zevkten inlemesi beynimin içinde yankılanıyordu!
Kapının önüne geldiğim zaman ince bir aralık vardı. İçimdeki merak duygusu yüzünden bakmak istiyor ve en azından kızımın kimle sikiştiğini görmek istiyordum.
Aralığı biraz daha açtım ve baktığım an şok geçirdim! Bu Arastı ve görünene göre kızımın amına girip çıkıyordu...
[Tekrar Aras'ın gözüne geçiyoruz!]
Meme ucuna sıkmayı bıraktıktan sonra, boynuna dişlerimi geçirdim ve kan emercesine boynunu emmeye başladım.
Y: A-aaağğh... Aras çok güzeeeel!
“Sana en güzel şeyleri yaşatacağım minik kaltağım!”
Y: Ne varsa yaşayayım seninle...
“Madem istiyorsun!”
Bir anda bacağını indirdim ve omuzlarından kavradım ve sırtüstü uzandırıp, tekrar bacak omuza getirdim ama bu sefer oturup kalkar gibi girerek yatağı sallandıracaktım.
Sikimi genişletmiş olduğum deliğe soktum ve oturup kalkar pozisyonda girmeye başladım. Her girdiğimde yatak ve Yağmur sallanıyor, Yağmur zevkten bağıra bağıra terliyordu.
“Orospum oldun orospum!”
Y: Senin orospun olmayı düşledim...
Yüzüne tokat atmıştım ve hoşuna gitmişti ki "tekrar at, bana orospu olduğumu hissettir Aras!” demişti.
Yüzünü kıpkırmızı yapmak için tokatlar indirirken, amına da yarak darbeleri indirmeye devam...
Bir süre sonra o kasılmaya ve amını okşayarak gelmeye yakındı, bende yakındım ama ne yapmalıydım. Prezervatif vardı sonuçta, ben de gelebilirim?
Y: Ge-Gelmek üzereyim...
“Bende...”
Y: Hadi Aras döllerini bırak... Ooğh! Müthiş sikiyorsun beni, döllerinle de taçlandırsana hadi...
“Tamam...”
Artık ikimizde terden ve yorgunluktan nefes nefeseydik. Yağmur beni kendisine çekti ve bacaklarını belime doladı. İnliyordu sertçe, amı kasılıyor, sıcaklığı gittikçe artıyordu. Taşaklarıma da sanki ince ince elektrik veriliyordu.
“Geliyorum...”
Y: Ben de...
Son darbelerimi indirirken, Yağmur tırnaklarını sırtıma geçirmiş omzumu ısırarak kasıla kasıla boşalıyordu.
“Aaaaağh...”
Df: Durun!
Yağmur gözlerini açmış şaşkınca ve inleyerek "a-annneğğ uuuğf!" dedi ve ikimiz de inleyerek boşalmıştık.
“D-Defne abla...”
Df: Napıyorsunuz siz! Ne bu rezalet? Nasıl yaparsın bunu kızım? İçine boşaldı bir de...
İkimiz birbirimize kenetli şekilde dururken, Defne abla bize dert yanıyordu fakat nasıl olsa artık görmüştü. Bu nedenle boşalmam bittikten sonra, Yağmur bacaklarını sırtımdan çekti ve bende hafifçe kalkarak içinden çıktım.
Defne ablanın gözü sikime gitmişti ve birazcık garip bir bakış atmıştı.
“Defne abla nasıl olsa gördün al bak! Prezervatif kullandık. Hem kızını seviyorum ve ona böyle bir sorumlulukta yıkmam, rahat ol!”
Bunu dedikten sonra oda kalktı ve hemen üstümüze çarşafı çektik. Yağmur bana sarılmış "aşkım!" demişti. Defne abla ise şaşkın bir halde arkasını döndü ve "yıkanın ve sonra aşağı inin!" demişti.
Defne abla çıktıktan sonra Yağmur hiçbir şey olmamış gibi davrandı ve dudaklarımı öpüp "çok iyiydi!" diyerek beni elimden tuttuğu gibi duş almaya götürdü.
Duşa ilk girdiğimizde yaptığı şey elimi sikime atıp, yarı kalkık sikimden prezervatifi çıkartmak oldu ve bağlayıp tuvaletin içine attı. Sonra da bastı ve sular onu alıp götürdü...
[Duş sonrası]
Defne abla bizlere nasihat verirken, ben bilerek elimi sikime atıyor pantalonun üstünden okşayarak kaşıyordum. Bu durum Defne abla'yı birazcık etkiliyordu ki, boynunu kaşıyıp sözünü bitirdi ve kalkıp odasına geçti.
Y: Fena yakalandık ya hahaha!
“Defne Abla baya şaşırdı...”
Y: Ama en azından artık aramızda olanları biliyor ve birbirimize olan sevgimizden de haberdar oldu.
“Bu da doğru. Ben artık çıkayım, işlerim var malûm!”
Y: Tamam Aşkım! Seni seviyorum...”
“Ben de seni çok seviyorum. Görüşürüz!”
[Aras evden çıktıktan sonra, planının işlemesinden dolayı mutluluk duyar ve kendi evine gider.]
İçeri girdiğim zaman Derya beni karşıladı ve mutfağa geçip, öpüşmeye başladık. Kendisi bu duruma şaşırmış ve "ne oldu bakalım? Baya özlemişsin beni!” demişti.
“Gitmemize 5 gün kaldı, o nedenle seninle vakit geçirmek istiyorum! Yarın gelme ve hazırlan, seninle güzel bir akşam yemeği yiyeceğiz hem de kendi Yat'ımızda!"
De: Aşkıııım! Ciddi misin?
“Ne zaman sana yalan söyledim ki ben?"
De: Haklısın! O zaman yarına iyi hazırlanayım ben değil mi?
“Ee yani?”
De: Tamam senin için en iyi şekilde hazırlanacağım...
“Seni seviyorum! Bu arada neredeler bizimkiler?”
De: Annem uyuyacağını söyledi. Ablan da geziyor orada burada.
“Neyse. Ben çıkayım biraz dinlenip yemek vakti gelirim bitanem!”
Yukarı çıktığımda annemin odasının önüne geldim ve kapıyı tıklatıp içeri girdim. Annem meğerse uyanıkmış ve kendi kendine oturuyordu.
An: Aras? Yeni mi geldin?
“Evet, 10 dakika oldu geleli! Nasılsın iyi misin?”
An: Şey iyiyim, otursana.
Yatağın kenarına oturdum ve susup bekledim. O da bir şey demek istiyordu ama ne olacağını bekliyor ve o nedenle de konuşmuyordu...
“Ee neler yaptın?”
An: Hiç.
“O da güzel!”
Annem iyice yanıma yaklaştı ve elini, elimin üstüne uzatıp "bir şey demek istiyorum sana!” dedi.
“Buyur!”
An: Seninle iyi bir ilişkimiz olmadı biliyorum. Ben hep sana kızgındım ve seni istemedim biliyorsun?
“Bilmez olur muyum?”
An: Ama hatalı olduğumu hiç kabul etmemiştim. Simay Hanım bana gerçekleri anlayınca.
“Sen gerçekleri zaten biliyorsun! Başkası anlatınca mı gözlerin açıldı?”
Elimi çektim ve gözlerine bakarak, beklemeye başladım.
An: Senden çok özür dilerim...
“Yıllar sonra gelen, saçma bir özür!”
An: Lü-Lütfen...
“Özrünü kabul etmiyorum ve bana yaptığın onca şey için pişman yaşamanı istiyorum. Ve şunu unutma, sana yaptığım şeyden de pişmanlık bile duymadım. Zerre bile pişman hissetmedim, zevk aldım! Fazla...”
An: Onları sonra konuşsak?
“Yıllarca yaptıklarının izini taşıyorum. Hem vücudumda, hem de ruhumda!”
Annemin gözünden yaşlar süzülmeye başlar...
An: Lütfen Aras...
“Kriz geçiriyorum biliyor musun? Bazen çok oluyor! Bir anda elimin ayağımın kontrolü gidiyor. Her şey dalgalanıyor, dünya o kadar hızlı dönüyor ki, başıma öyle bir ağrı giriyor ki, vücudum öyle bir acıyor...”
Bana sarılmaya çalıştı fakat iktirdim. İktirince durdu ve elini sağ yanağıma atıp "bundan böyle ne dersen ve ne istersen onu yapacağım. Haklısın! Yıllarını çaldım, elalem aile sevgisini tattı ama seni mahrum bıraktım. Bunun için çok üzgünüm...” dedi!
“Üzülmene gerek yok, ben yaptığım şeyden nasıl heves alıp zevki tattıysam sen de bana yaptıklarından pişmanlık duyma!”
Yerimden kalktım ve tam kapıya giderken, annem arkamdan bana sarılıp "dur!" demişti. Durmuştum, bir şey bekliyordum...
Arkamdan sarılmayı bıraktı ve duvara çekip gözlerimin içine derin derin baktı...
[Aras'ın kafasındaki diğer benlik]
Haydi Aras öp onu! Annenin dudakları karşında, vücuduna tekrar gir onun! Sahip ol tekrardan. Onun tek erkeği sensin ve erkeklik görevini gerçekleştir...
Yıllarca çektiğin acıların acısını, geçtiğimiz zamanda çıktığın yere girerek çıkarttın. Bu sefer ikiniz de zevk alacaksınız, bunu biliyorsun!
O da seni istiyor ama sadece söyleyemiyor, o söylemeden sen ikinizin de istediği o günahı işle...
[Aras ve annesinin anına dönüyoruz]
Göz gözeydik! İkimizde sessizdik fakat gözlerimiz konuşuyordu sanki... Dudağımı usul usul yaklaştırıyor ve sıcak yakınlaşmaya bir kaç santim kalmıştı.
Annemin göz bebekleri gittikçe büyümüş, dudakları bükülmüştü...
BÖLÜM 23.1 SONU...