BÖLÜM 22.1 [ÖĞRENMEK]
Annemin bakış açısıyla:
Duyduklarıma inanamıyordum ki. Benim düşüncelerimde, Samet çok iyi birisiydi ve belki de hayat arkadaşım, dostum, kocam olacaktı...
Ama bu kadının anlattıkları, bana tokat gibi vuruyordu. Bunlar cidden olabilir miydi? Kadın ağlıyordu... Gözlerinden yaşlar süzüle süzüle hıçkırarak ağlarken, bana bildiğin ona olan nefretini kusuyordu...
“Ne-neler yaptı size?”
Pg: Cidden görmek istiyor musunuz?
“Sakıncası yoksa tabi!”
Kadın ayağa kalktı ve kapıyı kilitledi. Sonra karşıma geçip üstüne giymiş olduğu gömleği çıkartınca, bir kez daha tokat yemişe döndüm...
Sırtında morarıklıklar, koluna yapmış olduğu sigara söndürmeler ve daha nice nice morluklar! Kendisine yalvardım ve kapatmasını söyledim.
O da anlayışla karşıladı ve kapattı. Ben kendisine doğru bakarak "ben cidden özür dilerim! Size böyle davranan bir adamı savundum bilmeden." dedim. Kadınsa hiç kötü söz söylemedi ve "gerçeklere gözünüz kör olabilir ama aydın olmak için, bakmanız lazım." dedi.
[Uzun süren konuşma sonrası, hem Aras hakkında da konuşurlar ve Arzu da yardım edeceğini belirtip. Aras hakkında öğrendikleri ve Samet hakkında duyduğu şeylerle birlikte kendisini suçlu hisseder. Garip bir şekilde kadının numarasını alır, belki de o da tedavi olmak isteyecektir?]
Aras'ın gözüne geçiyoruz:
“Ee nasıl geçti konuşma?”
Sarılır...
“Anne?”
An: Özür dilerim! Sen, sen beni böyle bir şerefsizden kurtarmak istedin! Aynı babandan kurtardığın gibi ama ben safmışım, körmüşüm ve de aşırı derecede katıksız bir cahilmişim...
“Farkına varman iyi oldu! Çok şükür.”
An: O kadına yardım edelim. Ondan boşansın. Gerekirse başka bir eve yerleşsin ve mutlu hayatı olsun Aras.
“Ben senden önce düşündüm zaten ne varsa. Sen sadece bana yardım edeceksin ki, o adamı mahvedelim.”
An: Ne yapacağız?
“Bir plan düşünüyorum. Fakat seninle adamı düşürüp, elinde avucunda ne varsa alabileceğimiz bir şekilde, onu korkutmamız gerekiyor! Bu sebeple yardım lazım.”
An: Edeceğim!
“Yarına hazır ol o zaman.”
Bütün konuşmalardan sonra eve dönmüştük ve yemeklerimizi yiyip, hepimiz dağıldık. Kafamdaki planı düşünürken, içeri bir anda Ayla girdi ve kapıyı da kilitledi. Göz gözeydik...
Ay: Bir süredir birbirimizle vakit geçirme şansımız olmadı Aras.
“Yoğunum Ayla, ne yapabilirim?”
Yanıma doğru yürüdü ve oturup sağ eliyle yüzümü okşarken, dudaklarıma içimi ısıtan cinsten öpücük kondurdu.
Ay: Seni çok özledim!
“Biliyorum tatlım...”
Yavaşça eli yanağımdan göğüslerime kayıyordu. Tekrar öpmek için uzandı ve ateşli bir şekilde öpüşmeye başlamıştık. Elleri göğüs kafesimi yoğururken, ben de karşılık olarak elimi oversize tişörtünün içine soktum ve sütyen gitmemiş olduğunu farkettiğim, güzel dolgun memelerini sıkmaya başladım!
Ay: Seni içimde istiyorum. Beni tekrar döllemeni istiyorum Aras. Ablana bunları yaparak onu ödüllendir hadi!
Elimi memesinden çektim ve tişörtünün iki yakasından tutarak, çekip çıkarttım. Memelerinin ucu sivri olmuştu ve çok tatlı duruyorlardı.
Ayağa kalktığım zaman, Ayla'da benim eşoftmanımı çıkarttı ve boxerımın üstünden, sikimin kafasına ıslak bir öpücük kondurdu. Sikim demir gibi dik, kafası mantar gibi ve gövdesi ağaç kökünden halliceydi...
Ayla açıp gördüğünde yüzüme tatlı bir gülücük attı. Yavaşça ağzını yaklaştırıp, ellerini sikime atarak, kafasını emerek sıvazlamıştı sikimi.
Bense ellerimi saçına atmış, okşaya okşaya saçlarıyla kafasını tutup bastırıyordum ki, boğazında sikimle keşfe çıkarak ilerliyordum.
Ay: Kroğğk, kroğğk... (boğaz sesleri)
Boğazının derinliği, sıcaklığı ve ıslaklığı sikimi mahvediyor. Her giriş çıkışta suratıma aciz bir kadın gibi bakması, sikimi daha sert sokmam için beynime sinyal veriyordu...
İki elimi de kafasına attığım zaman bastırarak, kalçasını kavrıyormuş gibi tutarak gelgit yapıyordum. Taşaklarım çenesini döve döve çarparken suratına, sikimin tamamı ağzının içinde yol alıyordu!
Ağzının kenarından salyalar yere damlarken sikimi çıkarttım ve Ayla'yı yatağa uzatıp, altına giydiği kısa tayt görünümlü şortu çıkarttım.
Amı hafif ıslanmış ve amının tam üst kısmına, küçük ve üçgen şeklinde kılları şekilli kesmişti. Yavaşça eğilip am dudaklarından içeri ilk baş işaret ve sonra da orta parmağımı sokup çıkartarak, klitoris bölgesine dilimle darbeler indirmeye başladım.
Ay: Iğmm.. Araass... Ço-Çok iyi yalıyorsun, durma aşkım! Devaaam...
Kafamdan bastırıp, beni bildiğin amına yapıştırmıştı. Bense vakumlar gibi yaşayıp, emerken parmaklarımı iyice derine hızlıca sokup çıkartarak, daha da kendinden geçirtiyordum.
Bir süre sonra, artık inlemeleri çoğaldı ama duyulmaması lazımdı. Bu nedenle ayağa kalktım ve boxerımı bulup, aldığım gibi ağzına tıktım. Demir gibi sikimi, onun şeftali misali sulu amcığının dudaklarına sürterek, kaygan hale getirdim.
Gözlerine baktığımda, kafasını hareket ettiriyordu. Yani içine girmemi istiyordu artık. İstediğini vermem gerekiyordu ablacığıma.
Sağ elimle am dudaklarını okşadım ve bir anda içine sertçe yerleştirdim. Bir anda Ayla geriye doğru gitmek istedi fakat bacaklarından tutarak iyice kendime çektim. Gözleri büyümüş ve bir gözyaşı damlamıştı.
Bir an duraksadım ama devam etmem için mırıldanıyordu. Ben de pres makinesi gibi sertçe sokmaya başladım. Her sikim amının duvarlarını sürterek içine yerleştiği vakit, taşaklarım am dudaklarına çarpıyor "şap, şap, şap!" sesleri doluyordu odada.
Biraz yavaşladım. Eğer ki Derya gelirse, rezil de olabilirdik kolayca! Yavaş yavaş içine girmeye devam ederken, birazcık eğildim ve sağ memesine elimi atıp, sol memesinin etrafındaki yuvarlak çizgiden başlayarak, yalamaya koyuldum.
Memesinin etrafını dilimi döndürüp yalarken, sikimi de amına soka soka, Ayla'yı bulutlara çıkartıyordum...
Bir eliyle sırtımı okşarken, diğer eliyle de sanki çocuğunu severcesine ve saçlarımın arasında parmaklarıyla, kıvırcık yapa yapa okşuyordu ablam.
Ağzında boxer olsa bile hafif "ığğm!" sesleri çıkıyordu. Kendimden ödün vermeden meme ucunu emerek, onun vücudunu hoyartça kullanıyor, bazen meme ucunu da ısırıyordum!
Belirli bir süre sonra pozisyon değiştirmek için kalktım ama ablam ağzındaki boxerımı çıkarttı ve "reverse cowgirl yapacağım." dedi.
“Bana hepsi uyar ablam...”
Yatağa uzandım ve bekledim. İlk baş ablam eğildi ve kendi amının sularıyla yıkanmış sikimi, taşağımdan başlayarak yaladı ve yukarıya doğru diliyle aynı itinada devam etti.
Ve sonra doğrulup, yatağın üstüne çıktı. Güzelce kucağıma doğru oturdu. İlk baş, ikimi sıcak, pofuduk eliyle kavradı ve yukarıdan tükürüp, sıvazlayarak bütün tükürüğü dağıttı.
Sonra gülerek kafasını hafifçe tırnak ucuyla kaşıdı ve götünü kaldırıp, koca götünün yanakları arasına yerleştirdi. Bense elimle göt yanaklarını ayırarak, gireceği yolu açtım ve beklemeye başladım.
O da yapması gerekeni yaptı ve tekrar kavrayıp, hafif kahverengi olan göt deliğine doğru tutup bastırmaya başladı.
Hafif hafif alıyordu sikimi! Ama yarısı girdiğinde durdu ve nefeslenip, yüzüma bakarak güldü. Bense o an bir puştluk yaptım ve kalçalarının kenarlarından tutup sertçe oturttum.
Bağırmamak için alt dudağını ısırdı ve "acıdııı!" diyerek sersenizşte bulundu. Bense güldüm ve götünün sol yanağına elimi atıp önce tokat attım ve sonra sıkarak "başla." dedim.
Kalçasını sallaya sallaya, sikimin üstünde ata biner gibi zıplamaya başlamıştı. Sikimi her alışında, saçları sallanıyor kalçaları tenime oturdukça "lop, lop, lop!" sesleri eşlik ediyordu.
Bende iki elimle kalçalarına tatlı tatlı tokatlar indirerek gaza getiriyordum!
Ay: S-söyle Aras! Ohh.. Vücudumu ıhmm, beni ve de-deliklerimi hor kullanmayı ço-... Aağh, seviyorsun!
“Evet benim narin kaltağım... Ohh! Götünü, amını vücudunu ve seni seviyorum. Aramızdaki b-bu ooh... Yasak ilişkiye hayranım Ayla...”
Ayla duyduklarıyla daha motive oluyordu ve bana "sen müthişsin Aras! Bir gün evlensem bile, beni sikmeni istiyorum kardeşim." diyordu.
“Seni zaten hep dizimin dibinde istiyorum Ayla. O amını hep doldurmak, seni seks oyuncağım olarak yanımda görmek istiyorum!”
Ay: Oooh! Hep o-olurum... Sen ye-... Aağh... Sen yeter ki sik beni!
Sikim köküne kadar koca götünün deliğinden girdikçe sanki okyanusta olan o dalgalanmalar koca götünde de oluyordu.
Daha sert zıpladıkça hafif hafif taşaklarım da hareketlenmişti ve boş kalan am dudaklarını tokatlıyordu.
Ayla'ya dokunmak istedim ve doğrulup, kendime yapıştırdım. Bu sefer ben iktirmeye başladım! Sikimi içine iktirerek tünel açarken boğazını eme eme öpüyor, dudaklarını da boş geçmiyordum.
İki elimi da amına attım ve ikisinin de orta+yüzük parmağını sokarak amını da doldurmayı ihmal etmedim.
Parmaklarım hareket ediyor, sikim götüne giriyor ve de dilim ağzının içinde öpüşürken üç deliğini de eş zamanlı olarak doldurdum.
Ayla artık yavaştan titrerken, ben de kendimi kaybediyordum. Sıcaklık artıyor, vücudumuz terden yapışıyor ve taşaklarım beynime sinyal veriyor.
Ay: Oooh... Du-Durma! Hep beni sik Aras uuuğh... Muhtacım sana, sikine...
“Hiç boş bırakmam seni abla... Seni ilk siktiğimde de gurur vermişti bana ve şimdide veriyor... Ooh gelmek üzereyim Ayla!”
Ay: O zaman durma... Yılanını kustur götümün içine! Sıcak spermlerini fışkırtarak, götümün duvarlarındaki yangını söndür... Aaağğh... Uffff...
İkimizde artık transa geçmiştik ve ben parmaklarımı sertçe soka soka Ayla ile aynı anda kısık bir inleme sonucu, boşalıyorduk...
Ay: Ge-Geliyorum!
“Ben de Ayla, ben de...”
Ay: Aras çok iyisin... Oooooğh!
“A-Abla... Uuuğfff! Boşalıyorum...”
İkimiz de geçen bu 45 dakika sürecinden, zevk alarak çıkmıştık. Sikim bir süre sonra içinden küçülüp çıktığında, döller yavaşça aktı ve yatağın üstüne damladı...
Ay: Beğendin mi?
“Cevabı biliyorsun, peki sen?”
Ay: Galiba sen de biliyorsun.
Güldük ikimizde ve dudaklarına yaklaşıp, öptükten sonra yerimden kalktım. Hemen banyoya gidip duş aldıktan sonra sırayla, yatağın üstüne ne serdiysek, hepsini çıkarttık sonra da yıkattık.
Arada geçen sürede, Derya ile vakit geçirdim ve ona "yarın gelme! Tatil yap aşkım." diyerek, konudan uzak kalması için çabaladım ve o da "ohh harbiden yorgunum son zamanlarda aşkım! Sağ ol, seni çok seviyorum." dedikten sonra, biraz daha güzelce sohbet ettik.
Derya gittikten sonra, odama geçtim ve planı kurmak için düşünmeye başladım. En ince ayrıntıya kadar dikkat etmeli ve fire vermemeliydik.
[Gece vakti]
Evdeki ofis odasında annemle oturmuştuk ve konuşuyorduk!
“Sen adamla arabada oturacaksın ve beni olabildiğince kötüleyip, seni dövdüğümü ve kırdığımı söyleyerek, onun evine gideceksiniz!”
An: Ama...
“Sakin ol! Ben sizi takip edeceğim, bu sefer onun evine girmemiz lazım! Bu sayede onu tam kapıdan girerken haklarsam, evine sokar ve gerekli bazı evrakları alıp, onun hakkında bilgi sahibi oluruz!”
An: Ya sabah evet dedim ama biz bu adamın evine neden gidiyoruz ki?
“Anne açık olayım o zaman sana.”
An: Olur.
“Ben bu adamın, bazı belgeleri sakladığını ve elinde bazı insanların ifşaları olduğunu düşünüyorum. Eğer ki bu ifşalar elimize geçerse, onları da kurtarırız. Böylece büyük bir dert bitmiş olur herkes için!” (amacım sadece iyilik yapmak değild...)
An: Yani bir sürü insanın hayatını kurtarabiliriz sana göre? Peki bunu neye dayanarak söylüyorsun?
“Bazı suçlar işlemiş bu suçlar da dava sürecinde bir anda düşmüş. Nasıl oluyor belli değil? Yani elbet birilerine şantaj yapıyor bu adam.”
An: O zaman, beni de mi bu listeye eklemek için düşürmek istedi?
“Anne yanlış anlama! Güzel kadınsın, taş gibisin, her erkeğin hayâl edip hatta arzulayabileceği insansın. Bunu sen zaten çok iyi biliyorsun, değil mi?”
An: Ş-Şey... Evet haklısın bunda.
“Yani Anne hem güzelliğini istedi hem de imajını!”
An: Peki ya başaramazsak?
“Ben orada olacağım. Senin için, Simay için ve daha nice hakkını yediğini düşündüğüm insan için! Bütün işler hallolduğunda, adalet gerekeni yapacaktır anne...”
An: Umarım...
“Şimdilik bu kadar, yarına iyi hazırlan tamam mı?”
An: Tamamdır, görüşürüz sabah.
“Görüşürüz.”
Odadan çıkıp kilitledikten sonra, kendi odama geçtiğim gibi yattım. Sabahın ilk ışıkları da yüzüme vurduğu gibi uyanıp, bir kaç eşya hazırda dursun diye, çantayı hazır hale getirdim!
Bizimkileri uyandırmadan önce, onlara kahvaltı da hazırladım ve birlikte oturup, sessiz bir sabah kahvaltısı yapmış olduk.
Birazcık normal bir aile sohbeti yaparak, kahvelerimizi içerken annem bana bakarak yukarı çıkıyorum gibisinden bir işaret yaptı ve ben de onu onayladım.
Ay: Siz ne planlıyorsunuz?
“Merak etme öğreneceksin ama akşamı bekle sadece. Tamam mı?”
Ay: Sen öyle diyorsan, tamam tabii!
An: Ben hazırım!
“Ben de hazır olduğuma göre, haydi anne çıkalım bakalım. Neler olacak?”
Ay: Bir şey olursa, haber verin!
“Tamam, tamam...”
Annem Aston Martin'e Ben de bu sefer jeep'e bindim ve yola çıktık. Kendisi bir yere sürdükten sonra, yavaşça arabadan indi ve yanıma geldiği gibi "yolda aradım, geliyor.” diyerek, haberi de vermiş oldu.
“Sakin ol, nasıl onu tanımadan önce seviyordun ve davranışların hoştu. Şimdi de öyle davran ki, ne kadar rolde olsan bile onu sevdiğini hissetsin ve hata yapsın tamam mı?”
An: Tamamdır.
Kendisiyle önlü arkalı olarak çıktık ve çarşıya doğru yola koyulduk! Yolda bana mesaj attı ve "aradım, geliyor!" yazmıştı. Fazla hızlı geliyordu adam?
Kendisini onayladıktan sonra, araçları bir yere parkettik ve de birazcık araya mesafeyi de koyduk. Böylece, adam biraz olsun farketmeyecekti...
Biz geldikten 17 dakika sonra, adam da kendi arabasıyla gelmişti ve annem arabadan inip, bir anda adama sarıldı. Rolüne iyi başlamıştı!
Adam da anneme sarıldı ve hiç beklemediğim şekilde, öpüştüler. Hafif tilt olsam bile, annem aslında rolünü yapıyordu. O nedenle, ona kızmak gibi bir lüksüm olamazdı!
Kendisi adamla ayaküstü sohbet ettikten sonra, ikisi de kendi aracına bindi ve annem adamın arkasından gitmeye başladı! Ben de yavaşça onları takip ediyordum.
[20 dakika sonra]
Araç şehrin hafif dışında bir villa'nın önünde durmuştu ve adam indikten sonra annemde araçtan inip, ilk baş bana doğru baktı ve sonra adamın kolunun altına girerek yavaş yavaş. Villa'nın bahçe kapısını açtılar.
“İşte şimdi zamanı!”
Hemen arabadan indim ve sakince yürüyüp, annemle adamın arkasına geldim. Annem arkasına baktı ve beni görünce bilerek kenara çekildi.
Sa: Hayatım neden çe-...
“Pişt!”
Sa: Pısırı-...
“Al sana pısırık amına koyduğum!”
Bunu dediğim gibi adamın yüzüne bir yumruk attım ve geri çekilip savunmaya başladım. Adam biraz sendeledikten sonra, bağırarak "demek bilerek benimle geldin Arzu!" demişti. Annem de "senin gibi bir kahpeyi sevmekte hata ettim" diyerek geri çekildikten sonra, adam bana baktı ve "bu sefer yarım kalanı halledelim. Ne dersin Aras?" dedi.
“Fazla konuşma gel aslanım!”
Adam yumruk indirmeye çalışıyor ama ben sanki Muhammed Ali ve Mike Tyson edasıyla, kıvrak vücut hamleleri yaparak, yaptığı hareketleri egale ediyordum.
Sa: Karşılık ver korkak. Hadi!
“Madem istiyorsun?”
Atak moduna geçtim, wing-chun ve güreş hareketlerini karma olarak kullanıyordum. Böylece adama karşı birazcık daha teknik ilerliyordum.
Karnına, dizlerinin yanına, göğüs kafesine bazı hareketlerle darbe indirdikten sonra, adam artık yavaşça kendisini bir adım geri itiyordu.
En sonunda bana yumruk atmaya kalkınca, bir hamle ile kolundan tutup çektim ve adamı yere serdim!
Hemen annemle adamın cebini kontrol ettik ve evinin anahtarını alıp, kapıyı açtık. Adamın kollarının altından tutup, sürükleyerek içeri çektim ve hemen arabadan özel iş için, dün ayarladığım çantayı alıp içeri girdik.
“Anne adamı bağlıyoruz ve sonra da, ne varsa bakıyoruz eve tamam mı?”
An: Tamam oğlum!
Annemle adamın elini bağladık ve ağzını da bantladıktan sonra, evin içini araştırmaya başladık...
BÖLÜM 22.1 SONU...