BÖLÜM 7.1 [ACIMA]
Yerimden kalkmak için hareketlendiğim zaman. Ablama baktım yüzünde yorgun ve utangaç fakat zevk almış ifadeyle, gözleri yarı açık bana bakıyordu.
Anneme doğru yürüdüm. Ona doğru yürüyünce endişeyle kafasını "yapma dur, olmaz" der gibi, kafasını salladı.
Amacım, şu an ona dokunmak değildi, saat zaten 5.10 geçiyordu. Yakında Derya gelirdi bu sebeple o anlamadan etrafı toplayıp, duş almam lazımdı.
Annemin önüne doğru çöktüm.
Ayağından tuttuğumda, ayağını çekmeye çalışmıştı ama sertçe tuttuğum için bir şey yapamıyordu.
Cırtları ve bantları kopardım, sonra ayağa kalktım ve elindeki bantı da, cırtı da çözdüm, ben elini çözünce de direk ağzındaki bantı kendi elleriyle çıkarttı.
Kafasını bükmüş yere doğru bakarak, gözlerinden damla damla yaşlar yanaklarından boynuna doğru akıyordu.
Annemin önüne çöktüm ve; bak kızına nasıl da aciz duruma düştü, kendi kardeşi tarafından sikilmiş abla çok acı bir durum değil mi? Tüh tüh!
Aslında şöyle düşün, kızını test etmiş oldum. Bakalım performansı nasıl diye, hatta beklediğimden iyi çıktı.
A:...
Umarım sen de onun kadar iyisindir anne, sonuçta daha seninle de işim var. Daha yeni başlıyoruz hanımefendi.
Kafasını kaldırıp, bana öylece baktı, sol eliyle yüzündeki yaşları sildi. Silerken elleri titriyor ve nefesi hafif hafif kesiliyordu.
Aa canım ya, çok mu üzdüm seni?
A: Lütfen, yalvarırım yapma...
Aynısını ben de söylemiştim anne. Hatırlıyor musun o geceyi?
A:...
Hatırlamaz olur musun, hiç unutmadın ki. Değil mi?
A: E-evet...
Neyse çeneni kapat, ağlamayı da bırak, hani klasik bir sözümüz var "korkunun ecele faydası yok!" güzel bir söz, bunu herkes anlamaz.
Şimdi ben duşuma giriyorum. Odamdan siktir git! Kalabalık yapıyorsun, hoş olmuyor.
A: Ta-tamam oğlum!
Koşarak odamdan yüzünü tutarak çıktı. Ablam hâlâ yatağın üstünde uzanıyordu. Gözleri açıktı bütün olanı izlemişti ama şu an bir şey düşünmüyordu.
Ben de daha fazla vakit harcamamak için banyoma yöneldim. Kapıyı açıp içeri geçtim ve suyu soğuğa ayarladım.
Altına girdiğimde soğuk su vücudumu şoklamış bir anda ayılmıştım, sanki bütün yorgunluğum gitmişti.
Tam şampuanı alacakken, arkamdan bir ses gelmişti. Arkamı dönüp baktığımda, ablamı görmüştüm.
Pek umursamadan önüme döndüm ve şampuanı elime tekrar aldım.
Ablamın bu hareketi tekrar garibime gitmişti bir an öyle durdum hiç bir şey yapmadan öylece bekledim.
Bir anda su sıcağa dönmüş, vücuduma sıcaklık gelmiş ve hemen mayışmaya başlamıştım.
Kafamı ablama çevirdim ve ona bakarak suyu tekrar soğuğa çevirdim.
Ablam bir anda iki elini de memelerini kapatacak şekilde omzundan tutmuştu.
Kafasını kaldırdı ve bana "lütfen suyu sıcağa ayarla Aras, üşüyorum! Belki sen alışık olabilirsin, fakat ben soğuğa alışık değilim" demişti.
Istemeden suyu tekrar sıcağa çevirdim ve şampuanı da elime alıp sağ elime az bir şey sıktım.
Kafamı şampuanlarken ablam arkada bir şey yapıyor kendi kendine temizleniyordu.
Kafamı suyla şampuandan arındırdım ve sonra elimi keseye doğru attım.
O esnada da ablam da elini keseye atmıştı, ablama dönüp baktığımda o da bana parlayan gözleri ve al al kızarmış yanaklarıyla bakıyordu.
Yavaşça elimi çektim ve "sen işini gör" diyerek bir adım geri attım.
Fakat ablam bana "istersen önce ben seni keseleyeyim, sonra da sen bana yap" demişti.
O an tereddüte düşmüş ve ne yapacağımı düşünmekten öylece bekliyordum.
Biraz avel gibi bekledikten sonra da sorusunu yanıtladım "Tamam olur abla" demiştim.
Evet az önce inlete inlete, amını ve götünü dağıttığım ablamla şimdi bir şey olmamış gibi duş alıyorduk.
Ablam duş jelini keseye döktü ve birazcık köpürtüp sırtımdan başlayarak vücudumu keselemeye başladı.
Sırtımı sonra boynumu, göğüs kafesimi, karnımı ve sonra da bacaklarıma doğru ilerledi.
Elleriyle ilk baş bacak kaslarımı sonra oradan yukarı doğru ilerleyerek, sikime doğru yaklaştı.
Elindeki keseyi sikimin etrafına oradan da ilk baş yarı kalkık olan sikimi tutup önce taşaklarımı keselemeye başladı.
Taşaklarımı keselerken ellerinin sıcaklığından sikim kalkmaya başlıyordu.
Keseleme işi bitince sıcak suyu bütün vücuduma tuttu, özellikle de sikime doğru sıcak suyu bildiğin çeşmeden boşalırcasına tutmuştu.
Ablam ayağa kalktı ve masum bir kız çocuğu gibi duran suratını kaldırdı ve elindeki keseyi bana doğru uzattı.
Keseyi elinden yavaşça aldım ve su tutup jeli dökünce köpürttüm. Ben de sırtından başladım keselemeye.
Yavaşça güzel vücudunu inceleyerek sırtını köpürtüyordum ıslaklıktan dolayı parlayan götünden, gözümü alamıyordum.
Çömeldim yavaşça, sonra da ellerimle kalçasını sabitledim ve güzel kalçasını, keselemeye başladım.
Duş jelinin köpürtüsü, götünün ve deliğinin görüntüsü, alttanda tertemiz bir şekilde gözüken amı...
Mükemmel bir görüntü gözümün içine bakıyordu sanki.
Sikim alttan bu ihtişamlı görüntüye tepkisiz kalamıyor, kalp gibi atarak aç bir insan gibi saldırmak istiyordu.
Yavaş yavaş bacaklarına doğru indim, fakat gözüm hâlâ götünde ve amından başka bir yere bakmıyordu.
Bir ara farketmeden keselemeyi bırakmış, öylece odaklanmıştım.
Ayla'nın bana "keselemeye devam eder misin lütfen?" demesiyle kendime gelmiştim.
Yavaşça sağ elim ile sağ ayağını kaldırdım narin, güzel ve tatlı ayağının tabanına sertçe kese darbeleri vurmaya başladım.
Sonra da diğer ayağının tabanlarını keseledikten sonra kaymasın diye, dikkatlice belinden tutarak, bana doğru çevirdim kendisini.
Ablamı bana doğru çevirince kasığını daha da aralamış ve amını tekrar gözüme sokmuştu.
Yavaşça ayağa kalktım. Ablam benden kısa olduğu için ona yukarıdan bakıyordum.
Ablam kafasını aşağı doğru eğmiş, büyük ihtimalle kalkan sikime doğru bakıyordu.
Ben de o an elimi memesine attım ilk baş sertçe sıkarak 'kalite, kontrol' yapar gibi elledim sonra da memelerini keselemeye başladım.
Yavaş yavaş dibine girmiş artık ikimizin arasında da, 7 cm falan vardı.
Sikimin başı göbeğine doğru değiyor hafiften de vücuduna sikimi sürtüyordum.
Keseleme işim bitince Ayla'nın vücuduna sıcak suyu tuttum ve köpükten arındırdım.
Sıcak su iyice ikimizde ısıtmış, nefes alıp verdikçe de ağzımızdan dumanlar çıkıyordu.
Ablam kafasını kaldırıp bana yine o masum bakışı atınca elimi yüzüne tam olarak sağ yanağına attım ve saçlarına kadar okşamaya başladım.
Diğer elimi de tam amına doğru sanki parmaklarımla adım atar gibi deliğine kadar getirdim.
İlk baş deliğinin başından aşağı kadar, düz bir çizgi çizer gibi okşamaya başladım.
Sonra da ilk işaret, sonra orta ve en son üçüncü parmağımı soktum, yavaş biçimde elimi bir sik gibi kullanmaya çalıştım.
Parmaklarım kaygan ve sıcak amında gidip geliyordu. O esnada ablam kafasını göğüs kafesime yaslamıştı.
Kollarını yavaşça sırtıma sardı. Parmaklarımı hızlandırdım ve boşta olan elimle de götünü avuçlamaya başladım.
Bir süre sonra artık ablam hafiften sanki vücudu şoklanmış gibi titremeye başlayınca boşalmaya yaklaştığını farkettim ve ellerimi amından o anda çıkardım.
Göğüs kafesime dayadığı kafasını kaldırınca, gözlerindeki "lütfen devam et, durma!" der gibi bakan ifadeyi görebiliyordum.
Hâlâ sarılmayı bırakmamıştı sol elimi uzattım ve sıcak suyu soğuğa çevirdim ve ablamın vücuduna doğru tuttum.
Hemen irkilip sarmaladığı kollarını çekti ve elleriyle göğüs kafesini, yani memelerini kapatarak "uuuf soğuk ablam neden yaptın bunu?" dedi.
Suyu tekrar sıcağa çevirdim ve kapattım. Hâlâ ayakta olan sikim tutarak ablama yaklaştım ve ince göbeğine doğru "al sana" der gibi vuruyordum.
Ablam önümde tam eğilecekti ki, saçlarından tuttum ve tekrar ayağa kaldırdım.
Boğazını elimle sıktım ve çenesini sıkıca tuttum. Sol elimi bacağına atıp yukarı doğru kaldırdım, ablamın esnek bir insan olduğunu bildiğim için bacağını omzuma attım.
Uzun olduğum için, sağ ayağının parmak uçlarından destek alarak kendini biraz yukarı doğru kaldırmıştı.
Çenesini tutan elimi bıraktım ve tekrar memesine attım, meme uçlarını baş ve işaret parmaklarımla sıkıp, sıkıp bırakıyordum.
Ablamda, elini aşağıdan havalanmak için bekleyen sikime atmış. Eliyle 31 çekiyordu.
Memesini hafifçe havaya kaldırdım ve kafamı eğerek, yeni doğmuş bebek gibi emmeye başladım.
Biraz emdikten sonra memesinin ucunu ağzımdan çıkarınca ucu kızarmış tatlı bir pembe renge bürünmüştü.
Artık onu beklememek için, sikimi elime aldım ve yavaşça amının girişine yasladım.
Ablam bir sikime bir de bana bakıyordu. Bana baktığı esnada gözlerinin içine derin derin bakarak sikimi içine soktum.
Ablam dişlerini sıkmış gözlerini kocaman açmıştı. Yavaş yavaş git gel yapmaya başladım.
Sikimi içine soktukça "derin tünelinde" kayboluyordum.
Bir süre sonra ablamın diğer bacağını beline doğru atmasını söyledim ve sol omzumdaki bacağını da elimle destek vererek belime kenetledim.
Sıcak suyu da kenardan açmıştım.
Üstümüze su damlaları düşüyor, saçlarından memelerine doğru damla damla düşen su tanecikleri, parlatıyordu.
Sikim içinde daha hızlı ilerlemeye başlayınca ablam sımsıkı sarıldı kafasını omzuma doğru yaslarken bir yandan arada da, yanağımı öpüyor, boynumu emip ısırıyordu.
Sikim çarparken gelen o "şak şak şak" sesleri banyoda yankı yapıyordu.
Ablam artık "ığm ığm sesleri çıkarmıyor" onun yerine derin ve yok bir sesle "ağğğhhh, oğğğğhh" diye inliyordu.
Bir süre sonra vaktimizin kısıtlı olduğunu hatırlamıştım, bu sebeple darbelerimi hızlandırdım, her girdiğimde öncekinden daha şiddetli giriyordum.
Artık ablam enseme tırnak geçiriyor, omzumu ısırmaya başlıyordu.
Acı olmadan kazanç olmayacağını bildiğim için sorun etmiyordum.
Artık vücudum bu zevkin ağırlığı altında eziliyordu, sessizce kulağına doğru "geliyorum" demiştim.
Sikimi son kez soktum, o son sert "şakkk" sesiyle birlikte, taşaklarımın oluşturduğu erkeklik tohumlarımla ablamın amını, sanki bir "tarla sular" gibi boşaldım.
Kafamı duvardaki fayansa dayadım ve bir, iki dakika nefeslendik.
Tekrar güç toplayınca ablamı üzerimden ellerimle iterek yere indirdim ve abdest alıp çıktım.
Arkamdan çıkan ablam yanıma oturmuş ve benim saçlarımı kuruturken usulca beni izliyordu.
Üstümü giyinmek için hemen çıkardığım kıyafetlere elimi uzattım ve üstümü başımı giyinip, ayağa kalktım.
Ablam saç kurutma makinemi almış, saçlarını kurutuyordu. Kurutma işi bitince ayağa kalktı, o esnada ona "odamı toparla yaptığın pisliği temizle ve odamın kapısını kapat siktir git!" dedim.
Böyle söyleyince yüzü asılmış biraz morali bozulmuştu ama sikimde değil, ablam gibi insanların moralleri hiç umurumda olmamıştı zaten.
Hemen aşağı indim, saate baktığımda 6.30 olmuştu, normalde bu saatlerde Derya gelmişti ama herhalde bir şey vardı.
[Tam bu esnada kapı açılır]
Derya içeri girince hemen yüzümde bir tebessüm vardı, beni görünce şaşırmıştı, yanıma doğru sessiz adımlarla geldi ve "sen bu saatte uyanır mıydın?" demişti.
Kendisine yaklaştım ve "Ayla ile tartıştık az uyudum daha yarım saat önce kalktım" dedim.
Söylediklerimden sonra bana "konuyu birazdan konuşuruz" dedi ve mutfağa doğru yöneldi.
Ben de hemen yukarı doğru hızlı adımlarla çıktım ve odamı kontrol ettim. Ablam odamı temizlenmiş ve dediğim gibi kapıyı kapatmıştı.
Hemen dolabımda duran dolarlardan bir tanesini almak için yöneldim, kapağı açtım ve kıyafetlerimin altına elimi soktuğum gibi çıkardım.
Paraları saydım ve 500 dolar çıkardım. Sonra diğer paraları koydum ve Ayla'nın odasına doğru yöneldim.
Kapıyı çalmadan açtım ve ışığı da yaktım. Ayla rol yapmak için uzanmış yorganı da üstüne çekmişti.
Yavaşça yanına yöneldim, yüzüne baktığımda gözlerinin ucuyla kısık şekilde bana bakıyordu.
Benim geldiğimi anlayınca ayağa kalktı ve bana sessizce baktı.
Cebimden 500 doları çıkardım ve avcunu açıp içine koyduğum gibi kapattım.
Ayla olanları anlamış fakat şaşırmıştı, bana "ne bu?" dediğinde "Saatlik ücretin ve hizmetinin bedeli!" demiştim.
Bunu duyunca aniden yüzü kızarmış ve bir çift göz yaşı süzülmüştü yanaklarına doğru, sessizce hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı.
O an kalbime hafif bir acı girdi ama kendime şunu demiştim "asla acıma, hakediyorsa canlarını yak!" demiştim.
Odasından çıktım ve aşağı doğru indim. Derya aşağı da kahvaltıyı hazırlıyordu, daha önceden dolaba koyduğu ısıtmalık hamur işlerini ısıtmıştı.
Hemen yanına yaklaştım ve dudaklarını, dudaklarımla buluşturdum, dilini dilime doluyor şevkle beni öpüyordu.
Öpüştükten sonra geri çekildi.
De: Hayırdır ne bu istek, nereden geldi böyle?
Sevdiğim kadını öpemez miyim? Hem, seninle bir ara şöyle piknik falan, ne gerekiyorsa vakit geçirmek için, yapalım gitsin.
De: Hahaha tamam, tamam! Tatil zamanımda yaparız.
Hatta şunu yapalım yarından sonra tatilin var. Çalışmana gerek yok!
De: Nasıl yani? Ama ben o gü-...
Şşh ben bu evin yeni sahibiyim unuttun mu, sen de benim sevdiğim tek kadınsın, ben istiyorsam tatilde yaparsın yani, değil mi?
De: Haklısın canım, (sarılır) en kısa vakitte beraber ne istiyorsak yaparız!
Şimdi bizimkileri uyandır, malum ben uyandırmak istemiyorum kendilerini.
De: Tamamdır canım, hemen çağırıyorum.
...
Derya, annem ve ablamı masaya çağırmıştı kahvaltıda yaşadıklarımızdan dolayı gergin ve sert bir hava vardı.
Derya annemle, ablamın suratını görünce de garipsemişti.
Bana baktı ve "n'oluyor" demek ister gibi kafasını sallamıştı.
Ben de karşılık olarak mimiklerimle "bilmiyorum" demiştim.
Yemek faslı bittikten sonra odama çıktım ve takım elbise giydim. Tekrar aşağı indiğimde annem bana dik dik baktı.
An: Nereye gidiyorsun?
Holding'e gidiyorum, n'oldu?
An: Sen baban değilsin, bu işleri nereden bileceksin ki?
Babam da pek bilmiyormuş, baksana milyonlarca dolar çaldı, akladı. Mazlumun hakkını yedi, şimdi yediği bokları ben temizleyeceğim.
En azından ben dürüst bir insanım, bu da şu demek oluyor "ben boş umutlar peşinde, mazlumun hakkını çalarak koşmam!" demektir.
Anladın mı beni anneciğim?
An:...
Cevap vermeyince dibine doğru 4 adım attım, beklenmedik şekilde annem geri adım atmamış dik duruşlu kadın rolü yapmıştı.
Vay be, ne kadar hoş! Güçlü kadınsın sen değil mi?
Kulağına yaklaştım ve sessizce "peki seni de inletirken bu kadar güçlü olacak mısın, yoksa kızın gibi sikile sikile ezilecek misin?" demiştim.
Annem duyduğu karşısında 1 adım geri gitmişti.
Hıh, kısa sürdü güçlü kadın rolün!
Seninle çok güzel vakit geçireceğiz canım annem benim, gel bakalım sarıl bana.
Annem çekinerek bana sarılmıştı, sol elimi yavaşça beline ve oradan da kırmızı elbisesinin içinde diri, dik ve taze duran götüne atmıştım.
Nefes alış-verileri artmıştı ama bir şey yapamıyordu, tepki vermekten çekiniyor ve sessizce katlanıyordu.
Derya'nın topuklu ayakkabılarının sesini duyunca hemen toparladım ve anneme sarılmayı bıraktım.
Derya Hanım size kolay gelsin, ben bir Holding'e uğrayacağım, biraz bugün işim uzun sürebilir, gelemezsem yemeği yalnız başınıza yiyin, herkese iyi günler!
Kapıdan çıktıktan sonra, şoför özel aracı getirdiği gibi binmiş ve şirkete doğru yol almaya başlamıştık...