← Ana Sayfaya Dön

GENÇLİK ÖFKESİ S1 B6.1

📌 GENÇLİK ÖFKESİ (ÖZEL)

BÖLÜM 6.1 [ADALET]

Hakim:

Sanık Ahmet Şura hakkınızda kara para aklama, yasa dışı bahis sitesi kurma, veri çalma, kişisel bilgileri sızdırma ve şiddet suçu iddiaları var kendinizi açıklayın.

Ahmet:

Sayın Hakim hepsi yalan, ben vergimi ödeyen, işimi özenle yapan biriyim, kimse benden böyle bir şey yapmamı bekleyemez efendim.

Avukat Celil:

Efendim Ahmet Bey hakkında söylenilen bu suçlar yalan olmakla birlikte asılsızdır.

Sadece bir ses kaydına bakarak ceza kesilmesi hatadır, belki de Ahmet Bey oğlu tarafından tehdit edildiği için böyle söylemiştir efendim bu nedenle müvekkilimin tutuksuz yargılanmasını istiyorum.

Avukat Ayça:

İtiraz ediyorum Hakim Bey!

Müvekkilimin küçüklükten beri şiddet görmesi ayrı bir vatandaş yerine koyulması ve buna rağmen hiç bir şekilde suç'a girişmemiş olması ayrıca ses kaydının dışında yazılı ve sisteme girilmiş deliller var.

Bu sebeple Sayın Ahmet Şura'nın tutuklanmasını ve cezası'nın verilmesini talep ediyorum.

Hakim:

O zaman sanığın ailesini ve diğer sanık Alya Rhamil'i içeri alın.

Mübaşir:

Şura ailesi ve sanık Alya Rhamil içeri giriniz.

Hakim:

Buyrun geçin, sanık Alya Rhamil siz de şuraya geçin.

Öncelikle Burhan Aras Şura delikanlı şu tarafa geçiniz ve bize ne biliyorsanız anlatın.

Aras:

Günaydın Sayın Hakim.

H: Günaydın evladım, şimdi sana sorularım olacak ama öncesinde; adaletin doğruluğuna kalbin'in vicdanına, ağzından çıkacak kelimelerin doğruluğuna herkesten çok ben karar vereceğim. Cümlelerini iyi seçerek anlat.

Tamamdır Hakim Bey.

H: Baban senin ona şantaj yaptığını ve bunların yalan olduğunu söyledi.

H: Ben de sana soruyorum bunlar şantaj mı?

Öncelikle Hakim Bey, ben hayatta 18 yıldır kendi ayakları üstünde durmaya çalışan ve hep aile özlemi yaşamış bir gencim.

Herkesin ailesi çocuklarının yanında dururken, onlara destek olurken.

Benim babam beni dövüyordu elinizde duran zarfta benim sözde yaptığım kazalar var ancak bunlar kaza olmamakla beraber birer yalandır.

Sırtımdaki yaralar kalıcı ve araba kazasıyla alakası olmayan şeyler, eğer ki kaza olduysa bu araçların kayıtları nerede?

Eğer ki, ben yalan söylüyorsam, söylemiyorum ancak yazılı deliller bile babamın suçlu olduğunu apaçık işaret ediyor.

Bununla birlikte diğer sanık Alya Rhamil kendisinin de şantaj kurbanı ve babam tarafından zorla kullanıldığını ve tehdit edildiğini, kendisinin de şiddete uğradığını belirtiyor.

Sırf kadın diye onu da kendi amaçları için kullanmış.

Kendi Avukatım Ayça Hanım sizlere kendisiyle ortak hazırladığım raporda bütün bilgilendirmeyi apaçık belirtmiştir.

Asla babama vurmadım bir şey de yapmadım.

Babam; yalan söylüyorsun beni boğmaya, öldürmeye çalıştın anne de ablan da oradaydı.

H: Sessizlik sana konuşma hakkı vermedim, sessiz ol yerine otur!

H: O zaman dediğin gibiyse ablan ve annen'in konuşmalarına göre hareket edeceğim yerine geçebilirsin.

H: Ayla Şura, geç kızım ve aynı şekilde ne gerekiyorsa, ne biliyorsan bize anlat.

Ay: Hakim Bey fazla söyleyebileceğim bir şey yok.

Ay: Babam bir suçlu, sevmesem bile kardeşimi uzun yıllar dövdü ona eziyet etti.

Ay: Kardeşim babama hiç bir müdahalede bulunmadı.

Ay: Kendisi ne anlatıyorsa doğrudur.

H: O zaman, Handan Şura (anne) sizi alalım ne söyleyeceksiniz.

An: Kızım da oğlum da aynı şeyi söyledi ben de aynı düşünüyorum Ahmet bunları yaparken belki birilerini tehdit etmiş ve kullanmış olabilir.

An: Kendisi oğluma yaptığını başkalarına da yapmıştır bu sebeple ben, oğlumun böyle bir şey yapmadığına zaten eminim.

H: Hmm, o zaman gereği düşünüldü, TCK m 282/4 göre sanığın karapara aklamaktan 14 yıl. TCK m 28/1 şiddet suçundan 5 yıl. TCK m 136 dan veri çalma nedeniyle 3 yıl. TCK m 38 başkasını suç işlemeye azmettirmekten 15 yıl.

H: Toplamda 37 yıl 8 ay 13 gün ceza almıştır.

H: Alya Rhamil için gereği düşünüldü. Zorla azmettirilmek ve suçlu Ahmet Şura'nın işlerini kendi isteği dışında yaptığın için ve iş birliği yaptığın için cezan 17 yıldan 8 yıl'a düşürüldü.

H: Eğer ki adli kontrol şartlarında uygunluk sağlanırsa kefaletin olan 2milyon tl karşılığında serbest bırakılacaksın.

H: Dava bitmiştir.

Ah: Hakim Bey yapmayın lütfen, yalvarırım beni oraya tıkmayın.

H: Götürün şunu!

(Aslında babama vurmadığımı ve onu tehdit etmediğimi söylemelerinin sebebi onları tehdit etmemdi yoksa büyük ihtimalle ötmüşlerdi)

Dava bitmiş adliye'den çıkmıştık.

Şoför geldi ve kapımızı açtı "buyrun efendim" dedi.

Annemle ablam araca yüzleri bozuk şekilde girmişlerdi. Yüzleri'nin bozulması umrumda değildi.

Araca binince ablam ve annemin karşısına oturdum ve telefonumu açıp mesaj yoluyla avukata gereken parayı ödeyip Alya denilen kaltağı çıkarmasını talep ettim.

İlk başta bu isteğime şaşırsada bazı yalanlar ve gerekçeler açıkladığım için, beni haklı bulmuştu.

Yoldayken ablam ve annemin gözlerinden yaşlar geliyordu, babam gibi bir adamı buna rağmen sevmeleri o kadar cahilce bir durumdu ki, anlatamam.

Ay: Babam senin yüzünden hapse girdi. Hayatını mahvettin adamın.

An: Ayla sus kızım lütfen.

Ay: Ne susması ya! Ne susması! Ailemizi mahvettin, başımıza bela gibi çöktün, yıllardır kurtulamıyoruz senden yeter ya yeter.

Hahahahahah. Çok, çok komiksin Ayla, cidden beni güldürdün ya teşekkür ederim.

Ayla, baban yani babamız bir suçlu milyonlarca insanın hakkını yedi ve sen gelmiş bana burada ahkâm kesiyorsun.

Ay: Ne ahkâ-...

(Bağırarak) Kes sesini kaşar!

An: Bağırma ona!

[Tokat sesi]

Sen de susacaksın anladınız mı beni ikinizde susacaksınız, artık ben varım Ahmet Şura gitti anasının amında şu an kendisi!

Ya bundan böyle evimde bana saygı duyarsınız ya da ikinizi de mahvederim!

An: Ne evinden bahsediyorsun Ahmet bütün malını bana bıraktı!

Ayy ciddi misin sen!

İç cebimden bir kağıt çıkardım (kopyası) ve anneme uzattım.

Al bak ıslak imza! Kocan attı. Her şey benim yaşadığın ev şirket kullandığın araba, cebinde duran para.

Hepsi benim. (gülerek) Siz de benimsiniz hatta, ah ah sizlere üzülüyorum ağlayasım geliyor şu sefil halinize.

Şimdi size soruyorum, bundan böyle kime itaat edeceksiniz?

An/Ay:...

Bir şey duyamadım?

İkisi de başını yere eğmiş ellerini önünde birleştirerek. Gözlerinden yaşlar geliyordu.

Annemden ağlamayla karışık bir ses geldi "s-sa-sana" dedi. Fakat ablamdan bir ses yoktu bu sebeple tekrarladım.

Kulağımı işaret ederek duyamıyorum tekrar söyleyin?

An/Ay: Sa-sana itaat edeceğiz!

Güzel, güzel şimdi şu timsah göz yaşlarını silin evime geldik.

Araç yavaşlayınca ikisi de önden indiler ve ben de soföre dönüp kendisinden telefonunu istedim.

İlk başta tereddüt etse bile eli titreyerek bana doğru uzattı.

Telefonu aldığım gibi ses kaydetmiş mi diye baktım biraz inceledikten sonra da geri verdim.

Cebimden özel bir şekilde ayarlanmış 3 tane dokunmatik telefondan birini verdim.

Bundan böyle iş esnasında bu telefonu kullanacaksın diğer telefon işe başlama saatinde, benim elimde olacak hattını çıkarıp buna takacaksın. Anladın mı?

Şo: Tamamdır Efendim!

Bunu söyledikten sonra hızlıca evime girdim ve kapıyı açtığım gibi mutfağa doğru koştum.

Derya kulaklık takmış bir şey pişiriyordu. Arkasından sessizce yaklaştım ve arkadan sarılarak yanağından öptüm.

De: Ayhh. N'oluyor?

Sevdiğim insanı öpemez miyim, sarılamaz mıyım?

De: Hahah, öp tamam da ailen buradayken yanlış anlaşılmasın?

Ne yanlışı Derya'm artık bu evin bir tek sahibi var o benim bir de sen varsın tabii!

De: Ben mi? Ben sıradan bir hizmetçiyim Canım.

Hayır, hayır sen sıradan bir hizmetçi değilsin sen benim hayatta sırıl sıklam aşık olduğum gönlümce sevdiğim tek kadınsın.

Yüzünde güzel bir tebessüm, gözlerinde bir parlama oluştu.

Tam o anda dudaklarına ıslak ama küçük bir öpücük bıraktım ve hemen çıktım. Kapıdan çıkarken klasik aşk filmlerinde olduğu gibi arkama baktığımda o da bana bakıyordu hemen saçını düzeltti ve utangaç bir kız gibi işine döndü.

Salonun içinden geçerek odama dönmek için merdivenlere doğru gittim, basamakları ikişer ikişer çıktım.

Odama girdim ve takım elbisemi çıkarıp günlük kıyafetlerimi giydim.

Oda'da otururken yan odadan ağlama sesleri geliyordu. Ayla uzun zaman sonra, içten bir şekilde ağlıyordu.

Araçta olduğu gibi değildi. Sesler artınca dayanamadım ve kapımı açıp yan odaya gittim. Kapıyı çaldım.

Ayla'dan ses yoktu. Tekrar tıklattım, fakat yine ses olmayınca içeri girdim.

Yatağında sırtı dönük cenin pozisyonunda üstü, başı dağınık bir şekilde yatıyordu.

Neden bilmiyorum o an haline cidden üzüldüm ve kalbimde bir ses "git ve ona destek ol" dedi.

Tereddüt etmeden yatağına doğru gittim ve yatağın kenarına oturdum.

Ayla.

Ay:...

Abla diyerek seslendim ve dönüp sağ elimi koluna doğru attım.

Elimi koluna attığım gibi kolunu çekmişti. Belki tekrar denemem lazımdı, elimi tekrar koluna attım.

Bu sefer Ayla döndüğü gibi yatağın üstünde ayağa kalktı. Bağırıyor ve ağlıyordu, eğilip tokat atmaya kalktı.

Tam bu sırada kolunu tuttum ve kendisini iktirdim

Ben de yatağın üstüne çıktım ve boğazını sıktığım gibi yatağına attım kendisini.

Sinirim tepemdeydi ve aptal bir kız çocuğunu bu saatten sonra kaldıramazdım.

İyice boğazını sıktım "cidden bıktım senden Ayla, sana iyi niyetle yaklaşmaya çalışıyorum yine uzattığım eli çekiyorsun, bu son artık bundan böyle seni bu evde köle gibi kullanmazsam adam değilim" dedim.

Gözlerimden sanki ateş püskürüyor gibiydi asi suratı bir anda korkudan ölebilecek bir surat aldı.

En yakın zamanda sana cezanı vereceğim hiç merak etme, hiç!

Boğazını sıkmayı bıraktım ve üstümü başımı düzeltip, az önce bir şey yaşanmamış gibi davrandım ve odasından çıktım.

Tam odama dönecekken merdivenden gelen adım atma sesleriyle, kafamı arkaya çevirdim.

Gelen Derya'ydı ve yemeğin hazır olduğunu söylemek için gelmişti.

Kendisine 2 dakikaya geliyorum dedim ve Ayla'ya ve Handan'a yemeğin hazır olduğunu söyledim.

Aşağı indiğimde Derya masayı güzelce hazırlamıştı. Oturduğumda Derya arkasını döndü ve götünü kıvırta kıvırta gitti.

Annem ve ablam merdivenin basamaklarını ayakları titreye titreye iniyordu.

En sonunda geldikleri gibi biri sağıma biri de soluma oturdu.

Yüzleri yere doğru bakıyordu, bu durum hoşuma gitmişti kendimi ne kadar böyle davranmayı sevmesem bile onlara karşı üstün olmak iyiydi.

Haydi yesenize!

An/Ab: Tamam yiyoruz. (titrek ses)

Yeni yerimde, babam olmadan yediğim akşam yemeği güzeldi, masa sessiz eskisi gibi boş şeyler konuşulmuyordu.

Annem ve ablam yemek yerken rahat değillerdi çatalı ve kaşığı titretiyor ortalığa döküyordu.

Bir an Ayla suya uzamaya çalışırken bardağı tutamadı ve üstüme döküldü aslında kızmasamda ne yapacak diye öylece bekledim.

Ayla kafasını kaldırınca göz göze geldik hemen "özür dilerim, lütfen isteyerek olmadı" diyerek, endişeli bir hâl almıştı.

İstifimi bozmadan rahat bir şekilde "sorun değil, yemeğinizi bitirin. Aç kalmayın" dedim.

[10 dakika sonra]

Yemekler bitince annem, Derya'ya seslendi.

Derya geldiği'nde annem aşağılar gibi "buraları toplayacaksın, hadi çalış" dedi.

Derya'nın suratı düşmüştü daha önce Derya'ya insan gibi davranan annem şimdi onu köle olarak görüyordu.

Derya tam masaya elini uzattığında...

Derya Hanım durun!

Herkes kendi tabağını kendisi toplayacak. Yemeği siz yaptınız, masayı siz hazırladınız bari bunu biz yapalım lütfen siz artık evinize dönebilirsiniz.

Derya tereddüt etmeden geri çekildi ve kendisine ayrılan odaya üstünü değiştirmek için gitti.

Annem ve ablam öyle şaşkın şaşkın kalmış birbirilerine bakarken "haydi alsanıza tabaklarınızı mutfağa gidelim" dedim.

Tabaklarımızı mutfağa götürdük teker teker kendi tabaklarımızı yıkadık ve kuruladık.

Derya dönüşte bize gideceğini söylemek için haber verdi ben de kendisine; bizim şoför seni bıraksın evine varınca haber ver.

Kafasını sallayarak onayladı ve kapıyı kapatıp çıktı.

O gittikten sonra odama çıktım ve bir kaç eşyamı alıp çalışma odasına gittim, babamın masasına oturduğum gibi neler var neler yok şirket hakkına bütün olanlara baktım.

Babam yasal yollarla kurduğu sistem baya işlemiş kendi kendine ilerliyordu.

Akıllı adamdı sağ olsun işime çok yaradı kendisi.

[1 saat sonra]

Odama dönmek için yerimden kalktım, yavaş adımlarla koridora gittiğimde kapımın açık ve ışığın da açık olduğunu gördüm.

Hafif bir işkillenmiştim, sonuçta benim odama kim girer ki?

Sessiz sessiz odama doğru yürürken içeriden hâlâ sesler geliyordu.

Bu sefer, yavaş adımlarla kapıdan içeri girdiğimde, Ayla içeride elinde makas ile yatağımın çarşafını yastığımı, kıyafetlerimi kesip parçalamış ve bilgisayarıma da zarar vermişti

[Babamın odası işine iyi odaklanmak için dışarıdan ses almaz, ses vermezdi, akıllıca düşünmüştü]

O an Ayla'yı öyle görünce benim için artık sakin durmak ve ona bir şey yapmamak haramdı.

Ne kadar odama zarar verse de beni asıl sinirlendiren Derya'nın aldığı nevresim setini parçalamasıydı bununla birlikte kafamdaki kablo kopmuştu.

Hemen arkasından yaklaşıp Ayla'nın suratını kendime çevirdiğim gibi sert bir tokat ile onu yatağa zımbaladım.

Yatağıma düştüğü gibi saçları yüzünün önüne gelmiş dudağının kenarından bir kan damlası akmıştı.

Derya elinde duran makası yere düşürmüştü ama bunun farkında olmadan saldırmaya ve elinde tuttuğunu sandığı makası bana saplamaya çalıştı.

Bir an ne yapıyor bu aptal desemde eline baktığında makasın olmadığını görünce yatağının duvar kısmına doğru ayaklarıyla ters adımlar atarak kendini duvara veriyordu.

O an artık hayatta ve dinimizde yanlış olsada bir karar verdim, üstüme giydiğim tişörtü ve altımdaki eşoftmanı çıkardım.

Derya ne yapacağımı anlamıştı ağzından ağlama ile karışık kekeleyerek "lü-lütfen y-ya-yapma Aras, söz nasıl istiyorsan öyle biri olacağım." demişti.

(sinsi bir gülümsemeyle) Merak etme şu andan itibaren istediğim şey neyse sen de o olacaksın zaten Ayla...

Yorum Yap

Yorumlar