Ders bitti, şu içtim, o ara dalga insim diye de telefona girip, öylesine bir bakındım. Sonra kalkarken Fatma Teyze de beni bekliyordu, kıpkırmızı olmuştu o da.
-Dambıllarla çalışacak mıyız?
-Tabi ki! Hadi Fatma Teyze" dedim, bu sefer önden ben gittim.
Onunla geldik, her zamanki hareketleri yaparken, onun kolunu tutarak dirsekten, doğru yapmasını gösterirken aynadan beni izliyordu. Hala daha tam düz yapamıyorlardı. İşime geliyordu elbette bu durum. Reyhan bugün yoktu salonda, muhtemelen onun rahatlığından kaşı gözü bendeydi daha fazla diye düşünürken; "-Şu halter denen şeyi de yapalım mı? Çok merak ediyorum" dedi. -"Gel hadi. Ben de girerim birkaç set hem" dedim, gittim hemen oraya. Bir tane elemanın son iki seti kalmıştı. O ara ben de diğer bara 2.5 kglık ağırlıkları taktım, Fatma Teyze için. O da başımda dikilmiş su içiyordu, etrafa bakınıyorken. Sonra adamın setinin bitmesini beklerken saçını topladı. Siyah gözleri ışıl ışıldı. Terlediği tshirt ve tayttan belli olurken, hallettim ben ağırlığı ve göz göze gelip, ne yapacağımızı anlattım.
İlk önce o uzandı. Ben de ona gösterdim tutacağı yerleri ve pozisyonu aldı. Ben de başında durmuş, bilerek de ekstradan bacaklarımı açtım, onun ellerinden tutup yerleştirdim, sonra ben ortadan tutarak indirip kaldırmaya başladık. Ağırlık tam göğüs hizasına gelince gözü bacak aramdaydı ve nefesini tuttu. Bacaklarımı eğince, aradaki boşluktan taşaklarım bir yandan, sikim bir yandan ortaya çıktığını hissederken, Fatma Teyze ne yapacağını bilemedi, hızla itti ağırlığı yukarı.
-Fatma teyze, yavaşça inip, biraz hızlıca iteceğiz, dengeli. Ağırlık hafifse, bir sonraki set arttırırız derken, gözleri kıpır kıpırdı. Alnına yarım karış kalacak şekilde eğilirken, ben keyiflendim. Elleri titremeye başladı, seti bitirdik. Doğrulduktan sonra, pespembe olmuştu. Ben bu sefer ağırlıkları değiştirdim, kendim girdim. Ben oturduğumda benim dalga yana yatık duruyor, Fatma Teyze de başımda dikiliyordu. Sık sık telefona bakışından, aklının karışık olduğu sonucuna ulaşmıştım..
Hareketler bitince; -"Bugünlük bu kadar yeter herhalde Fatma Teyze!" dedim. "-Ta-Tabi canım." diye yanıtladı, turuncu spor havlusuyla yüzünü sildi. "-Aslında karın çalışmak istiyorum. Hem senin de işine yarar bir kaç giriş hareketi yaparsak. İster misin? Yoksa sorun yok." dedim içtenlikle.
-İyi olur. Aklımda vardı zaten de, yorulduğunu düşündüm. -İyiyim, iyiyim.
Alt kattaki boş stüdyo genelde karın çalışmak için kullanılmaktaydı. O saatte iki tane genç kız vardı, ayrı ayrı. Ara ara gördüğüm, ama burnu havada olan tiplerdendi. Kulaklığı takıp, aptal aptal çalışan kendini beğenmiş tiplerdi.
Fatma teyzeye gösterdim tek tek hareketleri, yavaştan yapmasını, karnını hissetmesini söyledim. İlk deneme için zorlandı elbette, ben de elimi koyarak karnının üzerinde, "-Burayı hissetmek önemli Fatma Teyze" dedim. Bana bakıyordu. İçi eriyor gibi mayoş mayoş bakıyordu. Birer set yaptık aynı anda, dinlenmek için sırt üstü dikilirken;
-Önümüzdeki hafta, salı ya da çarşamba evde salondaki eşyaları değiştirmek istiyorum. Kortejlerde de az gevşeme var. Bizim Reyhan'ın elinden hayatta gelmez bu vida işi, ee herifte şirketten geliyor, el ense yatıyor, bana yardım eder misin oğlum?" dedi. Sesi ricadan çok, dilek gibi gelmişti. Heyecanlandım. Bu olay, filmlerdeki, hikayelerdeki olayın ta kendisiydi! Tanrım, heyecandan ölebilirdim.
-Tabi Fatma Teyze. Nasıl istersen. Bana söylersin, instagramdan. -Harika." dedi, bu sefer daha enerjik hareket ederek set yaptık.
O rahatlamış gibiydi. Bense kafam karışık, bu durumu Hande Teyzeye söyleyip söylememek aklıma takılmıştı. Ondan bir şey saklamak istemiyordum. Ama onların ikisi de beni çekiştirmemiş miydi? Kesin birbirlerine yine söyleyeceklerdi. O sebepten ben Hande Teyzeye bu akşam söyleyecektim, böylece güvenini, ona olan sadakatimi de görecek, daha da bana bağlı olabilecekti. Hızlı hızlı mekik çekerken, kafamdaki bu entrikavari çalışmasını anlamlandıramadım. O set bitmiş olmasına karşın ben fazladan yapmıştım.
-Hey hey, bitmedi mi?" diyen gülen Fatma Teyzenin yan dönmesiyle kendime geldim. Nefes nefese; -"Ekstradan yaptım az." dedim. Ben de kıkırdadım.
-Belli belli. Neyin heyecanı ise" dedi, bir kaşı kalkık, gözleri yukarıdan bana baktı. Aklımdan geçeni tahmin etmişti. Ben de doğru etmiş olmalıydım. Yani, yoksa neden olmuş olabilirdi ki bu durum? Rahattım. Sadece gülümsemekle yetindim. O önden kalktı, ben de yere serdiğimiz matları topladım. Çıkmadan aynadan kendisini izledi, ben de o ara ona döndüm. O devasa davul gibi, ince belli latin götlü Fatma Teyze, boş stüdyoda öyle kıvırıyordu ki kalçalarını, twerk yapanların götü gibi sallanıyordu. Ama salondan çıkınca, normale dönmüştü. Artık emindim, önümüzdeki hafta kesin bir şeyler olacaktı....
Eve gittiğimde kapıdan girer girmez kapının kilitsiz olduğunu görünce şaşırdım. "Yoksa çıkarken kilitlemedim mi?" diye düşündüm, bu imkansızdı. Ben de takıntı vardı, eğer evde tek isem; mutlaka birkaç kez ocağı, dolabı, evin tüm musluklarını ve ışıklarını kontrol eder, en son kapıyı kilitler, ileri geri iterek kontrol ederdim!
Kalbim hızlandı, içeri adım atınca, salon ışığı açık, banyo ışığı açıktı. Kafam karıştı. Yavaşça ayağımda ayakkabılarla, elimi yumruk yapıp gittim usulca, ses geliyor mu diye kontrol ederken, tam kapıya geldim, duraksadım, nefesimi tuttum, kapı birden açıldı.
"-Aaaa" diye çığlık, ben de refleks ile "Lannnn!" diye bağırdım, ama 3 saniye sürmedi. Annem de, ben de geri çekildik, ışıkta annemi görünce sustum, ama annem hala "-AAAAAA"" diye bağırmaya devam etti. -"Anne benim Mete Mete!!!" diye bağırdım, anca sustu. Bornozun önü açık, memeler iri iri dik başlı dursa da, az sarkmış, amının üzerinde kıllar, dağınık koyu kestane saçları kızıl gibi parlarken durmuş, bedeninde birkaç damla su damlıyordu. Kafamı çevirdim, holde söylenmeye başladım.
-Yahu bu ne saçma durum! Haber neden vermiyorsun! " diye söylenmeye başladım, odama gittim. Nefes alıp vermeye devam ederken, annem Nilüfer arkadan;
-Sürpriz yapayım dedim, manyak! Hem ne geliyorsun sinsice oraya taaa dibe kadar! Ödüm koptu!" dedi.
-Yahu ne bileyim anne, hırsız girdi sandım. -Deli oğlum, hırsızın banyoda ne işi var?
-Akıllı adamın, hırsızlıkla ne işi var? Belki elektronikleri çalar. Fön makinesi orada, tıraş makinesi. Ne bilim." dedim.
-Her şeye de cevap var, çok bilmiş! Anneyi özlemedin mi, gelmez bakim" derken odama girmiş, kollarını açmıştı. Bornozu kapatmıştı. Muhtemelen şoktan dolayı onu çıplak gördüğümden habersizdi. Ya da öyle yapıyordu. Kalktım sarıldım, "-Hoş geldin anneciğim" deyip öptüm yanaklarından..
-Hoş buldum oğluşum benim! Sen büyüdün mü bakim! Oy oy oy" diye sarıldı iyice, benim omuzlarıma geliyordu boyu annemin.
-3 haftada ne büyümesi anne, ahaha! Sen de değişmişsin, daha bir güzel olmuşsun " dedim ona karşı ben de iltifat edeyim dedim.
-Ha-hay! Seni eşşek! Yalan söylemeyi becerebilseydin keşke. Babana çek az" dedi imalı imalı ama, üstelemedim.
-Ne zaman geldin?
-Bir saat olmadı." kafasını çevirdi, ıslak saçını toplamaya başladı. Yüzü kızarıktı.
-Hani pazar gelecektin anne?
-Niye, sevinmedin mi? Sürpriz yapmak istedim.
-Sevinmez olur muyum. Gel buraya" dedim, ayakta yine sarıldık.
-Üstümü giyim, sen de ocağa su koy, çay içeriz, bir şeyler hazırlamıştım" dedi.
-Tamam annem!" dedim, o çıkar çıkmaz eşofmanımı giydim.
Bir gariplik vardı ama, bilemiyordum. 1 saat önce de hava kararmış olacaktı. Annem erken gelmesi, duş alması, bilemiyordum. Ellerimi yıkamak için banyoya gittiğim de, çamaşırlar gözüme ilişti. En üstte mor külotu vardı. Gözüm takıldı, ıslaklığa. Ellerimi kurulurken de yakından bakmaktan kendimi alamadım. Muhtemelen birden beni görünce, bu çamaşırı açıkta unutmuş olmalıydı. Yoksa bu yaşıma hiç annemin külotunu ulu orta görmemiştim. Yapışık sıvıyı görüyordum da, nedense düşünmek istemeden hızla çıktım banyodan.
Mutfakta suyu koydum, salona geçip tvyi açtım. Bacaklarımı uzattım, annem geldi. Üzerinde dar beyaz tshirt giymişti. Altında topuklu ev terlikleri, üzerinde de tayt. Geldi karşıma oturdu.
-Eee anlat bakalım, ne yaptın? Teyzen çok kızdı, gelmedin diye. En azından beni almaya gelebilirdin, hem o da görmüş olurdu.
-Anne demedin gel al beni diye. Hem ne yapim, spora gittim, kitap okudum, bilgisayarda takıldım.
-Başka? Bu kadar mı?" bakışlarında gariplik vardı. Acaba bir şeyden mi şüphelenmişti, bilemiyordum.
-Hmmm, evet. Başka da yok.
-Eve kız attın mı ? Doğru söyle?
-Yok anne, nereden çıkardın?
-Hiç, yakışıklı çocuksun, neden olmasın " dedi sırıtarak.
Kesin bir şeylerden yakalamıştı. Ama nereden? Üstelemedim.
-Sen söyle, siz neler yaptınız?
-Ne yapacağız, evde oturduk. Arada çarşı pazar o kadar." dedi.
O akşam öyle geçti. Birbirimizi özlemiştik. Annemin bana dediği "büyüme" sözünü yatarken boy aynasında kendimi incelerken, gerçekten sanki birkaç santim bir şeyler vardı. 19 yaşına girmiştim. Ee bir sene de geç okula başladığım için, bir yaş büyüktüm benim tayfadan ama, onlar benden daha hızlı çıkmıştı flört işine. Ama Hande Teyze sayesinde, skorda öne geçmiş olabilirdim. Böyle dönüşürken, aklıma videolar geldi. Daha aktarmamıştım. Annem yatmadan geldi yanıma, ben de bilgisayarı alıp salona gelmiştim, gece yarısı yeni olmuştu derken ayağa kalktı, yanıma geldi; "-Ben yatıyorum canım" diyip, yanağımdan öptü. Her zaman öperdi. "-İyi geceler anne" dedim. "-Sana da oğlum, geç yatma" dedi gitti.
Kameraları da gidip aldım, bağladım. Yavaştan videoları aktarırken, hesapları kontrol ediyordum. Instagramdaki Hande Teyzenin bacaklarına epey fazla alevli, kalpli, öpücükler yorumlar alıyor, uluslararası 10k olmuştu, 2.5 haftada. Gerçekten kadınlar deli gibi hızlıydı sosyal medyada. Onlyfans da ise epey takipçi gelmişti, yalnız çok az vip vardı.
Ama yine de tip geliyordu. Hele ki bu yeni malzemelerden sonra, çıta atlayacağına emindim derken, kendi hesabıma girdim. Büyükanne Betty online idi. Onu görünce selam yolladım, öpücükle karşılık verdi. Hızla neler yaptığımı, görünmediğimi sordu. Ben de ona; "-sana özel bak, hediyem " diye videodan kısaca yolladım üç dakikalık Hande Teyzenin götünü yardığım anı. Şok işareti ile bolca alev attı. Ne zaman diye sorunca, olayları anlattım. Ona ücretsiz yolluyordum, çünkü benim her fotoğrafa, 1$-2$-5$ ve bazı boşalma videolarıma 10$ atmıştı. Öğrenci olduğumu, kendisinin üniversitede profesör olduğunu söylemişti. Ondan bana harçlık niyetiyle yollarken; "-Torunum bile senden 10 yaş büyük. Çok fena azıyorum sana" demişti.
Gece 01.00 olmuştu. Hande Teyzeye mesaj attım. Ne oldu gibisinden, nasılsın diye. Biraz vakit geçti, o ara ben de hepsini aktarmıştım. -Yatmaya hazırlanıyorum aşkım. İyiyim, ama götüm hala acıyor." diye cevap verince, ben de ona bir şey söyleyeceğimi diyip, başladım bugün salonda olanları anlatmaya...
Şimdi sır saklayabilirdim ama, Hande Teyzeye aşıktım. Başladım baştan sona her şeyi anlatmaya.
-Ciddi olamazsın!
-Öyle aşkım. Sana söylemek istedim. Sen ne dersen o.
-Vay orospu vay. Ne azgın kaltak çıktı " derken gülücük yolladım.
-Ne gülüyorsun be" dedi. -Sen de benim kaltağımsın ya Hande teyze." dedim.
Öfkeli emoji yolladı.
-Kızma aşkım, şaka yaptım. Sana anlattım, çünkü bil diye. -Siktirecek kendisini. Kesin.
-Sikim mi?" diye sordum.
Bekledi epey.
-İstiyor musun? Hoş, onun götünde gözün var.
-Sen ne dersen o. Ama bak, onunla olursam, ileride kozumuz olabilir. -Ne kozu?-Sana ima etti demiştin ya, hani olur da gelecekte bir şey ortaya çıkar, ya da bulursa, biz de elimizde onunkinden de olmuş olur. Ayrıca, benim için bu bir malzeme, Fans için aşkım " dedim.
Durdu yine.
-Evet. Doğru. Sen ne kadar çok sikersen, o kadar çok kayıt tabi" dedi.
-Ortağız sevgilim. Ben ne isem, sen de osun.
-Neyse, haklı olabilirsin. Kim bilir, belki o da bize katılır, video falan" dedi. Sonra dolar işareti yolladı.
-Sen de hızlı adapte oluyorsun." gülücük yolladım.
-Eee, sikicim sayesinde. Ama bak, benim pabucumu dama atarsan, seni yolarım" dedi çatık kaş ve yumruk atarak.
-Kızım, karımsın benim! Valla evlen benimle, bir ömür çakayım sana! Milyon sikiş çekeriz" dedim.
-Hayvansın. Sus git yat hadi. Bak, söyleme benim bildiğimi. Bakalım bana bir şey anlatacak mı. Tamam mı?
-Anlatırsa sana?
-Ben de ona anlatırım " dedi göz kırparak.
-Wuhuu. İkinizi üst üste koyar sikerim o zaman desene!" dedim ateş yollayarak.
-Harbi öküzsün Mete! Sapık çocuk. Ben de hemen çıkıyorum onun üstüne!" dedi.
-Patron benim, ne dersem o.
-He he, sensin" dedi, yana bakış emoji gönderdi.
-Götünden öpüyorum aşkım. Ben videoları ayarlayıp, yatacağım. İyi geceler" dedim, vedalaştık..
Sikim kalkmıştı. "Valla vur emrini aldık!" dedim için içine.
Lavaboya giderken gözüm annemin açık yatak odasına kaydı. Gecelik giymiş olduğunu farkettim. İşin ilginç yanı yatış şeklinde olması, dikkatimden kaçmadı. Kafası diğer tarafa(pencereye) dönük, sol bacağı karnında, sağ bacağı düz ama ayak yatak kenarında sallanıyor, gecelik epeyce yukarıda, götünde tanga vardı. İlk defa annemin tangasını görmüştüm. Daha evvel donunu bile görmemiştim. O derece düzenli ve hızlı işini yapan insandı.. Neden baktığıma dair en ufak bir fikrim yoktu. Ama içgüdü denen şeyin, o içten gelen merak içimi deli gibi çekiyordu. Nefesini duyuyordum. Sikim zaten kalkık, yatmadan lavaboya giderken görmem, kafamı karıştırdı. "Kendine gel lan mal!" dedim, hafifçe kapıyı çektim, lavaboya gittim. Kendime gelmek için aynada kendime baktım. İlk defa annemi röntgenlemiştim. Daha önce aklıma dahi gelmeyen bir dürtü, nasıl olurda zihnimde belirgin hale gelmişti. Hande Teyzenin; "Sik anneni..." deme sözleri mi acaba? Tuvaletimi yaptım, laptopı alıp odama geçtim, sikimin kalkıklığı inmişti, uykuya dalmam biraz zaman alsa da, aklıma bu online işler gelmişti. Para kazanıyordum. Ama korkmuyor değildim. Ne olacaktı, en ufak bilgim yoktu...
Sabah olmuştu. Yaz aylarında elbette ben de don ile yatan tayfadan sayılırdım. Bir bacağım duvarda, diğeri düz uyurken, annemin mırıltılı şarkısı, arada tabak çanak sesi her zamanki gibi uyandırma görevi görüyordu. Sağ sola biraz dönünce, bir nebze de olsa dalmıştım ki, odaya gelip; "-Oğlum kalk, kahvaltı! Hadi hadi! Acıktım!" dedi. "-Taam" diye yarı mırıltı, yarı fısıltı cevapla uyandım. Annem gece yattığı gecelikle kahvaltı hazırlamıştı. Gül kurusu renk, dantelli, göt altında biten üst, arkadan tül gibi ince boy yeleği olsa da, vücut ortadaydı. İlginç gelmişti bana. Ya da, Hande Teyzeyi sikmeye başladıktan sonra değişen benliğimin bir kalıntısı oluşuyordu. Yeni bir BEN... Adam olma denebilir miydi bilemiyordum ama, sesim de sanki az değişiyor, vücut kıllarım sıklaşmaya başlamış gibi hissediyordum..