Onu banyoya götürürken, belini doğrultamadı. Duş kabinine kadar kucağımda getirmek zorunda kaldım, sonra yere bıraktım yavaşça. Elbisesini çıkardım. Suyu açtım, çökmüştü yere ama kaldırdım. Ellerini musluğa dayadı, su ısınınca saçına tuttum, sonra şampuan ile yavaşça yıkamaya başladım. Sonra sabunla her yerini, götünü avuç içimle okşayarak yıkadım. Deliği az kapanmıştı ama, hala sızıntı oluyordu. Çok az da kan geliyordu. Yere damlayan şeyleri gördü..
-Kanıyor mu?" dedi titrek sesle. -Ha-Hayır. Sadece zedelenmiş olmalı, aktif kanama yok. -Ayhhh, acıyor" dedi inleyerek... elini götüne attı. Parmağı deliğe girince kafasını bana çevirdi, masmavi gözleri endişeliydi; -"Kocaman olmuş!" dedi. -Daha genişti, kapandı" dedim. Sonra kollarını, bacaklarını yıkadım. Durulamaya geçmeden yüzünü de sabunladım, ellerimle yıkıyordum, sonra duruladım. Ben de üstünkörü sikimi sabunladım. Biraz ısıyı arttırıp tekrar götüne döndüm. Masaj yapar gibi ovalamaya başladı...
Saat 2 ye gelmişti. Ne kadar çabuk geçmişti zaman. Ne kadar sikmiştim Hande Teyzeyi, bilmiyordum. Yatağa dönerken bana tutundu. Memeleri üstten sallanıyor her adımda, benim de sikim sağa sola savruluyordu.
Yatağa gelince sırt üstü attık kendimizi. Bir an gözüme karartı geldi, doğruldum ama, bir şey yoktu. Dışarıdan gölge gelmiş olmalıydı... Ellerimle memelerini okşamaya başladığımda, az daha iyiydi. -"Çok güzelsin aşkım" dedim, dudaklarına yapıştım. Karşılık vermesi beni rahatlatmıştı. Yan döndü az, bir bacağını üzerime attı. Ben de sırtına elimi attım, yandan göğüslerini kolumda hissediyor, sırtını okşuyorken, diziyle sikime dokunuyordu. Sikimin kalkması uzun sürmedi, zaten yarı sertti. Biraz öpüştükten sonra "Ah-Uh" ede ede doğruldu. Eliyle sikimi tuttu ve amına götürdü, deliğini tutturmayla uğraşırken dizlerimi kaldırdım, ayaklarımı yatağa koyup bir kere alttan itince yolunu buldum ve "-Ayh!" diye inledi, ardından ağırlığını bıraktı üzerime..
Hande teyze kendisini komple üzerime bıraktı yavaş yavaş ve kafasını havaya dikip, biraz içindeyken sikim belini oynattı ileri geri. Göğüsleri aşağıya sarkmıştı, ellerimi attım oraya, avuçlamaya başladım. Yumuşak yumuşak memeleri, hafiften sıkarken, -"Ohhh, çok iyi geldi" diye mırıldandı, ben de; "-Canım sevgilim benim, sana doyamam ben!" dedim. Gözlerini kısmış, dudaklarını ısırırken dans ediyor gibiydi. Az az belini oynatmaktaydı. "IHHH" diye tekrar başladı inlemeye.
Dibine, am duvarına dayanmıştım, hissediyordum. Eğildi, memesini verdi ağzına. Öyle vakumla ucunu emmeye başladım ki, morartmaya çalışıyordum. Garip garip iniltiler çıkartmaya başladı. Vahşice memelerini bastırdı yüzüme, ağzıma.
-Em anneciğinin memelerini. Acıkmış mı oğluşum! Em bebeğim benim. Hem sik, hem em anneni!" diye söylenmeye başladı. Koparacakmış gibi vakumlamaya başladım, hem de sıkmaya. Kolum arada kalmıştı. Belini kasıp kasıp dururken; "-Sik karını kanırta kanırta. Götümü dağıttın, şimdi amımı dağıt sevgilim, oğluşum, kocacım benim. Genç sikicim benim. Sik azgın karını " demesiyle kollarımı beline sardım, göt yanaklarımı sıkarak, alttan pompalamaya başladım. Am içi zaten vıcık vıcıktı. Seri seri girerken cuk cuk cuk seslere kasık seslerimiz ekleniyordu şlap şlap diye. Belini iyice bastım karnıma kolumla kavrayarak, memesini yüzüme kilitlenmişti. Fena halde nefessiz vuruyordum amına.
Kollarını başımın altıma sokmuş, iyice sarılmıştı kafama, memelerine yapıştırmıştı. Kulağıma iniltilerle "-Evet! Sik aşkım, sik bu anneyi! OHHHHH! AYYYYY AYYYY! VUR VUR!" diye transa girmişti. Ben de dayanamadım, memeleriyle konuşur gibi hem ısırıyor, hem konuşuyor; "-Çok ateşlisin aşkım! Aşırı seksisin, bitiyorum sana! Benim ol, sadece benim!" derken, sikimi taşaklarımla çatır çatır alttan girip çıkıyordum. İyice hızlandım, belimi kaldırdım ayaklarımdan destek alarak ve sol elimle belini sarıp kendime iyice yapıştırdım, sağ elimle de götüne ardı ardına şaplak atarak amını delmeye başladığım esnada, azgınca konuşan Hande Teyze yerini acı feryada bırakmış, -AY, AY, UF, AHHH, AHH, AŞKIM AYYY-AHHH".. Yedi sekiz kere götüne şak şak tokatla vurup, kasıklarımla da şlak şlak vurmaya devam ederken, elimi göt deliğine götürdüm, içine soktum. Kendimi aşıyordum gerçekten. -"GELIYORUM" diye bağırdım, adeta havada çakıyordum Hande Teyzeye, elini iyice doladı boynuma, göğüslerine nefesimi hızlı hızlı verirken, sikimi en sona; götümü taşaklarımla beraber sokarcasına itikledim ve doldurdum amını....
Kendimi yatağa bırakınca, Hande Teyzede düştü benimle. Soluk soluğa birbirimize soluyorken, hala onun gerdanlığı ile yapışık haldeydim. Dilini kulağıma, yanağıma götürmüş, adeta köpek gibi sürüyordu suratıma. Ben de aynı şekilde onun yanağına, kulak arkasını yalamaya, sıcak nefesimi vermeye başlamışken, bir süre seviştik..
Saat 4de geliyordu. Hande Teyze duş almadı. Eve gidince mutlaka sıcak su doldurup küvete uzanması gerektiğini, belinin ve boşluğunun ağrıdığını söyledi.
-Spreyden hala hissetmiyorum. Annenin pedini kullanmak iyi fikirdi. Kadına da ayıp oldu" dedi gülerek. Gittim sarıldım sıkı sıkı.
-Çok canın yandı aşkım, inan istemezdim." diyerek sarıldım daha da. Alnı çenemin altına geliyordu. Oda karşılık verdi.
-Elbet olacaktı bebeğim. Ayrıca, seninle olmasından dolayı mutluyum. İlklerimi yaşıyorum seninle. Seni seviyorum.." dedi.
-Ben de seni Hande. İnan bu bir anlık heves, ya da o hep denilen ergenlik şeyi değil. Ben gerçekten sana aşığım.." dedim.
-Şapşal! Sus sus! " dedi, gözü nemliydi..
Telefonundan videoları kendime yolladım. Kendisininkinden de silmeden; -"İzlemek ister misin?" diye sorunca; -"İnan şuan, o anı görmek istemiyorum. Hele götüm bu haldeyken." dedi. Gerçekten huzursuzluğu yüzünden okunuyordu. Odadan salona giderken arkasından bakınca değişik yürüdüğünü gördüm. Bacakları ayrıktı.
-Aşkım, neden bir garip yürüyorsun?" dedim kıkırdayarak.
-Yediğimi sen yesen, ne derdin acaba.." dedi bir kaşı kalkık, ama muziplik yapıyordu.
Yine öpüştük. -"Spora gelecek misin?" diye sordum. -"Daha iyisini yaptık ya oğlum! Ayrıca, belimi kıramıyorum. Cidden boşluğumdan deliğime, her yerim ağrıyor. " dedi. Onu uğurlarken içim o kadar rahattı ki, sikimi hissetmeyecek doygunluğa ulaşmıştım. Böyle bir kadına bu yaşta sahip olmak, tanrının lütfu olmalıydı.
Annemlerin odaya gittim, kameraları aldım, çarşafı makineye attım, yerleri hızlıca eşofman ile sildim. Makineyi çalıştırdım, dolaptan bir önceki çarşaf takımını serdim, böylece annem şüphelenmeyecekti. En son aynaya bakınca, kendimle gurur duydum. Olay yeri temizlemedeki yeteneğim yadsınamaz derecede iyiydi. "Kitaplar ve filmler harbiden işe yarıyor " diye kendimi övdüm. Saat 5.30 olmuştu. Etrafa son kez baktım, sonra kendi odama, banyoyu check ettim, asayiş berkemaldi. Çantamı aldım, evden çıktım.
Hande Teyze spora gelmeyecekti. Ondan hevesim yoktu. 7'de ders başlayacaktı, o sebepten kafeye giderken, az günü sindirmeye çalışırken, benimde yürüyüşüm cidden değişmişti. Kollarımı sallaya sallaya, bacaklarımı yavaş yavaş atıp, salına salına biraz yürüyordum. Kabadayı gibi değil, daha çok salmışlık, salaşlık tarzında, sakin sakin müzik dinler bir şekilde.
Mert bugün aramamıştı. Benimde vaktim yoktu. Ben aradım, tahmin ettiğim gibi manitası ile beraberdi. Güzel denk geliş olmuştu. Biraz kitap okudum, kahve de o ara bitti. Sonra spora girdim. Ders başlamadan az interval yaptım koşu bandında, o ara yan makineye Fatma Teyze geldi. Yürüyüşe başladı, ben de o ara yürüme düzeyine indirdim.
-Yine başlamışsın koşmaya yakışıklı! " dedi gülerek. Yüzünde az makyaj vardı. Bordo renk denecek koyulukta ruj, yüzü ise kremliydi.
-Aaa, hoş geldin Fatma Teyze. Dersi beklerken boş durmamak için.
-İyi iyi. Enerji bol olunca, gençlik işte " dedi gülerek.
-Aman Fatma Teyze, siz de yani sanki çok ileri yaştasınız. Gayet gençsiniz, enerjiniz de gayet yerinde. Hele spordan sonra, inanın fark da var yani" dedim, yandan yandan bana baktı kaşlarını kısarak, dudaklarını büzdü. Avını yakalamış gibi baktı sinsice. Bronz ten denecek renge sahipti, ne beyaz, ne esmer sayılırdı, yanık gibi teniydi. Balık etli olmasından hokka burun değil de, Hande Teyzenin sivri burnuna nazaran daha küçük toplu uçlu, elmacık kemikleri biraz belirgin, ama toplu yuvarlak duruyordu. Yanakları al al olmuştu.
-Bak sen." dedi ince sesle.
Kafamı çevirdim. Bir gaf yaptığımı anlamıştım. Yüzüm kızarmış olsa da, zaten koşuyor olduğumdan terlemiştim, o sebepten kotardım bu durumu da
-Gelişme var derken canım? Ben pek anlayamıyorum. Belden sanki verdim de, üst sanki aynı ya" dedi.
Ona döndüm, ağır ağır yürüyordum.
-Ağırlık çalışmayla daha da hızlanacak üst bölge Fatma Teyze. Ayrıca cidden fark var yani. Daha sıkı görünüyorsunuz" kafamı çevirdim.
Sırıtıyordu.
-Hande de gelmeyecekmiş bugün " dedi, konuyu değiştirmek işime gelmişti.
-Aaa, niçin?
-Belini ağırtmış herhalde. Evde temizlik yaparken." diye ekledi.
-Tüh. Geçmiş olsun..
-O kadar strenght, yoga işe yaramıyor demek" dedi imalı imalı.
-Ya bazen hızlı dönüş olunca, kasılıyor kaslar, herhalde ondandır " dedim. Bana dönmüş, yüzümü inceliyordu.
-Sen epey iyi anlıyorsun bu işlerden Meteciğim" dedi.
Neyden kastettiğini anlamak zordu..
-Youtube ve instagram da takip ettiğim birkaç antrenör var, epey işe yarıyor " dedim gülümseyerek.
-Belli belli. Beni eklesene, takipleşelim" dedi.
-Tabi ki, harika olur" dedim. Hemen telefonu aldım, ekledim.
-Ben evde takip ederim geri canım" dedi, sonra; "-Vakit geldi. Hadi gel derse" dedi. Önümden yürürken, yine şort tayt giymiş olduğunu, toplu latin gibi götü davul gibi sağa sola giderken, bol tshirtü basenlerine kadar gelmiş, sıkı sıkı yapışmıştı ki, bir tuhaf oluyordum. Sanki herkes bana bakıyor gibi olmuştum. Sikim hemen hareketlendi...
Bugünkü seks performansımdan dolayı taşaklarımda hafif ağırlık vardı, o sebepten donsuz bol sarı şortumu giydim ama kısaydı, baldırlarımın yarısında duruyordu. İçinde içliği olduğundan baksır giymedim. Bu sebepten sikim rahatça sağ sola kayıyordu. Her zamanki yerimize giderken geri dönüp bana baktı, "-Gel şöyle geçelim" dedi, bana yer gösterdi, duvar dibinde, kendisi de yanıma çöktü. En köşede kalmıştım. Bir şey demedim.
Yanıma geldi eğilirken götü benden yanaydı. Yutkundum, sonra su içtim. Gözümü çevirip tekrar sağ tarafıma bakınca, ayakkabılarını çıkarırken epey domalmıştı ki, karşımda tam bir avuç am belirmiş haldeydi! Am dudakları tayta sıkışmıştı. İnanamadım, kalbim hızlandı. Sanki birkaç saat önce am göt siken ben değildim, kalbim hızlandı. Ona bakarken iç çamaşırı giymemiş olması, fena halde sikimi harekete çevirirken; "Olmaz olmaz olmaz..." diye iç geçiriyordum..
Oturunca bana baktı, gülümsüyordu. Ben de gülümsedim, o ara kadın hoca herkese selam verip, müzik ayarlıyordu. Ayağa kalktık, güneşe selam pozunda dururken, sikim yana doğru kabarıklık yaratmıştı bile. Ben hiç oralı değilmişim gibi gözlerimi kapadım, az önceki manzarayı analiz etmekle meşguldüm. "-Yanıyor orospu" dediği cümlesi kafamda belirdi Hande Teyzenin.. Evet, o eğer amı bana sunuyorsa, ben de ona sunayım! Hem belki....
Ders boyunca öyle rahat saldım ki kendimi, her harekette adeta daha da gerilip, dalgayı belirgin hale getirdim. Bu çaprazdaki birkaç kadının dikkatinden kaçmadığı gibi, çatık kaşları da görmüştüm. Umursamadım.