-Ne yapalım bugün kanka? -Bilmiyorum. Eve gitmeliyim, üzerimi değiştirme falan ama, seninle takılalım. Akşama ders de var. Aaa Hande Teyze, siz gelecek misiniz?" dedim onun gözlerinin içine bakarak. -Hı-hı, geleceğiz tabi. Bir şeye başladık, tam yapalım di mi?" dedi. Bu cevapta bir ima sezmiştim ama anlamadım. -Serap da tutturdu, spor spor diye." söylendi Mert. -Ne güzel, gidin işte!" diye onayladım. -Onların tarafta varmış, daha uygun bir yer. Orayı düşünüyor. Ben de herhalde olursa, oraya gitmeyi düşündüm. Tek yapmasın spor." dedi, sahiplenici olduğunu belli edince güldük Hande Teyze ile.
-Sen ne kadar kıskanç oldun, şapşik seni!" diyerek öne eğilip Mert'in yüzünü okşadı. O ara beli açılmış, göt yarığı göründü. Külot giymemiş olduğunu gördüm. Masaya oturmadan önce götümü avuçladımda da elime bir şey gelmemişti, tanga giyiyor diye düşünmüştüm. Aklım karıncalandı. Sikim zaten şahlanmak için boksırı ve eşofmanımı zorluyordu, şimdi iyice sertleşmek için kalp gibi atıyordu..
-Anne, abartma ya! Çocukmuşum gibi hareketler.." dedi, yüzü kızarmış, benden utanmıştı Mert.
Yüzü kızarmıştı. Mert'in bir an önce duşa girmesini bekliyorduk ikimizde. O an gelince hemen kalktım. Hala daha sandalyesinde oturan Hande Teyzenin tepesine dikildim;
-Sen iç çamaşırı giymedin mi? -Hayır" dedi şeytani gibi bakıyordu, ateş gibiydi gözleri. -Azgın orospum" dedim eşofmanı indirdim. Sikim zınk gibi ortaya çıktı, suratı ile yüz yüze geldi. Yanağına dayadım, dudaklarına sürttüm. Ağzını araladı. Gözleriyle beni izliyordu. Yan dururken yanağına doğru sikimi ağzına verdim. Dişleri sikime çarpsa da, yanağına gurk gurk bastım beş altı kere. Yüzünü bana döndürdü, diliyle dondurma gibi ucunu yalamaya başladı, ıslattı iyice sikimi. Çıkardı, eline aldı. -Acele olalım. " dedi.
Onu ocağa doğru çektim, hemen indirdim mavi eşofmanını, ben de onunla beraber eğildim. Eşofmanın imkan verdiği kadarıyla araladım bacakları ve amına ve götüne arkadan badana yaptım dilimle, ıslandırdım. -"Hadi oğlum, hadi! Vakit yok!" diyince doğruldum. Sikimi tuttum, az kırdım dizimi, am dudaklarında oynattım sikimin mantar gibi iri kafasını deliği bulana kadar. -"Yavaş gir lütfen" dedi.
Sikimi içine ittim, hissede hissede. İkimiz de içten bir "Hmmmm" diye nefes verdik. İleri geri gidip gelirken o da kendisini bana itiyordu. Basenlerinden tuttum. Avucumla iyice kavradım, yavaşça giriş çıkışı hızlandırdım 6-7 kez. -"Yavaş yavaş, duyacak!" dedi.
-"Su sesi geliyor aşkım, duymaz" dedim, ve o pozisyonda iyice dayanmaya başladım. "-Ihh-Ohh-Off, Ayhh" diye inlemeye başlamışken, nefesimi tutup, seri seri pompalamaya başladım. İçinden çıktım. Sikim am sıvılarından parlıyordu. Durmamla soluklanması bir oldu.
-Ne oldu? -Tezgaha çık aşkım. -Ya canım, acele olalım. -Ucundayım, geleceğim hızlı zaten" dedim. Hızlıca boşalmak istiyordum, çünkü vakit yoktu. Zaten kalkar kalkmaz onunla yaptıklarımız, sikimi full hazır ola sokmuş, aklımda evden çıkmadan boşalma olduğundan, bu sefer hızlı oluyordu.
Bir ayağından çıkardı eşofmanı, sonra yaslandı mutfak tezgahının temiz bölgesine. Onun kalkmasına yardım ederken; -"Güçlü erkeğim " diyerek dudaklarımı öptü. İnanılmaz bir azgınlık yaşıyorduk ikimizde. Bacaklarını ayırdım. -Am dudakların inanılmaz seksi! Baksana şunlara etli etli..." dedim, hemen yumuldum, birkaç kez dilimi içine soktum, dudaklarımla onun am dudaklarını sıkıştırıp çektim. -Amımı dağıttın sabaha kadar. İnan boşluk oluştuğunu hissediyorum. -Oluşmuş zaten. Ama hala daha dar!" dedim, sikimin kafasını önce göt deliği ağzına sürdüm, sonra amına fırça çekmeye başladım. "Şak şak" vurdum sopa gibi. -Ahh, bebeğim, hadi gir" diye serzenişte bulundu. Sikim morarmış, kafası öyle şişmişti ki, içine iterken zorlandım. Yarısına kadar girdim, ayak bileklerinden tuttum, sağ sola pergel gibi açtım. Tezgahta çarpı gibi dururken, ayaklarımı az kaldırmak zorunda kaldım, bu sayede net giriyordum. Sikimi sokabildiğim kadar ittim, ama üç dört santim girmiyordu. Ağır ağır itmeye çalıştım ama Hande Teyze; "-Ayyy! Napıyorsun! Girmiyor girmiyor! Bu kadar hayvan, anlamıyor musun? Dayandı en dibe! Deli misin" diye tısladı feryat ede ede, gözünü kısmış, yüzü kıpkırmızı olmuştu. Gözünde sulanma vardı.
-Aşığım sana Hande!" dedim,geri çekilip bir anda sapladım sikimi en dibine. "-AA!!" diye bağırdı, kendisini kasarak. Yine aynısını yaptım, yine inledi. Hızlandım.
-"Geliyorum" dedim. Elini ağzına koydu hızlanmam ile. Bacakları titrerken, çatır çatır pompalamaya başlamıştım.. Taşaklarım arada tezgahın mermerine çarpıyordu. Her köklememle hıçkırık gibi "Hıh- Hıh- Hıh" ses çıkartıyordu, iki elini üst üste koymuş ağzını kapatırken, burnundan zor solumaktaydı. Kafamı geri attım. "Cık cuk cık cuk" seslerle amında dolan zevk sularıyla; arada dolan havadan dolayı da tek tük zırt zurt sesler gelirken bacaklarını göğsüme çektim, sarıldım onlara, refleksle çektim kendime. Hande Teyze de kaydı tezgahta bana doğru, bu şekilde resmen am duvarını kırmaya çalışan çivi gibi çakmaya başladım ki; Hande teyze tezgahta zıplar hale gelmiş, götü mermer tezgahtan ayrılmış boşluktayken, gözleri yaşlanmıştı.. "-Hıı-Hıı" diye eline bağırıyordu ki, şakaklarındaki damarlar kocaman olmuş; ben de dolmuştum ki, içine saldım yine döllerimi....
"OFFFF!" diye nefesimi saldım. Zangır zangır vücudum titriyordu. Hande Teyze kendisini tezgaha yatırtı. Bacaklarını öptüm. Su sesi hala geliyordu banyodan. İçim rahatlamıştı. Bacakları araladım. Sikim am dudaklarına kadar çekilmişti. Kalbim öyle atıyordu ki, kalbim durabilirdi. Bedenim yanıyordu. Bacakları açtım, öne doğru eğildim. Sikim istemsizce am dudaklarını geriyordu. Eli ağzında, nefesi benim gibi iken, ellerinin üzerine öpücük koydum. Terden su olmuştuk. Boncuk boncuk terli alnına elimi attım, saçları geri yatırdım. Oraya da öpücük koydum. Mavi gözlerini açtı, bana mayışmış gibi bakıyordu. Ellerini çektim, dudağını öptüm. -"Hadi doğrul bal peteğim" dedim. Yüzü öyle kızarıktı ki, mimikleri belli olmuyordu. Yavaşça indirdim onu. Bacaklarının titrediğini görebiliyordum. Sendeledi yere bırakınca. Eğildi öne. Suya uzandım, cam şişeyi kafama dikip içtim, sonra ona da uzattım. Ağırdan hareket ediyordu, yavaşça içti.
-Piç kurusu" dedi bana bakarken, sessiz sessiz. Ona döndüm; -"Yavaş diyorsam yavaşlasana oğlum! Öküz gibi sikiyorsun. Ben alışık değilim!" dedi isyan ediyordu. Yüzünün rengi tekrar beyaza dönüyordu, ama yüzünü eğip büküyor, eliyle de baldır başlarını, karnını kenardan ovuyordu.
-İnanılmaz kadınsın aşkım. İnan, seni parçalamak, sonra da sarıp sarmalamak istiyorum. Amına kurban olurum Hande Teyze!" dedim önüne eğildim, diz kapaklarına, baldırını öptüm. Sonra ayağına yavaşça geçirdim eşofmanı ve yukarı çekerken, en üste gelince, amından döllerim bacağın doğru akıyordu. "-Peçete uzatır mısın " dedim, masaya uzandı, açık kağıt havludan uzunca koparıp verdi. İncelermiş gibi bakarken, iki günlük kılları, am dudaklarını, bızırı denen G noktasının şişikliğini inceleye inceleye sildim. Amının üstü, göbek deliğinin altındaki o hafif yağ tabakasını da öptüm. Dilimi gezdirdim. "-Vallahi deli bu çocuk" dedi, gıdıklanmıştı ve kıkırdadı. Ayağa kalktım komple.
-Sana sinirleniyorum! Ama hemen bir şeyler yapıp söndürüyorsun o öfkeyi. Manyak bir şeysin." dedi. Gözleri kapanmıştı gülerken, sarıldım ona. -Amına boşalarak söndürüyorum öfkeni " dedim gülerek. -Pislik" dedi, elinin içiyle şak diye vurdu sırtıma. -Aşkım, boşalıyorum da içine, şey olmasın?" dedim, geri çekilmiştik, üstümüzü düzeltiyorduk.
-O ilk günden sonra, spora neden geç geldim şaşkın? İlaç aldım " dedi göz kırparak. -Ohhh, şimdi anladım. -Hı-Hı. -İyiki aldın da, almasan şimdiye kadar, üçüz olurdu herhalde" dedim gülerek. -O işler öyle kolay değil şaşkın." dedi. Sonra eliyle sus sus işareti yaptı. Yerime oturdum yayıla yayıla. Bir posta boşalmış olmamla, iyice rahatladım. İnanılmaz bir rahatlamaydı.
-Keyfin yerinde bakıyorum" dedi, mutfağın kapısına gitti baktı. Hala kapı kapalıydı. Baş ucuma doğru geldi, kucağıma oturdu, elleri ensemdeydi.
-Seni seviyorum" dedi, ilk defa bu kelimeyi kullanmıştı.
Şaşkın şaşkın bakarken, dudaklarımdan öpmeye başladı. Yumuşacık götü bacaklarımda, elleri ensemde, dudakları dili ağzımda iken, ben hala açık gözümle baygın baygın ona bakıyordum. Tepkisiz olduğumu görünce geri çekildi, gözlerini açtı.
-Ne oldu?" dedi. -Hande Teyze.." dedim, fısıltı ile; kafasını salladı. -İyiki sensin.. İyiki varsın. Sen benim hayatımın hep bir numarası olacaksın.." dedim.
Gülümsedi. Göz kenarındaki ince çizgiler oluşmuştu. Bunu bir anlık hevesle dediğimi düşünüyordu. Çocukça, ergence bir haz yağmuru altında söylediğimi düşünüyordu. Ben ise içimde; o zamana kadar hissetmediğim bir erkeklikle, sahip olma duygusuyla, onu isteme arzusu ile demiştim. Ciddiyetimi anlayacaktı, yakında...
O gün biraz Mert ile takıldık. İki saat sonra eve döndüm, güzelce uzandım yatağa. Öyle iyi gelmişti ki, akşam spora gitmeme isteği belirmişti. Ama kendimi zorladım, kalktı. İyi ki de o gün gittim...
O akşam yoga dersi normalden daha kalabalıktı ve bu sefer biraz daha yakın oturmuştuk. Ben bu sefer Fatma Teyze ile Hande Teyzenin arasında kalmıştım. Fatma teyze ilk defa şort tayt giymiş, belinde az incelme olsa da tayttan dolayı az topluluk oluşmuş; götü ve basenleri de toplaşmış olmasından tam bir Latin Amerikalı koca götü gibi olmuşken, bu yeni tarza hayret etmiştim.
Nedenini bilmediğim bir sebepten( ki, sonradan öğreneceğim), kıkır kıkır iki olgun kadının arasında kendimi baskı altında hissetsem de, Hande Teyze yanımdaydı, ve o benim olduğu için, içimdeki erkekliği bildiği için rahattım...
Dersten sonra ilk defa bana geldiler ders sonrası ve Hande Teyze;
-Meteciğim, biz de artık hafif şu hareketlerden yapmak istiyoruz, kol sırt falan. -Evet Mete." diyince Fatma Teyze, ben de sordum; -Reyhan'ın PT'si yardım ederdi Fatma Teyze. Hem daha profesyonel.
O ara Hande Teyze masmavi gözlerini parlattı. Anlamlandıramasam da, susmam gerektiğini hissettim.
-Aman boşver onu, hem öyle ahım şahım istemiyoruz. Ayrıca, hoşlanmadık ondan" diye söze girdi Hande Teyze, olayı kotarmaya çalışır gibi.
Benim göğsüm kabardı ve kabul ettim. O gün 8 aylık deneyimimin bana verdiği özgüven ile, ilk amatör personel trainerlığımı yaptım. Bu sefer sadece en hafif dumbıllar ile, kol, sırt ve arka kol hareketi yaptırdım. Ayrıca squat hareketlerini de çok sevdiler. Sadece yürüyüş ve iki ders için gelen kadın, artık benimle çalışmaya başlamıştı. Hande Teyze neyse de, Fatma Teyze beni şaşırtmıştı.