Ertesi sabah, Hakan izin verdi Esra'ya uyuması için. Sabırsızlanıyordu uyanması için ama, dün gece hakkında neler hissettiğini sormak istiyordu. Saat 10'a kadar uyanmayınca, artık daha fazla bekleyemedi ve uyandırmak için yatak odasına gitti. '' Günaydın hayatım.''
'' Günaydın,'' dedi Esra, gözlerini ovdu ve sonra da kollarını kocası içi açtı.
'' Dün geceyi olanları atlatabildin mi? diye sordu.
'' Emin değilim,'' diye cevap verdi esneyerek Esra.
Fazla mı ileri gittim acaba diye düşünmek üzereydi ki, gülümsediğini gördü karısının.
'' Bacak aram hala biraz sızlıyor sanırım.''
Rahatlayınca Hakan, sordu Esra'ya. '' Küçük kaçamağımız hoşuna gitti mi?''
'' Her ne kadar bunu kabul etmekten nefret etsem de, gün gece inanılmazdı.''
Hakan'ın suratında kocaman bir gülümseme belirdi. '' Güzel! Senden umudu hiç kesmedim zaten,'' dedi kendinden emin bir kahkahayla.
Birbirlerine sarılarak biraz durdular sonra Hakan, '' Hadi kalk, yapacak işlerimiz var,'' dedi.
'' Bugün hangi çılgın ve delice fikirlerini uygulamak istiyorsun acaba?'' diye sorarken gülümsüyordu Esra.
Gülümsemesi Hakan'ı cesaretlendiriyordu. '' Peki, düşünüyorum da, erkeğini nasıl mutlu edeceğini öğrendin bence ağzınla artık,'' dedi ve yataktan çıkarıp banyoya doğru götürdü karısını.
Esra tereddütle de olsa onu takip ediyordu. Bunun olacağını biliyordu eninde sonunda. Bunu hem bekliyordu hem de bundan kaçınmak istiyordu. Sarhoş olduğu bir kaç sefer kocasına istediğini vermişti. Açıkçası, pek de hatırlamıyordu yaptıklarını. Yapmak istemediğinden değildi, erkeklerin buna bayıldığını, hatta kadınların bazılarının da vermekten hoşlandığını biliyordu. Ama, sadece, ona garip ve pis geliyordu, o öyle yetişmişti. İyi kızlar öyle şeyler yapmazdı. Bu tarz kızlara fahişe gözüyle bakılırdı. Bilmediği şeyse şuydu, tanıdığı bütün kadınlar o tarz kızlardandı.
Banyoya girince, Hakan, Esra'yı da kendisiyle birlikte duşakabine soktu. Yarım saat boyunca birbirlerini yıkadılar ve şakalaştılar. Durulandıktan sonra, Hakan çıktı ve bir tıraş bıçağı alıp geldi, etek tıraşı olurken kullandıklarından. Karısı şaşırmıştı bu duruma. Tekrar tıraş olmasına gerek yoktu.
'' Senin için değil bunlar,'' diye cevap verdi, aklındaki soruya. '' Benim için.''
'' Ne?''
'' Beni tıraş etmeni istiyorum, ikimiz de tertemiz olacağız böylece,'' diye cevap verdi Hakan gülerek.
Esra çekinerek de olsa tıraş bıçağını aldı, köpürttü önce tıraş edeceği yerleri, sonra da kocasının ona yaptığı gibi tıraş etmeye başladı. Esra işini yaparken, Hakan da sertleşmeye başlıyordu. Görmezden gelerek tıraş etmeye devam ediyordu artık dimdik olan aleti, gerektiğinde kımıldatıyordu sağa sola. Ona mani olmasın diye uzaklaştırdıkça, geri zıplıyordu alet, Esra kıkırdamaya başladı. Tıraşı bitirince, yine ona baktı ve kıkırdamaya devam etti. Tertemiz olmuştu aleti, taşakları dahil. Önünde hoplayan kazık gibi alet olmasa, ergen çocuklara dönmüştü. '' Bebek gibi oldun,'' dedi Esra, aklından geçenleri dile dökerek.
'' Kocaman bir penisi olan küçük bir çocuk,'' dedi Hakan, karısının şaşkın bakışları arasında aletini yüzüne değdirerek. '' Gel benimle bakayım. Bu küçük çocuğun kamışını ağzına alacaksın birazdan.''
Esra'nın kalbi hızla atmaya başladı. Aklından her türlü düşünce geçiyordu. Ya bu işte iyi değilse? Hakan kızar mıydı acaba ona? Ya ağzına boşalmak isterse? Ya da spermlerini yutmasını? Bunu yapabilir miydi?
'' Hadi ama,'' dedi Hakan, tereddütle bekleyen Esra'nın elinden çekerek.
Yatağın köşesine götürdü Esra'yı ve önünde duracak şekilde Esra, oturdu yatağa. Yavaşça bacaklarını araladı. Kazık gibi olan aleti, hemen gözlerinin önündeydi.
Esra donmuş kalmıştı, kocasına bakıyordu. '' Hakan, bilemiyorum, yapabilir miyim emin değilim.''
'' Sorun değil, sana göstereceğim,'' diye fısıldar gibi konuşarak, bacaklarının arasından uzandı ve öpmek için karısını kendisine doğru çekti. Suratının avuçlarının arasına aldı ve dudaklarına uzandı. Öpmeden önce, '' Sikimle sevişmeni istiyorum, ağzını kullanarak, tıpkı sana yaptığım gibi, amını yaladığım gibi,'' diye kulağına fısıldadı. '' Çok uzun zamandır bu anı bekliyordum.'' Tekrar oturdu yatağa ve karısına baktı. '' Eline al ve yalamaya başla, taşaklarımı da unutma.''Titreyen ellerle kocasının semsert aletine tutundu, yavaşça kafasını eğdi ve dudaklarını yeni tıraş edilmiş estislerine götürdü. Dilini çıkardı. Değdirdi. Taşaklarının içinde hareket ediyordu sanki yumurtalıkları. Tekrar yaladı, önce birini, sonra diğerini. Sanki hayat buluyorlardı, yaladıkça kımıldıyorlardı. Dilini birinin altına dayadı ve havaya kaldırdı adeta diliyle, Hakan'ın çıkardığı seslere bakılırsa doğru yoldaydı. Ağzını açtı, açabildiği kadar. Birini içine almaya çalıştı. Yavaşça emerken, Hakan hiç duymadığı sesler çıkarıyordu. Dikkatlice emdi, sonra diğerine de aynısını yaptı. Esra bundan hoşlanmıştı, ağzındayken topları, sanki güç ondaydı. Kocasının ona büyük bir güven duyması gerekiyordu ona göre, bütün bunları yapmasına izin verdiğine göre.
'' Ahh, Allahım, çok güzel bir duygu bu,'' dedi Hakan, Esra'nın ağzı taşaklarıyla dolarken.
Esra da çok zevk alıyordu.
Her iki top da salyalarıyla kaplanınca, Esra geriye çekildi ve sallanan penisini seyretmeye koyuldu. Gurur duyuyordu kendisiyle, bunu o yapıyordu. Tek kelime etmeden, penisini eline aldı ve havaya doğru dikti. Ağzına bakıyordu kafası. Sanki inceler gibi göz gezdiriyordu kafasına bakıyordu, parlıyordu resmen. Uzundan akan zevk suyunu görünce, dilini uzatıp yaladı, kendine hayret ediyordu. Tadı o kadar da kötü değildi. Tekrar avucunda sıkmaya başladı, biraz daha sıvı çıkmasını sağlıyordu sanki. Onu da yaladı.
'' Offf, em şunu artık,'' diyebildi Hakan.
Esra gülüyordu, artık güç ondaydı sanki. Dilini çıkardı ve kafasının etrafını yalamaya başladı. Artık çok hassaslaşan kafasını dilliyor ama emmekten kaçınıyordu. Aşağıdan yukarıya diliyle gezinmeye başladı sapı boyunca, Hakan'ın çıkardığı sesler onu da azdırıyordu.
'' N'olur, bebeğim, em şunu artık,'' diye yalvarmaya başladı Hakan, tahammül sınırlarını zorluyordu Esra. Kafasından tutmak istedi ama Esra kaçtı, gülerek kışkırtıyordu kocasını. Bu eğlenceliymiş, diye düşünüyordu. Bütün gücün kendisinde olması mükemmel bir histi. '' Ağzıma alıp emmemi mi istiyorsun?'' diye kışkırtmaya devam ettş, ağzına çok yakın tutuyordu yarağı.
Hakan, nefesini hissedebiliyordu karısının, tam kafasındaydı aletinin. '' Evet, hadi, lütfen,'' dedi, heyecandan deliriyordu.
'' Bu kocaman şeyin kafasını ağzıma alıp yalamamı, emmemi mi istiyorsun?'' diye kışkırtmaya başladı kocasını, sonra da kafasını öptü, kısa ve çabucak bir öpücüktü bu.
'' Evet! Evet!''
'' Peki bakalım, yeterince uslu bir çocuk oldun bugün,'' dedi ve ağzını açtı Esra. Dudaklarını yavaşça aletine götürürken, gözleri de kocasının üstüneydi. Sıcak et parçası ağzını doldururken, ağzı sulanıyordu.
'' Offf!'' dedi Hakan.
Kımıldatmadan, ağzının içinde tutuyordu penisini, salyalarıyla ıslanmasını bekliyordu sanki. Ağzının içinde olması hissi hoşuna gitmişti. Koca kafasının etrafına dudaklarını sarmak da. Yavaşça, kafasını emmeye başladı, ama sadece kafasını. Yanakları, içeri çelilip dışarı salınıyordu, sanki lolipop yalar gibiydi. Diliyle kafasını uyarmaya başladığında, dudakları hala etrafındaydı.
'' Ahhh, em beni yavrum,'' diye cesaretlendiriyordu karısını Hakan, kafasını bastırmaya başladı aletine doğru.
Esra hemen kendini kurtarıp, geri çekildi, lop diye ses çıkararak ağzından kurtuldu penis. '' Sakin ol canım. Erkekliğini sevmemi istiyorsan, bunu kendi istediğim gibi yapmama izin vermelisin.''
Hakan hayal kırıklığına uğrasa da elini çekti. Evet, karısından, ağzına almasını istemişti ama bu demek değildi ki ona eziyet etsin.
Esra tekrar adeta nabzı atarcasına zonklayan aleti ağzına aldı. Tekrar kafasını kapladı dudakları. Uzun süre emmeye devam etti, zevk almaya başlıyordu bundan. Hakan'ın zevkten inlemeleri çoğaldığında, bilerek yavaşlıyor ve duruyordu ara sıra. Sonra, testislerinden başlayarak tekrar devam ediyordu, bir ara o kadar coşmuştu ki, bacaklarını kaldırıp kocasının, toplarının altında kalan bölgeyi bile öpmüştü. Kendi bacak arası da sırılsıklam olmuştu bu süreçte. Çok azmıştı. Tekrar eline aldı, boğazına kadar hepsini sokmaya başladı aletini, kafası sığmıyordu artık, daha ilerlemiyordu. Çıkardı ve eliyle otuzbir çektirmeye başladı.
'' Ahhh,Esra, böyle devam edersen boşalacağım,'' diye uyardı Hakan.
Duymuyordu kocasını sanki, elini daha da hızlandırmaya başladı. Kocasının bacaklarının titremeye başladığını görüyordu, testisleri içinde yumurtaları hareket ediyordu. Çok yakın olduğunu sezebiliyordu. Bir karar vermesi gerekiyordu. Ağzına boşalmasına izin verecek miydi? Evet, öyle yapacaktı. Her zaman tükürme şansı vardı.
'' Ohhh,'' diye inlemeye başladı Hakan, penisi zonklarken. Esra'nın ne yapacağından emin değildi. Bu sefer onun karar vermesine izin verecekti. Ağzında tutmaya devam etmesini arzuluyordu ama.
Esra, kocasının kalçalarının sandalyeden kaydığını görüyordu. Aniden, Hakan'ın inlemeleri çoğaldı ve aleti elinde kalınlaşmaya başladı sanki. Zaten kocaman olan kafası daha da büyüyordu. İlk dalga boğazına doğru fırladı, saniyeler içinde, ağzı spermle dolmuştu. Dalga dalga ağzına fırlatırken kocası, o da eliyle sağıyordu erkekliğini Hakan'ın. Artık yer kalmamıştı ağzında, birşey yapması gerekiyordu. Gözlerini kapadı, zevkten başı dönüyordu. Hepsini yuttu.
Hakan kendi zevkiyle o kadar meşguldü ki, Esra'nın yuttuğunun farkında bile değildi spermlerini. Gözlerini açınca, Esra'nın hala ona baktığını gördü, aleti hala ağzındaydı. Yüzünde ya da etrafında hiç sperm lekesi yoktu. Dilini çıkardı ve dudaklarının etrafını yalamaya başladı. Artık biliyordu, yutmuştu döllerini.
'' İyi bir iş çıkardım mı?'' diye sordu Esra cevabı bildiği halde.
Cevap olarak, Hakan karısını çekip kaldırdı ve dudaklarına yapıştı. Sanki kanıta ihtiyacı varmış gibi, kendi spermlerinin tadını alabildiğini fark etti ağzında. Dilini ağzına sokmaya çalışıyordu Esra. Hakan karısını tutup kucakladı ve yatak odasına doğru ilerledi. Tek kelime etmeden, bacaklarını ayırdı ve ağzını ıpıslak vajinasına dayadı karısının. Dakikalar sonra, zevkten inliyordu Esra.
***
Aynı akşam.
'' Tamam, şimdi sırada ne var?'' diye sordu Esra, yatak odasında dikiliyordu üstünde bornozuyla. Hakan ondan soyunmasını ve üstüne bir bornoz giymesini istemişti ama neden olduğunu söylemiyordu.
'' Senin için özel bir sürprizim var. Bu akşam profesyonel bir masaj yaptırmak iyi gelecek sana diye düşünüyorum.''
'' Bu şekilde dışarı çıkamam!''
'' Dışarı çıkacağımızı kim söyledi ki? Lisanslı bir masöz ayarladım bu akşam için, onbeş dakika içinde burada olacak.''
'' Burada?''
'' Evet! Tam olarak salonumuzda.''
'' Sen ciddisin. Pekala, madem ısrarcısın,'' dedi Esra çekinerek de olsa. '' İyi bir masaj yaptırmayalı uzun zaman olmuştu.'' Ama Esra'nın bilmediği, bunun basit bir masajdan fazlası olacağıydı.
'' Güzel,'' diye cevap vermişti ki Hakan, kapı çaldı. '' Ben kapıyı açmaya gidiyorum, para işini de halledeyim. Sen bize biraz zaman ver. Adamın hazırlanması biraz sürer.''
'' Adam?''
'' Aynen. Spor salonundan Orkun hocayı tuttum. Bana en iyisinin o olduğu söylendi.''
'' Hakan!'' dedi Esra şok olmuş bir halde.
Hakan ona doğru adım attı ve Esra'ya sarıldı. '' Kadın ya da erkek olması nasıl bir fark yaratacak ki? O bir profesyonel.'' Hakan ellerini karısının arkasına, bornozun içine doğru götürdü. '' Bu külot da ne? Külot giymene izin vermediğimi biliyorsun.'' İtirazlarını duymazdan gelerek, hemen indirdi donunu aşağıya karısının.
'' Hakan! Delirdin mi?'' derken, çıplaklıktan fazlasını hissediyordu Esra, altında külotu da kalmayınca. Bornozun boyu zaten kısaydı, kalçalarının hemen altında bitiyordu. '' Parolayı kullanacak mısın?'' diye sordu Hakan.
'' Hayır'' dedi Esra hemen.
'' Tamam, o zaman on dakika içinde salona gel.'' Hakan elinde Esra'nın külotuyla odadan ayrıldı.