← Ana Sayfaya Dön

HAZ PEŞİNDE 8

📌 FANTEZİ

Hakan Esra'yı bekliyordu yatak odasında, karısı banyodan çıkıp geldiğinde. '' Akşam yedi için rezervasyon yaptırdım Nicole'de. Giymeni istediğim parçaları çıkardım. Ama yine de, giyindikten sonra, son bir aksesuar eklemek istiyorum.''

Çiçekli, tek parça kruvaze elbisesini üstüne giyerken şüpheci gözlerle kocasını seyrediyordu Esra. Her zamanki gibi kısa bir elbiseydi, oturup kalkarken dikkatli olası gerekiyordu ama bu kez gerçekten kısaydı etek boyu, göğüs bölgesinde de derin bir dekoltesi bulunuyordu, memeleri dışarı fırlayacak gibiydi. Yatağın üstünde külotunu görünce şaşırmadı derse yalan olurdu. Giyindikten sonra, saçlarını da yaptı ve yüksek topuklu bir ayakkabı da seçerek elbisesine uygun, hazır hale geldi çıkmak için.

Hakan bir ıslık çaldı ne kadar etkilendiğini belli etmek için. '' Harika görünüyorsun bebeğim,'' dedi içtenlikle.

Esra aynanın önüne geçip, etrafında bir tur attı. Gerçekten de harika görünüyorum, diye düşündü. Bronzlaşmış tenine yakışmıştı elbisenin rengi. Yüksek topuklar, baldırlarını ve kalçalarını daha çekici ve sıkı gösteriyordu.

'' Şimdi de, kıyafetine yapacağımız küçük eklemede sıra.'' İçeri gitti ve kısa süre sonra, elinde küçük, pembe bir cihazla geldi Hakan. Diğer elinde ise uzaktan kumandaya benzer bir cihaz daha vardı.

'' O da ne?'' diye sordu Esra, tahmin etmekte zorlanmasa da.

'' Eteğini kaldır bir saniyeliğine.''

Büyülenmiş gibi dediğini yaparken, bir yandan da kafasını sallıyordu kocasının aklından geçenlere inanamayarak. Elbisesini yukarı kaldırdı ve küçük, dar külotu ortaya çıktı. Hakan külotunu aşağıya çekerken onu izliyordu. Pembe cihazı yavaşça içine sokarken dudaklarından hızlanan nefes alış sesleri duyuluyordu. '' Hakan,'' diyebildi, çoktan ıslanmış deliğine alet kolayca girerken.

Hakan hemen külotunu yukarı çekti, cihazın içine tamamen girdiğine emin olduktan sonra. '' Şimdi deneyelim bakalım, çalışıyor mu.'' Elindeki uzaktan kumandanın düğmesine bastı ve çalıştırdı.

'' Ohhhh!'' diye nefesi kesildi Esra'nın, içinde titreşmeye başlayınca alet. Bütün pubis bölgesinin titreştiğini hissedebiliyordu, özellikle de çabucak nemlenen dış dudaklarının. Hakan cihazı ikinci kademeye aldı.

'' Hakan!'' diye sesini yükseltti Esra, içindeki hareketlenme hızlanınca, sesi yalvarır gibi duyulmuştu.

'' Bir tane daha var,'' dedi ve üçüncü kademeye getirdi aleti.

'' Offf, Hakan! Dur artık! Lütfen!''

Hakan gülerek, aletin bir süre daha titremesine izin verdi. Karısının zevkle karışık sıkıntılı biçimde kıvranması hoşuna gitmişti. Sonunda merhamet ederek, aleti kapadı. '' İşe yarıyormuş.'' Tekrar gülümsedi ve karısının titrek elinden tutup merdivenlere doğru ilerlediler yola koyulmak için.

Yaratıcılığı hakkında gururluydu Hakan, yıllar boyu reklam sektöründe kullandığı yaratıcılığının karşılığı ilk defa özel hayatında alıyordu. Aleti internetten sipariş etmişti ve hızlı teslime şaşırmıştı, bir gün içinde kapısına getirmişti kurye. Biraz pahalı bir aletti ama her kuruşuna değdiği belliydi. Elli metre mesafeden bile çalışıyordu uzaktan kumandası. İstediği zaman açıp kapayabilirdi, bu gece çok eğlenecekti anlaşılan.

Esra, attığı her adımda, içinde hareket eden cihazı hissediyordu sanki, arabaya varana kadar da devam etti bu his. Dikkatli biçimde koltuğa otururken, Hakan'a kızgın bir bakış atmayı ihmal etmedi ama oturmasıyla ağzından bir ah sesi çıkması bir oldu, bütün vücut ağırlığı üstüne binince, alet daha da derine indi sanki. Oturuşunu rahat biçimde ayarlayana kadar kıvrandı. Elbisesi üstündeyken çok da hanımefendi bir oturuş değildi bu ama bacaklarını aralaması gerekiyordu.

Hakan hemen sürücü koltuğuna geçti ve marşa bastı, sonra bekledi biraz. Cebinden kumandayı çıkardı ve şeytani bir bakış fırlattı Esra'ya, düğmeye basmadan önce.

Esra gözlerini kapadı ve bacaklarını birbirine kısmaya başladı titreşimin etkisini azaltmak için ama gerçekten çok acayip bir duyguydu bu. Sanki çişi gelmiş ama yapamıyordu, sürekli orgazm olmak üzere hazır bekliyormuş gibiydi.

'' Hala çalışıyor,'' dedi ve kapattı aleti Hakan.

Restorana varana kadar ikisi de pek konuşmamayı tercih etti o andan itibaren. Kırmızı ışıkta durdular, mekana varmadan belli bir mesafe önce, Hakan yeniden düğmeye bastı.

'' Hakan, lütfen,'' diye yalvardı Esra, kalçalarını bükmüş halde.

'' Yeşil ışık yanana kadar kapatmıyorum,'' dedi Hakan kararlı bir ses tonuyla.

'' Off, Allahım,'' diye inlerken ve kıvranırken gözünü kırmızı ışıktan bir an olsun ayırmıyordu Esra sanki daha çabuk yeşile dönecekmiş gibi. Ama bir türlü sönmüyordu kırmızı. Artık nefes alışları hızlanmaya başlamıştı, külotu ıslanıyordu, kalçaları koltuktan aşağıya doğru kayıyordu. Ellerini yumruk yapmış, '' Hakan!'' diye inliyordu.

Hakan yüzünde kocaman bir gülümsemeyle karısını izliyordu. Tek derdi, vaktinden önce orgazma ulaşmasıydı sanki. Bunun olmasını istemiyordu. Tutku ile deli gibi yanmadan orgazma ulaşmasını istemiyordu. Sonra onunla sevişecekti. Ya da daha doğru sözle, onu SİKECEKTİ.

Nihayet, ışık yeşile döndü ve tamamen kontrolden çıkmadan Esra, aleti kapadı Hakan. Rahatlama ve azgınlıkla karışık, derin bir nefes aldı ve kendine geldi Esra.

Hakan karısının elinden tutarak, restoranın kapısından içeri adımı attı, baş başa rahat edebilecekleri bir köşede yer ayırtmıştı. Attıkları her adımda elini daha da sıkı tutuyordu Esra kocasının. İçinde hareket ediyordu kolaylıkla alet.

Karısının rahatça oturabilmesi için, sandalyesini tuttu Hakan. Esra ise dudaklarıyla havaya bir öpücük attı ona bakarak. Kocası da masaya oturdu, cebinden çıkardığı aleti, çatal bıcağın yanına koydu. Bir garson yanlarına gelip içecek siparişlerini alırken, aline alıp, öylesine oynamaya başladı kumandayla. Esra'nın gözleri kocasının elindeydi, bir delilik yapmaması için dua ediyordu.

Korku ve heyecan dolu gözlerle kocasına bakıyordu, Hakan aleti çalıştırmak üzereyken. Garson geri gelip masaya içkileri yerleştirirken, Hakan'ın aletin düğmesine basmak için hamle yaptığını fark etti masanın üstünde. Bacaklarının arasında anında titremeye başlayınca alet, Esra, inlememek için kendini zor da olsa tutmaya çalışıyordu.

Garson soluğu kesilir gibi olan Esra'yı görünce sordu. '' Herşey yolunda mı hanımefendi?''

'' Uhh..ıhh..evet, herşey yolunda,'' diye kekeledi Esra.

'' Bu ses de ne?'' diye sordu bu kez garson, az da olsa uğultu sesi geliyordu aletten.

Esra'nın yüzü kıpkırmızı olmuştu, içinde titreşen aletin ucu dışarı çıkmış ve uğultusu duyulur hale gelmişti, külotu olmasa tamamen çıkacaktı dışarı.

Hakan hemen aletin düğmesini kapadı. '' Ben birşey duymuyorum,'' dedi, gülmemek için kendini zor tutarak.

'' Bir ses duyduğuma eminim. Neyse, eskisi kadar iyi duymadığını biliyorum kulaklarımın. Siparişinizi vermeye hazır mısınız?'' diye sordu orta yaşlı garson.

'' Biraz daha düşüneceğiz;'' dedi Hakan.

Garson yanlarından ayrılır ayrılmaz, Esra Hakan'a döndü,'' Hakan, bu alet beni delirtiyor!''

'' Parolayı biliyorsun,'' dedi Hakan, kullanmayacağına adı gibi olduğu için. Esra sesini kesmişti, sandalyesine biraz daha gömüldü.

Akşam yemeği boyunca, Hakan ara ara aleti kapayıp açmıştı. Ayrılmak için hazırlandıklarında, Esra'nın külotu sırılsıklam hale gelmişti bile ve sayısız kere boşalmanın ucuna kadar gelmişti.

Arabalarına doğru yürürlerken, hava karanlıktı, Hakan karısının belinden sarılıp tutuyordu, yürümekte zorlandığı için. Arabaya bindiler ve çevre yolundan doğru sürmeye başladı Hakan. Bir süre sonra bir benzin istasyonunda durdu, tuvalet molası vermek istiyordu.

Arabadan inip, Esra'nın tarafına geçti, kapıyı açıp karısını dışarı çıkardı, kapıyı kapadı, Esra'yı kendine doğru çevirdi ve kapıya doğru sıkıştırdı. Tutku dolu bir şekilde öpmek için dudaklarına yumuldu.

'' Allahım, Hakan, yanıyorum,'' diye ağlamaklı biçimde yakındı Esra ama yine de dudaklarını dayadı kocasına.

'' Ben de öyle hayatım,'' diye cevap verdi Hakan ve ellerini elbisesinin eteklerine götürüp yukarı doğru kaldırmaya başladı, bacakları ortaya çıkıyordu iyice. Ne yapmak istediğini fark edince Esra, kocasını durdurdu ellerini itip.

'' Hakan, ne yapıyorsun, burada olmaz!'' diye itiraz etti. İnanılmaz derecede teşhir olmuş hissediyordu kendisini, tam orada, bir akaryakıt istasyonunun park alanında öpüşürlerken ve kocasının elleri kalçalarındayken. '' O zaman gel benimle,'' dedi Hakan ve kolundan sürükleyerek adeta, istasyonun tuvalet kısmına doğru ilerlediler. '' Ne yapıyorsun?'' diye fısıldadı Esra.

'' Sahtesini gerçeğiyle değiştireceğim,'' dedi Hakan, arkasına bile bakma zahmetine girmeden. Market kısmından hızlıca geçtiler ve kadınlar tuvaletinin önüne geldiler. Gecenin bu saatinde sakindi etraf, son kez kolaçan etti etrafı ve karısını peşinden çekerek kadınlar tuvaletine girdiler. İlk kabini açıp, önce Esra'yı soktu, sonra da kendisi içeri girdi. Öpüşmekle uğraşmadan, hemen önünde eğildi, eteğini yukarı kaldırıp, külotunu dizlerine kadar indirdi Esra'nın. Artık göl olmuştu külotu. Aleti çıkarmaya çalıştı ucundan çekerek ama görünüşe göre deliği çıkmasını istemiyordu.

Plop diye bir ses duyuldu sonunda çıktığında. Cihazı eline alınca kendi kendine 'vay vay vay' şeklinde söylendi Hakan, ıslaktı ve elindeydi. Esneyip açılan cinsel organı tekrar kapanında, bir ah sesi çıkardı Esra. O kadar uzun süredir içi doluydu ki, şimdi sanki bir boşluk hissediyordu.

Aleti tuvalet kağıdına sarıp kenara koydu ve askılı elbisesinin iplerini omuzlarından yana çekti.

'' Hakan,'' diye yakınmaya başlamıştı bile Esra ama Hakan ipleri yanlardan aşağıya, beline kadar indirdi, soğuk hava tüylerini diken diken etmişti, belden yukarısı ortaya çıkınca. İşe yaramaz biçimde belinde duruyordu elbise artık. Sutyen giymediğinden, her yeri ortadaydı. Bedenini saran müthiş arzuya, damarlarında dolanan adrenalin eşlik ediyordu.

Hakan fermuarını açarken çıkan sesi duydu. '' Ya, Hakan..Burada olmaz!'' diye tekrar itiraz etmek istedi. Ama, protestolarının işe yaramayacağını biliyordu bu noktadan sonra, çünkü Hakan'ın sertleşmiş aleti ortaya çıkmıştı bile. Bir bacağını havaya kaldırıp, kazık gibi olan penisini, artık yeterince kaygan ve aralık olan deliğine soktuğunda, kendisi de umursamıyordu artık başka birşeyi. '' Ohhhhh!'' diye inledi sonunda içine girince kocası. Tek itişle, sonuna kadar almıştı içine. Rahatlamıştı.

Karısının sıcak ve ıslak vajinası, aletini kaplayınca, Hakan da zevkten inlemeye başlamıştı. Çok büyük bir risk aldıklarını o da biliyordu, her an yakalanabilirlerdi, seslerini kesmeleri gerekiyordu ama zevk veren kısım da bu değil miydi? Hayatında hiç bu kadar heyecan hissetmemişti.

Yavaş yavaş girip çıkarken ve hızlanmaya başladıkça, bütün endişelerini unutmuştu artık ikisi de. Kısa sürede, ikisinin de kalça hareketleri senkronize oldu, artık tokmaklıyordu resmen karısını. Bacağını belinin arkasına atmış tutuyordu ama diğer bacağı da yere değmiyordu neredeyse, her vuruşta yerle teması kesiliyordu sanki. Soğumaya başlayan suları, kasıklarına değiyordu karısının.

Tuvaletteki tek ses, birbirine geçmiş cinsel organların yapış yapış çıkan birleşme sesiydi, ve bir de zevk iniltileri.

'' Ahhh, evet, yap beni!'' derken neredeyse çığlık atıyordu Esra, artık umurunda bile değildi nerede oldukları. Zirveye ulaşmak üzereyken, artık keyifle oturup kalkıyordu kocasının içinde kocaman hissettiği aletinin üstünde. Bacakları titremeye başlayınca, kollarını Hakan'ın boynuna doladı.

Hakan diğer bacağını da kaldırdı, Esra'nın sırtını duvara dayadı destek alabilmek için, sanki karısının bütün ağırlığını hissediyordu aletin üstünde.

Esra'nın bedeni kasılmaya başladı. '' Ohhh..evet..geliyorummm!!''

Akşam boyu devam eden heyecan dalgası Hakan için de fazla gelmeye başlamıştı. Ne kadar direnmeye çalışsa da, kaçınılmaz olandan kurtulamadı. '' Aaahh, bebeğim,'' diye inleyerek, karısının içine patladı, döl dalgaları çubuğundan akıyordu küçük deliğe.

Yoğun tatmin hissi bedenlerini sararken, karı koca da birbirine sıkı sıkı sarılmıştı şimdi.

İkisinin vücutları da titreme nöbetini atlatınca, Hakan geri çekildi ve alan bıraktı karısına, Esra'ın bacaklarını yere indirmesine müsaade etti. Aleti önce çıktı, peşinden de dölleri akmaya başladı karısının esneyip genişleyen deliğinden.

Birdenbire aklına, kamuya açık bir alanda, tuvalette oldukları geldi Hakan'ın aklına ve etraftan ses gelip gelmediğini dinledi. Yalnız olduklarına kanaat getirince, rahatladı ve karısını öptü sıcak biçimde. '' Seni çok seviyorum.''

'' Ben..ben de,'' diyebildi Esra, konuşmakta zorlanarak. Fiziksel olarak bitik haldeydi ve destek almak için sırtını duvara dayıyordu hala. Ayakları o kadar güçsüzdü ki, zorlukla dik durabiliyordu. Önce Esra çıktı tuvaletten, dışarıda kimse olmadığından emin olunca, Hakan'a seslendi. ''Kimse yok, çıkabilirsin.''

Hakan dışarı çıktı. '' Biraz toparlanmam gerekli, sen beni arabada bekle,'' diyebildi Esra. Aynanın karşısına geçtiğinde gördüğü kişiyi artık tanıyamıyordu Esra. Saçı dağılmış, üstü başı kırışmıştı, ama hepsinden önemlisi, damarlarında adrenalin fırtınası kopuyordu ne kadar yorgun da hissetse kendini. Bu yorgunluğun sebebi, yaşadığı orgazmın yoğunluğuydu. Son birkaç günde yaptıkları, yıktığı tabu duvarları, onu tamamen farklı biri yapmıştı. Yüzünü yıkadı.

'' Fazla ileri gittiysem özür dilerim,'' dedi, Hakan, Esra arabaya binince.

'' Dileme,'' dedi Esra gülerek.

Hakan da güldü.

Yorum Yap

Yorumlar