Eve gelince, Hakan karısına bir kadeh içki verdi. Banyoya geçip, küveti doldurmaya başladı, bu sırada Esra da yataktaydı, kısa süre sonra yatak odasına döndü ve karısını tutup, soymaya başladı. Kıyafetlerini çıkarırken, barbie bebek gibiydi sanki Esra, Hakan kolundan tutup banyoya götürdü eşini. Banyoda bir düzine mum yanıyordu, zayıf ışık ancak aydınlatıyordu etrafı. Küvetin içi sıcak su doluydu.
Sıcak buhar yükselen küvete girdi ve zevkten hafif bir inilti sesi çıkardı Esra. Bir kadeh içecek daha ikram etti Hakan eşine, sonra küvete doğru eğildi ve yıkamaya başladı Esra'yı. Bir süre sonra duraksadı, karısının yüzüne baktı ve gülümsedi, '' Seni seviyorum.'' Dudaklarından öptü nazikçe.
Yıkamayı bitirince eşini, küvetin suyunu boşaltmak için tıpasını çıkardı ve içeri geçti, bu arada Esra durulanıyordu. Elinde havluyla Hakan geri geldi ve onu kuruladı ama küvetten çıkmasına izin vermedi.
Yanında tıraş köpüğü ve tıraş bıçağı getirdiğini sonradan fark etti. Soran gözlerle kocasının suratına bakıyordu ama Hakan aldırış etmeden, havlunun birini küvetin köşesine koydu ve Esra'nın elinden tutup kaldırdı, havlunun üstüne oturttu. Eline tıraş köpüğünü alınca, yüreği uçar gibi oldu birden Esra'nın. Bacaklarını kibarca araladı ve köpüğü sürmeye başladı kısa tüylerinin üstüne. Yeterince köpürttü ve tıraş bıçağını eline alıp, dikkatlice tıraş etmeye başladı yarığının etrafını. Tamamen kaymak gibi olana kadar bütün kılları aldı, sonra da ılık suyla temizledi. Havluyla kurulayınca, eserini zevkle seyretti.
'' Mükemmel,'' dedi kendi kendine gururla.
Elinden tutup, küvetten çıkmasına yardım etti sonra Esra'nın. Aynanın karşısına geldiğinde, durma ihtiyacı hissetti Esra, bacak arasına bakmaya çalışıyordu aynadan, tüysüz şeftalisi mükemmel görünüyordu. Kalın, etli dudaklarının arasından bir gonca gibi açıyordu kadınlığı. Kalçasında bir el hissedince, ilerlemeye başladı, yatak odasına geçiyorlardı.
'' Yatağa geç, sırt üstü,'' diye emretti Hakan.
Sanki anlamamış gibi yüzüne baktı kocasının Esra.
'' Hadi, yatağa geç,'' diye tekrarladı.
Esra yatağa tırmandı ve ortasına uzandı sırt üstü. Hakan, ellerini tül gibi bir kumaşla yatağın başlığına bağlamaya başlayınca, şoka girmedi derse yalan olurdu. '' Hakan, ne yapıyorsun?'' diye sordu, korkmuş gibiydi.
'' Şşşş!'' diye fısıldadı Hakan, ellerini bağlamayı bitirip, ayal bileklerine geçmişti. Bacaklarını ayırdı ve onları da bağladı. Bacakları aralanmış ve çaresiz biçimde yatakta uzanırken, Hakan da ayağa kalktı ve soyunmaya başladı. Sonra yatağa doğru ilerledi ve emekleyerek karısının bacaklarının arasına yerleşti, elleri ve dizlerinin üstündeydi. Kafasını kaldırıp karısına baktı, '' Daha önce seni öptüğümde hiç hoşuna gitmediğini biliyorum ama bu kez sana zevk vermek için değil, kendim zevk almak için öpeceğim seni. Umarım senin de hoşuna gider yine de.''
'' Hakan, dur, hayır!'' diye itiraz edecekti ki Hakan'ın kafasını çoktan eğdiğini gördü. Bu iğrenç, diye düşünüyordu içinden, en azından aklı ön plana çıkmaya çalışıyordu ama kalbi devam etmesini istiyordu.
Bacaklarının iç kısımlarından yavaşça öpmeye başladı Hakan, her milimini öpmeye çalışır gibiydi, zamanını acele etmeden kullanıyordu. Vajinasına yaklaştıkça, bacaklarının titremeye başladığını görüyordu. Ama, yaklaşınca, Hakan geri çekildi, dizlerine kadar hem de. Bacağı boyunca öperek ayak bileklerine ilerledi, en sonunda da ayak parmaklarına vardı.
Esra kocasını izliyordu, ağzını açıp, ayak baş parmağını içeri alırken. Omuriliği boyunca sanki elektriklenme hissetti. Tüyleri diken diken oluyordu, yine de, bacak arası zonklar gibi sızlıyordu. Ayak parmağının yalanmasından zevk alacağı aklının ucundan geçmezdi. Ama alıyordu, cinsel organının dudakları nemlenmeye başlamıştı, parmakları peş peşe yalamaya başlarken Hakan, tutku doluydu hem de, severek yapıyordu belli ki. Sonra diğer ayağa geçti, öpüp yalıyordu Esra kıvranmaya başladığında. Yeterince zevk verdiğine inanınca, yeniden bacaklarına yöneldi.
Artık kıvranmaya başlamıştı Esra, şuursuzca çekiyordu kollarını ve bacaklarını, bağlı oldukları halde. Tekrar bacak arasına yaklaştıkça gülmeye başlamıştı Hakan. Aldığı zevkin kokusu burnuna geliyordu karısının, dudakları tatlı bir nemlilikle ıslanmıştı, açıkça belliydi arasından akmaya başlayan zevk sıvıları. Pürüzsüz ve tertemiz tıraş edilmiş vajinası Hakan'ı da haddinden fazla heyecanlandırıyordu. Bacaklarının arasına iyice yerleştikten sonra, dilini dışarı çıkardı ve nazikçe değdirmeye başladı karısının cinsel organına.
'' Ohhhhhh!!'' diye inledi Esra.
Hakan parmaklarını kullanarak dış dudaklarını araladı, merakla içine bakıyordu sanki, iç dudakları gözlerinin önündeydi. Birden, hafifçe üflemeye başladı, ılık hava dalgası vurunca hassas bölgesine, karısı daha da kıvrandı.
'' Ohhh, Hakan!'' diye yalvarır gibi yakarıyordu Esra, daha da asılarak elleriyle bağcıklara.
Hakan tutku dolu gözlerine baktı karısının. Dilini daha da çıkarıp, şişkin dudaklarına değdirdi ucunu, göz gözeydiler.
'' Ahhhh!!!'' diye çığlık attı adeta Esra, başını geri atıp, yumruklarını sıkmaya başladı.
Dilini döndürmeye başladı titremeye başlayan bacak arasında, kriz geçirir gibi sarsılmaya başlamıştı Esra, kolları ve bacaklarıyla iplere asılıyordu iyice. '' Ahhhh...Allahımmm!!''
'' Ahhh..ahh..aaahhhh!!
Hakan ağzını iyice açıp, önündeki dudakların hepsini ağzına aldı, tatlı aromasıyla yoğrulmuş vajinasını kelimenin tam anlamıyla yutmuştu. Kendisi de oldukça zevk alıyordu yaptıklarından, artık emindi, bu zevkten bir daha mahrum olmayacaktı, çünkü karısı beynindeki engelleri aşıyordu zevk almasına mani olan.
'' Offff...offf...Allahıııımmm!'' diye çığlıklar atarken Esra, artık vücudu geçirdiği sarsıntıların etkisiyle deli kıvranır haldeydi, kalçası yatağa temas etmeyecek şekilde yükselmiş, bütün kasları lastik bant gibi gerilmişti.
Hakan kalçalarının altından avuçlayarak tutmaya başladı Esra'yı, delirmiş gibi emiyordu o da artık, karısının attığı çığlıklar umurunda bile değildi
Şimşekler çakmaya başladı Esra'nın kafasında, gözlerini kapadığında parlak, beyaz ışıklar gözünü alıyordu sanki, hayatında hiç bir kere böyle hissetmemişti. Sinir sistemi boyunca bir şok dalgası dolanıyordu adeta ve bu bütün bedenini sarmıştı. '' Hakan! Hakan! Ahhhh Hakan!'' diye nefes nefese kalarak, hayatının en inanılmaz orgazmına ulaştı, gözlerinin önünden geçiyordu sanki hepsi birden.
Esra kendinden geçip sakinleşmişti ama Hakan hala yalamaya devam ediyordu, titremeleri bitse de. O da kendi zevk dünyasında kaybolmuştu sanki, karısının çıkardığı sesler değişene kadar da orada kaldı. Artık çok daha hassas olduğunu fark edince, kendini geri çekti ve ona baktı, gözleri kapalıydı ve yaşlar süzülüyordu yanaklarından. Birden, kaygılanarak, kollarını ve bacaklarını çözdü ve yatakta yanına uzandı, kollarına aldı karısını. '' Her şey yolunda mı?'' diye sordu, temiz bir ses tonuyla.
'' Daha mükemmel olamazdı,'' diye fısıldadı Esra, biraz duraksadıktan sonra, Sesinde ağır bir duygu yüklüydü.
Gözleri hala yaşlıyken, yüzünde belirmeye başlayan gülümsemeyi görünce, Hakan biraz rahatlamıştı. Haddinden fazla ileri gittiğini düşündüğünden, aletinin sertliği biraz sönmeye başlamıştı. Buna rağmen, tekrar öpüşüp ve dudakları kavuşur kavuşmaz, tekrar kan yürümeye başladı penisine.
'' Teşekkürler, çok teşekkürler birtanem...Bu...bu inanılmazdı. Böyle bir zevki nasıl kaçırdığıma inanamıyorum yıllardır,'' dedi içtenlikle. '' Nereden öğrendin ki bunları yapmayı?''
'' Okudum diyelim,'' derken yüzü kızarır gibi oldu Hakan'ın. Bu yaşta porno izlediğini itiraf etmek ağır geliyordu, hele de evliyken ve elinin altında bir kadın varken, ama bu kadını zevk almaya ikna etmek yıllarını almıştı.
Esra ona baktı, arayan gözlerle, doğru cevabı bulmaya çalışıyordu. '' Şey..sen de istiyor musun? Yani...aynısını sana yapmamı?'' derken, zorluk çekiyordu doğru kelimeleri bulmakta.
'' Bu gece değil. Şu an tek istediğim, içinde olmak,'' diye cevapladı Hakan, tekrar utanmıştı neredeyse.
Esra gülümsedi ve bacaklarını kaldırıp, Hakan'ın kucağına koydu, memeleri, erkeğinin göğsüne değiyordu. Bacaklarını araladı ve eliyle aşağıya doğru uzandı, semsert aletini kavradı ve elinde zonkladığını hissetti. Sanki şaşırmıştı ilk defa dokunuyormuş gibi, ona mı öyle geliyordu yoksa kocası daha mı kalındı? Sanki bir başkasına aitmiş gibiydi. Eliyle tutup, kafasını kendi bacak arasına, dudaklarına değdirince, Hakan'ın ağzında zevk iniltileri duyuldu. Biraz değdirip, sürdü ıslak vajinasına, kafasının ucu, tam girişindeydi. Ellerini kalçalarına götürdü kocasının sonra, ve onu kendine doğru çekmeye başladı yavaşça, kendi kalçasını da ileri kaydırıyordu aynı zamanda.
'' Ohh Allahım,'' diye inledi Hakan, karısının sıcak deliği kendi etini sarıp sarmalarken, en derinlerine kadar içine alırken. Yavaşça girip çıkmaya başladı, aldığı zevki kontrol etmeye çalışıyordu. '' Ahhh, hayatım, çok uzun sürmeyecek sanırım boşalmam,'' dedi Hakan, aksini arzulasa da.
'' Sorun değil, içime boşalmanı istiyorum. Sabahtan beri benim için sakladığın her damlayı içime doldurmanı istiyorum. Bu gece içimde spermlerin varken uyuyacağım. Seni çok seviyorum Hakan,'' dedi ve dudaklarından öptü kocasını. Dilini olabildiğince fazla sokmaya çalışıyordu Hakan'ın ağzına.
Hala öpüşürlerken nefesini kontrol etmekte zorlanıyor ve ağzına doğru geliyordu nefesinin rüzgarı, penisi büyüyordu sanki boşalmaya başladığında karısının içinde, sarsılarak geldi. Başında şimşekler çakma sırası ona gelmişti, içinde büyüyüp taşan sevgi seli coşmuş ve karısının deliğine akmaya başlamıştı sıcacık.
Esra hissedebiliyordu içinin döllerle dolduğunu, hayatında hiç olmadığı kadar yakın hissediyordu kendisini Hakan'a.
Birbirlerinin kollarında uykuya dalmak üzereydiler, nihayetinde Hakan'ın penisi karısının içinde ufalmaya başladığında. Sonunda içinden çıktı, akan döllerle beraber bacak arasında kendine bir yer buldu.