← Ana Sayfaya Dön

HAZ PEŞİNDE 5

📌 FANTEZİ

'' Evet, hoşuma gitti. Uğramamız gereken bir mağaza daha var.''

Sesini çıkarmadan Hakan'ı takip ediyordu Esra peşi sıra. Hala ıslak olduğundan bacak arası, bacakları hareket ederken baldırlarına doğru değen yapışkanlığı hissediyordu.

'' Merhaba Hakancım,'' dedi çekici bir kadın, mağazaya girerken ikisi birden. Sonra samimi bir biçimde sarılıp yanaklarından öptü kadını.

'' Merhaba Burcu,'' dedi Hakan. '' Burcu, bu benim eşim Esra,'' dedi karısını tanıtırken ona dönerek.

'' Merhaba Esra,'' dedi gülümseyerek Burcu.

'' Selam Burcu,'' dedi Esra, pek de dost canlısı olmayan bir ses tonuyla. Hakan'ın bu oldukça çekici orta yaşlı kadını nereden tanıdığını merak ediyordu. Birden, kendini, bu kadını kıskanırken buldu.

Hakan için çok kolaydı Esra'nın suratındaki endişeli hali fark etmek. '' Burcu ve ben çok eskiden beri tanışıyoruz canım. Reklam ajansındaki işinden istifa etmeden önce beraber çalışıyorduk. Bugün sana yardımcı olacak daha seksi kıyafetler bulmanda.''

Esra şaşırmış bir şekilde Burcu'ya baktı tekrar. İç çamaşırı seçmek için neden yardıma ihtiyacı olsun ki? Hakan ise tam tersine, sanki bunu önceden planlamış gibi davranıyordu.

Burcu yeniden Hakan'a gülümsedi. Dün onu aradığında gerçekten şaşırmıştı ama evlilik hayatını daha zevkli hale getirme planlarından bahsedince, çok da zorlanmadı planını uygulamasına yardımcı olmak konusunda. Burcu herşeyi yapardı Hakan için, çünkü ona borçluydu. Otuzlu yaşlarının sonuna geldiğinde, artık herkes onun reklam piyasasında bir geleceği olmadığını düşünürken, arkasından duran ve onu destekleyen tek reklamcı Hakan'dı. Hala çok güzel olmasına rağmen, kimse kırkına merdiven dayamış bir model aramıyordu. Ama Hakan ona yine de iş bulmaya devam etti, hayatının geri kalanında kendine yetecek bir sermaye biriktirmesine yetecek kadar çalışmıştı sektörde. Aslında o şekilde bir yakınlık değildi aralarındaki, ama Burcu yine de o ne derse yapardı.

Burcu, kırklı yaşlarına yeni girmiş, dul bir kadındı. Hakan'ın çalıştığı ajansla sözleşmesi devam ederken kazandığı paraları, bu iç çamaşırı dükkanına yatırmıştı. Aslında paraya ihtiyacı yoktu ama kendini meşgul tutmak için ve sektörden kopmamak için bu işe girmişti. Dahası, genç modellerin de uğrak noktalarından biriydi mağazası, tecrübelerini ve tavsiyelerini onlarla paylaşıyordu. Esra'yı görür görmez, bir model olabilecek kadar güzel olduğunu anlamıştı.

Burcu'nun hala çok klas bir görüntüsü vardı ve hala bir model gibiydi yürüyüşü bile. Uzun boylu, siyah saçlı ve ela gözlüydü. Fiziği hala mükemmel sayılabilecek kadar bakımlıydı ve görünüşe göre, bıçak darbelerine de borçlu değildi bunu, diğer modellerin bir çoğunun aksine.

'' Benimle gel,'' dedi Burcu, Esra'nın elinden tutup, onu mağazanın arka kısmına götürdü. '' Aysu, diğer müşterilerle ilgilenir misin canım?'' dedi, mağazanın diğer kısmından bir çalışanı çağırıp.

'' Hemen geçiyorum Burcu hanım,'' dedi genç kız, kasaya ilerlerken.

Arka kısma yürümeye devam ederken, etraftaki seksi iç çamaşırlarına ve kıyafetlere bakıyordu Esra. '' Hakan bana ikimizin yakın ölçülerde olduğunu söyledi ama gördüğüme göre göğüs kısmın benimkinden biraz daha geniş,'' dedi Burcu anlayışlı bir gülümseme atarak Hakan'a. Esra'nın elindekilerin ona uymayacağını biliyordu.

Esra utanır gibiydi, hayatında ilk defa gördüğü bu kadın neredeyse belli olan göğüs uçlarına doğru bakarken direkt olarak. Meme uçlarının dikildiğini ve belli olduğunu biliyordu ince kumaşın altından.

'' Erkekler!'' diye sesli şekilde söylendi ve güldü Burcu, hala gözleriyle Esra'nın memelerini süzüp, tam bedenini tahmin etmeye çalışırken. '' Sana uygun seksi sutyenlerimiz olduğunu biliyorum. Şu korseyi dener misin ben gidip sana uygun çamaşırlar getirirken?'' dedi ve hemen gidip bakınmaya başladı etrafa.

Esra, soyunma kabinine girdi ve perdeyi kapatıp bluzunu ve eteğini çıkarmaya başladı, sadece kısa çorapları ve stilettoları kalmıştı üstünde. Hakan'ın seçtiği ilk parça çamaşırları aldı eline. Elindeki küçücük materyale bakarken şaşırmıştı. Yanlarından jartiyer kopçaları sarkan bir tür korseydi bu. Esra giymek için hamle yapmıştı ki, Burcu perdeyi aralayıp içeri daldı. Şaşkınlıktan zıpladı yerinde ve elindeki çamaşırla vücudunu kapamaya çalıştı hemen. Çıplaklığını kapamak için fazla küçüktü elindekiler.

'' Sana daha geniş beden çamaşırlar getirdim. Kumaşı yumuşaktır ama alttan telli desteklemesi için,'' dedi, Esra'nın utanması hoşuna gitmişti. Önündeki çıplak kadının güzelliğini takdir ediyordu, soyunukken daha da güzel görünüyor diye düşündü, gözleriyle yukarıdan aşağıya kontrol ederken fiziğini. '' Meraklanma tatlım, uzun süre modellik yaptım, sayamacağın kadar çok kadını çıplak gördüm ben,'' dedi ve elindeki çamaşırları uzanıp aldı elinden.

Şoka girmiş vaziyette ve çıplak halde kalakaldı Esra ama Burcu hiç birşey olmamış gibi uzandı ve korsesini düzeltmeye başladı. Üst kısmında kıvrımlar vardı memeleri desteklemek için ama memelerinin üst kısımları ve uçları tamamen açıktaydı Esra'nın. Bel kısmını sarmış ve sıkmıştı korse, kalçalarının daha da güzel ortaya çıkarıyordu bu, sanki daha büyük gibiydiler şimdi. Elbise altına giydiğinde bu korseyi, anlamak mümkün olmazdı.

Burcu etrafında döndü Esra'nın, gerekli yerlere dokunuyor ve ayarlamaya çalışıyordu korseyi. Parmaklarını kıyafetle teni arasına sokup, olup olmadığına baktı bu bedenin. Hatta, memelerini avuçlayıp alttan, kaldırdı, rahat rahat sığıyor mu diye. Daha önce doktorların bile dokunmadığı yerlere bu kadın dokunurken kasılıyordu Esra.

'' İşte, böyle çok daha seksi,'' dedi ve perdeyi aralayıp, Hakan'a seslendi, gelmesi için.

Hakan soyunma kabinine yaklaştı, perdenin açıklığından içeri doğru baktı ve şaşkın şaşkın bekleyen karısını gördü. '' Vaayy, harika görünüyor. Alıyoruz,'' dedi heyecanla.

'' Sakin ol tatlım, daha deneyecek çok parça var. Sana ihtiyacımız olduğundan haber veririz,'' dedi ve perdeyi kapadı Burcu.

Yaklaşık bir saat kadar, Burcu bütün çamaşırları denemesine yardım etti Esra'nın. Her parça kıyafetti, Burcu biraz daha özgür hareket ediyordu Esra'ya yaklaşırken. Kendi payına, Esra ise, daha çaresiz kalıyordu. Olan bitenden nefret etmek için ne kadar çabalasa da, bedeni onu haksız çıkarıyordu. İçinde yanmaya başlayan ateşin farkındaydı. Burcu önünde eğildiğinde, jartiyerlerin kopçasını bel korsesine takmak için, kalp atışlarının son sürate çıktığını biliyordu. Kadının suratı, artık ıpıslak olan bacak arasına santimlerle ölçülen mesafedeyken, utancından ölüyordu. Önüne bakmaya korkuyordu, saydam külotunun altından belli olmaya başlayan kalın dudakları ve nemlenmeye başlayan iç kısımların farkına varmaması imkansızdı. Neredeyse kokusunu duyduğuna emindi sularının aromasının, ki Burcu daha yakındı şu an o bölgeye.

'' O..o!'' dedi Burcu Esra'nın kasıklarına bakınca. Baldırlarına bile bulaşan berrak sıvının farkındaydı artık. Bu konuda birşeyler yapmak zorunda hissediyordu sanki kendini, endişeli gözlerle önünde duran üçgeni ve akmaya başlayan zevk sularını izliyordu. '' Bana biraz müsaade eder misin?'' dedi ve soyunma kabinini terk etti birden. Biraz sonra geri döndüğünde, yanında ıslak mendiller getirmişti.

Esra felçli gibi kımıldamadan dururken, önünde yeniden eğildi Burcu ve bacaklarını araladı. Nemlenen dudaklarını ve vajinasının etrafını dikkatle silmeye başladı. Ama çok yavaş hareket ediyordu, sanki inceler gibi, gerekenden çok daha uzun zaman sürmüştü bu temizlik. Diğer kadının nefes alışlarını bacaklarının teninde hissettikçe, küçük küçük iç gıdıklanmaları hissediyordu Esra. Önüne baktığında, sadece Burcu'nun kafasını görebiliyordu ama gözlerinin vajinasında olduğunu biliyordu. Bir an, Burcu'nun uzanıp, bacak arasından onu öpeceğinden bile şüphelenmeye başlamıştı.

'' Hiç bu kadar büyük dudaklar görmemiştim,'' derken, neredeyse fısıldar gibiydi, kendisiyle konuşuyor gibi.

Burcu'nun parmakları ilerlemeye başladı bacaklarının iç kısmında. '' Ohhh,'' diye garip bir ses çıkardı Esra, parmakları teninde hareket ederken. Kabarık dudaklarına dokunana kadar ilerledi parmaklar. Parmağının bir ucu, yarığı boyunca ilerledi ve klitorisine dokundu. Birden bire, ve inanılmaz biçimde, bütün bedenini saran o zevk dalgası, titremesine neden oldu, sanki dengesini kaybedip, yere düşecek gibi hissetti kendini, düşmemek için önündeki kadının omuzlarından destek alması gerekti. '' Ohhh, Ahhh,'' diye sessizce iniltiler çıkarırken bu yasak hazla sarsıldı bedeni.

Burcu ayağa kalktı, ellerini kalçalarına yerleştirdi Esra'nın sabit kalabilmesi için. Olgun kadın da derin derin nefes alıyordu artık. Esra'nın şaşkın suratına baktı. '' Bugün için yeterince kıyafet baktık sanırım,'' dedi nefesi kesilmiş halde. Çıplak bedenini kendisine doğru çekti Esra'nın.

Bu klas ve çekici kadının gözlerine bakıyordu doğrudan şimdi Esra, memeleri, Burcu'nun giyinik göğsüne sıkışıp preslenmiş gibiydi. Yine, Burcu onu öpecekmiş gibi hissetti. Bu kez haklıydı. Gözleri fal taşı gibi açıldı, Burcu uzanıp onu ıslak bir öpüşme için kendisine doğru çekerken. Burcu'nun ağzı aralanıp, dili açmaya çalışırken Esra'nın kapalı dudaklarını, kasılıp kalmıştı yine Esra. Israrlı dili, sonunda başardı ve Esra'nın dudaklarını aralayıp, ağzına girmeyi becerdi. Tatlı dudakları kendisininkilere değdikçe, gevşemeye başlamıştı. Tatlı? Aklına mukayet olamıyordu.

Burcu, çıplak arkadaşından uzaklaştı. '' Hakan çok şanslı bir erkek ve sen de çok çekici bir kadınsın,'' dedi ve Esra'nın yüzüne dokundu narince Burcu. '' Belki seni yeniden görürüm tatlım.''

Esra dilini yutmuş gibiydi. Hayatında hiç bir kadına yakınlık hissetmemişti. Buna rağmen, gözlerine bakarken Burcu, onu geri öpmemek için zor duruyordu sanki. Bütün bu arzusuna rağmen, kendini alıkoydu ve geri çekildi. Burcu'nun gözlerinde hayal kırıklığı var gibiydi. '' Umm..teşekkürler, gerçekten çok yardımcı oldun,'' diye hemen ekledi ama yüzü kıpkırmızı oldu, aslından ne için teşekkür ettiğini fark ettiğinde.

Burcu'nun gözleri parladı bu sözlerle. '' Ne demek, ne zaman istersen!''

Hakan neredeyse kucağından taşımak zorunda kaldı AVM'den çıktıklarında, bacakları lastik gibi olmuştu artık, yaşadığı bütün bu deneyim, onun için fazla gelmişti. Zangır zangır titriyordu sanki hem içi hem dışı.

Hakan ve karısı mağazadan çıkar çıkmaz, Burcu çalışanının yanına gitti. '' Aysu hanım, kapıya yazıyı asar mısın kapalı olduğumuza dair? Arka tarafta seni bekliyorum.''

Aysu'nun yüzünde bir gülümseme belirdi genişçe. '' Tabi efendim,'' dedi ve aceleyle kapıyı kapadı, cama yazıyı astı. Mağazanın arka kısmına geçtiğinde, Burcu çoktan soyunmuş, Aysu'yu bekliyordu.

Yorum Yap

Yorumlar