← Ana Sayfaya Dön

NUDİST KAMPTA

📌 SWİNGER

Tatil her zaman güzeldir. Ama sürprizlerle dolu bir tatil en güzelidir. Esin'le yaklaşık iki senedir çıkıyorduk. İkimiz de ailelerimizle kaldığımız halde ve ikimizin de ailesi evlenmek için baskı yaptığı halde, halimizden memnunduk. Aslında Esin'den ziyade ben biraz oyalıyordum ama, Esin de pek ısrarcı değildi. Biraz da kariyerini düşünüyordu belki de. Bir turizm şirketinde çalışıyordu ve müdür olma ihtimali vardı.

Esin'in turizm şirketinde çalışıyor olması yazın da onun en yoğun dönemleri olduğu için tatillerimizi planlamada sorun çıkartıyordu. Gerçi ben her mevsim tatili severim, öyle illa yaz tatili olsun diye arayışım yoktur. İki senedir ben yaz tatili yapamadığım için, en azından sezonun bitmesine yakın Esin bana, yurtdışında sürpriz bir tatil yeri ayarladığını söyledi. Hatta kredi kartı bilgilerimi verdim, her zamanki gibi ödemeyi paylaştık. Beklediğimden biraz pahalı geldi ama, Esin'in kötü bir yer seçmeyeceğini bildiğim için, içim rahattı. Gideceğim yer hakkında hiç bir fikrim yoktu. Ona sorduğum zaman, gittiğimiz zaman görürsün gibi cevaplar veriyor, benim merakımı da arttırıyordu.

En sonunda tatile çıkma zamanımız geldi çattı. Tatilin en sevdiğim kısmı, gittiğin yere varmak değil de o yolculuk kısmıdır benim için. Öncelikle işi arkanda bırakmanın rahatlığını hissettiğin ilk saatlerdir. Daha sonra gideceğin yerde yapacaklarını düşünürsün, heyecanlanırsın. Ve en son olarak da, özellikle arabayla yaptığım yolculuklarda bangır bangır müziği açarsın, tatil havasına orada girersin. Esin'le müzik konusunda da anlaşırdık. Araba kullanmayı da bildiği için, dönüşümlü kullanırdık ve arabayı kullanan müziği seçme hakkına sahip olurdu. O yüzden hep o direksiyona geçmek isterdi. Tatilimiz yurt dışında demiştim ama, arabayla gitme açısından, İstanbul'dan Diyarbakır, Adana veya Antep'e gitmekten daha yakın sayılabilirdi, tabii geçtiğimiz ülkeleri saymazsak. Yolda hiç konuşmadık gideceğimiz yeri. Gelmemize yakın Esin navigasyonu açtı ve dağlık yollardan çam ağaçlarının arasından biraz dolambaçlı yollardan geçtik ve nihayet Esin'in bahsetmiş olduğu Resort'a geldik. Resort'un isminde "Naturist" filan yazınca ben sandım ki, her şeyin doğal olmasına dikkat eden ve doğaya zarar vermeyen çevreci bir tatil yeri. Hatta Esin'e de, "Bu tatilde çevreci takılacağız galiba" dedim. O da imalı bir şekilde güldü. Resepsiyona girdiğimizde de aslında tam olarak nasıl bir yere geldiğimizi anlamamıştım, çünkü resepsiyonda çalışanlar normal giyimliydi, sadece kısa süreli girip çıkan bazı çıplak kadın ve erkekler görüyordum, tabii onları görür görmez heyecanlanmıştım. Esin'i dürtüp, "nereye geldik bak" deme gafletinde bile bulunmuştum. Sakin bir yer olan resepsiyonda resepsiyonistin gelip bizimle ilgilenmesi biraz zaman aldı. Gelir gelmez resepsiyonist önce, daha önce burada veya buna benzer bir nudist kampta kalıp kalmadığımızı sordu. İşte o zaman gerçekten bir nudist kampa geldiğimizi tam olarak anladım. Esin'in daha önceden bana tesisle ilgili hiçbir şey söylememesinin sebebini de anlamıştım. Kalbim birden hızlı hızlı atmaya başlamıştı. Resepsiyona kısa süreli girip çıkan birkaç çıplaktan daha fazlası vardı demek ki içeride. Gerçi çıplaklığın tam olarak seks olmadığını daha sonra öğrenecektim. Yine de ilk anlarımda inanılmaz bir heyecan içindeydim. Daha önce böyle bir yere gitmediğimizi öğrenince resepsiyonist, önce temel kuralları içeren broşür verdi ve kısaca kuralları anlattı. Söylediklerinden aklımda kalan, "Kampta röntgencilik ve teşhircilik yasaktır". Şimdi diyeceksiniz ki, zaten herkes çıplak neden onlarınki teşhircilik sayılmıyor, ya da herkes çıplakken onlara bakmak da mı röntgencilik. Bunu da orada yaşadığım deneyimle öğrenecektim, insanlara ve özellikle çıplak vücutlarında belli bölgelerine dik dik bakmak röntgencilik olarak değerlendiriliyor. Bir de dikkat çekici bir şekilde cinsel organlarını göstermeye çalışmak da teşhircilik diye düşünülüyor. Zaten biraz vakit geçirince bu ikisinin de farkını kısa sürede öğrenecektim.

Resepsiyonda kayıt işlemlerimiz bittikten sonra elektrikli bir araçla kalacağımız bungalova götürdüler. Ben belboyun yanına oturdum, Esin de arkadaydı. Geçtiğimiz yolda tek tük gördüğüm çıplak kadın ve erkeklere gayrı ihtiyari uzunca bakınca, arkamdan Esin beni dürtüklüyordu. Belboy da anlamıştı ilk kez geldiğimizi, "Yakında alışırsın" anlamında bir şeyler söyleyip gülümsedi. Bungalovumuza giyinik girdik. Esin'le birbirimizi defalarca çıplak gördüğümüz için soyunduğumuzda pek öyle bir heyecan duymadık ama biraz sonra odamızdan çıkıp insanların arasına karışacağımız anın heyecanını hissediyorduk. Bu arada yanımıza mutlaka havlu almamızı tembihlemişlerdi, çünkü ortak alanlarda çıplak kıçımızı koymadan önce havlu sermemiz isteniyordu. Bir de malum biz erkekler olur olmadık çıplak kadın görünce sikimiz kalkabiliyor, onu göstermek de teşhircilik sayıldığı için havlu ile örtmemiz isteniyordu.

Odadan çıkışımız tam bir ceylanın sekişi gibiydi. Titrek adımlarla plaja doğru giderken, etrafımızdan ziyade acaba bize bakıyorlar mı endişesiyle, ayağımızı bastığımız yerlere bakarak yürüyorduk. Birbirimize arada bir bakıp gülüşüyorduk. Esin benden daha rahat görünüyordu. Halbuki ben bir erkek olarak, özellikle çocukken oldukça rahat yetiştirilmiştim. Esin'in öyle rahat yetiştiğini sanmıyordum. Plaja geldiğimizde artık kafamı çevirip etrafa bakınmaya başladım. Yoğun bir sezonda olmadığımız için ve de tesis de oldukça geniş bir alana yayıldığı için, kalabalık bir çıplaklar ordusu yoktu plajda. Kafamı birinden diğerine sürekli çevirdiğim için, sadece tek bir çıplak kadına dik dik bakma tuzağından kurtuluyordum. Zaten bir süre sonra ona da ihtiyaç duymamaya başladım. Esin başkalarına bakma konusunda da daha rahat davranıyordu. Ben etrafa bakınırken, o şezlonga havlularımızı serdi. Ben de gölgeliği ayarladım ve uzandık. Esin'le çıplaklığımıza alışmaya çalışırken, ona sürprizi için teşekkür ettim.

Biz Türklerin yurtdışında en korktuğu şey, gittiği yerde bir başka Türkle karşılaşmaktır. Hele böyle bir nudist bir kampta. Biz böyle bir yere gelebiliyorsak, elbette başka Türkler de gelebilecektir. Ama bizim de gele gele ilk günden bir başka Türk çiftin yanındaki şezlonga konmamız da şansın böylesi dedirtti. Ben aslında Esin havluları sererken fark etmiştim yanımızdaki çiftin Türk olabileceğini. Tipik Türk bıyığıyla, esmer teni ve yanındaki kadının balık eti kumral vücudu, "Biz Türküz" diye bağırıyordu. Onların Türk olduğunu Esin söyledi bana, konuşmalarına kulak misafiri olarak. "Salim çocukları aradın mı?" diye sordu kadın, Adam da "Feride, kaç kere arayacağız hayatım. Sabah konuştuk ya beraber" dedi. Biz kendi aramızda konuşurken, kadın da bizi duydu gülümseyerek "Merhaba" dedi bir metre uzaktaki şezlongundan. Adam biraz rahatsız oldu, biraz mesafeli selam verdi. Tavırlarımızdan anlamış olacaklar ki, "İlk kez mi geldiniz" diye sordu kadın. "Evet" dedik. Meğer onlar her sene gelirlermiş. Kadın balık eti vücuduyla dikkat çekiciydi, adam da esmer ve kıllıydı, hafif göbekliydi. Adam alışkın olmalı ki, Esin'e öyle dik dik bakmıyordu. Halbuki ben gözlerimi karısından alamıyordum. Sonra onlar tesisle ilgili tecrübelerini anlattılar. Bir Türkten dinlemek daha bilgilendirici oldu. Tesisin neresinde ne var güzel bir şekilde anlattılar. Esin benden daha rahat olduğu için, direkt sordu kadına açık alanda nerede seks yapabileceğimizi. Esin'le Türkiye'deki plajlarda yapmıştık ama tabii ki gece. Hep aramızda konuşurduk, acaba gündüz de cesaret edip yapsak mı diye. Gerçi bunu beni tahrik etmek için söylerdi. Ona cesaretimin olmadığını biliyordu. O yüzden kadına bunu sorması garip gelmedi. Kadın da, açıkta herkesin göreceği şekilde seks yapmanın yasak olduğunu anlattı, ama bir kuytu yer tarif etti, orada kimse görmeden rahatça yapabilirsiniz dedi. Sonra ekledi, biz orda yaptık. Adam bunu söylediği sırada sırıtıyordu. Kadın daha fazla konuştu tabii. Buradaki misafirlerin çoğunluğunun yaşlı olduğundan, ailesiyle gelenlelerle, gençlerin az olduğundan konuştuk. Benim de dikkatimi çekmişti, Esin'le ben oradaki en genç çiftlerdik belki de. Sonra Esin denize girelim dedi. Ayrılırken kadın, akşam yemeğini beraber yiyelim dedi. Olur dedik.

Çıplak denize girmek büyük rahatlıkmış. Girmemiz, yüzmemiz ve çıkışta kurulanmamız çok konforluydu. Demek ki doğal olan buydu. Daha birkaç saat olmuştu ki, alışmıştık çıplaklığa. Biraz daha güneşlendikten sonra tesisi gezip neler olduğuna bakmak için dolaştık. Birilerine yol sorduk, genelde yaşlı çiftlerdi. Değişik ülkelerden gelmişlerdi, özellikle kuzey ülkelerinden daha fazla gördüm. İtalyan, Fransız veya İspanyol olduğunu tahmin ettiğim çiftler de vardı. Genelde herkes amının ve sikinin etrafındaki kılları aldırmıştı. O yüzden uzaktan pek anlaşılmıyordu çıplaklıkları. Sarışın orta yaşlı bir çift gördüm, yanlarında 3-4 yaşlarında bir erkek çocukla çıplak üçü de elele yürüyorlardı. Bizim bungalovun yanında kalıyorlarmış, daha sonra tanışacaktık.

Akşam beraber yemek yeme sözümüzle hazırlanmak için odamıza geçtik. Gerçi ne hazırlanması, girdiğimiz gibi çıplak çıkacaktık. Niyetim, çıkmadan önce Esinle odada sikişmekti. İkimiz de çıplak olunca, elbiselerimizi çıkarma kısmını pas geçmiş oluyorduk. Benim için problem yoktu, hemen ereksiyon oluyordum da, Esin'i ikna etmek daha doğrusu hazırlamam da lazımdı. Bu yüzden öpüşüp okşama kısımlarını normal zamanlarımızdakinden daha uzun tutmak durumunda kaldım. Aslında bir bakıma benim için daha eğlenceli oldu, daha uzun oral yaptım. Bu arada sürekli çıplak güneşte kaldığımız için Esin'in meme uçları da yanmıştı ve sertçe öpmem rahatsızlık veriyordu, o yüzden meme uçlarını da mecbur pas geçtim. Biraz uzun ön sevişme, sikişimizi de uzattı, daha geç boşaldım. Biraz nefeslendikten sonra ayaklandık. Havlularımızı aldık ve sözleştiğimiz yemeğe gittik.

Yemekte sohbet ettik. Salim Bey'in orta halli bir şirketi varmış. Hatta karısı Feride Hanım da orada çalışıyormuş. İş yerinde de beraber oldukları için böyle tatiller onların ilişkisine renk katıyormuş. Yemekten sonra içmeye devam ettik. Bu arada Esin'in içine boşaldığım için, ayağa kalktıkça amından sızan spermlerim belli oluyordu. Ben arada bir Feride Hanım'ı gözledikçe sikim kalkar gibi oluyordu, çaktırmadan havluyu örtüyordum. Adamın anlamasını istemiyordum. İşten konuşmak sıkıcı olduğu için, konu bir noktadan sonra cinselliğe geldi. Kadın aynı Esin gibi, seks konusunda daha rahat konuşuyordu. Önce imalı bir şekilde, "Burada birşey yapmayı düşünüyor musunuz?" gibi birşey sordu. İkimiz de anlamadık, sohbet biraz devam ettikten sonra tekrar açıkça sordu: "Eş değişimi düşündünüz mü?" diye. İkimizin de yüzü kızardı, adam merakla cevabımızı bekler gibi bize baktı. Esin bana sormadan, "Bilmem.. Hiç düşünmedik ama.." derken sanki şartları sorar gibi bir şekilde cevap verdi. Kadın bizi, özellikle Esin'i rahatlatmak için, "Korkmayın, istemediğiniz şeyi kimse size zorla yaptıramaz" dedi. Esin omuz silkti, önemli değil anlamında. Ben de Esin herhalde kabul etti diye düşünüp, artık şartları konuşuyormuşuz gibi "Esin anal yapmaz yalnız" dedim. Esin bana sert bir bakışla bakıp, kızdığını belli etti. Adam da, "önemli değil canım" dedi. Kadın şaşırdı, "Hakikaten hiç denemediniz mi" diye sordu. Ben de ortam yatışsın diye yaşadığımız deneyimi anlattım. "Bir gün sikişirken yokladım, sikimi götüne dayadım. Esin birden durdurdu ve ayağa kalktı. Bir şey de demedi. Ben kalkık sikle, sik gibi kaldım afedersiniz. Ben zannettim, kızdı bıraktı gitti. Sonra mutfaktan benim sikim büyüklüğünde bir salatalık almış gelmiş. Sen bunu götüne alırsan, ben de senin sikini alırım götüme dedi. Güldüm. Aman kalsın dedim. Bir daha da istemedim" diye anlattım. Gülüştük, ortam rahatladı. Esin yineledi, "Asla yapmam" dedi. Prezervatif kullanmamız gerektiği konuşuldu. Biz getirmemiştik, onların varmış. Son içkilerimizi bitirdikten sonra ben kadınla bizim odamıza, Esin de onların odasına geçtik.

Kadın daha deneyimli olduğu için beni yönlendirdi. O başlattı daha doğrusu. Sikimi güzelce emdi, yakından inceledi. Ben de onun büyük dudaklı amını yaladım dakikalarca. Niyetli mi diye yoklamak için göt deliğini de yaladım. Önce bir bacağını omzuma alarak sikimi yavaşça amına yerleştirdim. Önce yavaştan başladım sonra hızlandım. Ben hızlanınca sesi çıkmaya başladı. Hoşuna gitmeye başladığını anlamıştım. Aynı tempoyla devam ettim. Birkaç saat önce boşaldığım için, kolay boşalmıyordum. O da iyice azmıştı artık, beni itti ve üstüme çıktı. Dizinin üstünde şehvetli sesler çıkararak gidip gelmeye başladı. Koca memelerini avuçluyordum. Balık eti vücudununun üstümde inip çıkmasını izlemek inanılmaz keyifliydi. Ellerimi kalçasına doğru indirdim. Orta parmağımla göt deliğini okşadım önce. Sonra orta parmağımı kıvırarak göt deliğine soktum. Kulağına bu götü sikmek istiyorum dedim. O ise değirmen taşı gibi üstümde geziniyordu. Kendimi çekip, arkasına geçtim. Tükürükleyip sikimi göt deliğine dayadım. Dar götüne biraz zorlanarak da olsa ilk seferinde girdim. İlk kez göt siktiğim için girdikten sonra çok fazla dayanamadan boşaldım. Sikimi götünden çıkardıktan sonra prezervatifi de çıkardım. Feride Hanım da ben de ter içinde kalmıştık. İçinde spermlerimin dolduğu prezervatifi salladım, gülüştük. "Uzun zamandır böyle ateşli sevişmemiştim" dedi. Ben de, "İlk kez götten yaptım" dedim. "Belli oluyordu" dedi gülümseyerek. İyi anlamda mı, kötü anlamda mı söylediğini soramadım. Feride kocasını iyi tanıdığı için, "Onlarınki çoktan bitmiştir, gidelim mi" diye sordu. Temizlenmeden kalktık, onların bungalovuna gittik. Feride Hanım'ın tahmin ettiği gibi onlarınki çoktan bitmişti, öylesine oturup birşeyler içiyorlardı. Ben geldikten sonra Esin'i alıp odamıza geçtik.

Yolda Esin bana hiçbir şey sormayacağını, benim de ona sormamamı istedi. Ben de kabul ettim. Esin pek tatmin olmamıştı ya da memnun kalmamıştı. Sanırım yine de pişman görünmüyordu. Olayın sıcaklığı ile sormak istemedim.

Ertesi gün, Salim Bey'lerden uzak takıldık. Görünce selamlaştık ama onlarla takılmak istemediğimizi anlamışlardı. Uzaktan onların başka çiftlere yanaşmaya çalıştıklarını anlıyorduk. Biz ise artık biz bize tatilimize devam etmek istiyorduk.

İkinci günden sonra hem çıplaklığa, hem de tesise artık alışmıştık. Artık oranın insanı gibi davranıyorduk ikimiz de. İki gün sonra Salim Bey ve Feride Hanım ayrıldı. Nedense daha rahat hissetmeye başladık, onlar gittikten sonra. Giderlerken hoşçakal dediler. Bir daha görüşmeyelim diye şakalaştık.

Tesis dağdan denize dik inen çam ağaçlarıyla kaplı geniş bir alandaydı. O yüzden ancak yakınlarınızdakilerle daha fazla görüşüyordunuz. Bizim de en yakınımızdaki bungalovda Finli bir çift vardı. Onlarla da sohbet etme imkanımız oldu. Onlar da buranın müdavimi imişler. Üç çocukları varmış ama büyük olan kızları ve oğlanları, sıkılıyormuş bu "yaşlılar kampı"ndan. O yüzden ancak küçük çocuklarını getirmişler. Ben sohbet arasında Fin hamamlarına atıfla, "Zaten ailecek birbirinizi çıplak görüyorsunuzdur" diyecek oldum. Şaşırdı, "Ne varki bunda, çıplaklık doğal bir şey" dedi. Esin beni düzeltmek için, "Çıplaklık ile seks ayrı şeyler" diye ekledi. Finli kadın, "Tabii ki çocuklarımızın yanında sevişmişmiyoruz. Ama bizi çıplak görmeleri onu seksle ilişkilendirecekleri anlamına gelmiyor" diye açıkladı. Sonra da "Hem kazara da olsa anne babalarını sevişirken görseler, onlar için travmatik olmaz ki" diye ekledi. Ben ise yetiştiğim topluma ve aileyi düşününce çok şaşırmıştım bu tepkilerine. Onların bu olgun konuşmalarıyla o kadar seks konuşmamıza rağmen hiç eş değişimi konusu gündeme gelmedi. Yan yana bungalovlarda kaldığımız için sık sık selamlaştık. Kadın ona dikkatle baktığımın farkındaydı. Tabii ki onu arzuladığımı da farketmiştir. Onlar bizden bir iki gün önce ayrılacaklardı. Son gecelerinden önce bize uğrayabileceklerini söyledi. Esin'le hiç konuşmamıştık, onlarla ilgili. Çocuklarını uyuttuktan sonra ellerinde bir şişe şarap ve kendi şarap kadehlerini de alarak odamızın kapısına geldiler. Çıplak Finli çifti gece vakti kapımızda görmek şaşırtmıştı beni. Bizim viski bardaklarımız vardı odada sadece. Onlar şarap kadehinde, biz viski bardağında getirdikleri şarabı içtik. İkisi de aslında insan canlısı olsa da soğuktular, sanki ilk hareketi bizden bekliyorlardı. O yüzden ben ilk hareketi yapıp, kadına dokunmaya başladım içkimizi bitirdikten sonra. Bunu bekliyordu belli ki. Esin ise onun yanında yaptığım için daha anlayışlı görünüyordu. Kadının omuzlarından öpmeye başlayarak onu yatağımıza götürdüm. Ben kadınla ilgilendiğim için, arkamızdan Esin ile adamın yatakta yanımıza yanaştığını farkedemedim. Yan yana iki çift birbirimizin eşleriyle sikişmeye başladık. Adam sanki benim onun karısına yaptıklarımı taklit ediyordu, ben kadının memelerini okşayıp öptükçe o da Esin'in memelerini okşayıp öpüyor; ben kadının amını yaladıkça, o da Esin'in amını yalıyordu. Sikişmelerimiz bile yan yana ve aşağı yukarı aynı tempoda oldu. Birbirimizinkine bakıp gülümsedik. O benden önce boşaldı. Ben bir iki pozisyon değiştikten sonra boşaldım. Sikişmemiz boşaldıktan sonra, keşke biraz daha içki olsaydı diyerek gülüştük. Daha sonra onlar geldikleri gibi çıplak bir şekilde odalarına gittiler. Esin bu sefer daha memnun gibiydi. İlk kez birisi onu gözümün önünde sikmişti. Ben de onun yanında başka kadını siktiğim için, karşılıklı olarak adildi. Yine o geceki olay hakkında konuşmama kararı aldık.

Tatilin son günleri çok hızlı geçti. Doğallığı, çıplaklığı artık iyice özümsemiştik. O kadarki, bize söylendiği gibi, çıplaklıkla seksin ayrı şeyler olduğunun farkındaydık. Hatta çıplaklar kampında "röntgenciliğin" ve "teşhirciliğin" olmadığını, herkesin çıplak olmasıyla eşitlendiğini öğrenmiştim.

Ayrılırken elbiselerimizi giydikten sonra arabaya binerken, tatil dönüşü iş yoğunluğunun endişesinden ziyade, üstümüze çöken elbiselerin ağırlığı daha baskın gelmişti. Sürpriz tatilimizden asla hakkında bahsetmeyeceğimiz anılarla dönüyorduk.

Yorum Yap

Yorumlar