← Ana Sayfaya Dön

HAYATIN SİLLESİNİ YEMİŞ YENGEME KENDİMİNKİNİ YEDİRDİM 5

📌 YENGE

Yengemin banyo yapıp bir de hazırlanması yaklaşık 1.5 saat sürmüştü. Yatak odasından çıkıp salona geldiğinde müthiş bir parfüm kokusu odaya yayılmıştı. Yengem geldiğimde gözlerime inanamadım. Bu nasıl bir güzellikti böyle? Bakım yapılmış sapsarı saçları, takma kirpikleriyle rengi iyice belli olan ela gözleri, sürdüğü pudranın da etkisiyle pürüzsüz yüzü ile tam bir manken gibi olmuştu. Hayatım boyunca siktiğim kızlardan bir 20 yaş büyüktü ama hepsini cebinden çıkarırdı. Olgunluğunun da verdiği havayla bir sanat eserine dönüşmüştü. Gözlerimi kendisinden alamayarak konuşmaya başladım:

Ben: '' Yenge! Çok güzel olmuşsun! Hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın! ''

Bu iltifatlarımla birlikte yengemin yanakları al al oldu. Bu şekilde daha da güzel olmuştu. Uzun süredir alçak irtifada takılan yarağım tekrardan kalkışa geçmişti.

Yengem: '' Abartma Berke! Ben güzel miyim ki? Eğer güzel olsam dayın beni ald... ''

Bu kadar hazırlanmışken tekrar ağlayacaktı ki sert bir şekilde bağırarak buna mani oldum.

Ben: '' Yenge, yeter artık! Kendine gel! Dünya dayımın etrafında dönmüyor, bunu anla! Sen gerçekten çok güzel bir kadınsın ve normal bir hayat yaşamayı hak ediyorsun! ''

Hıçkırıkları boğazında kalan yengem bağırmam üzerine kendine geldi.

Yengem: '' Özür dilerim Berkeciğim! Uzun süre sonra beni değerli hissettirdin. Çok teşekkür ederim. Ben de böyle duygusalım işte! ''

Durum toparlanmıştı. Olası bir majör depresyon atağını başlamadan bitirmiştim.

Ben: '' Kıyamam ben sana yengem! Bugün artık kötü şeyler düşünmek yok! Seninle çok güzel vakit geçireceğiz. ''

Yengemin yüzünde güller açtı ve bana minnettar gözlerle baktı. Kapıyı açtım ve birlikte arabama doğru ilerledik.

Bizi akrabaların bu şekilde görmemesi gerektiğinin çok iyi bilincindeydim. Çok dikkatli davranmalıydım. Benim fark etmediğim bir çift göz bizi görse sonu ölüme gidebilirdi. Çünkü burada dedikodular ışıktan bile hızlı yayılırdı. Bu gerçeğin kalbime doldurduğu korku duygusuyla yengemi merkezden uzak bir balıkçı lokantasına götürdüm. Gecenin ilerleyen saatleri olmasına karşın her daim açık olan bu lokanta en çok bu saatlerde iş yapıyordu. Bunu bilerek buraya rahatça gelmiştim.

Yengemle balıklarımızı yerken meze ve rakı da yemeğe eşlik ediyordu. Keyif veren, sıkıntıdan uzak bir ortam yaratmıştım yengem için. Uzun süre sonra böyle bir ortama giren yengem gayet mutlu gözüküyorken sohbeti öyle bir yere getirdi ki balık boğazımda kaldı.

Yengem: '' Berke! Sen eve geldiğinde yaptığımız, yaniii şeyy, ee-ee, bana yaptığın o şey gerçekten güzeldi. ''

Benim amacım konuyu olabildiği müddetçe seksten uzak tutarak yengemi normal hâle döndürmekken yengemin kendisi bu kadar çabuk konuyu buraya getirmişti. Bir cevap vermek zorundaydım:

Ben: '' Yenge, dayımın durumlarını biliyorsun. Ben bunları söylerken lütfen ağlama ama olur mu? Bak ne güzel bir ortamdayız, güzel güzel konuşuyoruz. Dayımın kiminle yatıp kiminle kalktığı, ne yiyip ne içtiği, hangi maddeleri kullandığı belli değil. O seni çok ihmal ediyor. Ben de seninle o şeyi yapınca sen olağanüstü tepkiler verdin. Bir ara kalp krizi geçireceğini düşünüp işi yarıda kestim.

Açık açık amını yaladım diyemiyordum çünkü yalnız değildik ve yerin kulağı vardı. Ben bu kelamları ederken yengem biraz utanmış, gözlerini yana devirmişti. Ortam bir süre sessiz kaldı. Tam yemeğimiz bitmek üzereydi ki yengem gözlerini bana dikmiş uzun uzun bakıyordu. Ben de bu durumu fark ettim ve onun güzel ela gözlerine baktım. Çok içimden gelerek '' seni seviyorum Belkıs, hem de çok seviyorum.'' dedim.

Kendisine ismiyle hitap etmem yengemi daha da etkilemişti. Bana cevap vermedi ve gülümseyerek ayağa kalktı. Yemeğimiz bittiği için ben de ayağa kalktım. Hesabı ödedim ve beraber arabaya bindik.

Yengemi hemen öyle bırakmaya niyetim yoktu. Yol ayrımında evin olduğu yolun tersi istikametine sapınca yengem meraklandı. O daha ağzını açmadan ben cevap verdim:

Ben: '' Şimdi seni gün doğumunu izleyeceğimiz bir tepeye götürüyorum. Orada bizi kimse bulamaz.''

Yengem hiç itiraz etmedi. Ben bir itiraz beklerken onun yüzü gülmüştü. Yengemi gerçekten mutlu etmeyi başarıyordum ki bu seks yapmaktan çok daha farklı ve derin bir duygu veriyordu bana. Elbette bu iki duygu mukayese edilemez ama yengemle sadece seks yaparak alacağım hazdan fazlasını alıyordum orası kesindi.

Bu bahsettiğim tepe şehrin biraz dışında kalıyordu. O yüzden bir süre daha arabada yolculuk ettik. Tepeye geldiğimizde arabayı bulabildiğim düz bir yere park ettim. Elimi yengemin omzuna attım. Bunun üzerine yengem de başını benim omzuma koydu. İki sevgili gibi güneşin doğuşunu ve batışını gören o yere ulaştık.

Doğu yönünde bir kızıllık hâkimdi. Güneş yavaş yavaş doğmaya başlamıştı. Biz ise yeşillik bir yere oturmuş bu güzel manzarayı seyre dalmıştık. Bir anda, sanki ikimiz de hissettik, başlarımızı çevirip birbirimize baktık. O derin, ela gözlerinde kayboluyordum. Eğer bu bir rüyaysa kimse beni uyandırmasın istiyordum. Sanırım ben yengeme abayı yakmıştım. Bu yolun dönüşü yoktu, asla da olamazdı! ''Belkıs benim aşkım, her şeyim'' diye düşünürken yengemle dudaklarımız yakınlaştı. Onun o güzel kokusunu içime çekerken sağ elimle o güzel, duru sarı saçlarını kavradı ve dudağına hafif bir öpücük verdikten sonra geri çekildim. Yengemin gözleri şehvetle dolmuş, sanki yarım kalan işi devam ettirmemi arzuluyor gibiydi. Hiç vakit kaybetmeden dudaklarına yumuldum ve dilimi ağzının içine soktum. Yengem bu sefer bana karşılık veriyor, o da dilini benim ağzıma sokuyordu. Bu şekilde tutkulu tutkulu öpüşürken altta takımlar çalışmaya başlamıştı. Sikimin zonklamasını durduramıyordum.

Dürtülerimle hareket etmeye başladım ve yengemi soymaya başladım. Yengem dünden razı gibiydi, o da benim kıyafetlerimi çıkarmaya başladı. Bir süre kıyafetlerimizi çıkarmaya çalıştık ve işimiz bittiğinde yengem sadece sütyeni ve külotuyla kalmıştı. Ben de sadece külotumla kalmıştım.

Yaz ayında olduğumuz için asla üşümüyorduk, aksine bu şekilde kalınca ikimiz de rahatlamıştık. Yengemin arkasına geçerek sütyen kancasını çıkarttım. Sırtını öperek kuyruk sokumuna kadar geldim ve külotunu dişlerimle çıkarmaya başladım. Külotunu ayağına kadar iterken kalçalarını yalamayı da ihmal etmedim. Yengemin arkasından çıkarak onu önden görecek bir konuma geldim. Tek kelimeyle muazzamdı. Büyük, dimdik göğüsleri ve çubuk gibi gözüken amcığıyla beni benden almıştı. Külotumu çıkarır çıkarmaz üstüne çullandım ve deli gibi öpüşmeye başladık. İkimiz de konuşmuyorduk sadece sekse aç bedenlerimizin hükmü vardı bu anlarda. Dilimi yengemin ağzından çektim ve deli gibi memelerini emmeye başladım. Minik bir yuvarlak şeklinde olan meme uçlarını kanırta kanırta sömürmeye başladım. O an süt için annesinin memesini emmek zorunda olan bir bebekten bile daha istekli olduğuma yemin edebilirdim.

3-4 dakika memelerini emdikten sonra yengemin yine kızarmaya başladığını gördüm. Vakit kaybetmeden hemen amcığına yumuldum. Birkaç saat önce yaptığım gibi yine iştahlı iştahlı amını boydan boya yalamaya başladım. Yengem inlemeye başladı ve kendinden geçti. Anlayamadığım sözler mırıldanıyordu ve sürekli inliyordu. Amını yalamaya başlayalı çok bir vakit geçmemişti ki birden amcığından sanki hiç kesilmeyecekmiş gibi sular akmaya başladı. Ben onun boşaldığını anladım ve ağzımı amından çekmeden sularını içmeye başladım. Bu anlarda yengem sürekli titriyordu ve yarınlar yokmuşçasına bağırıyordu. Boşalması bitene kadar bütün sularını içtim. Tadı hiç de güzel değildi ama o anki şehvetle bana dünyanın en güzel içeceği gibi gelmişti.

Başımı kaldırıp yengeme baktım. Kendinde değildi. Titremesi durmamış devam ediyordu, amcığı sürekli kasılıyordu. Anlamsız anlamsız sesler çıkarmaya devam ediyordu. Bir süre sonra kadın orgazmının bilinen bu sonuçları etkisini kaybetmeye başladı ve yengem kendine geldi.

Yengem: '' Berke! Çok güzeldi, gerçekten çok güzeldi! Seni çok seviyorum Berke! Senin sayende bu kadar mutluyum. Canım benim! ''

Bunları söyledikten sonra ani bir hareketle başını sikime getirip sikimin başını öptü.

Yengem: '' Sıra sende aslanım! Senin sikinin kölesiyim ben! '' diyerek çölde susuz kalmış birinin suya olan iştahı gibi bir iştahla sikimi yalamaya başladı. Yengemin ağzının sıcaklığı ve dilinin ıslaklığı beni kendimden geçirdi. ''Oh, oh!'' diyerek inlemeye başladım. Yengem dur durak bilmiyordu. Sikimi böyle bir iştahla sürekli olarak yalaması beni şüphesiz erken boşalmaya itecekti. Ellerimle başını tuttum ve geri çektim. Yengem şoka uğramış gibiydi.

Yengem: '' Ne oldu Berke? Canını mı acıttım? Daha dikkatli yaparım canım! ''

Ben: '' Hayır, yenge! Eğer böyle devam edersen şuracıkta boşalacağım. Artık içine girmek istiyorum. Seni, sevdiğim kadını, en derinlerde hissetmek istiyorum . Aşkım, Belkıs'ım benim! ''

Benim bu şekilde konuşmamla ikimizin de şehveti tavan yaptı. Kıvrak bir hareketle yengemi alta aldım. Yavaşça yengemin amını buldum ve girmeye başladım. Deliği çok dardı. ''Dayım uzun süre yeterince ilgilenmediği için böyle herhâlde, normaldir.'' diye düşünerek sikimi daha da itmeye başladım.

Yengem: ''Berke, yavaş! Ne olursun yavaş! Dayın yıllardır sikmiyor beni! Yüzüme bile bakmıyor! Ondan böyle oldu canım. Lütfen daha yavaş! ''

Bu sözleri duyunca yavaşlayıp sikimi dışarı çıkarttım. Anladım ki önce yengemin amcığını büyütmem gerekiyordu. Hemen sağ işaret parmağımı amının derinliklerine sokup çıkarmaya başladım. Amcık parmağa alışınca işaret parmağımla birlikte orta parmağımı da amına sokmaya başladım. Bu şekilde 4 parmağımı da sokup çıkarınca amı biraz olsun genişledi.

Sikimi tekrardan yengemin amına soktum. Bu sefer şikâyet etmiyordu. Sikimi yarısına kadar sokup amını hissettim. Sıcak ve dardı. Daha önce hiç böyle bir amcık sikmemiştim. Sikiştiğim kendi yaşıtlarımın amcıkları bile genişken yengemin amcığı daracıktı. Sikimi tam olarak içine sokup çıkarmaya başladım. Yengem inlemeye başladı. Ben de bir süre sonra iyice hızlanıp girip çıkmaya başladım. 2-3 dakika sonra makine hızıyla yengemin amcığında gelip gitmeye başladım. Yengem kesik kesik seslerle inliyor, ben onu sikerken memeleri bir sağa bir sola sallanıyordu.

Yengemi son sürat sikerken sol elimi klitorisine koydum ve okşamaya başladım. O an yengem tiz bir çığlık attı ve ''ne olur devam etttt, ne oluuuur'' diye inlemeye başladı. Âdeta bana yalvarıyordu. Bir süre daha böyle devam ettikten sonra ben dayanamadım ve içine boşalmaya başladım. Sikimin o daracık amcıkta zonklayarak boşalması anı benim hayatımdaki en haz verici andı. Tam 30 saniye amcığında kalıp boşaldım. Hayatımda hiç bu kadar uzun süre boşalmamıştım.

Sikim iyice küçülünce amcığından çıktım ve kendimi yeşilliğe bıraktım. Derin derin nefes alıyor, bu inanılmaz anın tadını çıkarıyordum. Sikim hâlâ hassastı ve bu benim biraz da olsa zevk almaya devam etmemi sağlıyordu. Yengem konuşmaya başladı:

Yengem: '' İçime mi boşaldın Berke?' Ne yapacağız şimdi? Ya hamile kalırsam, o zaman ne olacak?''

Ben: '' Senin benim çocuğumu taşıyıp doğurman benim için gururların en büyüğüdür. Ama tabii ki bu şartlarda olmaz. Dönerken eczaneden sana ertesi gün hapı alırım ''

Bu sözlerim yengemi çok mutlu etmişti. Yanağımı uzun uzun öptü ve ardından giysilerimizi giyip arabaya bindik.

Yorum Yap

Yorumlar