Aklımdan Brezilya'da yaşadıklarımızı çıkaramıyordum. Karım ise aksine hiçbir şey yaşanmamış gibi hayatına devam ediyordu. Moskova'ya geleli iki hafta olmuştu ve karımın ailesi bizi yemeğe davet etmişti. Ailesi ile birlikte yemek yerken, kayınbabam bize, "Ee Clara nasıl, Brezilya nasıl, eğlendiniz mi çocuklar?" dedi. Ben, "Evet çok eğlenceliydi!" dedim gülerek. Kızını delik deşik ettiklerini, hele ki kendinden bile büyük bir adam tarafından günlerce sikildiğini bilse üzüntüden kahrolurdu belki. Ama ben, yani boynuzlu Cenk bu durumdan çok memnundum :)
Kayınvalidem, "Bak bu ikinci oldu, bu sefer de Clara'yı biz Moskova'da misafir edelim!" dedi. Ben, "İkinci mi?" diye sorduğumda ise, kayınvalidem, "Evet, mezun olduktan sonraki yıl da Clara misafir etmişti Valaria'yı, hatta o zaman neredeyse bütün yaz kalmıştı Brezilya'da!" dedi. Ben bunu bilmiyordum!!!! Karım meğer daha önceden Brezilya'ya gitmiş ve Clara'larda bütün yaz kalmıştı.
"Benim haberim yoktu?" deyince, karım, "Unuttum galiba sana söylemeyi!" dedi. Ben bildiğiniz saftiriğin en önde gideniydim. Brezilya'da evden çıkıp topu topu iki gün gezdik sadece. Karım sikilmekten yorgun diye düşünürken hanımefendi zaten oraları çoktaaan gezmişti. Üstüne bir de eve sanki ilk kez geliyormuş gibi davranıp, Carlos ile daha önce hiç tanışmadığını söyleyip beni kandırmıştı. Ya zaten karımın babası yaşındaki adamın koynuna bu kadar kolay girmesi normal birşey değildi. Bir önceki sefer de o sihirli yaraktan yediyse demek!
Yemek boyunca ses çıkarmadım, ama eve giderken karıma, "Bana niye söylemedin? Herşey planlı mıydı, doğruyu söyle, üç sene önce de Carlos'la sikişiyor muydun?" dedim. Sessiz kalması evet demek idi. "Beni boynuzlayacağını bile bile mi gittik oraya?" dedim. "Tabii ki hayır!" dedi. "O zaman niye oraya gittiğimizde bana oyun oynadın, Carlos ile ilk kez tanıştık dedin. Üstüne bir de Carlos bu oyuna ayak uydurdu. Beni salak yerine koydunuz!" dedim. Sürekli sessiz kalması beni iyice sinirlendirmişti. Çektim sağa arabayı, "Gerçeği söyle, bile bile mi gittik?" dedim. Karımın gözlerinden yaşlar akarak, "Hayır, yani böyle olacağını bilmiyordum, gezeriz eğleniriz dedim, ama herşey bir anda gelişti!" dedi.
Eve kadar konuşmadık. Sonra ben sakinleştim, karım halen çok üzgündü. Salonda otururken yanıma gelip bana sarılıp özür dilemek istedi. Ben de, "Ne özürü, orada benim onayım dışında hiç birşey yapmadın zaten!" dedim. "Olsun, sana yalan söylememeliydim!" dedi. "O zaman aramızda hiç yalan olmasın, birbirimize sürekli dürüst olalım bundan sonra!" dedim. "Tamam, söz!" dedi. "O zaman ben sana dürüstçe bir şey söylemek istiyorum. Seni sikilirken izlemek hoşuma gitti!" dedim. Karım güldü ve "Offf Cenk!" dedi. Ben de, "Ciddiyim!" dedim. "Ee yani ne demek istiyorsun Cenk?" dedi. "Birşey demek istemiyorum, sadece seni izlemek beni çok azdırdı, yani o yüzden orada yaşadıklarımızdan memnunum!" dedim.
(Kinayeli olarak) bana oradayken söylediği, "Saçmalama Cenk! Adam babam yaşında!" lafını söylediğimde, karım biraz gülüp, sonra, "Unutalım mı artık?" dedi. Ben de güldüm ve "Tamam!" diyerek karımı kucağıma alıp yatak odasına götürüp ateşli şekilde sevişmeye başladık...
Uzun bir süre bu konu bir daha açılmadı. Karıma göre normal hayatımıza dönmüştük, ama benim içimdeki gavatlık ateşi sönmüyor, hatta gittikçe daha da alevleniyordu. Ne zaman bir ortama girsek, milletin karıma bakışları beni azdırıyor, hatta onun ve benim birkaç arkadaşımın karım ile birlikte olmasını arzuluyor, yatakta karımı sikerken bunun fantazisini kuruyor, sürekli bunları düşünerek 31 çekiyordum. Aradan uzun bir zaman geçtiği için de artık bu konuyu tekrar açıp karımın karşısında kendimi daha da küçük duruma düşürmek istemiyordum. Brezilya'da yaşadığımız olaylar kontrolüm dışında gelişmişti. Şimdi karıma (Seni sikilirken izlemek istiyorum!) diyemezdim. Hem de çevremizdeki insanlarla birlikte olmasını isteyemezdim, bütün hayatımız altüst olurdu. Kendimi bu fantazilerle, Cuckold ve eş değiştirme içerikli pornoları izleyerek tatmin ediyordum...
Böyle fantazilerle günler günleri, aylar ayları kovaladı. Bundan bir ay önce karımla yemek yerken telefon çaldı. Arayan Clara idi. Alıp telefonu içeri gitti. Ben de aşırı heyecanlanmıştım, acaba yine mi bizi çağıracak diye. O gün de Clara'nın doğum günü olduğu tarihti, yani tam bir yıl önce o akşam karımın beni ilk boynuzladığı geceydi. Doğum günü için olmasa da belki yine tatil için çağırabilir diye heyecanla karımın gelmesini bekledim. Karım masaya dönünce, "Ne diyor Clara?" diye sordum. "Hiç, bugün onu doğum gününü kutlamak için aramıştım ama açmamıştı, şimdi kendi döndü!" dedi.
Ben, "Anladım, ee ne yapıyormuş?" diye sorunca, karım, "Almanya'dalarmış!" dedi. Ben de, "Almanya ne alaka, ne işleri var, gezmeye mi gitmiş?" diye sorunca, "Yok, Avrupa turnuvası var ya, Carlos futbolu çok sever, her maça VIP biletleri vardır kesin!" dedi. "Öyle mi! Ee çok iyi, bizim milli takım da çok iyi gidiyor, bize de bilet ayarlasınlar biz de gidelim!" deyince karım bir sustu ve bana şaşkın şaşkın baktı. "Ne bakıyorsun, ciddiyim, yani firma ile konuşuruz, zaten haftaya izin hakkımız geliyor, belki hemen olmaz da Temmuzdaki final maçına yetişiriz. Hem bakarsın bizim takım final oynar, süper olur!" dedim.
Karım, "Ciddi misin sen?" dedi. Ben de, "Tabii kızım, çok iyi olur, yine EĞLENİRİZ!" dedim. Tüm bunları söylerken elim ayağım titriyor, kalbim güm güm atıyordu. Resmen karıma geçen yıl gibi EĞLENİRİZ diyerek onu Carlos ve Daniel'in kucağına bırakmak istediğimi söylemiştim ve karımın buna nasıl bir tepki vereceğini bilemiyordum.
Karımın yüzünde hafif bir gülümseme oldu ve "Haberin olsun, Clara'nın nişanlısı var, birkaç ay önce nişanlandı!" dedi. Bunu söylemesi beni o kadar rahatlatmıştı ki, birden kahkahayı bastım. Karım da gülmeye başladı. Yani karım (Bak beni sikerler, ama sen boş kalırsın!) demek istiyordu. Karıma, "Ee ne duruyorsun, arasana Clara'yı!" dedim. "Ne diyeceğim kıza, zorla kendimizi davet mi ettireceğim?" dedi. "O zaman Carlos'u ara, o kesin davet eder!" dedim. "Sen kaşındın Cenk!" dedi gülerek ve telefonunu alıp içeri gitti :)
İstediğim oluyordu!! Karımı tekrar başkasıyla sikişirken izleyebilecektim. Uzun bir telefon görüşmesi sonrası karım geldi ve "Tamamdır, istediğimiz zaman gidebiliriz. Carlos, Cenk hangi maçları istiyorsa ona bilet ayarlarım diyor!" dedi. Karımı birkaç maç biletine pazarlamıştım, aşırı mutluydum. "Tamam o zaman firma ile konuşup tarihleri ayarlayalım!" dedim. Karım, "Oradan da İbiza'ya geçeceklermiş, oraya da çağırdılar!" dedi. Ben de, "Ooo çok iyiii, orada da evleri mi var?" diye sordum. Karım, "Ev de var, yat da!" dedi. "Süper! Desene tatil masrafımız da aradan çıktı!" dedim.
Karım sadece sırıtarak gülmeye devam etti. O da aşırı sevinmişti, yani orada yaşadığı sikişler, orgazmlar, ben aynı şekilde sikemiyordum karımı. O hizmetli genç bile benden iyi sikişiyordu. Karım, "Otel işini gitmeye yakın kendileri halledeceklermiş, sen de uçak biletleri ayarla o zaman gidelim!" dedi büyük sevinçle. "Uçak biletlerini biz mi alacağız?" dedim. "Ee onu sen alırsın artık Cenk!" dedi. "Tamam tamam, yarın konuşalım firmayla, alırım sonra!" dedim.
Sonraki gün izinleri ve biletleri ayarladım. Yarı final ve final maçlarına yetişebilecektim. Carlos'a da bilgi verdik, iki maç için de bana ve karıma bilet ayarlayacaktı. Büyük bir heyecanla o günü bekledim.
Ucağa bineceğimiz gün karım da çok heyecanlıydı. Yüzünden hareketlerinden belli oluyordu. Evden çıkmadan karıma sarılıp parmağındaki yüzüğümüzü çıkartıp, "Orada yine EĞLENMEKTE özgürsün, istediğini yapabilirsin, hatta yapabiliriz ben de dahil. Carlos, Daniel ya da başkası, istediğin herkesle sikişebilirsin. Benim için hiçbir sorun yok, ama senden tek istediğim bana haber vermen, sonra bu eve de girince bu yüzükler tekrar takılacak ve yine herşey unutulacak!" dedim. Karım dudaklarımı öpüp, "Merak etme aşkım senden habersiz hiç birşey yapmam!" dedi. Ben de kendi yüzüğümü çıkarıp kapı önündeki komidinin üzerine koydum. Karımın korkusunu almış ve heyecanına heyecan katmıştım.
Akşam vakitlerinde İstanbul aktarmalı Münih'e vardık. Sonraki gün İspanya-Fransa maçını izleyecektik. Bize otelin adresini iletmişlerdi, bahsettikleri otele taksi ile vardık. Clara tek başına lobide bizi bekliyordu. Görür görmez sarıldık birbirimize. Onu tebrik edip nişanlısını sordum. "Babamla birlikte dışardalar, gelirler birazdan!" dedi. Arada göz kırpıp iş attım Clara'ya. Her ne kadar karımı Carlos'a siktirmeye getirdiysem de, ben de onun kızını sikmek isterdim tabii. Clara da halen bana karşı boş değildi, o da bana iş atıyordu.
Karımla odamıza yerleştikten sonra lobiye indiğimizde Clara'nın yanında Carlos ve (sonradan Carlos'un SEVGİLİSİ olduğunu öğrendiğimiz) bir kadın ve Clara'nın nişanlısı Marco gelmişti. Daniel meğer gelmemiş, o İbiza'daymış. Marco da aynı Daniel gibi uzun boylu yakışıklı herifin tekiydi. Benle karımın yüzü Carlos'un yanındaki kadın yüzünden epey düşmüştü. Kadının ismi Maria idi, orta yaşlarda ama bakımlı biriydi. Yüzünde botoks, estetik falan vardı. Carlos yanındaki sevgilisi yüzünden karımla bu sefer hiç ilgilenmiyordu. Ama Marco gözleriyle güzel karımı sürekli süzüyordu. Tabii manken gibi bir karım vardı ve Clara'dan çok daha güzeldi.
Birlikte otelin resturantında yemek yedik ve sohbet ettik. Sonra Carlos ve sevgilisi izin isteyip odalarına çekildiler. Karımla ben ve Marco ile Clara kalıp birer içki alıp gece geç saate kadar sohbete devam ettik. Sonra odalarımıza çıktığımızda, karıma espiriyle karışık, "Bu Carlos'un sevgilisi nereden çıktı yaa!" dedim. Karım da, "Cenk sen de az değilsin ha, beni başkasına siktirmeye o kadar çok meraklıysan aşağıda bir sürü yakışıklı erkek var, tekrar inelim aşağıya!" dedi. Ama bunu alaylı şekilde söyledi.
Ben, "Şaka yapıyorum kızım!" deyince, "Cenk, yüzün hiçte öyle demiyor!" dedi. Ben de, "Senin de yüzün öyle demiyor, şimdi bana buna tek üzülen benmişim yapma, sen de üzüldün Carlos'un tek olmamasına. Hem buraya gelirken de neye onay verdiğimi söyledim sana. Bunu açık açık duymak istiyorsan da, evet Carlos'un tek olmamasına üzüldüm, çünkü seni sikmesini istiyordum. Hatta seni sikilirken izlemekten keyif alacaktım. Gerçi Carlos seni gözümün önünde sikmezdi, ona daha çok üzülürdüm, çünkü seni izleyince deli gibi azıyorum!" dedim.
Karımla birbirimize bakıştıktan sonra dudaklarımız birbirine yapıştı ve yatakta sevişmeye başladık. Karım gülerek, "Teklifim halen geçerli!" dedi. "Ne teklifi?" dedim. "Aşağıdaki erkekler!" dedi. Karım da fena azmıştı. "O kadar da değil, rezil oluruz!" dedim. Aşağıdaki erkeklerin hepsi karımı sikmek için kuyruğa girer, ama ben izlemedikten sonra benim için keyif alınan bir yanı yoktu.
Karıma, "Ama benim bir fikrim var. Marco! Sürekli akşam boyunca seni gözüyle resmen sikti!" dedim. "Evet farkettim!" dedi karım. "Ee o zaman send e iyice yüz ver ona, hatta birkaç kaçamak bakış at!" dedim. Karım, "Clara'ya ayıp olur ama!" dedi. "Ya ne ayıbı kızım, Clara da tüm akşam bana iş attı! Sen Marco'yu tavla, Clara bende! Hem ne güzel işte, grup seks yaparız!" dedim. "Swinger seks yani, olurrr!" dedi karım hemen. Ben de, "Tamam o zaman!" deyip karımı soymaya başlarken, karım, "Dur, bakarsın yarın çok yorucu geçer, şimdiden yorulmayalım!" dedi. (Geçen yıldan tecrübeliydim). "Ee benim kalkmış yarak ne olacak?" dedim. "Onu şimdi hallederim!" diyerek karım bana güzel bir sakso çekip boşalttı.
Sabah uyandığımda karım duştan yeni çıkmıştı, üzerinde bornozu ile saçlarını kurutuyordu. İç çamaşırları için getirdiği valizi yatağın üzerine koyup açtığında, içinde yeni alınmış etiketi üzerinde tangalar, dantelli sütyenler, hatta dantelli ve fileli dizüstü çoraplar bile vardı. Karıma, "Vay vay vay, baya hazırlıklı gelmişsin!" dedim. O da, "Evet ama boşa getirdim!" dedi. "Niye?" diye sorduğumda, "Hepsi Carlos içindi, bayılıyor böyle çoraplara, fetişi var!" dedi. Ben de, "Biliyorum, biliyorum, senin bacaklarını ve ayaklarını yalarken izlemiştim!" dedim. Karım bunları açık açık söylememe her zaman büyük şaşkınlıkla bakıyor, sonra gülümsüyordu.
"Ne giyeceksin bugün?" diye sorduğumda, "Daha karar vermedim!" dedi. Yatağa birkaç kombin hazırlamıştı. Ona, "Yok mu mini eteğin, getirmedin mi yanında?" dedim. "Var ama çok kısa, tüm gün dışarda olacağız!" dedi. "Olsun, hatta şunu da altına giy!" dedim, valizden aldığım bir tanga külotu uzatarak. "Yok artık Cenk!" dedi. Ben de, "Ne var kızım, çok güzel olur, dün ne konuştuk, Marco seni böyle görünce küçük dilini yutar!" dedim. Karım da, "Sadece o yutmaz, dışardaki herkes bana bakar!" dedi. Ben de, "Baksınlar benim güzel karıma!" dedim. "Peki!" dedi ve valizden dediği eteği çıkardı.
O eteği daha önce daha biz sevgili bile olmamışken giydiğini hatırlıyordum. Harbiden kısa bir etekti, basbaya bacakları en yukarıya kadar gözüküyordu. Ayrıca karımın götü biraz büyümüştü, o yüzden arkadan bakıldığında her erkek için mükemmel bir manzara vardı. Bir de terlik gibi topuklu bir ayakabısı vardı, onu da giyince çok şık durdu. Dışarda da dolaşılmayacak kadar açık bir etek te değildi. Dışardaki çoğu genç kızlar da benzer giyiniyordu zaten. Tek fark, karım evli ve kocası yanındayken bu kadar cesur giyinmesi olacaktı.
Üstüne de krem rengi önü bağcıklı bir crop gömlek giydi. Tabii yine meme uçları gözüküyordu. Karıma baktığımda, "Eğer Marco bugün yanaşmazsa kesin gaydır!" dedim. "Merak etme o iş bende!" dedi ve makyaj yapmak için banyoya geçti. Normalde karım ağır makyaj yapmaz, onun yüzü çok duru ve güzeldir, dudaklarına ruj sürüp sonrada ufak tefek makyaj yapsa yeterli oluyor, hatta hiç yapmasa bile daha iyi yani. O yüzden bu konuda çok masraflı değildi, sadece pedikür işi vardı o kadar. Karım makyajını yaparken ben de duşumu alıp giyindim. Benim karım gibi kıyafete ihtiyacım yoktu, erkek olmanın avantajı.
Clara zaten dünden razıydı, önemli olan Marco idi. Karıma, "Hadi kahvaltıya inmişler, biz de inelim!" dedim. Daha lobiye indiğimizde bütün erkeklerin gözleri karımın üzerindeydi. Hele Carlos gördüğünde göz bebekleri büyümüştü. Marco zaten karıma resmen aşık olmuştu. Ayakta karşılayıp masada karıma yer gösterip sandalyesini çekmişti. Carlos ta Marco da sürekli karımı kesiyordu. Ben de Clara ile bakışıyordum. Zaten Clara zeki bir kadındı, hemen anlamıştı durumu.
Clara, "Ben tuvalete kadar gidiyorum!" diye masadan kalkıp karıma işaret etti. Karım da bir süre sonra izin isteyip kalktı. Bunlar artık tuvalette her ne konuştularsa, döndüklerinde Clara artık bana resmen kocasının yanında iş atıyor, karım da Marco ile çok samimi oluyordu. Carlos ta durumu anlamıştı tabii ve çok sinirli gözüküyordu. Henüz resmiyete dökülmemişti ama akşama kesin swinger seks yapacaktık.
Bir gözüm sürekli Marco'daydı, karım onunla temas kurmaya çalıştıkça arada Clara'ya ve bana bakarak nabız yokluyordu. Benim hiç ses çıkarmamam, Clara'nın da birşey dememesi onu cesaretlendiriyordu. Zaten bence böyle bir durumun Marco ve Clara için ilk kez yaşanmadığına adım gibi emindim. Ben de karımı Marco'yla flört ederken izlemekten keyif alıyordum. Bu ortamda tek keyif almayan kişi Carlos idi. O da karıma yiyecekmiş gibi bakıyordu, ama ileri gidemiyordu. Geçen yıl gözüm önünde karımla öpüşüp öpüşüp sonra odasına alıp sikerken şimdi sadece izliyordu.
Ama yalan yok, içimden halen keşke tek olsaydı da karımı yine sikseydi diyordum. Çünkü onunla karım arasında olan ilişki çok daha farklıydı, hem aralarındaki yaş farkı, hem karımı aynı orospuymuş gibi kullanması, hem de ilişkilerinin çok eskiye dayanması beni daha da azdırıyordu. Gerçi bu sefer de ilk fırsatta karımı alıp yine odasına götürüp orada sikecekti, ama ben izleyemeyecektim.
Marco az biraz daha cesaret bulsa karımla daha yakın temas kurabilir, en azından bacaklarını okşayabilirdi. Ama benden çekiniyordu. Kahvaltı sonrası dışarı çıkıp Münih'i gezmek istedik. Maç akşam 9'daydı, ama 6 gibi stadda olabilirdik. Öncesinden kokteyl vereceklerdi. Ee tabi karımın amı sağolsun, bizim VIP biletlerimiz vardı :))
Carlos ve Maria'nın başka planları varmış, "Akşam stadda görüşürüz!" dediler. Kapıda bizi VIP bir araç bekliyordu, bindik, karşılıklı olarak oturduk. Karımın eteğinden dolayı bütün bacakları Marco'nun gözünün önündeydi. Clara da kot şort, üstüne de askılı bir tişört giymişti. Dediğim gibi, tam bir latin hatundu, o koca götü kotta çok sexy duruyordu. Ben de onu kesiyordum.
Aramızda sürekli ingilizce konuşurken, bir anda Clara Marco'ya portekizce birşeyler söyledi. Her ne söylediyse Marco epey bir sevindi. Karımla ben birşey anlamadık tabii. Sokakların heryerinde bütün turistik yerlerde futbol severler olduğundan çok gürültü ve kalabalık oluyordu. O yüzden sadece arabayla gezebiliyorduk.
Sonra güzel bir mekanda oturup birşeyler atıştırmak istedik. Mekana geçtiğimizde ben karımla yanyana oturacak iken, Clara koluma girip beni masanın karşısına oturttu ve kendi de yanıma oturdu. Marco da karımın yanına oturdu. Herkes aynı anda gülümsedi. Artık iş tamamdı. Asıl maç bu gece otelde olacaktı.
Marco halen karıma rahatça asılamıyordu, ne salak biriydi anlatamam. Utanmasam (Rahat ol kardeş, karımı rahatça mıncıklayabilirsin!) diyecektim. Yani düşünün, adam karıma dokunmuyor diye stres oluyordum. Benden büyük gavat zor bulunur yani. Ben sürekli Clara ile elleşiyor, onu mıncıklıyordum. Ama Marco bey gözlerini karımdan alamadığı için farketmiyordu bile.
Carlos arayıp nerede olduğumuzu sorunca söyledik. O da yakınlardaymış zaten. Clara, "Babam geliyor, en iyisi yer değişelim!" dedi. Marco'nun ödü koptu :) hemen kalkıp yer değiştirdik. Marco bildiğiniz salağın önde gideni, korkak, züppe herifin tekiydi. Clara'yla da büyük ihtimalle para için evleniyordu. Böyle birinine akşam karımı sunacak olmam onun için büyük bir ödüldü.
Carlos ve Maria da geldikten sonra daha büyük bir masaya geçip edebimizle oturduk. Bahsettikleri kokteyl içinde erkenden stada gittik. Resmen arabayla stadın içerisine girdik. Kapıda bize biletlerimizi verdiler ve boynumuza astık, bildiğiniz stadın zemini hariç heryere giriş hakkımız vardı. Görevliler eşliğinde yukarı lobi tarzı bir yere çıktık. İçerisi çok kalabalıktı. Hatta birkaç bilindik Türk ünlü ve spor içerisinde olan kişileri gördüm. Bu kadar Türk'ün olacağını düşünememiştim. Neyse ki tanıdık birileri çıkmadı. Heryerde kameralar vardı. Ama içerisi bildiğiniz şampiyonalar ligi gibiydi.
Tamam, karım çok güzeldir, ama içeride de çok güzel kadınlar vardı. Carlos çok kişiyi tanıyordu, sürekli birileri selam veriyordu. Sonra yanında Alman bir arkadaşı ile birlikte yanımıza geldi. Ona önce karımı tanıttı. Adam karımın ellerini öpüp ona iltifat etti. Sonra da benimle el sıkışıp, çok şanslı olduğumu söyledi. Adam karıma yiyecekmiş gibi bakıyordu. Adamı görseniz, koca göbekli, domuz gibi bir adamdı. Yaşı da rahat 50 vardı. Adam sürekli karımın dibinde durmuş, onunla konuşmak istiyordu, ama karım pek yüz vermiyordu tabii.
Carlos karımın kulağına eğilip birşeyler söyleyince karımın yüzü düştü. Karıma, (Ne dedi?) der gibi bakış attım. Karım, "İzninizle!" diyerek tuvalete gitti, ben de hemen arkasından gittim. "Ne oldu?" dedim. Karım, "Carlos bu adamla yatmamı istedi!" dedi. Büyük şaşkınlıkla, "Ne alaka? Ne hakla bunu sana söyleyebiliyor?" dedim. "Nasıl ne hakla Cenk, uçak bileti dışında bir kuruş harcadık mı, yok! Herşeyi o karşıladı. Zaten..." dedi. "Zaten ne?" dedim. "Zaten senin de buna OK olduğunu biliyor!" dedi.
Orospu çocuğu Carlos kendi sikemediği için karımı arkadaşına siktirecekti! Ben sabahtan beri karımı Marco'ya pazarlarken, Carlos tek bir cümleyle planlarımı bozacaktı. "Ne yani, sen de istiyor musun bu adamla sikişmeyi?" dedim. Yani adam bildiğiniz domuz gibi biri yani. Karım, "İstemiyorum tabii ki de. En iyisi maçtan sonra her şey için teşekkür edip gidelim istersen?" dedi. "Offf!" diye derin nefes çektim. Ne yapacağız diye düşünüyordum. "O kadar plan yapmıştık, daha İbiza'ya gidecektik. İki haftalık plan yani!" diyince, karım, "Ne diyorsun Cenk, yani adamla sikişeyim mi?" dedi. Ben de, "Yok, sen ne istiyorsan öyle yapalım. Eğer adamla sikişmek istemiyorsan hemen bile çıkıp gidebiliriz!" dedim.
Karım biraz sessiz kalıp, sonra, "Tek gece aslında..." dedi. Ben de, "Bana bakma, sen karar ver!" dedim. "Tamam kalalım!" dedi. İçten içe çok sevinmiştim, tabii bunu karıma belli etmedim. Karım da kesin sonraki yiyeceği Marco'nun yarağı için razı gelmişti. Carlos planlarmızı bozmasaydı akşam büyük sikiş vardı. Neyse ki daha çok zamanımız olacaktı. Bugünlük karım alman domuzuna meze olacaktı, o kadar. Ama ben yine izleyemeyecektim.
Ben, "Tamam peki, ama bizim otelde olacak, adamın evine ya da başka yere göndermem seni. Gerekirse ben lobiye inerim, siz bizim odaya geçersiniz!" dedim. "Tamam tamam!" dedi orospu karım. Karım ile birlikte tekrar içeri girdik. Carlos karıma bakınca, karım (Tamam!) der gibi bakış attı. Carlos ta bana bakıp göz kırptı. Alman adam git gide karıma olan temasını arttırmıştı. Dışardan gören biri orospu karımı adamın sevgilisi sanabilirdi, çünkü elleri karımın sürekli üzerindeydi. Marco olaya aydınlanamamıştı, şapsal gibi bakıyordu, ama Clara anlamıştı tabii.
Clara bana (Ne oluyor?) gibisinden bakış attığında babasını gösterdiğimde, bana kadeh kaldırıp başıyla (Yapacak birşey yok!) anlamında hareket yaptı. Clara zaten karımdan daha büyük bir orospuydu. Marco'yu da az çok anladım zaten, onun elinden rahatça alırdım Clara'yı. Ben de bu gece Clara'yı sikecektim.
Maçı izlerken karım adamın yanına oturmuştu ve adamın sürekli karımla oynaştığını görüyordum. Adamın maç izlemek gibi bir derdi yoktu, işi güçü karımlaydı sanki. Maç İspanyanın 2-1 üstünlüğü ile bittikten sonra karım yanıma gelip, bizim otelde ve bizim odamızda kalacaklarını söyledi. Ben de, "Tamam!" dedim.
Stadyumdan çıkarken karım bizden ayrı adamın özel VIP arabasına binmişti. İkisi birlikte arkaya geçip oturdular, ben de Carlos'ların arabasına bindim. Benim açımdan çok ezik bir durumdu, ama yapacak birşey yoktu. Zaten yanımda bulunan Carlos daha önce karımı onlarca kez sikmiş, Marco ise sırada bekliyordu. Clara da bildiğiniz Clara. Sadece Carlos'un sevgilisi Maria biraz şaşkın haldeydi.
Yolda giderken, kesin şimdiye domuz herif karımı parmaklayıp öpüyordur diye düşünüyordum, çünkü stad ile otel arası yarım saat sürüyordu. Zaten stadda bile karım zor hakim oluyordu ona. Her nasıl olduysa arka arkaya vardık otele. Biz arabadan inerken karım da önümüzdeki arabadan indi, ama inerken eteğini düzeltiyor ve ayakabısını giyiyordu. Ona yaklaştığımda eliyle (Gelme!) işareti yaptı. Ama boynu, bacakları falan kızarmış, dudaklarındaki ruj bozulmuştu. Karımın bembeyaz teni olduğundan biraz öpüp okşasanız hemen kızarır, ama bir süre sonra geçerdi.
Adam öküz gibi olduğundan arabadan inmekte zorlanıyordu. Adam indikten sonra, karıma, "Bir dakika!" diyerek arabadan birşey alıp hızlıca cebine koydu. Siyah ince birşey olduğunu gördüm ve yüzde yüz karımın tangasıydı. Ayakta mal gibi onları izlerken Clara koluma girip, "Ne yapıyorsun? Gel gel!" diyerek beni lobiye götürdü. Arkama bile bakmama izin vermedi. Carlos ile Maria bizimle otelde inmeyip başka yere gittiler.
Lobide ben Clara ve Marco oturuyorduk. Bu ikisi sürekli aralarında portekizce konuşuyordu. Kesin benim hakkımda konuşuyorlardı. Marco birşeylere onay vermişti, yani portekice (Evet, tamam!) dediğini anladım. Birkaç kelimeyi biliyordum yani. Clara bana, "Sizin odaya mı çıktılar?" dedi. "Evet!" dedim. Clara, "O zaman biz de bara geçip eğlenelim, sonrasına bakarız!" dedi. Kolumdan tutuğu gibi bara götürdü beni. Marco da arkamızdan geldi.
Bar kısmına geçip tekilla içtik, sonra Clara beni pistin ortasına çekip dans etmeye başladı. Marco da uzaktan bizi izliyordu. Clara dudaklarıma yapışınca ben de hemen ellerimi poposuna atıp dudaklarını ısıra ısıra öpmeye başladım. Marco hiç umrumda değildi. Benim karımı yukarda domuz gibi bir adam sikiyordu, zaten bu gece planlarımda Clara'yı sikmek vardı. Ama ilginç olan şey, Marco'nun da dansa katılmasıydı. Bardaki herkes bu duruma epey şaşırmıştı, Clara'yı ortamıza almış, üçlü dans ediyorduk.
Neredeyse bir saat boyunca dans ettikten sonra yorulduk ve Clara, "Hadi bizim odaya çıkalım!" dedi. Asansörde bile Clara sırayla bizimle öpüşüyordu. Odalarına girer girmez soyunup yatağa geçtik. Marco'nun bir yarağı var, çok uzun değil ama kalınlığı kolum kadar. Bu orospu çocuklarındaki yaraklar beni deli etmişti! Benimki yanlarında oyuncaktı ya!
Ben Clara'yı öperken Marco amına yapışmış yalıyordu. Bu am göt yalama işini çok seviyorlardı. Ben karımın amını ara sıra onu kırmayıp yalasam da çok sevmiyordum yani. Clara domalıp Marco'nun yüzüne oturdu. Ben de hemen yarağımı Clara'nın ağzına verdim. Clara bana sakso çekerken Marco amını yalayıp götünü parmaklıyordu. Ee tabii Clara'yı tost yapacaktık :))
O anki aksiyondan karımı unutmuştum. Clara resmen gırtlak şov yapıyordu. Marco kalkıp Clara'nın bana gırtlak şovunu görünce, bana, "Yarın ben de senin karına yaptıracağım aynısını!" dedi gülerek. Ben de, "Olur tabii, önce senin orospunu sikelim, yarın da benimkini sikeriz!" dedim. İki gavat erkek olarak yumruk tokalaştık. Clara, "Hadi sikin orospunuzu!" diyerek kudurmuştu. Marco, "Önden buyur!" diyerek bana yol vermişti.
Clara'nın arkasına geçip amına girmek üzereydim ki, Marco, "No, no! Bekle!" dedi. Seyhat çantasından kondom çıkartıp verdi. Clara, "Gerek yok korunuyorum!" dese de, Marco portekizce birşeyler dedi. Ben, "Tamam sorun yok!" dedim. Hemen alıp takdım ve Clara'nın pompalamaya başladım. Marco da Clara'nın ağzına verdi. Marco çantadan kayganlaştırıcı alıp bana uzattı ve "Dostum götünü parmaklasana!" dedi. Hemen jelden göt deliğine sıkıp bir yandan da deliği parmaklıyordum. Zaten deliği çok rahat iki parmağımı almıştı. Ben de parmaklamayı bırakıp benim yarağın başını soktum. Biraz daha jel sıkıp hiç acımadan kökledim götüne. Clara'dan sadece küçük bir, "Ah!" çıktı, o kadar.
Birkaç dakika daha götünden siktikten sonra tekrar amına girdim ve çok geçmeden boşaldım. Marco, "Çok erken!" dedi. Neredeyse 10 dakika olmuştu yani, ama Clara orgazm olmamıştı. Onun geç orgazm olması normal, alışkın yani yarak yemeye. Belli ki bu orospu çocuğu da sikişmeyi bilen biriydi. "İzle!" diyerek bu sefer o geçti Clara'nın arkasına. Clara'ya bir döşüyor bir döşüyor, var ya off! O an düşündüm ki, bunu yarın karıma yaparsa karım bayılır herhalde. Karımın amı da götü de Clara'nınkine göre çok daha dardı.
O an tekrar karım aklıma geldi. Sikimdeki kondumu çıkarıp banyoya attım. Sonra da üstümü giyinip, "Ben geliyorum birazdan!" dedim. Amacım çaktırmadan bizim odanın kapısını dinlemekti. Bizim odanın kapısına geldiğimde içerden ses gelmiyordu. Ya henüz başlamamışlardı, ya da çoktan bitmişti. Otele geleli yaklaşık iki saat olmuştu yani ve domuz gibi bir adam ne kadar dayanabilirdi ki. Karıma hemen mesaj attım, "Uyumadıysan kapının önündeyim!" diye. Karım sadece, "Git!" diye cevap attı. "Niye?" diye yazdım, ama cevap yazmadı. Biraz bekledim, ama sonra baktım içeriden ses te gelmiyor, bir de koridorda beklemek absürt kaçıyordu.
Tekrar Clara'ların kapısına gittiğimde içeriden sesler geliyordu. Marco halen sikiyordu Clara'yı. Kapıyı tıkladım. Marco gelip açtı kapıyı, sonra da kaldığı yerden Clara'yı sikmeye devam etti. Ben de tekrar soyunup yerdeki çantadan bir komdom alıp aralarına girdim ve Clara'yı tost yaptık. Clara orgazm olur olmaz Marco da boşalınca, ben de Clara'yı bir süre kucağımda sikip boşaldım. Duşa bile girmeyip Clara'yı aramıza alıp yatakta sarılıp uyuduk…