Aradan 3 gün geçmişti hala hizmetçinin dediği kulağımda çınlıyordu. Acaba dedikleri gerçek olabilir miydi ? Dedem eceli ile ölmemiş miydi ?
Bunları düşünürken biz de her işimizi bırakmış Mâlikanede yaşamaya başladık. Açıkçası 3 gündür baya güzeldi hayatımız. Ne istersek oluyordu ve cennet gibi bir hayatımız vardı. Her imkan vardı. Yani kuş sütü istesem 10 saniye içinde geliyordu. Hava miss gibiydi. 3 ay değil 3 yıl kalabilirdim.
Annem hala gergindi olabildiğince uzak kalmaya çalışıyordu kardeslerinden. Gece yarısı canım baya sıkılmıştı. Yapacak birşey bulamamıştım. Bari sıkıntım geçsin diye biraz malikânenin içinde gezmek istedim. O kadar büyüktü ki zaten 3 gün gezebilirdim. Kim nerde kalıyor onu bile bilmiyordum.
Biraz gezinirken mutfağa tekrar inmek istedim. Mutfakta Selçuk abi dedemin uşağı yani oturmuş kendine viski doldurmuş içiyordu. Beni görür görmez ayağa kalktı.
Selçuk- Umut bey bu saatte neden ayaktasınız. Bir şey mi oldu.
Ben- Uyku tutmadı abi. Rahatini bozma ama müsade varsa bende bir duble içerim.
Selçuk- Seref duyarım lütfen oturun.
Beraber küçük bir masada oturmuş viski yudumluyorduk. Selçuk bey iclenmis gibiydi.
Ben- Selçuk abi sana birşey sorabilir miyim ama lütfen dürüst ol.
Selçuk- Tabii umut bey sorun..
Ben- Dedem neden yalnız öldü, siz nerdeydiniz ?
Selçuk- Ahh.. Yani bende mutfakta ki işlerle meşguldüm..
Ben- Peki eşi ? O nerdeydi.
Selçuk- Bahçede olduğunu söylemişti..
Ben- Elime raporları geçti, değerleri mükemmelmis nasıl oldu da bir anda öldü ?
Selçuk- Kader umut bey. Ecel ne zaman gelir bilinmez.
Ben- Ben doğal yolla öldüğünü düşünmüyorum..
Bir anda viski boğazında kaldı.
Selçuk- Ne nerden çıkardınız bunu..
Ben- İçimde böyle bir his var diyelim..
Selçuk- Aslında.. Yani birşey var ama bilmiyorum. Otopsi sonucu çıktıktan sonra üzerinde durmadım.
Ben- Nedir söyler misin ?
Selçuk- Öldüğü günün kamera kayıtları yoktu. Yani hiç kayıt yapmamış. Çalışmadı demiyorum herşey çalışıyordu ama nedense o günün kayıdı yok.
Ben- Polise ne söylediniz.
Selçuk- Polis sormadı ki ben merak edip baktım. Ama doğal ölüm olunca üzerinde durmadım. Poliste dosyayı kapattı zaten
Ben- Yani fazla zorlama bir rastlantı gibi. Neyse bu konuştuklarımız aramızda kalsın. Sen o günü tekrar detaylıca düşün.. senden ricam ölmeden evvelki günün ve öldükten sonra ki günün kamera kayıtlarını bana getir misin
Selçuk- Tabii kii
Bir duble daha içip odama doğru gittim. Yeni soru işaretleri ortaya çıkmaya başlamıştı ve açıkçası 3 ay boyunca burada olacaksam eğer bunu öğrenmek araştırmak eğlenceli olabilirdi. Bir yandanda öldürülme ihtimali de korkutmuştu.
Odama geçip uyudum ama bir türlü uykumu alamıyordum. Gergindim. Sabaha erken saate 3 saatlik uyku ile uyandım. Kendime gelmek için evin altındaki kapalı havuzda yüzmek istedim. Sabah erken saatlerde dışarısı serin oluyordu. Henüz daha yeni aydınlanıyordu hava. Üzerime bir havlu alıp havuza indim.
Havuza girerken bir ses duymuştum. Birisi Ahh demişti ama sesi anlayamamıştım. Benden başka birisi daha vardı. İçeriye doğru girerken zemin kaygandi ve ayağım kaydı. Kafamı hafifçe yere vurmuştum ama baya ses çıkmıştı. Ayağa kalktim bir anda karşıma Atalay çıktı. Nefes nefese bir şekilde sese doğru gelmişti.
Atalay- Umut aa. Sen.. Senin ne işin var bu saatte.. O seste neydi.
Ben- Ayağın kaydı ya düştüm. Uykumu alamadım ayılmak için biraz yüzeyim dedim kuzen. Sen napiyorsun.
Atalay- Haaa. Ben mi.. Ben napayım işte aynı..
Ben- Onu demiyorum sen burda ne yapıyorsun..
Atalay- Benim de ya uyku tutmadi. Yani yüzüyorum. İyi yani gel senle çıkalım başına buz koyalım.
Ben- Gerek yok kuzen sağol..
Atalay- Ya gel sen dur..
Zorla koluma girdi. Daha havuzun olduğu yere gidemeden yukarı çıkıp başıma buz koyduk. Hemen bir çalışan hemşire beni kontrol etti. Birşeyim yoktu.. Atalay baya heyecanlıydı..
Kahvaltı hazırdı kahvaltıya geçtik. Annem Atalay ile beni yan yana görünce şaşırmıştı. En son teyzemde gelmişti.
Yine kimse konuşmuyordu. Artık bu durumdan sıkılmıştım. Bende lafa girdim.
Ben- Kuzen kahvaltıdan sonra vaktin varsa FIFA atalım mı ?
Şaşırmıştı..
Atalay- Aa.. Olur kuzen atalım tabii..
Artık kaynasmamiz gerekiyirdu.dedem bizim aramizin iyi olmasını istediği için böyle bir şart koşmuştu.
Özge teyzemin eşi başımdaki şişliği fark etti. Kendisi başarılı bir doktordu. Daha çok deneysel ilaçlar üzerine çalıştığını biliyordum. Labaratuvar faresiydi yani. Bana ne olduğunu sordu bende durumu izah ettim. Yaklaştı ve birşey olmadığını kendisi kontrol etti. Annem de şaşkındı. Artık buzlar erimeye başlıyordu en azından onlarda biliyordu ki en günahsız çocuklarıydı.
Kahvaltı bittikten sonra Atalay ile FIFA attık baya eğlendik. Hatta muhabbeti bile sarmıştı. Üni son sınıftı ve spor okulunda okuyordu. Antrenör olacaktı. O yüzden fit vucuta sahipti. Bende baya fittim aslında.
Keyifli dakikalar sonrasında karı kızdan sohbet ettik. İkimizde sapıktık bir yerde. Daha sonra bana bir kaç porni sitesi tavsiye etti. Onları kaydettim.
Yanından ayrıldıktan sonra Selçuk abi yanıma geldi ve bir flash bellek verdi. Kamera kayıtlarının olduğu bir bellekti. Alıp cebime attım. Daha sonra araziyi gezmek için dışarıya çıktım. Herkes biryerlerdeydi. Bir ATVye binip gezmeye başladım. Biraz uzaklaştım hakikaten mükemmel bir yerdi. Nehir kenarında duran bir şezlong gördüm. Güneşlenmek için gayet güzel bir yerdi. Orada biraz durdum ve günün keyfini çıkarmaya başladım. Ardından akşam yemeğine gitmek için ATVyi çalıştırmaya çalıştim ama bir türlü çalışmadı. Bende orda bırakıp eve doğru yürümeye karar verdim. Biraz uzakta kalmıştı. Yürümeyi hep sevmişimdir.
Biraz yürüdüm farklı ağaçların arasindan geçerken ayağım bir şeye takıldı. İnce bir kabloydu. Merak edip kabloyu takip etmeye başladım. Daha sonra toprağın altına gitmişti. Takip yarıda kalmıştı. Kafamı çevirdiğimde ise farklı birşey ile karşılaştım. Ağaç kovuguna gizlenmiş bir kamera. Sabit bir kameraydi. Eve doğru hızlıca yürümeye başladım. Akşam yemeğine yetişmiştim. Annem nerde olduğumu sordu gezindiğimden bahsettim. Yemeği yedikten sonra odama çıkıp bellekti kamera kayıtlarına bakmaya başladım.
Kamera kayıtları vardı evet ama benim bulduğum o kamera yoktu. Daha sonra iyice incelemeye başladım. Hiç birşey yoktu zaten belki 100 tane kamera vardı. Dedemi birinin öldürme ihtimsli imkansız gibiydi. Ve son anda bunları düşünürken bir şey fark ettim. Dedem ölmeden önceki 12 kameranin açısı dedem öldükten bir gün sonra farklı bir acıya sahipti. İnanılmaz bir ipucu bulmuştum. Annemlere söylemek için henüz erkendj ve inanmazlardı.
Heyecandan kalbim hızlı hızlı atmaya başladı ve tabii ki ben bunları incelerken saat baya geç olmuştu. Selçuk abi birşeyler biliyor olabilir diye mutfağa inmeye karar verdim. Bir ihtimal viski içiyor olabilirdi.
Sessizce mutfağa inmek için odadan çıktım. Hangi kameralar olduğunu biliyordum. Giderken de o kameraları da göz ucuyla bakıyordum. Önce bu kameraları tam tespit etmeliydim.
Kameralari incelerken tamamen dalmistim. Gece yarısı birisi görse ne derdi bilmiyorum. Ben kameraları incelerken bir odanın ordan konuşmalar duymaya başladım. Konuşan Atalaydı ve onun odasıydı. Galiba telefonda konuşuyordu.
Atalay- Allah'tan görmedi merak etme. Mecbur onunla vakit geçirmek zorunda kaldım..
Atalay- Ya merak etme sakin ol.. Kimse bilmez.. Kontrolümün altında..
Neyden bahsettiğini anlamıştım sanki ama kesin de değildi..
Kameraları takip ederken resmen kaybolmuştum. Tekrar mutfak gelmişti aklıma.. Oraya doğru gitmek için asansöre bindim. Ama dikkatimi çeken şey ise asansörü beklemem oldu. Bu saatte en üst kattaydı asansör. Kim olabilirdi. En üst katta dedemin ofisi vardı. Bende merakima yine yenik düşmüştüm.
3-5 dakika oyalandiktan sonra merdivenden çıkmayı tercih ettim. En üst kata sessizce gittim. Ofisin kapısı Aralıktı. Bende sessizce içeriye girdim.
İçerde Özge teyzem ve eşi vardı. Şaşırmıştım. Aralarında konuşuyorlardı. Özge teyzemin üzerinde ipek bir röpteşambır gibi bir şey vardı. Eniştem ise tekli bir koltukta karşısında oturuyordu. Özge teyzem ise dedemin masasına kalçasını dayamış ayaktaydı.
Özge teyzemin farklı bir aurası vardi. 1.70 boylarında fiziği oldukça düzgün bir kadındı. 80-85 göğüslerinin olduğunu tahmin ediyordum. Düzenli spor yaptığı ise çok belliydi. Çok diri bir vücuda sahipti ve küçük poposu belirgin ve çıktıkti. Küt kısa saçları omzuna dahil gelmiyordu. Hafif kahverengiydi. Beyaz tenli bir kadındı. Fiziğinin en belirgin özelliği ise up uzun bacaklarıydı. Aralarinda konuşmaya başladılar.
Özge- Babamın ofisi burayi yaptırdıktan sonra bir iki defa gelmiştim. Masanın üstündeki kalemi görüyor musun. Annemindi.
Hakan- Bu durumdan sıkıldım Özge. 3 ay boyunca burdayiz ve ben labaratuvardan uzaktayım. Açıkçası sıkıldım. Baban bes para etmez bir adamdı ve son sohbetini hatırlarsan eğer hiçte bize karşı iyi değildi.
Özge- Eğer sabresersen ve burda kalırsak 3 ay boyunca istediğin yeni labaratuvarı rahatça elde edebilirsin. Ayrıca ben de memnun değilim..
Hakan- Senin neden memnun olmadığını biliyorum..
Özge teyzem bakışını attı.. Röpteşambırın bağını hafifçe çözdü..
Özge- Evet haklısın.. Benim ihtiyaçlarım var ama sen ne yazık ki yetersiz kalıyorsun.. Deney faresi olmayı istediğim oluyor..
Hakan- Ben Playboy olsaydım da ihtiyaçlarını karşılayamazdım.. Senin yapın bu..
Önündeki bağcık iyice açıldı. Özge teyzem içinde transparan iç çamaşıri ile karşımdaydı. Kıpkırmızı bir sütyen ve külot bunlara eşlik eden ise mükemmel bir jartiyer. Aman Allah'ım şimdi anlamıştım neden bahsettiklerini..
Özge- Bak Hakan. Dokunmadım bile.. Nasıl sırılsıklamım.. Hadi burda bana sahip ol babamın masasında..
Hakan eniştem dikkat kesilmişti.. Pijamasını indirdi ama siki henüz sertleşmemişti bile.
Özge- Bende bundan bahsediyorum.. Seni aldattığım zaman mutsuz oluyorsun ama işte seni bu yüzden aldatıyorum.. Bana sert bir sik lazım ve bu koca malikanede bulmam imkansız..
Elini amına attı ve okşamaya başladı. Uzaktan bile çok netti amı. Eminim ki yaşına göre dardı bile. Asla siyahlık yoktu. Pespembe bir amdan bahsediyorum..
Okşamaya devam ederken memelerini de okşuyordu..
Özge- Ahh kendimi kime siktiricem ben.. Ohh.. Burda babamın masasında gerçek bir erkegin sikmesini çok isterdim..
Eniştemin siki birazfa olsun sertleşmişti. Yanına yaklaştı. Kısa saçından tuttu ve kendine çekti. Sertçe öptü.
Hakan- Orospusun ve senin hala yanındayım. Değerimi bilmen gerekir.
Özge- Kes sesini ve tekrar yumusamadan sok şu sikini hemen.. Kendimi siktirmesem asla sertleşmeyecek.. sok hemen..
Sikini bir anda ayakta soktu.. Bir kaç defa gel git yaptıktan sonra boşaldı. İnanılmazdı. Özge teyzem sinirlenmişti.
Özge- Beceriksiz bir dakika olsaydı bari. En azından her işte bu kadar kotu değilsin. Kameraların yerini beğendim.
Hakan- Sen bir Orospusun hayatım.
Özge- Sende yumuşaksın kocacım.. Herneyse hadi yatalım. Oyuncağım odada kaldı en azından onunla tatmin olayım. Başka türlü bu azgınlıkla birinin üstüne saldırabilirim.
Hızlıca merdivene doğru gittim. Asansöre binmelerini umdum ve düşündüğüm gibi oldu.
Asıl soru şuydu. Dedemin ölmesinin sebebi kendi kızı miydi ? Kameraların açısını bunlar mı değiştirmişti.