← Ana Sayfaya Dön

MARANGOZUN İNTİKAMI 22

📌 KLASİK

Yasemin biraz daha sakinleşmişti*

Balkona, Sultan hanımın yanına gitmek için balkonun cam kapılarını araladığımda, ışıl ışıl sonsuz gibi gözüken masmavi okyanusun görüntüsü gözlerimizi, içeri dolan tuzlu deniz kokusu ciğerlerimize dolduğunda, tüm bedenimizi huzurla doldurmuştu. Öylesine güzeldi ki! Biraz önce yaşadığımız leş gibi durumu bile silip atmıştı. Herkes masada yerini almış, kahya bize kahvelerimizi getirmişti. Herkes sessizdi, sessizliği bozan Sultan oldu*

Önce boğazını temizledi*

Sultan:Ben lafı uzatmayı sevmem Sencer, Atlas Medical’i tamamen satın aldım. Bundan sonra sizler benim çalışanlarımsınız.

Şaşkın bir şekilde Melisa ve ben birbirimize baktık.

Sencer:Bunu söylemek için gelmedin değil mi?

Sultan:Aslında bunu söylemek için çağırdım, Atlas Medical çölyak hastalığı üzerine verdiği fondan dolayı sizin araştırmanız, dolayısıyla kızımın da cihazı sekteye uğruyordu. Ben de bunu durdurmalarını söyledim onlar da talebemi reddettiler ben de şirketi aldım. Artık ful fon alacaksınız, Sencer cihaz harika çalışıyor kullanıcıların ve Zeynep’in yorumlarına göre, normal insandan daha stabil bir ele sahipler. Bir insanın eli titrer, nefes alma, kalp atımı gibi olaylar elin titremesine sebep olur ama cihazınız normalden daha iyi çalıştığı için Geçirdiği kaza sonrası Parkinson hastası olan Doktor ***** bugün sizin cihazınızla açık beyin ameliyatına girdi. sonuç kusursuz, bir robo koldan daha stabil bir el icat etmeyi başardınız. Ama ben bir iş kadınıyım bize sattığınız ürün buydu, o yüzden ödenek oranlarınızda artış olmayacak. Sözleşmemiz hala geçerli. Zaten sözleşmenize bakarsak oldukça bonkör davranmışlar size.

Sencer:Para önemli değil Sultan hanım bunlar olumlu şeyler, tonunuza bakılırsa kötü haberi sona sakladınız

Sultan:Atlas medical’in Ceoları da bu durumun farkındalardı ama ellerindeki en iyi şey siz olduğunuz için sizi kızdırmak istemediler. Benim öyle bir çekincem yok siz benim çocuklarımsınız severim de söverim de.

Sencer:Konu baya ciddi o halde!

Sultan: Sencer sen gerçekten bencil bir insansın!

Sencer:Naptım ya!

Melisa:Sanırım sorunu biliyorum Merakla Melisaya baktım

Melisa: Cihaz Sencer’in kaldırabileceği ağırlıkta değil mi?

Sultan:Bu kız gerçekten çok hoşuma gidiyor Sencer! Bence bunu gelin olarak al.

Yasemin’in yüzü düşmüştü*

Sultan:Tabi daha öncelikli bir aday yoksa orasını bilemem diyerek yine toparlamıştı. Sultan grubu yönetmeyi çok iyi biliyordu.

Sencer:Ama elimdeki en hafif dış-iskelet yapısını kullandım.

Sultan: Sana karbon çeliği ve aerojel ayarlayacağım.

Sencer:Ama o zaman seri üretim yapamayız insanlar karşılayamaz!

Sultan:Özel üretim istiyorum 1 tane kızım için, sonra da daha hafif materyaller ayarlayacağım sen de daha hafif bir yöntem bulacaksın.

Sencer:Ya zaten cihazım kusursuzsa?

Sultan:Sen babanın oğlusun Sencer, o adam gerçekten daha gerçek heykellere bile bir kusur bulur daha iyi hale getirirdi.

Sencer:Anlaşıldı..

Sultan: 2 Haftan var.

Sencer: 1 ay!

Sultan: 9 gün.

Sencer: 1 ay!

Sultan:3 gün.

Sencer:2 hafta!

Sultan 5 gün sonra seni çuvalla getiririm!

Sencer: 1.5 HAFTA BEN DE İNSANIM!

Sultan: Eh anlaştık.

Melisa:Sencer en başta 2 hafta demişti zaten.

Sencer:YA AMA!

Sultan:1.5 hafta içinde bitecek

Sencer:TAMAM TAMAM AMA ÇUVAL YOK!

Sultan:Çuval yok! ama Melisa benimle kalacak.

Sencer:BİN ÇUVAL GETİR YİNE VERMEM !

Melisa:BEN NE ARA PAZARLIĞIN BİR PARÇASI OLDUM SEN O ÇUVAL MESELESİNDE CİDDİ MİYDİN SULTAN HANIM???

Sultan hanım zarif bir gülümseme bırakmıştı ama ardında tam bir şeytan gizliydi.

Sultan:O şakası tatlım ama yine de benimle çalışmanı istiyorum! Arge ekibinin bir lidere ihtiyacı var.

Melisa: NE?!

Sultan:Gayet açıktı bence, ne zaman başlarsın?

Melisa:BENİM SİZLE ÇALIŞMAMI MI İSTİYORSUNUZ?

Sultan:Aynen öyle tatlım

Melisa:BEDAVAYA BİLE ÇALIŞIRIM SİZLE ÇALIŞMAK ONURDUR SULTAN HANIM!

Sencer:Sakin ol tatlım. Olmaz Sultan hanım! Önce şartları duymam gerekiyor ben izin vermiyorum babası bana emanet etti

Sultan:Maaş konusunda ne zaman cimri olduğumu gördün?

Sencer:Çalışma ortamında rahatlık arar benim güzelim!

Melisa:Şey Sencer gerçekten önemli değ-

Sencer:Ayrıca istediği zaman da çıkıp gezip tozabilmeli! Belirli iş saatleri olamaz düşünce stressiz ortam ister!

Sultan:Kendine ait odası, serbest çalışma saatleri ve bol bir maaş?

Sencer:Bir de güzelimi yoracak mısın?

Sultan: İki de asistan ayarlarım kadın olacaklar ve her dediğini yaparlar.

Sencer:Her dediğini mi? Melisa gerçekten talepkar olabiliyor!

Melisa neyi kast ettiğimi anlamış: SENCER!

Sultan: Gerekirse yemeğini çiğneyip verecek kadar her dediğini yapacak iki kadın.

Sencer:Anlaştık!

Melisa şaşkınlıktan konuşamamış çokça da utanmıştı.

Sultan:Zümre Holdinge hoşgeldiniz, Melisa hanım.

Melisa Titreyen elini Sultana vermişti el sıkıştılar.

Sultan ufak bir telsiz çıkarıp: Kızlar gelebilirsiniz!

İçeri biri sarışın, birisi esmer olmak üzere iki kadın girdi. Kadınlar manken seçmelerinden çıkmış gibilerdi.

Sultan:Melisa Hanım’a ofisini gösterin!

Melisa:Ofis evinizde mi?

Sultan:Şirkete gidip gelme işi çok can sıkıcıydı ben de evimin yanına bir tane inşaa ettirdim. hem Zeynep yokken, buralar inanılmaz sessiz oluyor bana da eşlik edersin.

Melisa heyecandan ne diyeceğini bilemiyordu. Taş gibi iki kızı takip ederken Ben Yasemin ve Sultan üçümüz kalmıştık.

Kızlar kapıdan çıkar çıkmaz Sultan’ın o sevecen suratı yok olup demir kadar sert ve ciddi haline bürünmüştü.

Sultan:Sencer Yasemin Sözer olayının ne kadarına hakim?

Sencer: İstediğin gibi konuşabilirsin Sultan Hanım! Yasemin nefretimi biliyor.

Sultan:İntikam alacak ölçüde olduğundan haberdar mı?

Yasemin: Biliyorum Sultan Hanım.. Haberim var…

Sultan:O halde size bir şeylerden bahsetmem gerekiyor, Yasemin bu durum seni oldukça rahatsız edebilir kaldırabileceğini düşünmüyorsan balkondan çıkıp içeri geç. Aşçılar sana istediğin yemeği ayarlasın.

Yasemin:Konu bu kadar önemliyse Sencer’in yanında olmak isterim.

Sultan:Bir kere anlatacağım, sözümün kesilmesi durumunda tekrarı olmayacak duygusal tepkilerinizi sona kadar saklayacaksınız.

Sencer:Yasemin kuzum kaldıramayacaksan içeri geç sonra açıklarım sana.

Sultan: Bu uyarı spesifik olarak senin için geçerliydi.

Sencer: Ben neden?

Sultan: Sözüm bitene kadar öfkelenemezsin Sencer! Senin tepkilerinle uğraşamam!

Sencer:Tamamdır Sultan hanım dinliyorum…

Sultan:Yasemin’in şerefsiz amcasını yakaladığımızda onu odaya aldık, konuşması içinde çeşitli yöntemler denedik. Bizim öğrenmek istediğimiz Yasemin hakkındaki bazı gerçeklerdi. Ama o onu farklı sebepten yakaladığımızı zannederek fazladan konuştu.

Meraklı gözlerle nefesimizi tutmuş Sultan’ı dinliyorduk.

Sultan:Sencer bu ülkede ağır suçların cezası nedir?

Sencer:Ne kadar ağır olduğuna bağlı.

Sultan: Yeterince ağır!

Sencer: İdamdır ve hapishanede ilaçla uyutulur.

Sultan: Peki ya bu suçlar örgüt halinde ise ve lideri yakalanırsa?

Sencer: Halka açık alanda rencide sonrası idamdır.

Sultan:Peki ya bu örgütün başı Sözer ise?

Dişlerimi sıkmıştım sonra derin bir nefes verip sakince sordum.

Sencer:Yasemin’in amcasından ne öğrendiniz?

Sultan: Cennet’i hatırlıyor musun?

Gerilip koltukta daha dik bir pozisyona geçtim. Elimi ağzıma koyup gözlerimi kaçırmadan pür dikkat Sultan’ı dinliyordum

Sencer:Evet hatırlıyorum.

Sultan:Onun zamanında yalnızca kızlar evlatlık edinilirdi hatırlıyor musun? Onun döneminde evlatlık edilinen nerdeyse hiç erkek yoktu.. Evlatlık edinilenler de hormon bozukluğu olan kadına daha yakın olanlardı…

Gözlerimi hayal kırıklığıyla kapattım sımsıkı dişilerimi de sıkıyordum yumruklarımı da bundan sonrasını duymak istediğimden bile emin değildim.

Sultan:Cennet ve Yasemin’in sahte amcası çocukların gözetimiyle ilgileniyormuş, Yasemin’i kendisine almak için sahte kimlikle onun velayetini üstlenmiş..Onun dışında alınan çocuklar ülke dışına ya organları ya da.. daha kötü şeyler için, konteynırlarla taşınıyor ve bir çok paravan şirketlerin ardından Doluzengin hesaplarına ulaşıyor. Ama biz bunu sadece sözel olarak biliyoruz, bunu kanıtlayacak elimizde yarı ölü, deli raporlu sahte amcamızdan başka kimse yok. Ama Sözer’in 20 yıl önce aniden zenginleşmesi, ülkenin farklı yerlerinde ve yurt dışında yeni bayiler açmasını da, politikacılar ve aşırı zengin iş adamlarının desteğini de açıklar. Sencer yanlış anlama ama kendi başına hiçbir şey yapamazsın. Ne o küçük izleme uygulaman, ne de Ceylin’e yaklaşman işi çözmez. Çözemez de çünkü Sözer tek bir kişi değil bir örgüt. Sözer’i tamamen yıkmak istiyorsan, buna dair bir kanıt bulmalısın. Bana banka ekstrelerini gösteren belgeleri bul! Hukuki kısmını bana bırak Sencer, onu paramparça etmek istiyorsak bunun en iyi yolu bu.

İçimde cehennemler kopuyordu, yetimhanedeyken güle eğlene vedalaştığım arkadaşlarımın her biri gözlerimin önüne geliyordu. Hepsini ölüme, ölümden kötüye gönderilmesini kutlamışız ve hiçbir zaman da gerçeği öğrenemeden bugünlere kadar gelmiştik. Bize mektup gönderememlerini, geri ziyaret etmemelerini çok eğlendiklerini ve unuttuklarını var sayıyorduk.

Yasemin’in gözlerini öfke bürümüş, gözlerini ateş saçıyordu. Kollarını bağlayarak oturmuştu Yasemin’in kolundan sızan kanın yavaşça yere damlamasını izledim. Öylesine sıkmış, öylesine tırnaklarını geçirmişti ki, öfkeden deriyi yırtıp içeri girmişti. Yasemin’i o halde görünce biranlık kendi öfkemi unuttum ve sandalyemden kalktım. Yasemin’e yaklaştım. Sıktığı ellerini tuttum ve bütün ciddiyetimle bütün duygularımdan yoksun bir şekilde:

Onları doğduğu güne pişman edeceğim Yasemin! Bunla alakalı her kişiyi tek tek bulup paramparça edeceğim! Sonra o parçaları bir sonrakine yedireceğim ama sen kendine sahip çıkmazsan, ben çıkamazsam, öfkemizi kontrol edemezsek… Yasemin bok yoluna ölür gideriz ve elimizden hiç bir şey gelmez.

Yasemin tırnakları etinden çıkardı, kanın akış hızı hızlanmıştı ama o umursamayarak gözlerimin içine baktı

Yasemin:Doğru zamanı bekleyeceğiz diye bir tanesi kalır, bir tanesini harcarken, elin titrer, şüphe duyar, acıma hissedersen… Önce seni, sonra elimden gelen herkesi öldürürüm!

Bana aşkla bakan gözler şimdi öfkeyle, nefretle, garezle doluydu.

Sencer:Sana yemin olsun eğer şüpheye düşersem, ben kendi kafama sıkarım zaten.

Sultan: Öfkeni kontrol etmene sevindim Sencer! Bundan sonraki süreç her ikiniz için de çok daha zor olacak.

Sencer: Öfkemi kontrol edemiyorum Sultan! Hiçbir şeyi kontrol edemiyorum. Şuan sakinsem tek sebebi sadece beynim bu kadar öfkeyi nasıl aktaracağını bilmediğinden. Melisa’ya söyle ben eve geçiyorum senin gönderdiğini söyle. Gelmesin, rahatsız etmesin beni! Yasemin kalk eve gidiyoruz! Gelmek istemiyorsan da kal! Beni yalnız bırakın! Sultan projen gecikecek! Kimseyi gönderme! Delilik yapmayacağım! Sadece yalnız kalmam gerek.

Ayaklandım kapıya yöneldim.

Sultan arkamdan seslendi: “Kendini kontrol edemeyen bir insan, kuduz köpekten farksızdır”

Babamın sözlerini Sultan’dan duyunca elektrik çarpmışa döndüm. Sultan’ın zümrüt gözlerinin içine bütün öfkemle baktım. Öfke beni yakmıyordu çünkü bu öfke değildi nefretti, Hristiyanlıktaki 7 günahtan biri olan Gazaptı, beni donduruyordu ellerimden, kılcallarımdan bütün kan çekilmişti. O an beni kim durdursa onu da yıkıp parçalayıp geçecek haldeydim. Babamın sözlerini kullanması beni sakinleştirmenin aksine sadece öfkemin ateşine benzin dökmüştü. Sultan’ın ilk defa birinden gözlerini kaçırdığına şahit oluyordum ve bunu sebep olan bendim…

Kapıyı çarpıp çıktım. Arkamdan Yasemin gelmiş ama hiç duymamıştım bile. Arabama döndüm, Yasemin de ön koltuğa binmiş hiç bir şey söylememişti. Söylese de duymazdım zaten kulaklarım çınlıyordu. Eve nasıl geldim bilmiyorum kapıyı açtım, ceketimi fırlattım Yasemine dönüp bağırdım*

Sencer:SAKIN! AMA SAKIN! DÜNYA YIKILMADIKÇA! KIYAMET KOPMADIKÇA! BENİ RAHATSIZ ETME! DİĞERLERİNE DE SÖYLE SAKIN YAKLAŞMASINLAR! ARAMASINLAR GELMESİNLER RAHATSIZ ETMESİNLER!

Bütün hırsımla atölyeye girdim, ordaki çelik plakayı aldım. Fırını ateşledim, çelik ısınırken, volta atıyordum çelik ısınır ısınmaz, mengeneyle tuttum ve örsün üstüne koydum. Isınmış çeliğe vurduğumda etrafa kıvılcımlar saçıldı. Her çekiç darbesinde babamın çekiçle vurduğu o an gözümde canlanıyordu. Her saçılan kıvılcımda yetimhanede ölümüne ya da daha kötü kaderlerine giderken vedalaştığım arkadaşlarımın siluetleri de saçılıyordu. Her darbede çelik bıçak görünümü daha net alıyor, benim zihnimde akan öfke de kızgın demire akıyordu. Tekrar tekrar vurdum. Nedense artık kıvılcımlar da, kızgın çelik de bulanıktı. Yo hayır bulanık değildi. Gözlerim yaşarmıştı, ağlıyordum… Kulaklarım çınlıyordu, demire her vurduğumda ses beynimde yankılanıyor, kalbim daha hızlı atıyordu. Bıçağı yağa soktuğumda yükselen ateş kolumu ısıtıyordu, normalde eldiven giyerdim ama öfkeden o kadar yanıyordum ki ateşi de hissetmiyordum. Sonra ikinci bıçağa geçtim, çekiç darbeleri, gözyaşları, öfke patlamaları, her çekiç çeliğe indiğinde öfkem azalmalıydı sakinleşmeliydim.Sakinliğim dinmiyor kafamdaki sesler yükseliyordu.

Babamın sesi kulağımda çınlıyordu: “Tekrar vur!” “TEKRAR VUR!” “TEKRAR VUR!” “KENDİNİ PARÇALAMA HINCINI DEMİRDEN ÇIKART” “ÖFKENİ KONTROL ETMEDEN BU ATOLYEDEN ÇIKMAYACAKSIN SENCER!” “KENDİSİNİ KONTROL EDEMEYEN İNSAN, KUDUZ KÖPEKTEN FARKSIZDIR!”

BANA SEN DEDİN BABA! sesi kulağımda kesilmeden yankılanıyordu “TEKRAR VUR!” ATEŞ DURMUYOR BABA! “TEKRAR VUR!” SAKİNLEŞEMİYORUM ATEŞ BENİ ALIYOR BABA! “TEKRAR VUR!” DAYANAMIYORUM ARTIK BABA! haykırmaktan sesim çatlamıştı ama ses hala zihnimde yankılanıyordu “TEKRAR VUR” BABA! ARKADAŞLARIMI ELİMDEN ALDILAR “TEKRAR VUR” BENLİĞİMİ ELİMDEN ALDILAR BABA! “TEKRAR VUR” Kalbim göğüs kafesimi parçalayacak gibi çarpıyordu “TEKRAR VUR” yağa soktum bıçağı* Alev yine kollarımı yaladı. Çeliği aldım kollarım acıyordu, hem yandığı için hem kasılmaktan. sakinleşemiyordum. “TEKRAR VUR” ZİHNİMDEKİ SESLER SUSMUYOR! “TEKRAR VUR” ter damlalarım kızgın çeliğe damlıyor anında buharlaşıyordu “TEKRAR VUR” BABA DURMAM LAZIM! NE BEYNİM NE VÜCUDUM KALDIRAMIYOR ARTIK! “TEKRAR VUR” YORULDUM YORULDUM! “TEKRAR VUR” BABA HER ŞEYİMİ ALDILAR BABA! “TEKRAR VUR” BABA SENİ BENDEN ALDILAR! “TEKRAR VUR” BABA SUS ARTIK! Haykırırken boğazımda kalan son nefesi de yırtarak dışarı atmıştım. Bu sefer o ses gelmemişti, babamın tekrar vur sesini duyamadım ağlayarak ben söyledim: “T-TEK-RAR V-UR” Son çekiç darbesinden sonra, çekici örsün üstüne fırlattım. Yere düştü. Kızgın çeliği yağa daldırdım. Alev kolumu tekrar yalayarak yukarı yükselirken tekrar acı hissetmeye başlamıştım. Bağırarak mengeneyi ve yağa batırılmış bıçağı yere düşürdüm. Yere yığıldım kolumu tutuyordum acıyla. Elime sadece kavrulmuş sert bir yapı geliyordu, gözlerimi indirdiğimde ancak fark etmiştim. Sağ elimin bütün derisi kavrulmuştu. Acı dayanılmaz seviyelere ulaşmıştı gözlerim karardı.

Bir kadın sesi:Sencer uyan hadi!

Sencer:Anne?

Kadın sesi:HADİ OĞLUM KAHVALTI HAZIR! OKULA GEÇ KALACAKSIN!

Sencer:ANNE! ANNE GELİYORUM! ANNEM! RÜYAYMIŞ RÜYAYMIŞ ANNEM BENİ KAHVALTIYA ÇAĞIRIYOR!!!!

Odamın kapısına koştum ama her koşuşumda kapı daha da uzaklaşıyordu, ağlıyordum ANNE GELİYORUM! ANNE NOLUR BEKLEYİN BENİ! Kapı açıldı hala uzağımdaydı bi türlü yaklaşamıyordum kapıda babam vardı. BABAM BABAM GELİYORUM BABAAM!

Babam:Gelemezsin oğul!

Sencer:İzin ver ben de geleyim! Hüngür hüngür ağlıyordum*

Babam: gelemezsin oğlum!

Sencer:KİMİM KİMSEM YOK BABA! HER ŞEYİMİ ALDILAR!

Babam: Gelemezsin oğlum sevdiklerin gerideyken, yapılması gerekenler bitmeden gelemezsin!

Sencer:Sevdiklerim mi?

—-

Bir kadın sesi:SENCER!

İkinci kadın:UYANIYOR GÖZLERİNİ KIPIRDATTI

Üçüncü: ALLAHIM SANA BİNLERCE ŞÜKÜRLER OLSUN UYANIYOR

Dördüncü farklı kadın sesi: SENCER DUYUYOR MUSUN?

Gözlerimi araladım parlak ışık gözlerimi açmamı engelliyordu, başım ağrıyordu.

Bir adam:Gözleri tepki veriyor bilinci yerine gelecektir one biraz süre verin.....

Yorum Yap

Yorumlar