Kapımın önünde adım sesleri duydum. Oldum olası uykum hep hafif olmuştu zaten. Hemen uyandım, etrafa göz gezdirdim, sağ tarafıma döndüm. Yasemin hala yanı başımda yatıyordu, o kadar zarif, o kadar güzeldi ki!
Kızlar Yasemin’e uzun beyaz ince bir gecelik almışlardı. Ufak göğüs uçlarının yarı saydam elbisesinin altından görebiliyordum, güneş ışınları güzel yüzüne çarpıyor soluk beyaz teninden ay gibi parlıyordu.
Adım sesleri odama yaklaştı ve kapımın kolu yavaşça aşağı indi. Gelen Melisa’ydı saçlarını yapmış, güzelce giyinmiş, Sultan hanım ziyareti için olsa gerek bütün bakımlarını yapmıştı. Zaten güzeller güzeli kadınımın güzelliğine, güzellikler katılmıştı. Biliyorum çok fazla kez güzel kelimesini kullandım ama Melisa’ya bu kelimeleri bin kez kullansam yine de yeterli gelmeyeceğini biliyordum.
Usulca yatağa yaklaştı. Uyanık olduğumu görünce, parmağını dolgun dudaklarına koyup “ssshhh” yaptı.
Melisa’nın modu yerindeydi, üzerimizdeki örtüyü usulca kaldırdı. Yatağımın üstüne dört ayak gelmesi, dudağını ısırarak bana bakması bile sikimi taş kesmişti. Belli ki bugünkü hedefi ben değildim. Yasemin zaten sırt üstü yatıyordu, elbisesinin eteğini karnına kadar kaldırdı. Yasemin iç çamaşırı giymemişti. Usulca bacaklarını ayırdı bana bakıyordu. O kadar aç ve azgın olmasına rağmen, yine de benden izin almak adına gözlerimin içine bakması hoşuma gitmişti. Bazı durumlarda kontrolü salmak gerçekten eğlenceliydi ama evin içindeki otoriteme ve özgürlüğüme dünyadaki bütün zevklerden çok daha fazla aşıktım. Başımı onaylarcasına salladım. Yasemin’in vajina dudaklarına ufak bir öpücük kondurmuştu, üstümdeki tek şey olan şortumu çıkardım. Melisa Yasemin’in bacaklarının arasından ayrılıp penisimin başını öpüp, bana gülümseyerek salyasını sikime bıraktı. eliyle bana masturbasyon yaparken ağzını geri Yasemine geri dönmüştü. Yasemin başta kıpraşmış sonnrasında ufak bir inleme bırakarak uyanmıştı, mahmur gözlerle “Sencer.. uyanır uyanmaz mıı? Beş dakika daha uyuyayımmm”
Sonra bana dönmüştü, gözlerimiz birbirine kenetlendikten sonra *
“IHHM Sencer parmakların tuhaf hissettiriyor ıslak gibi”
Bacaklarının arasını işaret ettim.
Yasemin gözleri aşağı kayınca ufak bir çığlık bırakmıştı*
“MELİSA! DUR!” demişti ama Melisa penisimden elini çekip iki eliyle Yasemin’in bacaklarını kavrayıp yüzüne bastırmıştı. Zaten ufak tefek olan Yasemin Melisa’dan kaçamamıştı.
Yasemin:Melisa! DUR! IHMM DURR! SENCER!
Eğilip Yasemin’in çığlık atmaya hazır dudaklarını öptüm. Benim karşı çıkmadığımı görünce istemsizce kendini teslim etmişti.
Yaseminin dudaklarıyla bir süre vakit geçirdikten sonra göğüs uçlarını ağzıma aldım. Portakal büyüklüğündeki göğüslerini ağzıma alıp emmeye başladım.
Yasemin:SENCER DUR! MMMMMHHHH ONLAR MMH ÇOK HAS-SAS!
Bunu dedikten sonra diğer göğsüne geçtim. Onu da emiyor, öpüyordum. Göğüs uçlarını zevkle öpüp emmelerimi yerini, ufak ufak ısırıklara bırakınca Yasemin gerçekten inlemelerini arttırmıştı. Belki de gerçekten çok hassaslardı, benim okşamalarıma ve Melisa’nın aşk dolu öpücüklerine daha fazla dayanamayan tatlı kızım, kasılmaya ve çığlık atmaya başlamıştı.
Yasemin:GELİYORUM! MELİSA DUR DAYANAMIYORUM!
Melisa tastan su içen bir köpek gibi Yasemin’in her noktasının tadına varıyordu. Yasemin daha fazla dayanamamış olmalı ki, bir anda sıvılarını fışkırtmaya başlamıştı.
Melisa büyük bir zevkle hepsini yalayıp yuttu. Kasılmaları durunca*
Sencer:Eee beğendin mi?
Yasemin: O kadar zevkliydi ki kalp krizi geçireceğim zannettim ama Melisa.. Sencer sana yasak DEMİŞTİ . Cümlesinin son sesi utançla kızgınlık arasında tiz bir şekilde çıkmıştı
Melisa kıkırdayarak odadan kaçmıştı* merdivenlerden inerken seslerini duydum.
Yasemin:Sen izin verdin dimi!
Gülümseyerek başımı salladım*
Yasemin sertleşmiş penisimi görmüştü: Neden.. kendini tatmin ettirmedin..?
Yasemin’in elini tuttum penisimin üzerine koydum*: Çünkü senin yapmanı istedim.
Yasemin yine heyecandan yutkunmuş * derin derin nefes almaya başladı. Sonra ayaklanıp kucağıma çıktı.
Sencer:Kuzum henüz erken canın yanabilir.
Yasemin sikimi dik bir şekilde tutmuş kendisine çekmişti penisim karnına değiyordu, bacaklarının arasından yukarı doğru uzanan penisim göbek deliğine kadar geliyordu*
Yasemin:Bu şey kesinlikle beni delip geçecek ama bugün değil, Selin bana bir şey söyledi. Onu denemek istiyorum. Penisimi karnıma doğru yatırıp üstüne çıktı. Islak vajina dudaklarını penisime sürterken, dudaklarımı öpmeye başlamıştı. Bu şekilde ne kadar kaldık bilmiyorum ama Yasemin zaman geçtikçe hızını arttırıyor ve vajinasını daha sert bir şekilde penisime sürtüyordu. Sonrasında dayanamayıp boşalmaya başladı. Kasılması bittiğinde penisim, Yasemin’in sıvılarıyla doluydu. Hemen dizlerimin arasına eğildi, ufak elleriyle sıvılarının kayganlığını kullanarak mastürbasyon yapmaya başladı. Harika hissetiriyordu, başını da ağzına alıp emmeye başlayınca artık sınırıma yaklaşmıştım. Yasemin’in başını tutup biraz bastırdım. Başından biraz fazlasını almış çoktan gırtlağını hissetmeye başlamıştım ve bir anda boşalmaya başladım. Yasemin çırpınıyor kaçmaya çalışıyordu ama durmaya niyetim yoktu, hepsini ağzına boşaldım. istemsizce hepsini yutmuştu sikimi boğazından çıkardığımda öksürüyordu.
Sonra aşırı neşeli bir şekilde: Daha derine aldım Sencer! ve daha ikinci günüm.
Çocuk gibi seviniyordu, tatlı kızımı öptüm ve duşa girdik, duşta uslu durduk çünkü Melisa bizi bekliyordu. Duştan çıktığımızda Melisa aşağıdan sesleniyordu*
Melisa:HADİ AŞK KUŞLARI! İŞİNİZ BİTTİYSE GELİN ARTIK! KAHVALTI SOĞUYOR!
Aşağı indiğimizde Melisa bizi çok güzel bir kahvaltıyla karşılamıştı. Yasemin utangaç utangaç sandalyeye geçmişti, Melisa’nın anaç hali geri gelmiş, Yasemin’e bir tabak hazırlamıştı. İçinde yumurta, sebzeler, sosis hatta patatesler bile kızartmıştı.
Yasemin:Ben bunları bitiremem..
Melisa Yasemin’in başını öpüp: O tabak bitmezse yukarıda kıvrandığının 20-30 katıyla karşılaşırsın ve bu sefer Sencer bile kurtaramaz seni!
Endişeyle bana bakıyordu Yasemin*
Sencer:Valla Anneciği duydun yapcak bir şey yok.
Yasemin Üzgün üzgün kahvaltısını yaparken*
Sencer:Aşkım sen yemiyor musun?
Melisa:Kuzum, Sultan hanımın yanında şişik gözükmek istemiyorum. Ben bir şeyler atıştırdım. Siz yemeğinizi yiye durun, ben de Yasemin ve senin kıyafetlerini hazırlayayım hayatım.
Sencer:Kuzum sen bu anne rolüne çok mu girdin? Otur bir çay kahve iç okadar önemli değil.
Melisa:SENCER 3 SAAT UYUDUM! SABAHTAN BERRİ NE KONUŞACAĞIMI PLANLIYORUM! LÜTFEN BANA SAKİN OL DEMEZ MİSİN?!!!!
Sencer:Taaa-mam iyi eğlenceler sana! dedim kaçarcasına.
Melisa pıtır pıtır yukarı çıkmıştı.
Yasemin:Nereye gidiyoruz?
Sencer:Sultan Hanım’ı ziyarete gireceğiz
Yasemin:Ben gelmesem?
Sencer:Neden kuzum? Sen çok severdin Sultan hanımı?
Yasemin:Seviyorum ama Zeynep.. Zeynep’i kıskanmadan durabileceğimi sanmıyorum Sencer!
Sencer:Neden Zeynep’i kıskanıyordun ki Yasemin? O zamanlar Zeynep adam akıllı yürüyemiyordu bile, milyonlar içinde hiç bir şeye sahip değildi. Belki de yetimhanedeyken Zeynep dışında herkesden fakirdik ama ondan zengindik. Sağlık en büyük hazinemizdi. Zeynep bundan yoksundu…
Yasemin:Sencer… Konu o değildi, konu o benden çok daha önemli bir şeye sahipti.. Bana bakışın daha yeni yeni değişiyor. yavaş yavaş yeni bir hal alıyor. Bana sevecenlikle bakardın, hep koruyucu bir abi gibiydin.. daha yeni yeni beni bir kadın olarak görüyorsun.
Sencer:O zamanlar çocuktuk be Yasemin normal değil mi?
Yasemin:Hayır Sencer! Ona hep farklı baktın sen.. Sen ona aşıktın.. Benim sana baktığım gibi sen ona bakıyordun..
Sencer:Yok öyle bir şey Yasemin, Sultan hanıma borçluydum ve borcumu ödemek için elimden geleni yapıyordum sadece.
Yasemin:YALAN SÖYLÜYORSUN SENCER! SEN BİLE İNANMIYORSUN ŞU SÖYLEDİKLERİNE!
Sencer:Yasemin sakin olur musun?
Yasemin:Hep aynı yalanı söyleyip durdun bizlere! Zaten sizi çift görüyordu herkes! Sultan bile sana damadım diyordu!
Sencer:Yasemin bunlar o zaman ki oyunumuzdu, herkes birbiriyle uğraşıyordu!
Yasemin:Senin bu kadar çabalamanın sebebi Sultan değildi Sencer.. Sen Zeynep’e aşıktın…
Sencer:O-BEN. YANİ
Yasemin: Kendine asla dürüst olamıyorsun sanırım.. Yalan söylemekten nefret ettiğini söyleyip dururdun. Hiç bir şeyi saklamaz tak diye söylerdin. Zaten bundan dolayı onca kırbacı yemedin mi? Seni Zeynep’te durduran şey neydi? Kendine yalan söylemek yalan sayılmaz mı? Üzgünüm Sencer ben gelemem!
Sencer:Yasemin o yıllar önceydi! Artık ne ben aynıyım, ne Zeynep! o saraylarda yaşayan başarılı bir iş kadını! Ben ise mentalitesini zorla tutan bir marangozum. Herkes yerini bilir.
Yasemin:Daha saçma bir şey duymadım gerçekten! Para farkı mı endişen? Şimdi zenginsin! Bitti işte bütün problemlerin.
Sencer:Yasemin derin sulara giriyorsun yapma!
Yasemin başını eğmişti. Kırılmış duruyordu.
Derin bir nefes aldım*
Sencer:Bak…Yıllar oldu Yasemin o benle görüşmemeyi tercih etti! Ben de gömdüm onu kalbimin en derinliklerine, çocukluk heyecanıydı sadece bitti gitti. Muhtemelen evlenmiştir bile… Ayrıca geliyorsun.
Yasemin:Gelemem…
Sencer:Kızım Zeynep’le aramızda kıta var! Sultan bana 2 haftadan önce dönmeyeceğini söyledi, gidip görüşüp geri döneceğiz. Hem bu durum Melisa için çok önem ifade ediyor onu red mi edeceksin?
Yasemin dudağını bükmüştü : Peki gelirim..
Melisa:HALA YUKARI GELMEDİNİZ! HADİSENİZE GEÇ KALACAĞIIIIZZZZ!
Eğilip Yasemin’in anlını öptüm. “hadi yola çıkalım güzelim” dedim.
Yasemin’in neşesi biraz yerine gelmiş, kafasını hafife sallayıp yukarı çıkmıştık. Hazırlanıp arabaya bindik, yolda gidiyorduk. Melisa endişeyle dışarı bakarken tırnaklarını ısırıyor sonra ojesinin bozulacağı düşüncesiyle, elini kaçırıyordu.
Sencer:Melisa artık sakinleşir misin? O da bir insan ne de olsa!
Melisa:O öylesine bir insan değil Sencer! Onun sayesinde şu an buradayım, babamın şirketi iflas edip alacaklılar kapıya dayandığında, o kadın hiç tanımadığı babama başarısız bir iş adamı olmasına rağmen faizsiz borç vermişti. Üstüne üstlük yine Sözer’in yanında işe girebilmesi için kefil bile olmuştu.
Sencer:Tamam da kuzum, bu kadar gergin olmana gerek yok, o da insan sonuçta böyle bir geçmişiniz olduğunu bilmiyordum ama Sultan’ın normali bu… Sana oldukça benziyor aslında, iyi anlaşacaksınız! Bak birinci elden söylüyorum sana!
Melisa:Gerçekten öyle mi düşünüyorsun? yoksa beni rahatlatmak için mi söylüyorsun?
Yasemin Melisa’nın elini tutmuştu:Sencer haklı Melisa, bana Sultan hanımı hatırlatıyorsun.
Melisa hafif gülümsemiş gözü dolmuştu* başını havaya kaldırıp eliyle gözlerini yellemeye başlamıştı.
Melisa:Ağlayamam! Makyajım bozulmamalı.. Sağolun sanırım biraz daha sakinim.
Zümre Malikanesine girdiğimizde arabadan indim üst araması ve kontrol için beklerken*
Güvenlik görevlisi: Bu araç sizin aracınız Sencer bey o yüzden aramamıza gerek yok siz de zaten özel misafirimizsiniz Sultan hanım Melisa ve Yasemin hanıma selamlarını iletti.
Yasemin:Benim geldiğimi nerden biliyor Sen mi söyledin Sencer?
Sencer:Yani belki sürpriz bir misafir getirebilirim dedim ama kastım Ceylin’di, genelde Melisa’yla gezdikleri için onun da geleceğini düşünüyordum. Bu kadının istihbaratı beni gerçekten korkutuyor.
Yasemin derin bir nefes aldı ve kendini hazırladı, Melisa ise tamamen nefesini tutmuştu. Arabamızdan indikten sonra Deniz temalı koridorlardan iç bahçeden geçtikten sonra Malikane salonuna dönmüştük. Sultan Hanım bu sefer bizi ayakta karşılamış yanında da bir çuval duruyordu, tekrar yutkundum ama bu sefer çuval doluydu.
Sultan:Zümre konağına Hoş geldiniz sevgili misafirlerim.
Melisa o hırslı atılgan halini tamamen yitirmiş, tıpkı eski Ceylin’in yanındaki uysal sessiz sedasız Melisa’ya dönmüştü.
Sultan Melisa’nın yanına gelmiş her usulca çenesinden tutup başını kaldırmıştı.
Melisa’nın kalp atışını kıyafetlerinin üstünden görür gibi oldum*
Sultan:Sen güzel ve endamlı bir kadınsın, kızımın hayatını güzelleştiren aletin fikir anasısın. Sencer’in güzel kadınısın, oğlum sayılır Sencer , bir daha karşımda boynun eğik görmeyeceğim seni. Belki de potansiyel gelinim olan bir kızın, hele ki bu kadar başarılı olan bir kadının başı dik durmalı. Anlaşıldı mı güzelim?
Melisa başını onaylarcasına sallamıştı. Melisa Sultan hanımın gözlerinin içine baktı. Gözlüklerinin ardından utangaç kahverengi gözleri Sultan’ın Zümrüt rengi yılan bakışlarına tutuldu, bir süre öylece kaldı. Göz göze geldiklerinde Melisa’nın endişesini anlayabiliyordum, Sultan öylesine bakmazdı kimseye. İnsan sarrafı denir ya aynen öyleydi. Gözlerinin içine bakıyordu Melisa’nın. bu normal bir bakış değildi resmen ölçüp biçiyordu, gözlerinden zihnine girmiş baskınlığını kurmuş, sanki haneye tecavüz eder gibi Melisa’nın düşünceleri arasına geziniyor gibiydi. Daha kenetlendikleri anda Melisa gözlerinin içine baktığı için pişman olmuştu. Gözlerini ilk kaçıran Melisa oldu tabii ki.
Sultan:Sevdim bu kızı Sencer, gerçekten hem güzel hem zeki! Biraz da yaramazlıklarla dolu gibi, saklı bir kutu açarsam ne çıkar acaba? Pandoranın kutusu gibi felaket mi? Yoksa bir sepet dolusu Ambrosia mı?
[Pandoranın kutusu: Açılırsa kıyameti yıkımı getireceğine inanılan efsanevi bir kutu]
[Ambrosia:Yiyen kişinin ölümsüz olmasını sağlayan tanrı yiyecekleri]
Bir bakışta anlamıştı. Melisa’nın sakladığı her sırrı biliyordu sanki. Onun bu yeteneği ben hep ürkütmüş ama etkilemekten de hiç geri kalmamıştı. Bildiğim bir şey varsa Sultan Zümre normal bir kadın değildi.
Melisa boncuk boncuk terlemeye başlamıştı, Sultan hanım elini Melisa’ya uzatmıştı*
Sultan:Tanıştığımıza memnun oldum güzelim.
Melisa:O onur bana aittir Sultan hanım. Dedikten sonra Sultan hanım’ın elini sıkmıştı. Belki baskınlığın kimde olduğunu ezici bir şekilde fark etmişti ama Melisa’da Sultan’ın delici bakışlarının tehditkar olmadığının farkına varmıştı. Hala gergin olsa da artık konuşacak kadar rahattı.
Sonrasında Sultan Yasemin’e yaklaştı
Sultan:Hoş gelmişsin güzel kızım, kocaman kız olmuşsun. Yaramazlıklarını duydum, seni Sencer bulduğu için oldukça şanslısın. Saçların kızılken daha da güzeldin bozmasaydın keşke…
Yasemin:BEN! SİZ! NASIL….?... Saçlarıyla oynayarak* öyle olması gerekti…
Yasemin’e normalde biri turuncu saçı övse hemen karşı çıkardı ama bu sefer karşısında Sultan hanım vardı, ki Sultan hanım da doğal kızıldı.
Sencer:Eh Sultan Hanım işte! O bilir ben asıl Yasemin’i tek bakışta tanımasına şaşırdım.
Sultan:Ben çocuklarımı bilirim Sencer, onlar benim gözümde asla büyümezler. Tekrar Yasemine dönüp * Yasemin o zamanlar kızımla fazla meşguldüm.. Sencer’de öyle sana bir özür borçluyum gibi hissediyorum.
Yasemin:Öyle şey olur mu Sultan hanım, Zeynep sizin tek kızınız onla ilgilenmeniz çok normal ve sizin sayenizde yetimhanedeki onlarca çocuk çok iyi yerlere geldi. En iyi örneği Sencer zaten. Ben pek başaramasam da, size minnettarlığımdan hiç bir şey eksilmedi.
Sultan:Hayır .. yine de senle daha çok ilgilenmeliydik ama sana bir hediyem var. Bundan sonraki hayatını daha rahat yaşaman için özel ayarlattım.
Yasemin: Sultan hanım yanlış anlamayın ama sizden para kabul edemem, zaten size borçluyum daha fazlasını kaldıramam.
Sultan:Konu para değil.
Yanındaki çuvalı tutup kaldırdı, içinde elleri gözleri ayakları oldukça rahatsız edici bir pozisyonda bağlanmış bir adam vardı. Ağzı yüzü şişmiş morarmış fena dayak yemişti. Usulca inliyor başka da bir şey yapamıyordu.
Çuvalı açtığında Melisa gerilip dikelmiş* Yasemin ise çığlık atıp arkama saklanmıştı.
Sencer:Neler oluyor Sultan hanım bu adam da kim?
Sultan:Bence Yasemin tanıyor..
Sencer:YOKSA?
Yasemin:E-evet benim amcam!
Amcasına doğru yaklaştım suratına tekme atıp zaten dağılmış suratını daha da dağıtacak enerjim bitene kadar da öldüresiye yumruklayacaktım.
Araya Sultan girdi ve elini göğsüme koydu*
Sultan:Bu senin intikamın değil Sencer! Senin ne konuşmaya, ne bir şey yapmaya hakkın var!
Dişlerimi ve yumruğumu sıktım beni salsa o adamı kıyma yapana kadar yumruklardım ama haklıydı. Ona ne yapılacağına Yasemin karar verecekti. Bu onun intikamıydı. Adamın üstüne tükürüp geri çekildim. Sırtımı sütuna dayayıp kollarımı bağladım, öfkemi kontrol etmeliydim.
Sultan:Sana kötü şeyler yapmaya niyetlenen adam burda Yasemin, KİMSE AMA KİMSE BENİM ÇOCUKLARIMA DOKUNAMAZ! hatta aklından bile geçiremez! Ona ne yapılmasını istersen o olacak. Senin kayıp ilanını geri çekti ve Reddi miras olarak senin üzerindeki her haktan feragat etti.
Yasemin ağlamaklıydı ama öfkesi korkusundan fazla gelmiş olmalıydı ki öne çıktı, ne korku, ne endişe, ne stres, Yasemin ölü gibi görünüyordu. Soğuk demir gibi bir sesle şu sözleri söyledi:
“Onun bir daha hiç bir çocuğa düşüncelerinde bile dokunmamasını sağlayın, onun elinden bu yetiyi alın! Sonra da benden o kadar uzağa götürün ki bir daha adını silüetini bile görmeyeyim! Acısının çığlıklarını bile duymayayım onu hayatımdan silin atın istiyorum.”
Sultan Ordaki kahyaya döndü: Hayalarını alın, bolca acı çektiğinden ve Yasemin’in 450 km çapına bir daha yaklaşmadığına emin olun.
Kahya: Nasıl isterseniz hanımefendileri. Dedikten sonra el çırptı. İki goril gibi adam yerden amcayı alıp götürdü. Yasemin dönüp bana sarıldı hüngür hüngür ağlıyordu. Saçlarını okşadım *
Sencer:Geçti kuzum geçti…
Gerçekten o şerefsiz bundan daha azını haketmiyordu.
Melisa da gelmişti o da sarılıyordu.
Yasemin:Bir daha başıma gelmeyecek değil mi?
Sencer:Bir daha kimse sana düşüncelerinde bile dokunamayacak sevgilim.
Sultan gayet soğuk bir tonla
“ Ben masamızı hazırlatayıp sizi biraz yalnız bırakayım sonrasında iş konuşacağız.” demişti yine aklından neler geçiyordu bu kadının?