Siktiğimin rektörü gece gece bizi takip edecek kadar hırslanmıştı. Onun belasını sikecektim. Bugün tatildi evine ulaşmalı ve daha işleri yazıya dökmeden çözmeliydim. Benim için hiçbir sorun olmazdı ama Selin’in işten atılması manasına geliyordu. İşten atılmaması için önerdiği şey de ikimizin diz çöküp ayak tabanını öpüp onun efendimiz olduğunu söylememizi istiyordu.. Bunun hayali bile beni tiksindiriyordu. Üstüne üstlük eğer yapmazsak da, önceki atılması gibi sadece kağıt oynamalarıyla atılması gibi olmayacak, bu sefer sicili de kirlenecekti. Buna izin veremezdim benim sığınma noktama direkt olarak saldırmıştı. Benim sırdaşıma dokunamazdı! Bu alt karına vurmak demekti, adice ve şerefsizceydi sicili kirlenmesin diye gerekirse, ben ellerimi kirletecektim. Tepem atmıştı mantıklı düşünemiyordum.
Kıyafetlerimi giymeye başladığımda*
Selin: Sencer NEREYE GİDİYORSUN SENCER!? demişti ağlamaklı bir sesle Ben arabama giderken dönüp bakmadım bile*
Selin:BENDE GELİYORUM!
Sencer:HİÇ BİR YERE GELMİYORSUN ONUN BELASINI SİKECEĞİM DİŞLERİNİN HEPSİNİ DÖKTÜĞÜMDE BAKALIM ÖYLE KONUŞABİLECEK Mİ?
Selin:SENCER DÜŞÜNMEDEN HAREKET EDİYORSUN BİTTİ ARTIK BİTTİ!
Sencer:BİTMEDİ AMINA KOYİM BİTMEDİ BURDA BİTECEK TEK ŞEY O İBNE REKTÖR!!
Selin elini kaldırıp yüzüme sert bir tokat atmıştı*
Selin:PERVASIZSIN ASLA DURDAN ANLAMIYORSUN! SİKTİĞİMİN REKTÖRÜNÜ DÖVÜNCE İŞ Mİ ÇÖZÜLÜR??? ÖFKELENDİĞİNDE ZEKANDAN KIRINTI KALMIYOR! REKTÖRÜ DÖVELİM İŞ ÇÖZÜLSÜN! LİSEDE MİSİN SEN AQ! BENİ İŞİMDEN SİKTİR EDERLER SEN DE HAPİSHANE KÖŞENDE ÇÜRÜRSÜN! BABANA VERDİĞİN SÖZE NE OLDU?! HANİ BAŞARILI BİR ADAM OLACAKTIN! BU MU BAŞARI SENCER!? BİR BOK PARÇASI GİBİ HAPİSHANE KÖŞESİNDE ÇÜRÜMEK Mİ?!
Selin’in sözleri öfkeli kalbime buz kestirmişti, ellerim titriyor dişlerimi sıkmaktan çenem ağrıyordu. Kalp atışım deli gibi artıyordu. Vücudumun uç noktaları donmaya başladı parmak uçlarım buz keşmiş dudaklarım soğuktan acıyordu. dizlerimdeki gücü kaybettim ve dizlerimin üstüne yere düştüm gözüm kararmıştı. Selin’in “Sencer!” diye tiz bir çığlık attığını duydum kulağımda yankılanıyordu sesi, kulağım çınlıyordu. Görüntü niye bulanıktı? Sanki kendi bedenimin içinde hapistim ve gözlerimden dışarıyı görüyordum ama hiç bir şey hissetmiyordum. Beden benim değilmiş gibi kalkmasını söylüyordum ama bedenim hareket etmeyi red ediyordu. Yine olmuştu işte… Ben mutluydum bir alan kurdum güçlendim… Sonra güçlü olan benim alanıma girdi! Bana değil sevdiğim birine zarar verdi.. Benim kadınıma benin yüzümden zarar gelmişti ve ben yine hiçbir şey yapamamıştım… Sözer babamı alıp, annemi çaresiz başı boş halde başka şehre sürdüğünde de böyle olmuştu. Annemin mezarının başında da böylesi çaresizdim… Şimdi Selinimin canını yakıyordu! Yıllarını eğitim hayatını diplomasını yakıyordu gücü olan! ve elimden birşey gelmiyordu! Kadınıma zarar veriyordu! zayıf yönümün kadınım olduğunu sevdiğim kişi olduğunu öğrenmişti…zayıf yönü sevdiğimdi…ZAYIF YÖNÜ KADINIYDI! Bir anda zaman tekrar hızlanmaya başlamış, kalbim tekrar normal hızda atmaya başlamıştı. Hatta belki de daha da hızlıydı. Vücudumun her noktasına kan doluyor kılcal damarlarım genişliyor kan değil lav akıyordu. Vücudum yanarak geriliyordu üşüyen her noktam ateş basıyordu. Gözlerimin bulanıklığı gitti. Selin’in yüzünü net bir şekilde görebiliyordum, Sonrasında Selin’in endişeli çığlıklarını duydum. Adımı haykırıyordu Selin “SENCER SENCER İYİ MİSİN?” Vücudum üzerinde tekrar kontrolümü aldığımda bir kukla gibi yere yığılmış bedenimi derin bir nefes alarak toparlamış. Selin’in dudaklarını öpmüştüm. Sencer:SELİN SEN HARİKASIN BE KADIN! SEN HARİKASIN! SANA BAYILIYORUM BE KADIN! Selin:Sencer ne oluyor!? Biraz önce anksiyete krizi geçiriyordun!? Şimdi aşk dolusun gel doktora gidelim nolursun..! Sencer:Gerek yok! Ben iyiyim hadi bin arabaya! Selin:Sencer araba kullanabileceğine emin misin? Sencer:O kadar enerji doluyum ki sevgilim seni kucağıma alıp da koşabilirim ama araba daha iyi seçenek hadisene!!! Selin arabaya bindiğimizde hala endişeli bir şekilde bana bakıyordu ama benim susmak bilmeyen zihnimi Selin’e aktarmakla meşguldüm Selin’e ikizleştirmeden bahsettim ama kurulumun sadece emaille gönderilen bir uzantıyla olabileceğinden bahsettim.
Selin şok olmuştu:SENCER NEYDEN BAHSETTİĞİNİ BİLİYOR MUSUN? BU SUÇ BUNUN YÜZÜNDEN HAPİSHANEYE GİREBİLİRSİN? ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ HİÇE SAYIYORSUN?!
Sencer:ÖNCELİKLE EVET! EVET VE SON OLARAK EVET!
Selin:PİŞKİN PİŞKİN DE EVET DİYORSUN! YOKSA BENİM TELEFONUMA DA MI YÜKLEDİN!
Sencer:HAYIR YAPMADIM! sadece kötü insanlar için kullandım bir de yanlışlıkla Melisa’da amacım Ceylin’in telefonuna girmekti yanlışlıkla oldu!
Selin:YANLIŞLIKLA KIZIN TELEFONUNU MU HACKLEDİN! BU NE SAÇMA ŞEY SENCER NE SAÇMALIYORSUN!
Sencer:Selin merak etme haberi var.. yani söyledim… söyleyeceğim İYİ TAMAM HABERİ YOK! AMA KÖTÜ AMAÇLA KULLANMADIM Kİ YA DA VERİLERİ TEŞHİR ETMEDİM! dedim ya… amacım Ceylin’e ulaşmaktı!
Selin:LAN CEYLİNİN TELEFONUNA GİRMEN SANKİ ETİK Mİ?!
Sencer:TAMAM TAMAM BİLİYORUM ETİK DEĞİL AMA ONLAR DA BANA KİRLİ OYNUYORDU! HEM ŞİMDİ ELİMİZDE REKTÖRE KARŞI KULLANACAK BİR ŞEY VAR! REKTÖRÜN TELEFONUNA-dıhı dğrusu sekreterin telofnun- GİRDİĞİM İÇİN ŞUAN İŞİNİ KURTARABİLİRİZ!!!!
Selin:NE DEDİN? NE DEDİN? SEKRETERİN TELEFONUNA NİYE GİRİYORSUN OĞLUM MANYAK MISIN??? TAMAM KARI UCUBE EGOİSTİN TEKİ AMA ONUN NE ALAKASI VAR AYTEN’İN TELEFONUNA NİYE GİRİYORSUN AMK!?
Sencer:Ya bir dur bağırma hem ne çok küfrediyorsun Selin:GERÇEKTEN SENCER AHLAK BEKÇİLİĞİ YAPACAK SON KİŞİ SENSİN! Sencer:Tamam tamam kızma bir dinle şöyle oldu *Rektörün telefonuna eriştiğimi sonra Ayten’in onu tehdit ettiğini, sonra merak edip onun da telefonuna girdiğimi vs anlattım. Bunları anlattıktan sonra Selin sessizleşmiş düşünüyordu. Selin:Rektörün evine gidiyoruz değil mi? Ona karısı üzerinden saldıracaksın… Sencer:Zekana aşığım kadın!!! Ama Karısının evine gidiyoruz, rektörün değil. Selin:Cıvıma Sencer! Kadın’ı mı rehin alacaksın? Kadın’ın ne suçu? Var hem rektör videoda gördüğümüz üzere eşcinselse neden Karısını umursasın ki boşar gider? Ben daha cevap vermeden Ama boşamadı… Bir sebebi olmalı… Asıl peşinde olduğun kadın değil kadın’ın sahip olduğu! SENCER SEN BİR DAHİSİN!
Sencer:Ehehe az biraz düşünme ve güzel bir kadının desteğiyle her şeyi halledersin! Rektörün gay olduktan sonra neden hala bu kadınla evli olduğunu düşünüp durdum, sonra karısının kim olduğunu buldum “Sultan Zümre” Selin:İyi de Sencer “Sultan Zümre” Denizcilik şirketleriyle ünlü bu kadın neden Rektörle evlensin ki? Kadın 40larında ve hala taş gibi sanırsın bir manken! Bizim rektör ise 65 den daha yaşlı olmalı? Hem onla evli ise neden medyaya hiç yansımadı? O kadının her adımı medyada yaşıyor! Sosyetede çok değerli bir noktada! Ünlülerden çok paparazziler onu kovalıyor, hem biz nasıl Sultan Zümre’nin Malikanesine gireceğiz ki? Bu kadar fazla soru varken sen kendine güvenmiş bir şekilde direkt yola çıkıyorsun. Hem Sencer bu kadar güçlü bir kadının evlilik hayatına girersen cesedini bile bulamazlar bunu biliyorsun değil mi?
Gülümsedim sadece*
Selin sinirlenmişti:CEVAP VERECEK MİSİN YOKSA KENDİMİ CAMDAN AŞAĞI MI ATAYIM?
Sencer:Merak etme bizzat onun ağzından dinleyeceksin Sultan hanım beni çok sever!
Selin:SEN SULTANI NERDEN TANIYORSUN!
Sencer:Çok basit “juvenil Parkinsonizm”
Selin:Milyonda görülen bir çocuk parkinsonuyla alakası ne? SENCER KONUŞUR MUSUN ARTIK? YEMİN EDİYORUM SABIR FALAN BIRAKMADIN İNSANDA
Sencer: Keşke artık bağırmasan duyuyorum zaten seni, Bundan 12 yıl önce ben daha yetimhanedeyken, bizim bakıcılarımızın birinin çocuklara işkence etmekten dolayı tutuklanıp sonrasında akıl hastahenesine atılmasından sonra…
Selin:Sırtındaki yaraları yapan oruspu çocuğumu?
Sencer:Aaa Selin hanım tarzıma tarz katan dövmelerimin nadide sanatçısına laf atmazsanız sevinirim. Kıkırdamıştım* Selin ise sadece göz devirmişti* Neyse işte o olaydan sonra Sultan Zümre ziyaretimize geldi ve Yetimhaneye oldukça büyük bir yatırım yaptı, bizim için özel spor salonları, atölyeler, resim ve müzik odaları, hatta o dönemin son teknolojilerini içeren özel bir bilgisayar sınıfı oluşturdu. Onun sayesinde programcı oldum, keman çalmayı öğrendim. Babamın bana öğrettiği demirciliği ve marangozluğu unutmadım, Sultan hanımın özellikle bizim yaş grubuyla çok fazla ilgileniyordu sebebi ise Zeynep’ti.
Selin: Zeynep Zümre yurt dışında okul okumuyor muydu? Paparazzilerin yana yana aradığı 4 sene öncesine kadar asla ismi dışında bilgiye ulaşamadığı, sonra durduk yere ortaya çıkıp, başarılarıyla medyayı sallayan Zeynep Zümre’den mi bahsediyoruz?
Sencer: Bakıyorum da Sosyeteyi baya baya takip ediyorsun.
Selin:Eh iş çıkışı çok fazla vaktim oluyordu.
Sencer:Evet tam olarak o! Zeynep’de juvenil Parkinsonizm hastasıydı, bizim yaşıtımız olmasına rağmen yürümeyi bırak, yardım almadan yemek yiyemiyordu. Kilo almaması için sadece yetecek kadar besin veriliyordu, onun en büyük zevki biz oynarken izlemekti. Çok zeki bir kızdı, herkes onla konuşurken sıkılırdı, çünkü cümle kurması çok uzun sürerdi ve panikleyince parkinsonu artıyordu ama benim zamanım çoktu ve baş başa kaldığımızda daha rahat konuşuyordu, insanlar onun zihinsel engelli olduğunu da sanırdı. En azından diğer çocuklar… ama asla öyle biri değildi! Bana felsefe, astronomi, fizik, kimya, anlatırdı onunla sohbet etmek zaman alsa da, onun zihni tam bir bilgi kütüphanesiydi. Her şey hakkında bilgisi vardı. Sanatın bilimin her dalına odaklanırdı, inanılmaz hızlı okurdu. Çok fazla okurdu, okumaktan başka bir hobisi de yoktu zaten…
Bu duruma kalbim dayanmıyordu, ona demirden dizlikler yaptığımda ilk kez insanların yardımı olmadan ayağa kalkabilmişti. Bakıcısı şimdiye kadar dik durmadığı için bunu omurgasını kırabilecek bir davranış olacağından dolayı beni fena fırçalamıştı ama Sultan hanım benim yaptığım şey çok hoşuna gitmişti. Çocukçaydı fikrim, kız kendi ayakkabılarını kaldıramazken her biri 20 kilo olan dizlikleri kaldırması zaten imkansızdı ama Sultan hanımın dikkatini çekmiştim. Bana özel burs ayarladı, şu zamanda bu üniversiteyi kazanacak kadar rahat ders çalıştıysam, çalışmak zorunda kalmadıysam bunun yegane sebebi Sultan hanımdı varımı yoğumu onun istediği tek şeye yatırmıştım, yani kızının kurtulmasına ve ilk prototipi gizlice Zeynep’le denemiştik.
Yaptığım bir suçtu biliyorum ve bir hatamda Zeynep’i felç bırakabilirdim. Bu bir olasılıktı belki ama Zeynep bu riski almak istedi. Çalışmıştı ama 20 dakikanın sonunda batarya fazla ısınmıştı ve zeynebin eklem yerlerinde asla geçmeyecek yanık izi oluşmasına sebep olmuştu ama Sultan Hanım ilk kez kızını dökmeden yemek yerken gördükten sonra göz yaşlarına boğulmuştu. Zeynep’in yanık tedavisinin sonrasında Atlas Medical ile antlaşmamızı ayarladık. Uzmanlarla çalışıp ilk kusursuz çalışan örneğini hallettik. Zeynep 1.5 sene süren rehabilitasyon sonrasında ilk kez yürüyebilmişti. Sultan Hanım kızının huzur içinde iyileşebilmesi için yurt dışına gönderdi. Son yeniliğimizden sonra Zeynep ikinci modeli almak için tekrar geri dönecek…
Selin:BUNCA ZAMANDIR REKTÖRÜN ZEYNEBİN BABASI OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUN?
Sencer:Hayır o kısım beni de şaşırttı çünkü Sultan Hanım’ın kağıt üzerinde evli olduğu adam ile ki yurtdışında bir şirkette CEO olarak görünüyo, ve İsmi Eşref.
Selin: O zaman Sencer Sultan hanım rektörle evli değil? Adamın adı Zelil aq!
Sencer:Aynen öyle ne kadar acınası bir isim değil mi?, ben de Rektörün telefonuna erişene kadar bunu bilmiyordum.
Selin’e telefonumu uzattım. Rektör ile Sultan arasında geçen mesajlar da Sultan, Zelil piçine onla ilgilenmediğini, artık yanına uğramadığını söylüyordu ve şunu da eklemişti Eşref…
Selin ağzı açık bana bakıyordu*
Sencer:Evet ben de şaşırdım!
Selin:E peki şimdi plan ne?
Sencer:Sultan hanımla konuşmak.
Selin:Direkt her şeyi anlatacak mısın?
Sencer:O bizim için bir anne figürüydü! Aynı zamanda tam bir otoritedir eminim ne yapacağını en iyi o bilir.
Birlikte bir süre daha arabayla ilerledikten sonra Zümre Malikanesine geldiğimizde arabamızın önünü iki koruma kesti* Sencer:Selin ne derlerse yap! Zorluk çıkarma lütfen.. Selin endişeyle bana bakıp kafasını onaylarcasına kafasını salladı*