← Ana Sayfaya Dön

MARANGOZUN İNTİKAMI 12

📌 KLASİK

Okul tatil edilmişti, iki güzel kızla evimdeydim ve birbirlerini de sorun etmiyorlardı. Olaylardan sonra stresim ve testislerim boşalmış, oldukça rahatlamış haldeydim. hiçbir şey rahatımı bozamazdı. Ceylin:Babam arıyor! “Hay şom ağzımı sikeyim!” diye geçirdim içimden. Ceylin’i babası görüntülü arıyordu ve Ceylin havluylaydı* Sencer:Ceylin! Sorarsa ben evde yokum, marketten kahvaltılık bir şeyler almaya gittim. Ceylin endişeyle başını sallayıp telefonu açtı* Sözer:KIZIM İYİ MİSİN? NERDESİN ŞİMDİ? YANINDA KİM VAR ? İYİ MİSİN? Ceylin:İyiyim babacım! Yanımda Melisa var, Sencer de şimdi çıktı bize kahvaltılık bir şeyler almak için çıktı. Melisa’da ekranda gözüküyordu* Sözer Kızını, yanında da Melisa’yı görünce oldukça sakinleşmişti. Sözer:SENİNLE KONUŞMAMIZ GEREKEN KONULAR VAR! HEMEN EVE GEL! Ceylin:Baba nolur kızma bana! Böyle olacağını nerden bilebilirdim… Sözer:CEYLİN! EĞER BU DURUM ORTAYA ÇIKSAYDI MARKA DEĞERİMİZE NELER OLURDU DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUN? BANA KİNLENEN HERKES SANA YAKLAŞABİLECEĞİNİ FARK ETSE STATÜME NELER OLURDU HABERİN VAR MI SENİN? Duyduklarıma inanamıyordum. Berk ve çetesinin halini gördükten sonra aşırı öfkeli bir baba ekolü gördüm zannediyordum. Şimdi duyduğum sözleri duyunca, Ceylin’in ne kadar sevgiden mahrum kaldığını görebiliyordum. KIZINA TECAVÜZ EDECEKLERDİ BE İBNENİN EVLADI! SENİN DÜŞÜNDÜĞÜN HALA PARA MI? diye geçirdim içimden sinirden dişlerimi ve yumruğumu sıkıyordum “sakin ol Sencer, sakın ses çıkarma!”

Ceylin ağlamaya başlamıştı:Özür dilerim babacım! Lütfen kızma bana… Sözer:ÇABUCAK TOPARLANIP EVE DÖNÜYORSUN! ŞOFÖRÜMÜ GÖNDERİYORUM! Ceylin’in elinden telefonu aldım: Hayır EVE FALAN GELMİYOR! Sözer:SENCER? ONU KORUDUĞUN İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM AMA BU KIZIMLA BENİM ARAMDA SAKIN BUNA KARIŞMA SENCER! BU SENİN BOYUNU HAYLİCE AŞAR! Sencer:HALİNİ GÖRMÜYOR MUSUN? YORGUN STRESLİ AZ DAHA TECAVÜZ EDİYORLARDI! BÖYLE Mİ DAVRANIYORSUN KIZINA? Sözer:BABALIĞI SENDEN ÖĞRENCEK DEĞİLİM! BUNA KALKIŞANLARIN CEZASINI KESTİM! SANA SON UYARIM SENCER! SAKIN KIZIMLA BENİM ARAMA GİRME! CEYLİN ŞİMDİ EVE GELİYORSUN! EĞER BUNU YAPMAZSAN BİR DAHA MALİKANENİN DUVARLARINDAN DIŞARISINI GÖREMEZSİN! Bir şeyler söylecekken* Melisa elimden telefonu kaptı:Merak etmeyin Sözer bey ama izin verin kahvaltı yapalım, Ceylin dünden beri birşey yemedi, sonrasında onu hazırlayıp onunla birlikte geleceğim. Sencer’in sözleri içinde kusura bakmayın herkes çok stresli şuan. Sözer: Tamam kızım, sana güveniyorum beni daha fazla sinirlendirmesin. Ceylin’ de söyle kahvaltıdan sonra hemen eve geliyor ve BİR HAFTA CEZALI OLDUĞUNU DA UNUTMASIN! Arkadan NOLUYOR AMINA KOYİM! DİNGONUN AHIRI MI BURASI?!! diye bağırmıştım ama Melisa mikrofonu kapatmıştı, sonrasında “Tamam efendim iyi günler” deyip telefonu kapatmıştı. Sencer:MELİSA NAPIYORSUN? NE YAPTIĞINI ZANNEDİYORSUN?! Melisa:ASIL SEN NE YAPTIĞINI ZANNEDİYORSUN?! Sencer:BUNE AQ İT GİBİ DAVRANIYOR ŞU KIZCAĞIZA! ÜSTÜNE BİR DE BENİ SUSTURUYORSUN MELİSA! Melisa: NAPABİLİRSİN Kİ? SÖZER DOLUZENGİN O SENCER! GÖRMEDİN Mİ İTLERE NAPTINI? Sencer:GELSİN BANA DA YAPSIN SIKIYSA! Melisa:PERVASIZ VE BENCİLSİN SENCER! O TEK BAŞINA KALDIĞIN ZAMANLAR GİBİ KENDİNİ ÖYLECE ÖLÜME ATAMAZSIN! SENİ SEVEN! SANA DEĞER VEREN İNSANLAR VARKEN BUNU YAPAMAZSIN! TAMAM MI! Melisa’nın gözleri yaşarmıştı sesi titriyor ve tizleşmişti. Melisa:Hem- HEM BU YAPTIĞIN… SADECE SENİ ETKİLEYECEĞİNİ SANACAK KADAR APTAL OLDUĞUNA İNANAMIYORUM! SÖZER DURDUK YERE Mİ CEYLİN’E BİR HAFTA CEZA VERDİ SANIYORSUN? SENDEN YANA DURDUĞU, SESSİZ KALDIĞI İÇİN ATTIĞI BİR ÜLTİMATOMDU O! SEN KONUŞMASAYDIN ŞİMDİ EVE GİDERDİK İYİ OLDUĞUNU GÖRÜNCE ÖNCE BİRAZ KIZAR, SONRA SALARDI BİZİ! YARIN GÜLE OYNAYA YİNE BURADA SENİN YANINDA OLURDUK! ÖFKENİN BİR ŞEYLERİ ÇÖZDÜĞÜNÜ MÜ ZANNEDİYORSUN SENCER? BU YAPTIĞIN SADECE CEYLİN’E DAHA FAZLA ZARAR VERECEK HALİ HAZIRDA VERİYORDA! Cevap verememiş dişlerimi sıkarak Melisa’ya bakıyordum* Ceylin:YETER ARTIK KAVGA ETMEYİN! Ceylin de ağlıyordu HEM DE BENİM GİBİ BİR APTAL İÇİN! Melisa’da ben de aynı anda bir şey demek için Ceylin’e yöneldiğimizde Ceylin konuşmaya devam etti: HAYATIMDA İLK DEFA! SEVDİĞİM ADAMLA VE TEK DOSTUMLA! BABAMIN GÖZLERİ ÜSTÜMDE OLMADAN! KAHVALTI YAPABİLECEĞİM TEK ANI, SİZİN KAVGANIZLA KAYBETMEK İSTEMİYORUM! KESİN SESİNİZİ KAVGA ETMEK İÇİN TEK KELİME DAHA EDERSENİZ DEFOLUR GİDERİM! Herkes susmuş, Melisa’nın gözlerinin içine bakıyordum. Dişlerimi tekrar sıktım* derin bir nefes alıp verdim* Sencer:B-BEN ÖZÜR DİLERİM yutkundum* derin bir nefes daha aldım* Öfkemi kontrol edemedim…

Melisa tamamen haklıydı, biraz evcilik oynadık diye Ceylin üzerinde hiç bir hakkım yoktu.

Melisa daha kısık bir sesle:Ben de özür dilerim, senin adına konuşmamam gerekiyordu. Konu Ceylin olunca fazla korumacı olabiliyorum. Eğilip Melisa’yı dudaklarından öptüm. Sonra Ceylin’e döndüm ve Ceylin’i işaret ederek* Sencer:Bu kadar tatlı bir kızı kim olsa korumacı olur, gayet normal. Ceylin:HEY!...Bende istiyorum! Melisa:Neyi? İltifatı zaten sana etti. dedi . kinayeli bir şekilde* Ceylin:Ben de öpücük istiyorum! Melisa:Benden mi? Olur Melisa Ceylin’e gelirken* Ceylin:Yani! yani! Sencerden! Sencerden istiyorum! Melisa eğilip Ceylin’in dudakları ile yanağının kesiştiği yerden öptü* Melisa:Tüh! Bir daha ki sefere artık! ben bununla yetineceğim. Melisanın öpücüğü beni inanılmaz yükseltmiş, bembeyaz Ceylin’i de kıpkırmızı kesmişti*

Ceylin’e doğru ilerledim, Melisa’nın kalçasına tokat attım. Melisa ufak bir inleme bıraktı* Sencer:Aramızdan çekil Melisa, o benim. dedikten sonra Ceylin’i belinden tutup çektim ve dudaklarını öptüm* Ceylin Melisa’nın öpücüğünden sonra daha toparlanamadan, benim öpücüğümün ardından tamamen domates gibi kızarmıştı. Ceylin:BEN SANDVİÇ YAPAYIM diyerek mutfağa kaçmıştı* Melisa arkamdan sarılıp boynuma öpücük kondurmuştu* Sanki öpücük değil de, zehir zerk eden bir yılan gibi, vücuduma afrodizyak salmıştı. kulağıma seksi bir şekilde fısıldayarak* Melisa:Onu paylaşabiliriz biliyorsun, bu kadar sahiplenici olmana gerek yok. Onunda tadına bakmak istiyorum sevgilim. Önden sikimi avuçlamıştı* Tıpkı bunun tadına baktığım gibi.. Sikim aniden taş kesmişti. Ceylin “Sandviçler hazırrr” dediğinde Melisa elini çekmiş, normalden daha fazla kalçasını oynatarak mutfağa ilerlemişti. Bu kız beni delirtmeyi çok iyi başarıyordu. Penisimi düzledikten sonra mutfağa geldim. Ceylin sol eliyle sıkıca sağ elini tutuyordu* Sencer:Yine elini kestin dimi? Ceylin başını sağ sola salladı red edercesine* Sencer:Yalan söyleme bana! Bakim noldu eline? Ceylin:Gerçekten kesmedim! Sencer:Noldu ya? Ceylin:ya-yandı.. Sencer:Ceylin çok merak ediyorum sandviç yaparken elini nasıl yaktın? Ceylin:Kahve de yaptımm… Sencer:Ceylin kahve makinem var.. düğmeye basıyorsun sonra kahve geliyor…Nasıl yaktın? Ceylin:Kahve çok akmaya başladı durmadı 3 kişiden fazla olan kahve geldi! Sencer:O sürahi 8 fincandan fazlasını alabiliyor… Ceylin:NERDEN BİLEBİLİRDİM? Sencer:Ceylin kuzum yarısını bile geçmemiş daha… Melisa:Hadi, hadi! Geç masaya, üstüne gitme bitanemin. Melisa Ceylin’in yanına gelmişti, eline baktı sadece kızarmıştı. Elini soğuk suda biraz beklettikten sonra, normalden biraz fazla süren bir öpücük bırakmıştı. Ceylin yine kızarmaya başlamıştı. Melisa’nın bu istekli tavırlarına alışık değildi, kendisiydi baskın olan… Ama artık o Baskın kimliğini kaybetmiş, Melisa da kontrolü hemen eline almıştı. Ceylin’de karşılık olarak sadece utanmakla kalıyordu.

Ceylin:Ta-tamam geçti geçti hadi ma-masaya geçelim Masaya geçmiştik. Ceylin’in utangaç, ne yapacağını bilmeyen hali, bana inanılmaz komik gelmişti. Sandviç önceki fiyaskoya göre, biraz daha iyi gözüküyordu ama hala domateslerin bazıları kalın, bazıları inceydi, marullar yıkanmamıştı, nasıl başardığını bilmediğim bir şekilde beyaz peynirde mor olmuştu. Ama en azından tadı iyiydi, Ceylin ödül maması bekleyen köpek gibi merakla bize bakıyordu. Sencer:Eline sağlık çok güzel olmuş. Ceylin:GERÇEKTEN Mİ? Melisa:Gerçekten çok hoş. Eline sağlık. Ceylin aşırı mutlu olmuştu, başını okşayıp anlına öpücük kondurduğumda, kendisine yeni oyuncak alınmış çocuk gibi kıpır kıpırdı yerinde duramıyordu. Kahvaltımızı yaptıktan sonra Sözerden sesli mesaj gelmişti:Konum at! Şoförüm gelecek. Melisa ve Ceylin cevabımı merak ettikleri için ölüm sessizliğiyle bana bakıyorlardı. Sencer:Kabalığım için özür dilerim Sözer bey. Stresli olduğum için ne konuştumu bilmiyordum. Özür olarak onları ben bırakacağım, arabadayız şuan.. demiştim. Kızlar sakinliğim konusunda şaşkındı ama Sözer’in evimin yerini bilmesini istemiyordum, çünkü buranın babamın evi olduğunu biliyordu ve bir aptal bile aradaki bağı kolaylıkla çözebilirdi. Bu riski alamazdım. Sözer:Gerek yok şoförümü gönderirim. Sencer:Lütfen Sözer bey, hem Ceylin ile önümüzdeki bir hafta boyunca görüşemeyeceğiz. En azından ufak bir veda etmiş olurum ve size karşı kabalığımı da affettirmek isterim… Sözer biraz bekleyip şu cevabı verdi:Dersini almana sevindim evlat, gözümden düşmek istemezsin. Akıllıca hareket ediyorsun, fazla gecikmeyin fikrim değişmeden Ceylin evde olsun. İsterse Melisa’da bizde kalabilir, evden ayrılsa da evimizin kızı sonuçta. Sencer:Teşekkür ederim Sözer bey! Sözer telefonu cevap vermeden kapattı. Sencer:Siktiğimin egosuna bak! diye mırıldandım… Melisa gelip yanağımı öptü: Teşekkür ederim. Ceylin de utangaç bir şekilde geldi o da diğer yanağımı öptü:Ben evdeyken bana yaz olur mu? özletme kendini. Sencer:Hadi hadi binin arabaya! sanki cepheye gidiyorum! Veda etmeye hiç niyetim yok ortalık biraz durulsun, bir haftaya kalmadan çıkarıcam seni o evden! Melisa:Uslu dur bak! Sencer:Eh bakarız… Melisa göz devirmiş sonrasında kapıya yönelmişti * Melisa:Bu arada evin çok güzel! Bi gün detaylıca gezdir beni. Ceylin:Ehehe ben zaten gezdim. Melisa:Seni uzun uzun dinleyeceğim zaten güzelim Ceylin’in kalçasını sıkmıştı Sencer’in gezindiği her yeri anlatırsın eve gittiğimizde! Ceylin minik bir çığlık atıp arabaya kaçmıştı* Sencer:Çok seviyorsun değil mi şu kızla uğraşmayı? Melisa:Aman Sencer, sende ne korumacı çıktın yılların acısını çıkarıyorum.. Hadi!! Hadi! geç kalmayalım! ikimizde kıkırdadıktan sonra arabaya geçtik.

Ceylin öne geçmiş Melisa da arkamıza oturmuştu. Doluzengin malikanesine geldiğimizde, Ceylin kaşla göz arasında yanağımdan öpüp arabadan inmişti. Melisa da arabadan indikten sonra şoför koltuğunun penceresinden başını uzatmış, dudaklarıma öpücük bıraktıktan sonra alt dudağımı ısırmıştı. Melisa:Seni çok istiyorum, koca sikini çok özledim ama tatlı kızımızla ilgilenmem lazım sevgilim. Dedikten sonra cevap bile vermeme izin vermeden o da Malikaneye hızla ilerlemişti. Eve döndüğümde, saat öğleden sonra 1 civarıyıdı. Cıvıl cıvıl ve biraz da hareketli bir sabahtan sonra evim, tekrar sessizdi… Yine tek ben ve yalnızlığım vardı… Koltuğa oturup başımı geriye yasladım, tavanı izledim bir süre, sonrasında derin bir nefes alıp, dikeldim. Tekrar telefonu elime aldım, Selin’den kalan 3 cevapsız çağrının sayısı 7 ye yükselmişti. Meraktan ölmüş olmalıydı. Okuldaki olaylardan kesin haberdar olmuştu. Aramadan önce kendimi affettirmek adına bir şeyler ayarlamalıydım. Aklıma restorant olayı geldi, hemen restorantın numarasını bulup aradım ve rezervasyon ayarladım. Adamlar utanmadan restorant menülerinin orta sınıfa hitap etmediğini ve restorantta elegant bir kıyafet kuralları olduğunu söylemişlerdi, ucube herifler… diye tısladım ama Selin’in kalbine giden yol burdan geçiyorsa, önemli değildi Selin’i aradım. Selin:NERDESİN SEN? KAÇ SAATİR SENİ ARIYORUM ! SENCER SAKIN BANA OKULDA OLAN OLAYLARLA BİR BAĞIN OLDUĞUNU SÖYLEME! BÖYLE BİR İŞKENCEYİ NASIL YAPARSIN!? PİSLİK HERİF! İNSANLIKTAN YOKSUN! ADİ ŞEREFSİZ! NE İSTEDİN ÇOCUKLARDAN? ZORBALARSA ZORBALARDI SAKAT VE KISIR BIRAKMAK NE?! PSİKOPAT HERİF SENİ!? Gayet sessiz bir ses tonuyla cevapladım: Selin biraz sakin olur musun? Selin:NE SAKİNİ SENCER! NE SAKİNİ! POLİS SABAHTAN BERİ BENİ BİR SORGUDAN DİĞERİNE SOKUYOR! HABERLERE BİLE ÇIKMADI! POLİS DE SORMAYI BIRAKTI! OLAY ÖYLECE KAPANDI! NE HALT YEDİN! KİMSİN SEN! NELER YAPTIN BÖYLE! Sencer:Selin önce beni dinler misin? Olaylarla bağlantım olsa da onlara ben bir şey yapmadım yani o kadar fazlasını ben yapmadım. Selin:ÖRGÜTE FALAN MI ÜYESİN? NE HALE GETİRMİŞLER ÇOCUKLARI SENCER? NAPTIN SEN? NUMARAMI SİL! BİR DAHA BENLE İRTİBATA GEÇME! OKULDA YANIMDAN BİLE GEÇME! GÖZÜME BİLE GÖZÜKME! Sencer:SELİN BİR DİNLE! SANA BEN YAPMADIM DİYORUM! BİR OLAYLARI DİNLE NEYİM BEN AQ FREEDY KRUEGER MI? Bİ DİNLE! SONRA ENGELLİYOR MUSUN SİKTİR Mİ ÇEKİYORSUN NE YAPIYORSAN YAP! KİMSEYİ BİR ŞEYE ZORLAYACAK DEĞİLİM AMA ÖNCE BENİ DİNLEMEK ZORUNDASIN! Selin:PEKİ DİNLİYORUM! Olan olayları Sözer’e anlattığımdan farklı olarak tasma ve ikizleştirmeyi atlayarak olduğu gibi anlattım, olayın kahramanı olmayı istemiyordum ama Selin’den de bir şey saklamak istemiyordum. Selin sessizliğini bir süre daha koruduktan sonra: Selin:Ceylin iyi mi şimdi? Sencer:Bir gece bende kaldı, sabaha kadar başında bekledim sakinleşmesi için, sonra da Melisa geldi. Ceylinle beraber ikisini Doluzengin Malikanesine götürdüm.. Selin:Sencer ben…Ben böyle olduğunu bilmiyordum… Sencer:Dinlemezsen bilemezsin tabi! Sert bir sesle söylemiştim* Selin:Sencer gerçekten özür dilerim! O şerefsizleri o halde görünce! İlk müdahaleyi ve raporu da ben yazdım… Sadece kavganızdan sonra böyle olduğunu sandım! Ceylin’e böyle bir kötülük yapacakları, hatta buna cesaret edecekleri aklımdan bile geçmemişti! Ben özür dilerim Sencer! Nolur affet! Çok stresliydim! Düzgün düşünemedim! Sencer:Peki… Selin:Sencer Ne olur böyle yapma! Beni de anla! Özür dilerim gerçekten. Sencer:Akşam 8’de Kırmızı bir elbise giy **** restoranta gidiyoruz. Rezervasyonu ayarladım Selin:Sen ciddi miydin o konuda? Sencer:Şaka yapar gibi bir halim mi var? Söz verdim, sen de kıyafeti seçebileceğimi söyledin. Selin:Sen ciddi olamazsın! Sencer:Akşam 8 de geliyorum umarım o kırmızı elbise üstünde olur yoksa seni çıplak götürürüm! Selin:OHA SEN CİDDİSİN! Sencer:8 de görüşürüz dedikten sonra cevabını beklemeden kapatmıştım. Selin’in yanıtı ise bana konumunu göndermek olmuştu. Hala bolca vaktim vardı, gündelik emaillerimi kontrol ettiğimde, beni yerimden zıplatacak kadar mutlu edecek o haberi almıştım. Evin etrafındaki arazileri baz alan açık arttırmayı ben kazanmıştım. Zaten aksi düşünülemezdi olası miktarın 2 katını ödemiştim, riske edemezdim zaten. Hemen notere gidip satın alma işlemlerini bitirdim. Hemen planları devreye soktum. Bilgisayarımdan inşaat şirketleriyle görüştüm ve inşaat planları(Babam elleriyle çizmişti) inşaat şirketlerine gönderdim. En uygun fiyatı verenle anlaştık. Evin etrafını babamın düşlediği gibi 5 metrelik beton arme duvarlarla çevirecektim. Ev merkezde olmak üzere duvarlar ile arasındaki mesafe 18 metre olacaktı, yani toplam alan ise 2000m2 civarı olacaktı ve duvarla çevrelenecekti, bu duvarlardan içeri girmenin tek yolu 4cm kalınlığında çelikle inşa edilmiş, otomatik, kızaklı sisteme bağlı 3.5 metre boyundaki kapı olacaktı. Kare şeklindeki arazinin dört bir köşesinde gözetleme kuleleri inşa edilecekti, duvarların her yönüne içeri ve dışarıyı 24 saat boyunca aktif olarak izleyen güvenlik kameraları döşenecekti. Zeminin hazırlığına ortalama 3-4 gün, temel betonun dökümüne 3-4 gün daha kalıp demir döşemelere ve kulelerin inşaatına 7-10gün sıvası detayları ile beraber yerine oturması 4-5 gün, kapının da aynı günde başlanıldığını varsayarsak ve güvenlik kameları bunların tesisatları, ufak tefek aksilikleri, işçiden kaynaklı yavaşlamaları da katarsak ortalama 2-2.5 ay içerisinde duvarlar tamamlanacaktı. Bana maaliyeti yaklaşık olarak 80-85 bin dolar arası tutacaktı. Aslında daha ucuza da mal edebilirdim ama en kısa sürede ve en iyi şekilde bitmesini istiyordum. Arazilerin satın alınması ve inşaat şirketleriyle anlaşmam doğrultusunda, bütün proje bana 350 bin dolara mal oldu. Atlas medicalden aldığım avans paranın %70 den fazlasını harcamıştım ama bir önemi yoktu çünkü yaşlı kurt avukatın sayesinde, harcadığım parayı uzun vadede katıyla tekrar kazanacaktım. Ayrıca ne kadar pahalı olursa olsun, umrumda değildi bu ev babamın hayaliydi ve bu hayali gerçekleştirecek, kendi kendine yeten bir kaleye çevirecektim. Sonrasında ofislerine gittim, projeler konuşuldu, gerekli izinler alındı, kaporasını inşaat şirketinin hesabına yatırdıktan sonra, yarından itibaren inşaata başlayacaklardı. Oldukça vakit geçmişti, hemen duşa girip takımlarımı giydim ve ihtiyar kamyonetime baktım, eh! artık bu arabayı da değiştirsem iyi olacaktı. YOK BEEE! Ben onu çok seviyordum ama yine de daha karizmatik bir giriş için son model bir araba kiraladım ve Selin’in evinin önünde durdum. Evinin Merdivenlerinden inerken inanılmaz etkilenmiştim, Kırmızı elbisesi üzerine tam oturmuştu, dolgun göğüsleri ve kalçası kumsaati bedeni ve elbisenin dekoltesiyle beraber tam bir görsel şölendi. Kısa siyah saçları kırmızı dudaklarıyla, tam bir mankendi. Hatta mankenlere dahi taş çıkarırdı. Hemen arabadan inip kapıyı açtım, beni ve arabayı görünce oldukça şaşırmıştı. Selin:Çok yakışıklı olmuşsunuz beyefendileri bu araba bu kıyafet ve **** restorantına rezervasyon sen burslu değil miydin? Doğru söyle piyango falan mı vurdu? Usulca yanına yaklaştım* çok güzel kokuyordu. Elin yavaşça beline sarıldı ve Selini kendime çektim* Sencer:Asıl piyango seninle tanışmaktı, gerisi elde edilir ama sen ise başıma gelen en güzel şanssın. Selin’in yanakları kızarmış* bana bakıyordu. Selin:Bunun arkadaşça bir yemek olacağını düşünüyordum… Sencer:Hayır tatlım direkt olarak seni randevuya çıkarıyorum! Selin:Oldukça iddialısın bakıyorum. Sencer:Ne kadar iddialı olduğuma rujunun tadına baktığımda söyleyeceğim. Selin:Çok beklersin! Sencer:Çok beklemeyeyim rezervasyona geç kalacağız, dedikten sonra Selin kıkırdamış onun için açtığım kapıdan içeri geçmişti. Sonrasında şoför koltuğuna geçtim. Selin’i süzüyordum* Selin:Biliyorsun araba kendiliğinden ışınlanmayacak, senin sürmen gerekiyor ve rica ediyorum yola bak! Sencer:Ama gözlerimi alamıyorum ki senden… Selin:Tabi tabi… Biraz önce geç kalacağız diyen sen değil miydin? Gülerek arabayı çalıştırdım* Restoranta vardığımızda Şef garson bize masamızın yerini gösterdi, cam kenarıydı ve sahili ve denizi görebiliyorduk, oldukça aşırı kaçılmış, dekarasyonların bir çoğu altın kaplamaydı. Ortam loştu, sadece yukarıdaki avize ve masalardaki mumlar ortalığı aydınlatıyordu. Canlı müzik olarak sahnede oldukça kaliteli bir kemanist vardı “Jules Massenet’den Thais:Meditation” çalıyordu ortam oldukça romantikti. Garson buharda ısıtılmış havlular getirdi, ellerimizi sildikten sonra servisler oldukça şık bir şekilde açıldı. Garson şef başlarında bekliyor, garsonlar da simetrik bir şekilde üç farklı kaşığı, üç farklı çatalı, sağ sola koyduktan sonra, bıçakları yerleştirdiler. Sonra ingiliz bıyığı olan şık giyinimli bir sommelier(Şarap garsonu) gelerek “Beyefendi nasıl bir şarap alırsınız?” Sencer:Elinizdeki en iyisinden istiyorum Selin:Sencer? demişti “NE YAPIYORSUN ABARTMA” tonuyla itifimi bozmadan Sencer:Efendim hayatım? Garson ve komiler hala bize bakıyorlardı* Selin:Kırmızı olsun diyecektim sadece… Sommelier:Hay hay efendim! sonrasında elinde işlemeli bir şişeyle gelmişti. Chateau Margaux 2005 efendim tam da dilinize layık. Sencer:Koleksiyonluk parça Bordeux şarabı demek Sommelier:Bilmeniz bizi onurlandırdı efendim Selin:Beni şaşırtıyorsunuz beyefendileri Sencer:Eh size layık olmaya çalışıyorum sevgilim(Sadece gelmeden önce internet yorumlarında okumuştum ve sonrasında bunu Selin’e söylediğimde bağırarak yüzüme gülmüştü) Selin göz devirerek bir gülüş atmıştı onunda hoşuna gidiyordu eminim. Sonrasında çorbalar geldi* bu sırada Sommelier şaraplarımızı dolduruyordu* Çorba demeye bin şahit isterdi. Sadece suydu, içinde bir kaç kuru üzüm, bir iki yaprak da nane vardı ve bildiğin suydu! Mum ışığında bile saydamlığını görebiliyordum, Çorba kaşığını seçmek için garsonun ucube tepkilerini takip ederek ortadaki kaşığı seçtiğimde garson rahatlamıştı, bu ucubeler hep başımızda mı bekleyecekti? Selin de rahatsız olmuş şekilde bana ve çorbaya bakıyordu. Tadının görüntüsünden iyi olacağını umarak bir yudum aldım ama limonlu suya tuz atılmış gibiydi çorbayı bitirmeye midem dayanmadı. Aynı şey Selin içinde geçerliydi. Sencer:Biz biraz açız da, ana yemeğe hemen geçsek ve aperatifleri atlasak? dediğimde adamların yüzü düşmüş, sinirlenmiş ve iğrenmiş görünüyorlardı. Sanki analarına küfretmişim gibi tepki vermişlerdi. Bir yudum kadehten aldım en azından şarap güzeldi eh bi zahmet olsun kadehi 250 dolardı. Telefonuma mesaj gelmişti: Selin:En azından şarap güzel, bulaşık suyundan sonra ağzımdan anca bu o tadı temizleyebilirdi zaten… Kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum. sonrasında bir tabak geldi, tabağın ortasında bir ineğin omur kemiği vardı. Omurun çukuruna kırmızı bir jel koymuşlardı. Sencer:Ehem! Şey ııı aperatifleri atlayıp, ana yemeğe geçmeyi talep etmiştim ama… Garson şef:Beyefendi mizahınız gayet kuvvetli, ana yemek zaten önünüzde duruyor. Buruk bir gülümsemeyle Selin’e baktım. Telefonuma yeni mesaj geldi Selin:Kemik üzerinde Reçel mi koymuşlar? Ben mi yanlış görüyorum? Yine de tadına baktım puskurtmamak için fazlaca çaba sarf ettikten sonra Selin’e bakıp Sencer:BENCE BU İĞRENÇ ŞEYİ AĞZINA BİLE SÜRME! dedim Sesim biraz gür çıkmış müzik bile susmuştu, restoranttaki herkes bize bakıyordu. Şef Garson:Beyefendi siz nedemeye çalışıyorsunuz! Burası ***** restorantı burada üst kalite hizmet veriririz ve yemeklerimiz 7 yıldızlı aşçılar tarafından yapılır!!! Sencer:EHH YETER BE DARALDIM İYİCE!!! KIÇIMIN 7 YILDIZI!!! AÇLIKTAN ÖLÜYORUM! TONLARCA PARA VERİP BANA LİMONLU SU İÇİRİYORSUNUZ! NEYE PARA ÖDÜYORUM??? MÜZİK DİNLEMEYE PARA VERECEK OLSAM! GİDER KONSERE DİNLERİM! UCUBE HERİFLER SİZİ

Şef Garson:Eğitilemez bir alt sınıf, yine yemeklerimizi yedikten sonra para ödememek için bahaneler uyduruyor güvenlik alın şunu burdan. Sencer:YA SİKTİRTME PARASINI! GETİR ÖDEYEYİM! AMA HERKESE SESLENİYORUM ŞOV YAPACAĞIM DİYE BUNLARI YEMEYİN HASTALANIRSINIZ! Şef Garson:Hanımefendinin yanında böyle kelimeler sarf etmeye utanmıyor musunuz? Selin:NEDEN HAKSIZ MI? KEÇİ DIŞKISI BİLE SİZİN BAŞLANGIÇLARINDAN DAHA LEZZETLİDİR! Kartı post cihazına okutup Selin’in elinden tututup dışarı yöneldim. Biz çıkarken sesler yükselmeye başlamıştı, herkesin aynı şikayetlerini duyuyorduk. Sesler o kadar yükselmişti ki arabaya giderken bile duyuyorduk. Peşimizden insanlar şikayet ederek restoranttan ayrılmaya başlamıştı, resmen zengin züppelerin konuşmaya utandığı şeyleri söyleyerek, devrim başlatmıştık. Kıkırdayarak arabaya bindik. Sencer:Kusura bakma Selin, bu kadar berbat olacağını düşünmemiştim üstüne bir de lafını etmek istemem ama 6000 dolar para ödedim…. Selin:Enayisin sen Sencer! Neyseki bunu aldığım iyi olmuş.. Selin ceketini açtığında Şarap şişesi duruyordu, Şarabın şişesi ödediğim paradan daha pahalıydı. şaşkın bir şekilde Selin’e bakıyordum* Selin:HADİ SENCER! BASSANA GAZA! FARK EDERLERSE BAŞIMIZ BELAYA GİRER! Kahkaha atarak gaza bastım ve hızlıca ilerlemeye başladık. Selin ve bende kahkahalara devam ediyor, yol boyunca garsonların ucube tavırlarını taklit ederek gülüyorduk. Sonunda Selin’in evinin önünde durduk. Sencer:Gece için teşekkür ederim Selin, umarım en kısa sürede yenisini planlarız. Selin:Ne vedalaşması! Gel bir makarna falan yapayım açlıktan midem sırtıma yapıştı, hem bütün şişeyi tek başıma bitirecek değilim! Sencer:Vay be bu kadar da kısa bir süre beklemiyordum.

Yukarı çıktık, o makarnaları hazırlıyor, ben de salatayı yapıyordum ardından yemek hazır olunca yemeğimizi yedik. Sencer:ŞU YEMEĞİN BİNDE BİRİ OLAMAZDI O LİMON SUYU ÇORBASI! Selin:Zerresi olamaz, ben yaptım salçalı makarna vazgeçilmez spesyalimdir! İkimizde gülüyorduk aptal aptal şarabın etkisi yavaş yavaş bizi sarıyordu, Selin sallanarak şişeyi aldı. Selin:Kadehten sıkıldım be Sencer! Televizyonun yanındaki gramafona bir plak koydu, romantik bir müzik çalarken Selin sallanarak yanıma geldi. Selin:Bu dansı bana lütfeder misiniz beyefendileri? dedikten sonra, elimi tutarken şarabı başına dikti* sonra elinden alıp bir yudumda ben aldım. Vücutlarımız birbirine birleşikti, penisim pantolonumu zorluyordu. Selin hiç bozuntuya vermeden, bana sürtünmeye devam ediyordu sonrasında dudaklarımız yaklaştı, nefesimiz bir birimizin dudaklarına çarpacak kadar yakındık. Selin:İlk öpen kaybeder! bir süre böylece durduk ve daha fazla dayanamadım ve Selin’i öptüm. Selin:haha kaybettin! Sencer:Hayır Selin asıl ben kazandım rujun gerçekten lezizmiş dedikten sonra Selin Kes sesini! dedikten sonra şehvetle dudaklarıma dudaklarını bastırdı.

Yorum Yap

Yorumlar