← Ana Sayfaya Dön

TİKTOK 15

📌 GRUP

Pınar'ın şortu yırtılmıştı. O esnada sinirden elbiselerini yırtmıştım. Denize dönmemiz gerekiyordu; bizimkiler bizi merak etmiş olabilirdi. Pınar, valizinden şortunu çıkarırken onu giymesine müsaade etmedim. Artık Pınar, bu saatten sonra benim orospum olacaktı. Nasıl annem Cengiz'in orospusu olduysa, ben de otoritemi Pınar üzerinde kurmak istiyordum. Odaya gidip, kız kardeşimin geçen yazdan kalan bikinilerini dolabında buldum. Şu an görse bile hatırlamazdı belki de. İçlerinde en güzelini seçip Pınar'a getirdim.

- "Giy bunu."

- Pınar: "Bu çok açık, Ömer."

- "Giy dediysem giy."

- Pınar: "Ömer, annem var, biliyorsun değil mi? Annemin yanında nasıl giyineyim bunu? Hiç bu zamana kadar annemin yanında böyle şeyler giymedim. Üstelik baban da burada."

- "Ben giy diyorsam giy. O senin anan olabilir ama şu an karşında kocan olacak. Nişanlık duruyor. Eğer benimle evlenmek istiyorsan, bu saatten sonra benim dediklerim olacak."

Pınar bikini giymişti, tam bir afet olmuştu.
"Düş önüme, denize gidelim. Tatil boyu başka sorun istemiyorum, tatilin keyfini çıkarmak istiyorum." Gözüm üstünde Pınar, ona göre tek yanlışında her şey biter. Pınar sadece "tamam" diyebildi. Pınar önümde yürürken arkasından baktığımda, tüm el izlerim üstünde duruyordu. Kalçaları iyice kızarmıştı. Pınar bizimkilerin yanına vardığında, durum direkt fark edilmişti. Babam ise bana göz kırpıyordu. Pınar havlusunu kuma serip bizimkilerin yanına oturdu.

- Ben büfeye gidiyorum, içecek soğuk bir şeyler alacağım. Bir şey isteyen var mı?

- Babam: Dur, ben de geleyim. Ben de birkaç şey alacaktım.

Babam ile yola koyulduk, babam yüzüme sırıtarak bana bakıyordu.

- Ne oldu baba, neden öyle bakıyorsun?

- Babam: Anladın sen.

- Neyi anladım baba?

- Babam: Gördüm sizi, aferin oğlum sana.

- Neyi gördün baba?

- Babam: Pınar ile seni gördüm ama izlemedim. Eve gelip bir şeyler alacaktım, baktım çıktım hemen.

- Ben de seni gördüm baba.

- Babam: Neyi gördün?

Babam kuşkulu şekilde bana dönüp bakmaya başladı. Aslında uzun zamandır bu konuyu babamla konuşmak istiyordum ama bir türlü fırsatım olmadı.

- Pınar'ın annesiyle seni...

Babamdan tık yoktu.

- Baba, biliyorum belki uydun şeytana, böyle bir şey yaptın ama sonuçta o kadın Pınar'ın annesi. Pınar benim karım olacak, millet duysa görse ne derim? "Kaynanamı babam sikiyor" diye. Veya Pınar bunu öğrenirse, Pınar'ın yüzüne nasıl bakarım? Hadi onu geçtim, ya annem öğrenirse, sen yapacaksın.

- Babam: Sorma orasını.

- Neyi sorma?

- Babam: Annene yakalandım, ben annen biliyor.

- İyi bok yedin baba.

- Babam: Ne yapayım oğlum, oldu bitti. Ben de anlamadım, yedik bir boklar.

-Babam: Ama sana bir şey diyeyim, oğlum, yanlış anlama, kaynanan filan olacak ama tam bir orospu bu pınarın annesi.

-Babaaaaa diyerek babamı ikaz ediyordum.

-Babam: Hemen kızma, türbanlı kapalı filan olduğuna bakma onun aklımı çeldi de bu duruma düştüm, yoksa sen de biliyorsun, annenden başka kadını görmez gözüm.

-Ya baba, seni bilmesem inanacağım. Ee, şimdi annem biliyor, ne dedi sana?

-Babam: Şu anlık bir şey demedi ama biliyorsun işte, annenin sağı solu belli olmaz, anlık patlayabilir.

Babamla yol boyu giderken bu konuları şakaya getirmişti; artık daha rahat benimle konuşabiliyordu.

-Babam: Ömer, bak sana ne diyeceğim ama beni yanlış anlama.

-Babam: Ben birazdan "işim çıktı" diyerek ayrılacağım. Pınar'ın annesinde başım ağrıyor bahanesiyle eve gidecek. Sen arabayı al, bizimkileri bir çarşı gezmesine götür. Akşama kadar gezdir, ben arayınca geri getirirsin.

-Baba, sen kafayı yedin galiba. İki dakika önce annem diyorduk, evlilik sıkıntı diyordun.

-Babam: Biliyorum, biliyorum; ancak bu son defa olacak. Babana bir kıyak yaparsın artık.

-Tek şartla kabul ederim.

-Babam: Söyle, nedir?

-O istediğim arabayı bana alacaksın; şartım bu.

Babam biraz düşündükten sonra:

-Babam: Tamam, kabul. O istediğin arabayı almana yardımcı olacağım.

-Öyle olmaz, alacaksın; söz istiyorum.

-Babam: Tamam, tamam; söz.

-Peki, ne zaman alacaksın?

-Babam: Cengiz Bey ile sağlam 3-4 tane proje işine gireceğiz. O ihaleleri Cengiz Bey alırsa, müteahhitliğini bana verecek. Sana söz, o iş bitti mi araban hazır.

-Tamam, iyi; öyle olsun. Söz verdin baba, bak hatırlatırım.

İçecek ve çerezleri alıp bizimkilerin yanına döndük. 5 dakika sonra babam telefonu çalmış, numarasını yapıp yanımızdan kalktı. Geri geldiğinde acil bir işinin çıktığını söyledi, eve doğru gitti. Aradan 15-20 dakika geçtikten sonra Pınar'ın annesi, "Benim başım çok ağrıyor, evde biraz dinlensem iyi olur," diyerek yanımızdan ayrıldı. Biz de 3 kişi kalınca, "Bizimkilere çarşıya gidelim," diye teklifte bulundum. Kız kardeşim hemen atıldı.

-Zeynep: "Evet ya, babam da gitti, Pınar'ın annesinin de başı ağrıyormuş. Denize yarın da girebiliriz bence."

Kaş göz yaparak Pınar'a işaret ediyordum.

-Pınar: "Evet, benim de bugün denize giresim yok, yarın girelim hep beraber."

-Annem: "Tamam o zaman kızlar, madem çarşıya gidip gezmek istiyoruz, toplayalım buraları, eve gidelim, çıkalım çarşıya."

Eşyalarımızı toplayıp eve gittik. Evde üstümüzü değiştirdik. Pınar'ın annesine, "Bizle gelecek misin?" diye sorduk. Pınar'ın annesi, "Biraz dinlensem iyi gelir," diyerek evde kaldı. Dışarı çıktık. Kız kardeşim taksi çevirmek istedi; çarşı olduğumuz yere biraz uzaktı.

- "Dur Zeynep, hemen atlama yola."

- Zeynep: "Taksi çağıracağım abi."

- "Ne taksisi?"

- Zeynep: "Bu sıcakta çarşıya kadar yürüyelim mi abi?"

Babamı aradım, arabayı gelip bize bırakacak.

- Zeynep: "En başından söylesene abi."

Babam 2 dakika sonra geldi, arabayı bize verdi.

- "Gel, istiyorsan gideceğin yere kadar bırakalım seni."

- Babam: "Yok oğlum, benim yolum ters kalıyor. Size şuradan taksi çeviririm, siz bakın keyfinize."

"Tamam baba," diyip yola koyulduk. Dikiz aynasından baktığımda babam bizim eve doğru giriyordu. Galiba bu durumu annem de fark etmişti. Annem elinde telefonla WhatsApp'ta biriyle yazışıyordu; büyük ihtimalle Cengiz'di.

Çarşıya giderken annem birden bana seslendi.

- Annem: "Ömer, beni eve bırakır mısın?"

- "Hayırdır anne, bir şey mi oldu?"

- Annem: "Evde yapmam gereken ufak bir işim vardı, unutmuşum, şimdi aklıma geldi."

Annemi evin önüne bıraktım.

- Annem: "Siz beklemeyin beni, çarşıya gidin, evden de başka yere uğrayacağım."

- "Geri almaya ne zaman geleyim seni, anne?"

- Annem: "Beni geri almana gerek yok, uğrayacağım yer bizim yazlığa yakın. Evdeki işlerimi halledeyim, oraya uğrayacağım. Oradan hep beraber akşam yemeginde yazlıkta buluşuruz."

- "Tamam."

Anne diyip yola koyulduk. Kızları çarşıya bırakınca benim de ufak bir işim olduğunu, onların mağazaları gezdikten sonra bana eşlik edeceklerini söyleyerek oradan ayrıldım. Hızlıca eve doğru sürüyordum. Eve doğru gelince bizim binaya Cengiz'i girerken gördüm. Arabayı arka sokağa park edip evin önüne geldim. Yavaş yavaş merdivenleri çıkıyordum.

Bizim dairenin kapısının önüne geldim, kulağımı kapıya doğru yasladım. İçeriden annemin ve Cengiz'in sesi geliyordu. Biraz kapıyı dinledikten sonra sesler iyice azalmıştı. Yavaşça kapıyı açtım ve içeri girdim. İçerisi yine leş gibi puro kokuyordu.

Cengiz, içeride çıplak bir şekilde oturmuş, elinde kahvesi var. Kahvesini içerken annem Cengiz'e sakso çekiyordu

Oh oh diye sesler çıkarırken bir yandan da elindeki kahvenin keyfini çıkarıyordu.

-Cengiz: O mal kocan nerede?

-Annem: Yazlıkta.

-Cengiz: Gelmez değil mi eve bu saatte?

-Annem: Yok, gelmez. O şu an milletin karısını sikiyorum derken kendi evinde karısını sikiyorlar, haberi yok.

-Cengiz: Merak etme canım, seni o kocanın önünde de sikicem.

-Annem: Sik aşkım, sik kocacım, kadın nasıl sikilirmiş, öğret o eziğe.

-Cengiz: Oğlan nerede peki?

-Annem: O da kızlarla çarşıya gitti, akşama kadar rahatız canım.

-Cengiz: Bu akşam "sike" doyur beni diyorsun yani.

-Annem: Ben bu "sike" doymam ki aşkım.

-Cengiz: Tamam, yeter bu kadar, çık kucağıma.
Annem, Saksoyu bırakıp Cengiz'in kucağına çıktı; Cengiz'in Sikinin üstünde zıplamaya başladı.

3-4 dakika zıpladıktan sonra amındaki siki çıkarıp bu sefer göt deliğine deliğine soktu.

Cengiz'in siki annemin göt deliğine tek hamlede flöp diye girmişti. Videoda izlediklerimdense gerçekte bu anı görmek bambaşkaydı; o kocaman sik bir anda sihir gibi ortadan kaybolmuştu annemin götünün içinde

Cengiz: Oooo, bakıyorum hemen arkaya aldığına göre, götün kaşınıyor demek ki.

Annem: Evet, kaşınıyor aşkım. Tadını aldı bir kere, götüm artık sürekli istiyor, ne yapsın.

Annem Cengiz'in kucağındayken, Cengiz iki eliyle sertçe annemin götüne şaplak attı. Öyle bir ses çıktı ki, olduğum yerde ben bile korktum; evin içi büyük bir ses ile yankılandı.

Annem: Yavaş aşkım, götüm kaşınıyor dedim de o kadar değil. Yarın denize gireceğim, her yerimi kızartıp morarttın zaten; kapatıcılarla zor kapattım tüm izleri.

-Cengiz: Sen kaşındın aşkım.

-Cengiz: Dur, video açmayı unuttuk. O götünün nasıl genişlediğini kaydetmek istiyorum. Cengiz, annemi üstünden indirip ayağa kalktı. Şerefsizin Siki harbiden çok heybetliydi.

Cengiz telefonu koltuğun tepesine koydu, video kaydına başladı. Annemi koltuğa uzatarak domalmasını istedi. Annem domaldığı gibi Cengiz ardı ardına annemin götünü şaplaklıyordu.

- Annem: "Ayhhh aşkımmmm"

diye inliyordu ama hoşuna gittiği belliydi.

- Annem: "Aşkım, sana ne diyeceğim?"

- Cengiz: "Dinliyorum."

- Annem: "Benim oğlan var ya..."

- Cengiz: "Evet."

- Annem: "Bugün yazlığa gittiğimizde kız arkadaşı ile evde en son onlar geldi."

- Cengiz: "Evet."

- Annem: "Kız yanımıza gelince üstü tamamen kızarıklık halindeydi, kalçaları hep el iziyle doluydu. Aklıma direkt sen geldin."

- Annem: Kızı öyle görünce ister istemez oğlumla gurur duydum.

- Cengiz: Neden?

- Annem: Çünkü babasına değil de sana çekmiş gibi; babası gibi pasif değil, senin gibi sert sikmiş Kızı benim oğlum.

-Cengiz: Sen sert sikilmekten çok mu hoşlanıyorsun?

-Annem: Evet, ama siken sen olduktan sonra.

Bu kelimeleri bir erkek duyduğunda gaza gelmeyecek. He, bir de Cengiz gibi biri, bu sözler annemin felaketi olabilir. Cengiz artık aç kurt gibi anneme saldırıyordu.

-Cengiz: Demek o kızı kıskandın, he?

Cengiz, delirmiş gibi annemi şaplaklayarak tokatlıyordu.

Annem cengizin altında inliyordu, zevk çığlıkları atıyordu. Annem iyice zevkten Dört köşe olmuştu adama tahrik edici sözler söyleyerek temposuna tempo katıyordu.

Ateşli sexleri bitmişti.Annem yerinden kalkıp banyoya doğru giderken, üstü full kızarıklık içindeydi. Cengiz'in tüm el izleri annenmin vücudundaydı.

Annem duşa girmiş, kendisini yıkarken Cengiz'in telefonu çaldı. Arayanın konuşmalarından anladığım kadarıyla oğlu Burak'tı.

-Cengiz: Ne yapayım oğlum, bu orospu evindeyim. Bu orospu beni yedi, bitirdi; sana şimdi yeni video atacağım, yüklersin onu da.

-Cengiz: Valla sorma oğlum, böyle orospu hayatıma daha denk gelmedi. Dayak yemekten adeta zevk alıyor, götüne şaplak atmaktan benim elim acıdı. Orospu bana mısın demiyor, daha çok istiyor.

Yorum Yap

Yorumlar