Öncelikle herkese merhaba, benim ismim Ömer. 24 yaşındayım, üniversitenin son senesindeyim. İnşaat Mühendisliği okuyorum. Boyum 1.82, kilom 78-82 arasında gider gelir. Kumral tenliyim, kendimce yakışıklı bir tipim. Kısaca ailemden bahsedecek olursak, dünyalar tatlısı bir kız kardeşim var, ismi Zeynep. 21 yaşında, onun da boyu 1.70, kilosu da 60-65 arası gider gelir. Beyaz tenli, kumral, mavi gözlü, göğüsleri dolgun, kalçası da oldukça diktir. O da benim gibi üniversiteye gider. Annem ise, ismi Ceyda, ev hanımı, 44 yaşında. Boyu kız kardeşimle aynı. Biz ailecek, anne ve babam sağ olsun, fizikli insanlar olduğu için çocukları olarak biraz onlardan faydalanmışız. Ama annem, kız kardeşime göre yaşı da olduğu için daha dolgun, daha bir oturaklı fiziğe sahip. Kalçaları geniş, memeleri hafif aşağıya doğru, daha dolu dolu, tam bir 44'lük milf hatun dediğimiz. Zaten kendisi saçını sürekli kızıla boyatmayı sever. Dışarıdan gördüğünüzde direkt dersiniz ki, işte milf dediğin kadın budur. Onun da yaklaşık kilosu 65-70 civarı bir şeydir. Ailenin son ferdi babama gelecek olursak, ismi Hakan. Babam da 1.80 boylarında, artık saçları beyazlamış, hafif göbek yapmış. Kilosu da 80-85 arası gider gelir. Annemden tam 10 yaş büyük, 54 yaşında.
Doğma büyüme İzmir'de yaşıyoruz. Ailemiz çekirdek aile sayılır ama bulunduğumuz ortamda sevilip sayılırız. Babam inşaat işiyle uğraşıyor, kısaca müteahhit diyebiliriz. Ben de babamın izinden gidip inşaat mühendisi olmaya karar verdim. Bu konuda sağ olsun babam da çok destekledi. Artık ailemi ve beni tanıdınız; ancak 1 kişi daha var, o da benim dünyalar güzeli 3 yıllık sevgilim Pınar. Aslında Pınar ile tanışma hikayemiz kız kardeşim Zeynep'le alakalı çünkü Pınar, kız kardeşimin arkadaşıydı. Hep aynı grup olarak takılırlardı, çoğu zaman bizim eve gider gelirdi. Zamanla birbirimizden hoşlanmaya başladık. Her şeyin sonunda kız kardeşim Zeynep, abisine bir kıyak yapıp arkadaşı Pınar'ı bana ayarlamıştı. Abisi kurban olsun ona! Pınar, kız kardeşimden 1 yaş büyük, o da bizler gibi üniversite okuyordu; ancak onun ailesi benim ailem gibi varlıklı değildi, burslu okuyordu. Ankaradan İzmir'e taşınmışlardı, kendileri Ankaralıydı. Kendinden küçük bir erkek kardeşi daha vardı, bir de evli ablası. Pınar'dan bahsedecek olursam, Pınar da kızlara göre ortalamanın bir tık üstü, 1.70'lerde, kilosu da aynı kız kardeşim gibi 60-65'lerdeydi. Zaten evvelden beri ben kız kardeşimi oldukça tatlı ve güzel bulurum. Pınar ile ikiz gibiler; ikisi de beyaz tenli, aynı boylarda, aynı kilolarda. Belki de Pınar'ı bu yüzden çok beğenmiş olabilirim. Her zaman evde beğendiğim güzelliğe benzeyen biri sevgilim olması... Artık kısaca benim ve ailem ile ilgili biraz aklınızda fikir sahibi oldunuz. Konumuza gelecek olursak, ben üniversitenin son senesinde olduğum için, bir de okuyanlar bilir, inşaat mühendisliğinin son senesinde çok proje çizip su terazisi ile ilgili birçok şey yapıyorduk. Ünideki bazı prof'lar kafayı yemiş oluyordu. Kısacası her şeyimle kafayı derslere gömmüştüm. Kız kardeşim Zeynep ise ailemizden varlığından dolayı üniversiteyi zoraki okuyordu, aklı fikri sosyal medyada influencer olmak.
Son zamanlarda kız kardeşim deli gibi TikTok videosu çekiyordu. Evde gördükçe dalga geçiyordum. Israrla bana uygulamayı yüklememi istiyordu. Oradan bulduğu bazı komik videoları bana atıyordu; ancak ben TikTok kullanmıyordum. TikTok ilk çıktığı zamanlar bir indirip bakayım dedim, ekranın karşısına ergenler çıkıp mal mal dans ediyorlardı. "Ne boş bir uygulama," diyip uygulamayı telefonumdan komple sildim. Bir daha da asla yüklemem. Zaten benim kendimce aldığım bazı durumlar var; bir şeyden hoşlanmadıysam, para veya silah zoruda olsa bir başkası onu bana güzel diye ikna edemez. Kız kardeşim üsteledikçe ben de aksine inat edip yüklemiyordum. Zaten üniversitede son senem olduğu için Instagram'ı bile aktif kullanmıyordum. Telefon benim için son zamanlarda "alo alo" olmuştu. Ama bir yandan da merak etmiştim, kız kardeşim ne yaptığını öğrenmek istiyordum. Bir gün yine yanıma gelip "Akım mı ne varmış, kız kardeşler abisiyle video çekiyorlar. Abi lütfen çekelim, bir sürü arkadaşım abisiyle çekiyor, seninle biz de çekelim," diyerek ısrar ediyordu.
En son ısrarlarına dayanamayıp bir bakayım dedim. Aldığımda 500'e yakın takipçisi vardı. "Bu ne lan?" diyip dalga geçiyordum. Abi olarak kız kardeşimi biraz zorbalıyordum; her abinin hakkı sonuçta, kız kardeşlerimizi sinir etmekte üstümüze yok. Biraz video yüklemiş, çoğu makyaj ve ürün tanıtım videosuydu.
- "Sen şimdi fenomen mi olacaksın, yoksa influencer mıydı, neydi her neyse?" diyip dalga geçiyordum.
- Zeynep: "Üfff abi, sana da bir şey demeye gelmiyor."
- "Tamam, tamam, gel buraya, küsme hemen."
Birkaç videosu daha vardı; mal mal ekranın karşısında dans etmiş, o da ergenler gibi. Ben bunları görünce bastım kahkahayı.
- "Ne kızım, bunlar mal mal ekranın karşısında dans ediyorsun."
- Zeynep: "Zaten sana gösterende kabahat. Ver telefonumu, gidiyorum ben."
Zeynep telefonu alıp odadan giderken bana biraz sinirlenmişti. İyice alay etmiştim. Arkasından seslendim: "Tamam, gel, bir şey demiyorum." Diğer odadan söylene söylene bir şeyler diyordu; artık içim biraz rahatlamıştı.
Kız kardeşimin 500 takipçisi vardı, zaten bunun 3'te 1'i bot hesap oluyordu. 2-3 gün daha video çeker, hevesini alır, bırakır diye düşündüm. Yoksa kız kardeşim gibi milyonlarca insan var, telefonun başına geçip ünlü olacağım diyerek video çeken. Kız kardeşim de onlardan biriydi; Pınar da video çekmeye başlamıştı, kız kardeşimi de ikna etmişti. Pınar, bu zamana kadar benim tavırlarımı bildiği için böyle işlere kalkışmıyordu. Pınar'ın videolarını görünce "Ne bu?" diyerek tepki verdim.
-Pınar: "Zeynep, başımın etini yedi. Ömer, sen de geçen baya dalga geçmişsin. Israr etti, beraber video çekelim diye."
-Tamam, bu seferlik bir şey demiyorum ama senin böyle malca bir uygulamanın önüne geçip video çekmeni istemiyorum. Zeynep zaten mal, ona anlatsam da anlamaz. Ama ne yapayım, sonuçta kız kardeşim. Atsan atılmaz, satsan satılmaz ama sen benim karım olacaksın. Böyle şeyleri görmek istemiyorum, Pınar.
-Pınar: "Tamam, hayatım."
Aradan 2-3 ay daha geçmişti, bir hevesle Zeynep benim yanıma geldi.
-Zeynep: Abi, bak ne oldu, bak ne oldu!
-Ne oldu, kızım?
-Zeynep: Bak, takipçi sayıma!
Zeynep'in takipçi sayısı 3.000 olmuştu.
-Ne yaptın lan, bot mu attırdın hesaba yoksa?
-Zeynep: Yaaa, sen öyle san abi, bir de "bir bok olmaz" diyordun. Senden bak, gör, nasılda takip ediyorlar, kardeşini, kardeşin ünlü oldu, ünlü!
-3.000 kişi ile mi ünlü oldun? diyip daha çok kahkaha atıyordum.
-Zeynep: Gül sen, gül! Bu hesap 30.000 olunca göreceğim ben seni!
Uygulamalardan az çok anladığım için 3.000 sayısının yarısının boş olduğunu, diğer yarısının da zaten boş insan olduğunu bildiğim için çok kafaya takmadım. O sırada eve annem geldi, Zeynep koşarak annemin yanına gitti.
-Zeynep: Anne, anne, koş gel!
-Annem: Ne oldu, kızım?
-Zeynep: Seninle çektiğimiz video var ya, kanalda en çok izlenen video oldu!
-Annem: Hadi ya!
-Zeynep: Aynen, anne, gel seninle bir video daha çekelim!
-Annem: Dur, kızım, bir üstümü değiştireyim.
Ben bu olanları diğer odadan duyuyordum, odadan seslenerek:
Zeynep, baktın kendin ünlü olamayacaksın, annemimi kullanıyorsun sen, var ya, sen az değilsin! Artık senden her şeyi beklerim, şikeci seni, bir de ünlü olacakmış, dikkat et, senden önce annem ünlü olmasın! diyerek dalga geçmeye devam ediyordum.