BÖLÜM 7 [İLK HİS]
Soğuk suyun içinde yukarıda Öznur'a bakarak "Evet seninim!" demiştim. Yüzüme masumca güldü ve arkasını döndüğü gibi, yürümeye başladı!
“Ö-Öznur nereye?”
Öz: Gelirsen öğrenirsin!
Hemen kenardaki merdivene doğru yüzdüm ve yukarı çıktığım gibi, yerden ayakkabımı, telefonumu ve cüzdanımı aldığım gibi koştum. Allahtan gözlük hala gözümdeydi.
[5 dakika sonra]
Otelin içinde olan az sayıda insan vardı ve hepsinin gözü üstümdeydi! Hemen bir çalışan bana koşup "havlu ister misiniz efendim?" dedi. Ben de kendisine "gereği yok, teşekkürler!" dedikten sonra, Öznur'la asansörün önüne geldik!
Öznur bana dik dik bakarak gülüyor ve "ferahladın mı?" diye de soru sormuştu.
“Ooh hem de ne ferahlama! Sırılsıklam oldum Öznur!”
Öz: Şşh merak etme kuruyacaksın!
Asansör geldiği gibi bindik! Bir an ona yaklaşmaya çalıştım ve o da benim boğazıma yapışmıştı!
Öz: Ağır ol bakalım!
“Ta-tamam!”
Öznur ne derse öyle hareket etmeye alışmalıydım! Ne kadar bu durum hoş olmasa bile, hayallerimin kadını için bu olanlara katlanmaya hazırdım!
Asansörün zemini, şapır şapır deniz suyu damlalarıyla dolmuştu! Kapı açıldığında, koridorda da insanlar vardı ve hepsi ile bakışıyorduk.
Yürüye yürüye odalara vardık! Öznur kapıyı açtı ve "önden geç!" dedi. Ben de tam kapıdan girerken, kıçıma sert bir tokat attı ve "hııımmm!" yaptı...
Sesimi bile çıkartmamış, odanın ortasına gelmiştim. Kapı kapandığı zaman, Öznur da arkadan geldi.
Öz: Banyoya geç!
“Tabii!”
Hemen banyoya geçtiğim vakit arkamdan geldi ve "soyun, hemen!" demişti. Üstümde ne varsa, hepsini çıkarttım ve boxerla öylece bekledim.
Öz: Onu da çıkart!
Emrivaki tavırları nedensizce hoşuma gitmişti ve hayatımda galiba ilk defa, dominant bir kadın görmüştüm.
Yavaşça utanarak altındaki boxerı çıkarttım ve kenara bırakıp, Öznur'un karşısında mahcup bir şekilde bekledim!
Öz: Hııım güzeeel!
Bir anda eli arkasına gitti ve üstündekini çıkartmaya başladı! Ben o an bir anda adrenalin pompalanması ile birlikte heyecanın doruklarına çıkmıştım. İçimdeki ses "acaba? Acaba olabilir mi?" diyordu.
Üstündeki kıyafet düştüğü an, güzel vücudunu görmüş oldum tamamen! Memeleri, dolgundu ve skylar vox'u andırıyordu. Kalçası Ellie leen'i bacak yapısı Serenity Cox gibiydi!
“I-inanılmaz...”
Öz: Evet öyle ama inanılmaz olan asıl şeyi şimdi yaşayacaksın! İçeri geç ve suyu aç!
Ne dediyse harfi harfine yapıyordum! Ilık bir su kafamın üstünden, yere doğru dolu dolu akarken Öznur yavaşça sağ ayağını içeriye soktuğu gibi, beni duşun duvarına iktirdi!
Birazcık yakınlaştı ve kafamdan tuttuğu gibi kendisine çekerek, dudaklarımızı tekrardan birleştirdi!
Pek öpüşmeyi bilmesem de, kavramayı deniyorum ve elimden geldiğince, karşılık veriyordum!
İkimiz öpüştükçe kafamda bütün yaşanılanlar dönüyordu! Böylece sikim demir gibi olmuştu, hatta Öznur'un karnına değerek baskı yapıyordu!
Öz: Sert duruyor Hakan!
“E-evet Öznur...”
Öz: Öznur demeyeceksin! Evet Hocam, diyeceksin!
“Evet Hocam!”
Öznur yavaşça elini sikime attı ve bir yukarı, bir aşağı sıvazlamaya başladı! Yumuşak avuçlarına aldığı ve sıcak parmaklarıyla sarmaladığı sikim, adeta zevkten dört köşe oluyordu...
“Ho-hocam...”
Öz: Söyle!
“Çok gü-güzel...” (yutkundum)
Öz: Evet güzeldir Hakan!
Öznur bir anda sikimi sıktırdı ve diğer elini de taşağıma atıp, avcunun içine aldı. Ben de o an, acıdan "ıhh!" diye küçük bir inleme patlamıştım.
“A-a-acıyor hocam!”
Öz: Söyle bana Hakan! Hiç beni düşünerek mastürbasyon yaptın mı?
“E-evet!”
Öz: Kaç defa?
“Çok hocam!”
Öz: Kaç defa dedim!
“Cidden çok fazla yaptım hocam, lütfen durun artık!”
Duşun suyunu kapatmak için, sikimi bıraktı ve akan suyla birlikte artık vücudumdaki deniz suyu, tuzu ve kokusundan bir eser kalmamıştı!
Öz: Odaya gidiyoruz şimdi!
“Ta-tamam!”
Sikimin kafasından tutup, işaret ve baş parmağının arasına alarak sikim elindeyken, onun arkasından odaya gittim. Tenimiz ıpıslaktı, yerlere damlalar düşerken Öznur'un götünden su damlaları yağmur yağarcasına yere damlıyordu.
Yatağın yanına geldiğimizde, Öznur bir anda bana "Çömel!" dedi! Ben de hiç sorgulamadan dediğini yaptım.
Kendisi de yatağın üstüne oturdu ve sağ ayağını kaldırıp, bana "Yala! Parmaklarımın arasını, ayak bileğimi, bacaklarımı! Hem em hem de yala!" demişti.
“Tamamdır Hocam!”
Yavaşça sağ elimi ayak topuğunun altına oturttum ve sol elimle de ayağını güzelce kavradım!
(Ayak yapısı ig: xiuren6497 gibi)
Ağzımı açtım ve yakınlaştıp, ilk baş ayak parmaklarını öptüm! Sonra da parmaklarına dil darbelerimle şekil verdim.
Ayakları mis gibi kokuyor, ağzıma güzel bir tat yaydırıyordu! Sanki çilekli bir dondurma gibiydi...
Ayak parmaklarının arasında dilimi gezdire gezdire ayağını yalarken suratına baktığımda, gözleri kapalı ve yüzünde narsist bir insanı andıran gülümsemeyle birlikte, çarşafı parçalayacak gibi duruyordu!
Ayak parmaklarını şeker gibi emiyor, dilimle etrafında yol çiziyordum sanki. Sonra ayağını biraz daha kaldırdım ve pembe renkli ayak tabanını kokladım!
Teker teker bütün yerleri öpüyordum, ayak topuğundan tekrar başladım ve ilk baş topuğunu vakumlarcasına emdim. Bütün ayak tabanı ağzımda ıslanmıştı ve elmas gibi parlıyordu!
Yavaştan ayak bileğine geçtiğimde anlık olarak ayağını suratıma dayadı ve "ayak parmaklarımı iyi emmedin Hakan! Tekrar yap!" dedi ve eliyle de işaret etti.
İki elimle de ayağını tamamen kavradım ve ayak parmaklarını tatlı tatlı ısırarak, dondurma emercesine yaladım. Sanki ayak parmakları marshmallow gibiydi. Yumuşak, dolgun ve tatlı...
Bütün ayak parmaklarını teker teker ağzıma alıp tekrarlar yapa yapa emdikten sonra, Öznur bu sefer bacaklarını işaret etti. Ben de bacaklarını öpmeye başladım!
Pürüzsüz teni sanki nane kokuyor gibiydi, dilim değdikçe nefesim açılıyor ve boğazımdan aşağı inen o tat, bana zevk veriyordu. Her öpücükte, yavaşça yukarılara doğru ilerlemeye devam ediyordum!
Artık vajinası ile aramda sadece 7 8 cm falan vardı. Vajinası hafif kahverengi gibiydi! Ancak tadı nasıl acaba diye düşünüyordum. Çünkü hayatımda ilk defa bu kadar yakından görmüştüm hocamı ve tadı beklediğimden çok farklıydı!
Öz: D-dur!
“Durdum Hocam!”
Öz: Parmağımla işaret ettiğim yerler vajinamın dudakları onları iki elinle ayırıp, özellikle baş parmaklarınla! Ayırdığın zaman oraları yalamaya başlayacaksın, dilin hep aşağıdan yukarıya sonra da yukarıdan aşağı inecek Hakan!
“Tamam hocam siz nasıl isterseniz!”
Öz: Bu gördüğün kısım ben dahil çoğu kadına zevk verir. Ağzını açıp, bu noktayı sanki külahın dibinde kalan son dondurma tanesini yalar gibi hem yalayacaksın hem de emeceksin! Anladın mı beni?
“E-evet!”
Öz: Ne bakıyorsun başla!
Hemen iki parmağımla amını ayırdığım gibi, am dudaklarını yalamak için dilimi sivri bir kalem gibi yaptım ve tüysüz amına, böylece ilk dokunuşumu yaptım!
Amının dokusu çok farklıydı! Ya da ilk kez tattığım için, bana öyle de geliyor olabilirdi?
Am dudaklarını eşsiz kıvrımlarını dilimle keşfettikçe kendinden geçiyordu ve hafifçe "Ihm! Evet Hakan, böyle devam et! Evet..." diyerek, bana talimat veriyordu.
Dilimle yukarı-aşağı yapa yapa, am dudaklarını tükürcüklerimle ıslattım. Am dudakları bal gibi tatlı ve yağ gibi kaygan olmuştu.
Öznur elini saçıma attı ve bir anda "bu kadar yeter şimdi orayı yala!" demişti. Ağzımı açtım ve o kısımı ağzımın ucuna aldığım gibi dilimle dalgalanmalar yaparak darbelerimi indiriyor ve ilk kez, amının içinin tadını damağımda hissediyordum!
O kısımı yaladıkça Öznur beni sanki amının içine sokmak istercesine bastırıyordu ve "aferim minik kölem! İşte böyle, böyle..."diyerek zevkin bulutlarında koşuyordu...
Çok geçmeden bacakları kasılmaya ve amı sanki daralıp büyürcesine hareket etmeye başlamıştı! Ne olduğunu anlamıyordum? Bu neydi böyle ve nasıl bu hale ge-...
Öz: Iğğm... Eveğğttt... Ooooğğğh!
Amının içinden zevk suları bir anda, dilime ağzıma ve yüzüme fışkırıyor, hatta ağzımın içine giren zevk suları, durmaksızın boğazımdan akıp gidiyordu...
Bir süre sonra saçım başım zevk suları ile dolunca, Öznur saçımı bıraktı ve "ooh aferin, çok güzel! Bunu beğendim Hakan!" diyerek beni de övgüye boğmuştu.
“Sa-sağ olun hocam! Siz ne isterseniz onu yaparım ben!”
Öz: Aaah duur! Sen hâlâ boşalmadın mı?
“Zorlanıyorum ama yok Hocam!”
Öz: Bir dakika!
Öznur bir anda beni yerimden kaldırdı ve yatağın üstüne uzanmamı söyledi! Ne derse onu yaptım ve kafamın altına da iki yastık koydum!
Bütün vücudu karşımda bir ressamın en güzel eseri gibi dururken, Öznur yatağın üstüne oturdu ve ayakları sikime gelecek şekilde uzattı.
Öz: Şimdilik sana böyle bir ödül vereceğim Hakan! Gün geçtikçe daha fazlasını da alacaksın ama şimdilik sadece bunu yapacağım!
“Ne yapacaksınız peki?”
Öz: İzle ve gör!
Öznur iki ayağını da kafası kendini tutmaktan patlıcan gibi morarmış ve damarları ağaç kökleri gibi ortaya çıkan sikimin çevresine attı.
İki ayağı da ıslak ve sıcacıktı! Sikimi yavaş yavaş sıvazlıyor ve bazen de ayak parmaklarıyla sikimin kafasını güzelce okşuyordu!
“Ho-Hocam a-ayaklarınız...”
Öz: Evet Hakan söyle!
“Sıcak...”
Öz: Başka?
“Yumuşak!”
Öz: Devam et!
“Çok gü-gü-güzeller...”
Öz: Şunu mu demek istiyorsun Hakan? Ayaklarım sikine iyi mi geldi?
“E-evet hocam! Lütfen durmayın!”
Öz: Tamam küçük prens!
Vücut ısım artıyor ve göğüs kafesimden terlerin akışını, nefesimin daralışını ve zevkten yükselen ateşimi hissediyordum.
Öznur sağ ayağının topuyla taşaklarımı yoğuruyor ve diğer ayağı ile de gövdesine git gel yapa yapa ateşimi yükseltiyordu. Taşaklarımda dolmuş olan beyaz sütler, kendisini Öznur'un ayağına akıtmak istiyordu!
Ben artık ağzımı açmış "Ho-hocam çok iyisiniz! Durmayın lütfen!” diye diye boşalmaya bir basamak bırakmıştım. Ve geliyordum...
“Hocam... Hocam boşalacağım!”
Öz: Hadi Hakan bırak onları ayaklarıma, zevk bulutlarına uzan! Haydi ver onları bana! Bana ver!
Öznur iyice iki ayağını da sikimin etrafına sarmaladı ve sert sert yukarı aşağı yapa yapa, artık spermlerim sikimin kafasından sertçe fışkırdı!
“Oğğğğhhhh...”
Öz: Aferin erkeğim! Hepsini akıt, içeride ne varsa bırak ayaklarıma...
“Bıraktım hocam...”
Öznur'un ayağı sıcak döllerimle birlikte, kar tanesi gibi bembeyaz olmuştu. Ben hâlâ bu olanlara inanamazken, Öznur bir anda parmağı ile ayağında ne kadar sperm varsa, hepsini eliyle alarak ağzına götürdü ve yalayıp yuttu...
Öz: Nasıldı?
“Çok güzeldi Hocam!”
Öz: Uslu bir şekilde öğrencim olduğun sürece, seninle daha neler neler yaparız canım!
“Sizin istediğiniz gibi olacağım Hocam hiç dert etmeyin!”
Öz: Etmem ki zaten! Şimdi giyin ve odamdan çık bakalım. Bugünlük bu kadardı tatlım!
Hemen kalktım ve üstümü giyinip, odadan çıktım! Kapıyı kapattığım gibi, sanki bir zafer elde ettiğimi hissetmiştim. Onca çaba, emek ve tercih meyvesini sanki vermeye başlıyor gibiydi...
¦DEVAM EDECEK¦